bildirgec.org

mutlu hakkında tüm yazılar

Karşılıksız aşk, nereye kadar?

makaleci | 18 March 2008 00:46

Bu yazıda, karşılık veren aşk yahut karşılığı olmayan aşkın âlametlerini cinsiyetlerin üzerinde arıyor, daha doğrusu kişilerin fiziksel özelliklerinde özellikle bakışlarında ve yüz mimiklerinde yaşanılan aşkın karşılıklı olup olmadığı araştırılmış.

Buradan hareketle rahatlıkla sorabiliriz; aşk karşılıklı olmak zorunda mıdır?

Tek taraflı aşk olabilse de, sınırları nelerdir?

Bence insan aşkına karşılık bulamayabilir, illâ her halükârda cicili bicili, karşılıklı, şen bir aşk yaşanma şansı her zaman mümkün olmayabilir…

Happy Kitchen Tools

nzright | 22 December 2007 11:00

Happy Kitchen Tools
Happy Kitchen Tools

Doğru ölçü ve Mutlu Mutfak Aletlerini kullanarak yemeklerinizi kutlamalara dönüştürmek hiç de zor değil.
Bu aletler; parlak ve canlı yüzeyleriyle hem mutfağınızı renklendiriyor, hem de neşeli ifadeleriyle yemek yaparken sizi eğlendiriyor.
Daha mutlu sofraları bu aletlerle hazırlamak isteyenler için; setin satış fiyatı 9.99$

Facebook’ta ÇokoPokele

nzright | 07 December 2007 23:20

Facebook'ta arkadaşlarını Golden ile Çokopokele!
Facebook’ta arkadaşlarını Golden ile Çokopokele!

Çikolata Mutluluk Verir 🙂 sloganıyla öne çıkan ülker golden serisi, şimdi de facebook a girmiş.
isterseniz facebooktan arkadaşlarınıza çikolata gönderebilirsiniz.

he bide bu var: “Bir kişinin mutluluğu, dünya için 6 milyarda bir demektir.
Denemeden bilemezsin.”

ÖN YARGI…

akoni | 09 September 2007 13:10

Bu bana ,yakın zaman da gelen bir mail.Sanırım yaş biraz daha olgunlaşınca insanlar daha duygusallaşıyor. Dr. Paul Ruskin, öğrencilerine yaşlanmanın psikolojik belirtilerini öğretirken onlara şu olayı okudu.Hasta ne konuşuyor, ne de söylenenleri anlıyor. Bazen saatlerce anlaşılmaz şeyler geveliyor. Zaman, yer, ya da kişi kavramı yok. Yalnız, nasıl oluyorsa, kendi adı söylendiğinde tepki veriyor. Son altı aydır onun yanındayım, ne görünüşü için bir çaba harcıyor ne de bakım yapılırken yardımcı oluyor.Onu hep başkaları besliyor, yıkıyor ve giydiriyor. Dişleri yok, yiyeceklerin püre halinde verilmesi gerekiyor. Gömleği salyalardan dolayı sürekli leke içinde. Yürümüyor. Uykusu sürekli düzensiz. Gece yarısı uyanıp çığlıklarıyla herkesi uyandırıyor. Çoğu zaman mutlu ve sevecen, fakat bazen ortada bir neden yokken sinirleniyor. Biri gelip onu yatıştırana dek de feryat figan bağırıyor .Bu olayı okuduktan sonra, Dr. Ruskin öğrencilerine böyle birinin bakımını üstlenmek isteyip istemeyeceklerini sordu. Öğrenciler bunu yapamayacaklarını söylediler.Dr. Ruskin, kendisinin bunu büyük bir zevkle yaptığını ve onların da yapması gerektiğini söyleyince öğrenciler şaşırdılar.Daha sonra Dr. Ruskin hastanın (!) fotoğrafını dolaştırmaya başladı. Fotoğraftaki doktorun altı aylık kızıydı.“ Dinlemeden,düşünmeden,tanımadan sadece bir anlık düşünce zıplamalarıyla ya da çağrışımlarla yargılar,hüküm veririz.. Belki de böylesi daha kolay olduğu için.. Zoru seçmeyiz..Çünkü bir insan ya da bir olay hakkında düşünmek , o kişiyi tanımaya ,yaşadıklarını anlamaya çalışmak dünyanın en zor ve en fazla zaman alan işlerinden biridir. Kendimizle ilgili yanlış bir değerlendirmeye asla tahammül edemezken, başkaları için bu yöntemi bu kadar içimiz rahat kullanabilmemiz ne kadar şaşırtıcı değil mi? Önyargılarımız bizim hayatımızı büyük ölçüde kolaylaştırırken ,başka insanların hayatlarını aynı oranda zorlaştırır.Karşımızdaki kişi bize ne kadar önyargılı davrandığımızı anlatmaya çabalarken , biz çoktan konu ya da kişi hakkında “ karar vermiş olmanın dayanılmaz hafifliği”ni yaşamaya başlarız.Dünya sadece yaşadığımız anda bulunduğumuz yerden gördüğümüz gibi değil..Olaylar da öyle…İnsanlar da…Yapmamız gereken tek şey ( çok zor ve zahmetli de olsa) bakış açımızı 360 dereceye ayarlamak….Unutmayalım ki Tanrı bile insanları hakkında karar vermek için ömrünü tamamlamasını bekliyor…

YENİ ŞEHİR YENİ HAYAT…

pukiyi | 08 September 2007 13:23

Ben dört ay önce Bursa’dan Antalya’ya taşındım.Çok bunaldım çoook.Daha alışamadım ne yapacağım bilemiyorum.Deniz bile bana merhem olmadı. Heralde belli yaştan sonra , her ne kadar güzel olsada uyum sağlamak çok zor.Bir yakınım bana hafifi önerdi günlerdir yorumlarınızı okuyorum.Artık kendimi bu ailenin içinde görüyorum.Sevinçleri, üzüntüleri paylaşmak güzel@plakton’un yazılarını okudukça çok duygulanıyorum. Nice MUTLU ve GÜZEL günler dileğiyle………

KEDİ VE TATİL

macro | 24 July 2007 14:28

KEDİ KEYFİ
KEDİ KEYFİ

Son yılların en büyük sıcaklarıyla boğuştuğumuz şu günlerde güneş tüm kavuruculuğuyla tepemizde gezinmeye devam ediyor. İstanbul’da yaşayanlar için durum biraz daha zor. Çünkü boğuşmak zorunda oldukları bir sıcaklık var ama bir de nem var. İkisi birleşince sıcaklık normal değerinin de üzerinde hissediliyor. Peki insanlar bu duruma düşünce tatile çıkar da ya hayvanlar?

Yok öyle hemen “tatile çıkan adam hayvanını yanında götürür “demeyin. Çünkü götürmeyenler annesine , eşine ,dostuna bırakanlar çoğunluktaymış. E peki güneşse aynı güneş , nemse aynı nem hayvan etkilenmiyor mu ? Etkileniyor tabi 🙂 Sonunda dayanamayıp arkadaşlarıyla birlikte tatile çıkan kediler biliyorum ben 🙂