bildirgec.org

mülksüzler hakkında tüm yazılar

The Dispossessed (Mülksüzler)

768 | 25 February 2010 11:41

Antropolog bir babayla, psikolog ve yazar bir annenin kızı olan 1929 doğumlu Amerikalı anarşist ve feminist yazar Ursula Kroeber Le Guin‘in fantastik ve bilim kurgu türündeki kült kitabı Mülksüzler 1975’de bilim kurgu dünyasının iki büyük ödülü olan Hugo ve Nebula ödüllerini almıştır.

Kitap genel hatlarıyla ikili bir dünya sistemi içinde geçer. Bir tarafta kapitalist ve devletçilerin gezegeni olan Urras, diğer tarafta ise Odo’cu anarşistlerin gezegeni Anarres vardır. Odo, anarşist toplumun kurucusu olan ve kitaptaki olaylardan kuşaklar öncesinde yaşamış bir kadındır ve Anarresliler toplum içinde Odo’cu felsefeye göre hareket ederler.

Hindistan’dan Floransa’ya tarih ve roman

MerakliKedi | 15 October 2009 12:14

Salman Rushdie’nin Utanç adlı romanına başlamıştım. Beni pek sarmamıştı bırakmıştım. Oyüzden galiba, Floransalı Büyücü çıktığında çok da ilgimi çekmemişti. Sonra bir gün Cumhuriyet Kitap ekinde, Ursula Le Guin’den Floransalı Büyücü yorumu okuyuncaya kadar… İki büyük isim. Adeta turşucunun şahidi bozacı (ama bu sefer iyi tarafından). Le Guin bir iki vurucu cümleyi de aynen almıştı kitaptan ve ben de bu eleştiri yazısı üzerine okumaya karar verdim.

Ekber Şah’la Hindistan’ın kızıl kumtaşı binalarında başlayan yolculuk Floransa’da devam etti. Ekber Şah’ın, bir hükümdar olarak yaşadığı gelgitler, kendiyle çeliştiği anlar, zaferle döndüğü savaşlarda insan öldürmekten duyduğu vicdan azabı, güzel kadına duyduğu ilgi ve inanç konusundaki çelişkileri… Kendiyle tartıştığı anlar. Oldukça fazla kaynaktan faydalanılmış ve neredeyse bir tarih kitabı özeniyle yazılmış bir roman olduğunu okurken çok yakından hissediyor insan. Vurucu cümle dedim ya… “Tanrı inancı, insanlığın iyiliği kendiğinden bulunmasına engel olmuştur.” ifadesi Ekber Şah’ın ağzından inancın da tartışıldığı anlarda çıkan bir cümle. Bir de çok hoşuma giden bir uygulama oldu: “Yeni ibadet çadırı”, aynı konu hakkında zıt görüşlü iki grubu karşılıklı oturtup münazara yaptırıyormuş Ekber şah. Fikirlerin çarpışmasını, düşünmeyi ibadet oılarak görüyormuş. (Örnek alınası bir uygulama değil de nedir bu?)

üç korku filmi …

kahramancayirli | 24 December 2008 16:42

Son bir hafta içerisinde izlediğim üç korku filminden bahsedeceğim bu yazıda. Üçünü de önerdiğimi belirteyim öncelikle. Çünkü çok keyifliler, film süresince geriliminizi belli bir seviyede tutuyorlar.

yetimhane (2007)
yetimhane 2007

İlk film El Orfanato (The Orphanage) – Yetimhane. 2007 yapımı filmi Juan Antonio Bayona yönetmiş. Belen Rueda’nın (Laura) başrolünü oynadığı film, Laura ile küçük oğlu Simon arasındaki ilişkiye odaklanıyor. Açıkçası filmin konusu hakkında ne kadar ileriye gitmem gerektiğini kestiremedim, filmin büyüsü kaçsın istemem. Eli yüzü düzgün bir İspanyol gerilim filmi. Türü sevenlerin beğeneceği bir film.

Kızıl Bisiklet

Paga | 19 August 2008 00:26

http://www.mustafakuleli.com/yazi/grev-bisikletinin-uzun-yolu

Dostlar Arasında Dostoyevski’nin Lafı Olmaz.

INTERNET CAFEE | 30 August 2007 10:32

İnsanın böyle dostları olunca düşmana ihtiyacı kalmaz. Bedenine zararlı her türlü faaliyeti yapar, aşırı düşünür, kafayı zorlar, uykusuz kalır, terler, tetebber. Yazar Ursula K. Le Guin’in yazdığı Mülksüzler romanı, Üstad Dostoyevski’nin Ecinniler romanına cevaben yazılmıştır diyebiliriz. Üstad romanı, ünlü Rus anarşist, Neçayev’in hayatı ile ilgili yazmış. Ecinniler adını koyması sizi şaşırtmasın, Üstad koyu hristiyan olduğundan mütevellit Neçayev’i şeytani kabul görmüş. Yani cin tutmuş, ruhuna şeytan girmiş diye adlandırmış. Aynı zamanda da mülk sahibi anlamına geliyor possessed kelimesi. Ursula hanım efendi de, bir ince gönderme yaparak The Dispossessed koyuyor romanını adını. Bildiğiniz üzere Dis takısı İngilizcede olumsuzluk ihtiva eden bir ek. Bu durumda mülksüzler anlamına da geliyor. İşte bu mülksüzler/sahipsizler kelimesi marifeti ile romanda tasvir ettiği anarşist toplumun en önemli özelliğini vurgulamaya çalışıyor.

AnarresGezegenin’in sakinleri, ne bir şeye sahipler, ne de sahipleri var; emir almıyorlar ve vermiyorlar. İki anlamda da özgürler: hem Marx’ın Proleterya’yı tanımlarken kullandığı anlamda üretim araçlarından özgürler, hem devletten, patrondan yöneticiden özgürler.

Romanda mülksüzlerin yaşadığı gezegenin adı Anarres. Anarşiyi çağrıştırdığı açık. Yunanca arche baş ve olumsuzluk öntakısı ana’dan oluşan anarche kavramı, kavram/kelimesi başsızlık anlamına geliyor. Peki bu durumda Acephale ne anlama geliyor?