bildirgec.org

nazi hakkında tüm yazılar

Defiance (2008)

queennothing | 10 March 2009 09:48

İkinci Dünya Savaşı‘nda, Naziler’in Yahudiler’e olan tutumunu konu alan “Defiance“, “The Last Samurai“, “Legends of the Fall“, “Blood Diamond” gibi başarılı filmlerden tanıdığımız Chicagolu yönetmen Edward Zwick imzalı, 2008 yapımı bir drama.

Son ‘James BondDaniel Craig‘in başrolde yer aldığı “Defiance“, Liev Schreibe, Alexa Davalos ve Jamie Bell gibi isimleri de bünyesinde barındırıyor.

Tuvia, Zus ve Asael Bielski isimli üç Yahudi kardeş, 2. Dünya Savaşı‘nda Nazi askerlerinin evlerini istila etmesine karşı küçük çapta bir direniş başlatır.

American History X

queennothing | 09 March 2009 09:46

Derek Vinyard, odasında ve göğsünde Nazi amblemi bulunan; zenci düşmanı bir Nazi’dir. Kardeşi Danny ise, Derek kadar cesur ve atılgan olmasa da, abisi kadar ırkçı bir Nazi‘dir.

Zenciler tarafından öldürülen babası yüzünden nefreti dizginlenemeyen Derek, bir gece hayatını tümüyle değiştirecek olan bir suç işler.

Derek Vinyard, artık bir katildir ve hapishaneye gönderilir. Hapishane ortamında Derek‘in bilmediği kurallar geçmektedir ve genç adam şimdi bıçak sırtındadır.

Pembe ÜÇGEN

admin | 04 March 2009 13:07

Susmak=Ölüm (SILENCE=DEATH) yazılı poster
Susmak=Ölüm (SILENCE=DEATH) yazılı poster

Pembe üçgenin tarihteki serüveni, Adolf Hitler’in adını yavaş yavaş dünyaya duyurmaya başladığı, II. Dünya Savaşı’ndan hemen önce Almanya’da iktidara gelişiyle başlar. II. Dünya Savaşı’nda cinsiyet kavramları üzerinde yaşanan ırkçı politikanın en önemli simgesi haline gelir; pembe üçgen…
Bu üçgeni oluşturan çizgilerin içini dolduran pembe renk, yılların kötü anılarını yutmuş gibidir…
Sanki hiçbir şeyi görmemiş, duymamış gibi durağan…
Yaşanan acıların ve bu büyük trajedinin en önemli temsilcisi olmasına rağmen, sadece duruşuyla anlatıyor tüm isyanını…
Beyazla kırmızı arası bir karışımın sessiz çığlığı gibi; Beyazın saflığı, kırmızınınsa sıcaklığı ona konuşarak anlatacak bir şey bırakmamış adeta…

Ama şu bir gerçek ki; geçmişte Nazi rejiminin yok etmeye çalıştığı bir grubun, farklılığı için kullanılan bu etiket; o tarihlerde yaşamaya hakkı olmadığı düşünülen eşcinsel toplumu ifşa ederken, bugünse eşcinsellerin dünyada, özgürlük ve eşitlik adına verdiği mücadelenin en büyük görsel ifadesi haline gelmiştir.
Bu nedenledir ki; bahsi geçen “Pembe Üçgende”ki PEMBE, sadece bir renk olmaktan ziyade tarifi o kadar da kolay olmayan bir karışım, o ÜÇGENse; varoşlun en anlamlı geometrik formu haline gelmiştir.

Ters Pembe Üçgen
Ters Pembe Üçgen

1970’li yıllarda eşcinsel hakları savunucuları, geçmişte Naziler tarafından bambaşka bir anlamla kullanılmış olan pembe üçgeni, eşcinsellerin özgürlüklerini genişletmek adına verdikleri mücadelede tekrar gündeme getirdiler.

Olmazlara Direnen İnsanlar…

SuBirikintisi | 08 January 2009 11:57

Tarih bu tarz insanların başarılarıyla doludur. En ümitsiz anlarda bile ümitvar olan, yapılamaz denilen işleri gerçekleştiren insanlar. Şöyle bir düşünsek tarihimizden kimbilir kaç örnek buluruz. Aşılamaz diye düşünülen Konstantinapol surlarını yerle bir edip, fethedilemez denilen bu şehri fetheden Fatih Sultan Mehmet geliyor aklımıza.

Ancak hakkında yeterince bilgi sahibi olduğumuz, her fırsatta ziyadesiyle anlatılan Fatih Sultan Mehmet Han’ı anlatmak yerine burada gözlerden uzak kalmış ama 2. Dünya Savaşı’nda önemli işler yapmış bir askerden, bir komandodan; Otto Skorzeny’den bahsetmek istiyorum.

Çocukluk ve gençlik yılları hakkında fazla bir bilgi bulunmamakla birlikte mühendislik okuduğu ve bir düello sırasında yanağından yara aldığı biliniyor.

The Great Escape – Büyük Kaçış

Redingot | 02 January 2009 16:42

The Great Escape - Büyük Kaçış (1963)
The Great Escape – Büyük Kaçış (1963)

Stalag Luft III, 2. Dünya Savaşı döneminde Alman Hava Kuvvetleri’ne verilmiş bir savaş tutsakları kampıydı. Bu kampın en önemli özelliği firar etmeye çalışmış kişilerden oluşuyor olması ve firarı önlemek için yüksek güvenlikli olmasıydı. Kaçmaları önlemek amacıyla kampın yapıldığı yer bile tünel kazmaya elverişsiz zemine sahip Polonya yakınlarında bir yerdi.

Fakat, iki mahkum için bu zemin çok iyi biliniyordu ve kaçış vuku buluyordu. Kaçış Gestapo (Geheime Staatspolizei – Secret State Police) ajanlarının avı olmak demekti ve Gestapo tarafından Hitler‘in doğrudan emri üzerine 50 kaçak yakalanıp öldürülmüştü.

İşte böyle tarihsel bir olay, hapishanede yer alan fakat toplu kaçışa katılmamış biri, Paul Brickhill, tarafından kaydedilmiş, “The Great Escape” kitabında yer bulmuş.

SOPHIE MAGDALENA SCHOLL

neceff | 23 December 2008 09:09

Zengin bir Alman ailesinin çocuğu Sophie Scholl… Hitler’in gençlik kamplarında eğitim gördü. Yahudi değil. Polonyalı, Çingene, komünist, sosyalist hiç değil. Sadece gangster olarak gördüğü Nazi Partisi’ne ve onun ırkçı savaş çığlıkları atan devletine karşı. Barıştan yana…

Yeni yetmeliğinde Almanya’da 9-10 Kasım 1938’de Kristallnacht (kristal gecesi) ile Yahudilere yönelik zulme tanık oldu. 7 Kasım günü, ailesine Naziler tarafından işkence edilen 17 yaşındaki Polonyalı bir Yahudi gencin, Paris’teki Alman Büyükelçiliği’ndeki bir görevliyi vurmasının ardından, bu olayı bahane eden Naziler, tüm Almanya çapında Yahudilere yönelik saldırılar düzenlettiler.

Tibet’in Savaşı ; Grom

AyCuMenT | 10 July 2008 17:18

kapak
kapak

1942’de neler olduğuna inanmak zordur: Savaşın kaosundan uzakta, Tibet aniden, dünya egemenliği için yarışta en sıcak nokta olur. Burası için, Führer‘in özel ünitelerinin biri, hararetle kral Arjuna‘nın kayıp şehri için arıyor. Efsaneye göre, kral, orada on iki mucize silahını gizledi. Her biri kendi başına, bir gözün yanıp sönmesinde büyük şehirleri silebilecek yetenektedir.

SERİ KATİL ÇİFTLER- 3

mansonilized | 28 June 2008 10:00

Myra HindleyIan Brady

Myra Hindley 23 Temmuz 1942’de, Manchester’da, şiddet yanlısı bir baba olan Bob ve ondan sürekli dayak yiyen karısı Hettie’nin kızı olarak dünyaya geliyor. 1946 yılından itibaren büyükannesi ile yaşamaya başlıyor çünkü anne ve babasının Maureen adında bir kızı daha oluyor. Myra büyükannesine güya geçici bir süre için gidiyor ancak bir türlü geri dönemiyor ve hayatının geri kalanını onunla geçiriyor. Zekası düşük değil ama ya ev işlerine yardım etmek ya da başka nedenlerle okula çok fazla devam etmiyor ve bu yüzden ancak ikinci bir sınıf liseye devam etmeye başlamaya hak kazanabiliyor.

( myra'nın çocukluğu )
( myra’nın çocukluğu )

Myra lise yıllarında en yakın arkadaşı Michael Higgins’in boğulması üzerine ağır bir depresyona giriyor. Myra Michael’ın davetini kabul edip onunla gitmiş olsa her şeyin farklı olabileceğine ve tüm bunların kendi suçu olduğuna inanıyor ve bu düşünceler Myra’yı okulu bırakmaya kadar götürüyor. Çekingen, tahsilsiz ve depresif bir genç kız olan Myra birkaç işten sonra hayatının erkeği olan Ian Brady ile tanışacağı Millwards Şirketine giriyor. Millwards’ta Myra sekreter Ian ise depo katibi olarak çalışıyor.

Ian Brady 2 ocak 1938’de hiç görmediği gazeteci bir babanın ve bekar bir annenin (Margaret Stewart’ın) çocuğu olarak dünyaya geliyor. Margaret kendini Mrs. (ingilizcede evli bayanlar için kullanılır) Stewart olarak tanıtıyor ve kendine Peggy denmesini istiyor. Çalışıyor ancak bebeğine bakamıyor ve Ian’ı bakabilecek birilerinin yanına vermek adına gazeteye ilan veriyor. İlanı yanıtlayan 4 çocuklu bir çift Mary – John Sloane, Ian’ı 4 aylıkken alıyor. Ancak gerçek annesi Peggy teyze olarak bir aile dostu gibi sürekli gelip gidiyor, Ian’a hediyeler alıyor. Ian 12 yaşına gelip Peggy teyze Patrick Brady ile evlenene kadar Ian her sıradan çocuk gibi – ki yaşadıkları yer Gorbals– Glascow oldukça sert bir mahalle – kavga dövüş büyüyor. Huysuz ve huzursuz, akıllı ama kendini derslerine vermeyen, suça yatkın, hayvanlara zarar veren bir çocuk. Arkadaşlarından biri Ian’ın bir kediyi canlı olarak gömüp ne kadar süre yaşayabileceğine dair testler yaptığını anlatıyor yıllar sonra.