bildirgec.org

nargile hakkında tüm yazılar

Nargile içenler ne yapacak?

MuzafferKaan | 26 July 2009 12:39

Dumansız hava sahası! Ne güzel!Sigara içenlerin olmadığı temiz havanın olduğu o mis gibi havayı içimize çektiğimizde hissettiğimiz duygu. Bunların hepsi çok güzel ama ve lakin;
Nargilecafeler var, kahveler var şimdi sen kahveye zaten 3-4 sigara içmek arkadaşlarıyla okey,kart,batak oynamaya gidiyor, sen bu adama diyorsun ki hemşerim al masayı çık dışarda iç sigaranı… Tamam masayı dışarı koyacak kahvehane sahipleri ne yapsın. Hadi kahveleri geçtim işi duman üzerine olan nargile sahipleri ne yapsın? Şimdi onlara ne diyeceksin Nargileden duman çıkarma mı? bu imkasınsız ve mantıksız. Yaz dolayısı ile belki fazla tepki almadı nargilecafe sahiplerinden ama kış gelince görün siz onları, onlar bir yana nargile bir zevktir.

Nargile
Nargile

Benim gibi sigara içmeyenler nargileden büyük zevk alır çeşit çeşit aromaları var. Elma,çilek,portakal,vişne,kavun,şeftali,nane,cappucino,bal muz çikolata,tömbeki ve daha sayamadığım birçok aroması ve tadı var. Şimdi biz bu karara sevinelimmi üzülelimmi bilemiyorum sigara içilmemesi restaurantlarda, vapurda, aile cafelerinde güzel ama kahvehanelerde ve nargilecafelerde bu yasak ne kadar iyi oldu bilemem. Kahveye gitmedim gitmemde orasıda duman altı oluyor yahu.. Ama nargile içmekten vargeçemem haftada 1 kez olsa mutlaka Beşiktaaş yada Tophanede içerim nargilemi bu zevki kış aylarında nasıl yaşayacağım merak ediyorum. Bu arada gördüğüm kadarı ile zabıtalar şuan için bu konuda oldukça kararlılar. Diyeceğim şudur ki bu yasak kahvehaneler ve nargilecafeler için kalkmalı kalkmasa bile onlara uygun şartlar getirtilmeli örneğin; havalandırma zorunlu olmaı nargilecafeler için eğer yaz ayında ise dışarda yer varsa dışarda verilsin. Nargile içen onun nasıl bir zevk olduğunu bilir. Hayırlı günler dilerim. Sanırım yasakta düzenleme olmazsa artık bunun seri üretimine geçilecek

Yeni nesil nargile
Yeni nesil nargile

NARGİLENİN ZARARLARI

seloceza | 14 May 2009 00:36

nargile
nargile

Merhaba arkadaşlar bu yazımda gittikçe artan ve kullanım yaşı düşen nargilelerden bahsedeceğim resim olarakta biraz komik benim tabirimle ömürlük nargile tarzında bir resimle başladım gelelim konumuza ben ce bunu bellibir yaşa gelip içmeyeneniz yoktur zira birisi size sigara içiyormusunuz diye sorsa içmeyenleriniz yok canım hiç işim olmaz kendimimi zehirlicem diye cevap verirsiniz ve bu cevabı verenlerin (benim gibi) içinde nargile içenlerde vardır zira bence nargile içenler nargilenin zararlı olduğunu hatta 50 SİGARAYA EŞİT olduğunu bilmiyorlardır malesef durum böyle kendimizi zehirlememek için sigara içmeyiz ama nargile içeriz sigara +18 yaşından küçüklere verilmez ama 50 sigaraya eşit olan nargile herkeze verilir nargilenin zararlarını söyle sıralaya biliriz
bunlar bazılarıdır çünkü hepsini yassak uzun süre bilir isteyenler internetten detaylı araştıra bilirler

1) tütünün nargile şeklinde içiminin, solunum fonksiyonları üzerinde önemli olumsuz etkilerinin bulunduğunu bildirdi.

Kemeraltı Hakkında!

Culture Orange | 06 August 2008 10:28

İzmir’lilerin en azından bir kere gittiği yerden bahsedeceğiz. Ülkenin en güzel karadut şerbetini içebileceğiniz yerden. Labirent gibi sokaklarında kaybolmak eğer kalabalık değilse hoşunuza gidebilir. Kulak zarını zedelemeye yeminli tezgahtarların kolunuzdan tutup size iskender yetirtebildiği bir yer.
İhtiyacınız olmayan pantolonu aldırtabilen pazarlama tekniklerine sahip kemeraltı tezgahtarı aklınıza gelebilecek her ürünü işporta olarak satmaktadır. Son zamanlarda artan çin malı tezgahları dışında aslında ucuza aldığınız şeyler kalitelidir fakat eskidirler.

Artık sebillerinden su akmayan bir yer olma yolunda giden kemeraltında restorasyon çalışmaları yapılmakta. Pembeye bezenen elektrik trafoları, araba giremeyen girse de çıkamayan caddelerinin yer döşemeleri, sizi oradan eski bir konak aldırıp içine yerleştirebilirdi bir kaç yıl öncesine kadar zira artık oturulabilecek ev kalmadı.

sebir
sebil

İstanbulda Kahvaltı Mekanları

wawilya | 24 December 2007 07:23

Uzmanlar en önemli öğünün kahvaltı olduğunu söylemelerine rağmen zamene şartları iyi bir kahvaltı yapmamızı genelde engeller…
Kahvaltı yapmak günün en önemli öğünü olmasının dışında büyük bir keyiftir. Saatlerce kahvaltı masasında oturulur. Yavaş yavaş tereyağı ekmeğe sürülür, üzerine bal. Ardından bir parça beyaz peynir. Bir bardakta demli çay. Deymeyin keyfinize… kahvaltı keyfinizin yanına, İstanbul’un eşsiz manzarası da eklenince bu bayram gününde, kendinize vereceğiniz en güzel hediyelerden bir tanesidir
.
Maçka
Geniş kahvaltı menüsüyle, lezzet severlerin uğrak yeri olacak Fua Cafe de hafta sonuna özel uzun kahvaltılar da bir başka keyif. Taze çiftlik yumurtası, manda sütünden imal edilmiş özel kaymak, 85 çeşit açık büfe köy kahvaltısını Fua cafe de bulmanız mümkün. Ağaçların arasında, deniz manzarası ile sadece karnınız değil gözlerinizde yeşil ve maviye doyacak.

Tiryakisine nargile

pegpeg | 22 August 2007 10:45

Airdiem Paris tarafından satışa sunulan, tasarımı belçikalı tasarımcı Nedda El-Asmar tarafindan dizayn edilen bu nargile, tasarım tutkunu tiryakileri cezbedecek gibi.

Uçak üretiminde kullanılan yüksek teknolojiden faydalanılarak yapılan bu nargile aynı zamanda harika bir içim sunuyor. 40 cm büyüklüğünde, 1,5 kg ağırlığında ve özel taşıma çantasıyla bu adreste 900 € fiyat ile satışa sunulmuş.

Ankara’yı özlemek..

darjeeling | 03 July 2007 10:03

Ankara’dayken hep söylediğim bir şey vardı. ‘Burayı asla ama asla özlemem ben’
O zamanlar cıvıl cıvıldım. Kuş gibi.. Yerimde duramaz, her yere hızlı adımlarla yürürdüm. Lakabım bile atom karınca idi. Hem üniversitedeki derslere yetişirdim, hem okulun çalışma programına kayıtlıydım ve para kazanırdım hem de sosyal hayat devam ederdi bende. Güzeldi tabi. Ama nedense bir tek etraf güzel gelmezdi. Kampüsten çıkasım pek gelmezdi. Ankara’nın kışın o soğuk ve kasvetli havası ve sağa baktın mı bir bakanlık sola baktın mı bir askeri karargah görmek nedense bana hiç cazip gelmiyordu. Gittiğim belli yerler vardı elbet. Tunalı’yı şöyle mutlaka bir gezerdim. Mısır kafe vardı ,hala var mı bilmem, orda mutlaka bir nargile içerdim. Ordan Kızılay’a doğru yürürdüm. Cebimde az para varsa yemek durağı kitapçılar çarşısının ordaki dönerciler olurdu. Cebimde çok para varsa Sıhhıye’de ki mantıcıya giderdim. O anda yapılıp, anında sıcak sıcak önüne gelen taptaze mantı. Cuma akşamıysa Ssk işhanındaki Gölge bara giderdim. Orada çok sevdiğim bir grup vardı hatta şuan kasetleri çıktı, ünlü oldular. Onları dinlerdim. Bazen benimle kimse gelmezdi yurttan. Tek başıma gelir, onları izler, geri dönerdim. İşte genelde hayatım bu kısır döngünün içindeydi şehrin merkezindeyken. Ve belkide bu sebeplerden kampüs daha güzel gelirdi bana. Bir de tabi İzmir’den çıkıp gelmişsin. Ankara’da deniz yok. Burayı neden sevmiyorsun diyenlere yapıştıracak bir cevabım vardı ‘Burada deniz yok’ Sanki dünyanın sonu..
İstanbul vardı hep akılda,
hayallerde. Nerden bileceksin burada yaşamanın bu kadar zor olduğunu! Yaşadım öğrendim. Buradaki hızlı hayat ve karmaşaya yetişmek için hem para hem sabır gerekiyor. Ankara ise öyle değildi. Düzenliydi ve düzen beni rahatsız ediyordu.
Şimdi mi?
Ankara’yı suçladığım hatta o zamanlar onu sevmediğim, onu özlemeyeceğimi yüzüne yüzüne haykırdığım için biraz pişmanım.
Şuan daha oturaklı bir ruha eriştim. Belki bu sebeple.. Düzen istiyorum ben. Ve huzur. Ve bu orada vardı biliyorum. Şuan yaşantımı külliyen değiştirmek için yaşayacağım şehri sorsalar önce İzmir derim , başka seçeneğim varsa da Ankara derim..
Bu sebepledir ki, o şehrin kıymetini bilin dostlar…