bildirgec.org

öğretmek hakkında tüm yazılar

YÜZMEYİ VASİYET EDEN DEDE

keremx | 31 December 2008 15:18

YÜZMEYİ VASİYET EDEN DEDE

Bu hikâye tanıdığım bir bürokrata ait. Kendisi iyi bir yüzücü. Bir yurtdışı seyahatinde etrafındakilerin dikkatini çekmiş bu yeteneği. Kendisini tebrik edenlere işin sırrını şöyle anlatmış:

“ İyi bir yüzücüyüm. Çünkü bir ata vasiyeti bu. Bunu bana babam vasiyet etti. O’na da dedem. Toplamış bütün çocuklarını. Yüzmeyi öğreneceksiniz ve bütün çocuklarınıza öğreteceksiniz, demiş.

Dedem yüzmeye bu kadar önem vermesinin sebebini de açıklamış:

‘Dolar’sız tatil yapmak

serh | 11 April 2008 03:03

Ücretsiz tatil yapmak isteyen veya öyle yapmak zorunda olan arkadaşlar için ideal yöntemlere sahip bir tatil sitesi bildirmek isteriz.En azından kısmen böyle.Upholiday, “Yeni bir tatil çağı başlıyor.” sloganıyla dünyalılara dolarları olmadan da tatil yapabileceklerini söylüyor.
Şöyle ki; öncelikle üye olmak suretiyle profilinizin görüntülenmesini sağlıyorsunuz ve diğer tatil yapmak isteyenlerin profillerini görebiliyorsunuz.Evet aynı feysbuk mantığı.Site değişik tatil fikirlerini önermekte; villanızı( ama gerçekten villa olmalı:) bir başkasının villasıyla bir tatil döneminde değişebiliyorsunuz.Evet aynı The Holiday filmindeki gibi.Mesela İngilizce biliyorsunuz sular seller gibi, diyorsunuz ki “oraya gelirim ingilizce öğretirim ama tatilimi de yaptırırsın” o da “he!” derse gidip Fransa’da tatil yapıyorsunuz veya İngilizce yerine bildiğiniz bir mesleği veya zanaatı da yerleştirebilirsiniz.Bunu da tatil karşılığı öğretebilirsiniz veya tatil yaptırarak bir dil veya zanaat öğrenebiliyorsunuz.
“Hmm güzelmiş” diyorsanız buradan buyrun.

sclipo ile hünerlerinizi yayınlayın.

hoodly | 24 March 2008 21:35

Sclipo: broadcast your skills
Sclipo: broadcast your skills

sclipo temelde bir nasıl yapılır(how to) sitesi aslında. uzmantv‘ye benziyor diyebiliriz ama sclipo daki videolar site kullanıcıları tarafında oluşturuluyor, uzmantv dekiler ise sadece alanında uzman kişiler tarafından. sitede bir çok kategori bulunuyor:ekoloji, finans, motorlu araçlar, hobi, diller, spor, sağlık, tasarım, moda, gıda, ev, müzik, internet&teknoloji ve daha fazlası. hangi alanda sizin insanlara birşeyler öğretme isteğiniz varsa ve kendinizden eminseniz ve de para kazanmakta istiyorsanız sclipo tam size göre.

Sclipo: broadcast your skills
Sclipo: broadcast your skills

sclipo’da yeni neler oluyor derseniz bloğuna bakmanızda fayda var.

YAŞAMIN ANAHTARLARI

beyhanay | 25 August 2007 02:20

Kimimiz öğrendiklerimizle yetiniriz, kimimiz daha fazlasını isteriz daima. Yaşamakla ilgili her konuda olduğu gibi
birçok şey öğretilir.Çok güzeldir. İyi yaşamak için iyi
kazanmak gerekir gibi.Ve hep güzelliklerin peşinden koşarak
geçırmeye başlarız, bize verilen süreyi. Sanki hepimiz aynı
fabrikadan çıkmışız, zevklerimiz renklerimiz aynı sanki,
kimilerimiz öğretilenleri gerçekleştirir.İyi kazanır, kazanır,
ama bir türlü iyi yaşayamaz. Bu ve benzeri örneklerden sonra durup, düşünürüz.Yaşamın niye bir anahtarı yok….
Oysa olmalı, hemde bir sürü olmalı…..
Doğduğumuzda bilmeyiz, zaman geçtikçe, tat almayı
öğrendikçe, yeni, yeni şeyleri tattıkça.
KİMİ vakit muhallebinin tadı, KİMİ vakit öpülmenin, KİMİ
vakit alkışlanmanın tadını alırız ve bir süre sonra yaşamanın
tadını alırız. Kimimizi babamız maça götürür, kimimizi annemiz denize, çoğumuz lunaparka götürülürüz.
Herşeyi öğretirler ve sık, sık bu yaşamak için gerekli derler.
Yaşamak için öyle çok şey gereklidir ki, be n bunları nasıl
başaracağım diye korksanızda kimseciklere söylemeden
korkunuzu yapma savaşına girersiniz.Gerçi söylesenizde çok
fark etmez. Çünkü size, daima aynı veya benzeri sözler söylecektir. Korkacak birşey yok yavrum, başarırsın, bak herkes başarıyor.
Hiç unutmam, kardeşim hamile, doğumuna az kalmış, pür neşe şakıyor.Yan gözle derler ya, aynen öyle gözlüyorum.
Canı tatlı kardeşim hiç korkmuyor, şu doğumdan. Oysa
ben hep korkarım ve hiç aklım almaz kadınların bu tavırlarını.
İşin garip yanı hiç bu konuya değinmediği için bende
soramıyordum. Doğumdan sonra çok güldük, bu konuya,
adeta fıkra oldu, bizim için. Bizim kız anneme sormuş,
Kızım çok kolay, ıh deyince olacak demiş, bu yüzde de
annesi gibi normal doğum istemiş. Bilsem hiç korkmadan
durabilirmiydim, sahi anne niye bana öyle söyledin dedi.
Annemde e yavrum korksan yaparmıydın dedi.
Eh doğurmakta yaşam için gerekli. VE belkide yaşamın
en güzel yanlarından biri insanın bir parçasını kendisinin dünyaya getirmesi.
Yaşamından kimse kolay, kolay vazgeçmez. Ne var ki, bazı
kısır döngüler vardır ki, hiç hesapta olmayan öyle şeyler
yaşarsınız ki,herşeyden vazgeçersiniz. İşte o aralar yaşamdan kurtulmak, yok olmak istersiniz. Yaşamı çok
sevmeme rağmen öyle bir dönemde birgece yarısı, radyoda
gecenin içindeni dinliyordum, yapayalnız.
GECE deyince aklıma geldi, saate baktım, gece yarısı olmuş,
gelin bu yazının devamını arkası yarın yapalım. ÇÜNKÜ,
çok güzel bir gerçek yaşam anahtarını kısaca yazamam beni
hoş görün, buluşmak üzere, tatlı uykular dileklerimle.

Kreş Maceramın İlk Günü

| 04 August 2007 14:20

Senelerdir içimde varolan paylaşma isteğini daha fazla bastıramadım ve bir yazı yazmak istedim hafif’e.

Çocuklar mı? Bir kreşte staj yapmaya başlamadan önce çocukları ne kadar sevip sevmediğim konusunu hiç düşünmemiştim açıkcası. Sevimli çocukları severdim elbet. Hele manevi kız kardeşim olarak ilan ettiğim 5 yaşındaki bir cimcime vardı ki, ona bayılırdım. Ama sadece bayılırdım. Sadece severdim. Acaba bir çocukla nasıl daha iyi ilgilenilir ki? Nasıl düzgün bir şekilde konuşması, nasıl hareket etmesi, nasıl davranması konusunda ne yapılabilir ki? İşte bunlar hakkında hiç birşey bilmiyordum bir senelik stajıma başlamak için kreşe giderken.

yeni şeyler söylemek lazım

tombik | 19 April 2007 16:01

Her gün bir yerlerden göçmek ne iyi…
Her gün bir yere konmak ne güzel…
Bulanmadan donmadan akmak ne hoş…
Dünle beraber gitti cancağızım,
Ne kadar güzel söz varsa düne ait.
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım… “

Mevlana

diyerek söze başlarken söyleyeceklerimin sorumluluğunu da üzerime alıyorum. Söyleyeceklerimiz belki çok yeni şeyler olmayacaklar ama bizler yeni yeni kavramaya ve o doğrultuda hareket etmeye başladımız için böyle bir başlangıcı seçtim.İnsan, yeni birşey öğrendiğinde bir tat düşer yüreğine . Yürekteki o lezzet, yüzde tebessüm haline dönüşür. Ve o tebesümün altında yatan o lezzet bazen kişinin kendisine bazen de karşılıkı paylaşımlarla birden çok kişinin yüreğine yansır. Bu paylaşımlardan bizlerde nasibimizi almaya çalışan insanlarız. Bu nedenle öğrenenler öğrenmenin, öğretenler de öğretmenin tadını doyasıya yaşamalı diye düşünüyorum. Ve böylelikle alışacağımızı düşünüyorum acımasızlığı ile ünlü hayat fabrikasında çalışan bir işçi olmaya…Yaz aylarını serinleten sağanak yağmurlar sonrasında bir tepeden diğerine uzanan gökkuşağı güzelliğindeki dostlukların, tebessümle gelmesi gibi öğrenmenin de yüreklerde tebessüm oluşturması için; biraz gönül zenginliğine, bir tutam gönül tokluğuna,bir kaç adet gizlice ve ya açık açık paylaşmayı seven ellere ve biraz da berekete nail olacak gayretlere ihtiyacımızın olduğu yadsınamaz bir durumdur.Satranç oynar gibi hep hesaplı yaşayalım hayatı, geniş bir düzlükte hafif rüzgarların esintisi ile göğe salıp peşinden koşacağımız uçurtmalarımız olsun, ve ya bir tekerleme sonrasında ilk başlayanın kim olacağını seçtiğimiz bir çizgi oyunu… Hayatın yaşanabilir yanlarını taşıyalım bugünlere ve geleceğe. Bunun için ne kadar güzel söz varsa, geçmişe ait. Bunun içindir ki şimdi yeni şeyler söylemek lazım… Belki de söyleyeceklerimiz ve ya söyledikleriniz monitörü karşısındaki bir yüreğe lezzet ve yüze tebessüm olacaktır… belki de olmaya başlamıştır bile…. ne dersiniz? (böyle bir lezzeti almaya başladığımı ve gün geçtikçe de burada daha fazla zaman harcadığımı belirtmek için böyle şey yazma gereği hissettim. tüm arkadaşlara teşekkürler bu tadı bana yaşattıkları için.)

ölümsüz duygulara sahip olmak

beyrek | 23 March 2007 20:46

Ben ölümsüz duygulara sahip olmayı hem öğrendim hem de öğrettim. Bazı insanlar sevgi, aşk vb. duyguları şaka gibi görmenin yanında, onlara göre bunlar hayatta yapılmaması gereken şeylerdendir. Ama ben düşündüm de eğer birilerine karşı aşk, sevgi ve saygı duymuyorsak hayat boş ve önemsiz gelir insana. eğer hayattan birşeyler bekliyorsak ve aklımızda bir boşluk yoksa sevmeye, aşka kendimizi bırakmalıyız. Bu sayede belki içimizde bazı şeyler ölümsüzleşebilir. o zaman insan kendini ölümsüz hisseder.

ölümsüz duygulara sahip olmak

beyrek | 23 March 2007 17:17

Ben ölümsüz duygulara sahip olmayı hem öğrendim hem de öğrettim. Bazı insanlar sevgi, aşk vb. duyguları şaka gibi görmenin yanında onlara göre bunlar hayatta yapılmaması gereken şeylerdendir. Ama ben düşündüm de eğer birilerine karşı aşk, sevgi ve saygı duymuyorsak hayat boş ve önemsiz geliyor insana. Bence eğer hayattan birşeyler bekliyorsak ve aklımızda bir boşluk yoksa sevmeye, aşka kendimizi bırakmalıyız.Bu sayede belki içimizde bazı şeyler ölümsüzleşebilir ve o zaman insan kendini ölümsüz zanneder.