bildirgec.org

mani hakkında tüm yazılar

Fincan

Chat Noir 1 | 19 February 2011 20:48

Yere bakan yürek yakan,
Seni düşünüyorum her an.
Yalan sanma inan.
Bir dilber var sana kanan.

Güliz Ardilli / İstanbul / 1998

MESAJ VEREN MANİLER – 3

altimod | 17 August 2008 13:39

!!! ÖNCELİKLE BELİRTEYİM Kİ BİZ BU MANİLERİ YAZARKEN MAALESEF KONSEPTİMİZ İÇİN BU ykm’nin ŞARKILARININ Bİ KISMINI İNDİRMEK VE DİNLEMEK ZORUNDA KALDIK !!!

SİZ BU SATIRLARI OKURKEN BİZ BEYİN KONUSUNDA CİDDİ SORUNLAR YAŞIYORUZ

ŞAKA Bİ YANA NAPALIM SANATÇIDIR.

SANAT İÇİN SOYUNULUR DA,İSMAYİL YKM GİBİ GİYİNİLİRDE

Değerli Sanatçımız İsmaYil YKM’ye

Allah belanı versin kanka
Seni gördüm Almanyada
Sanki beynimden vurulmuşa döndüm
Allah belanı vermesin İsmaYil YK

90 60 157 vücudum var
bombabomba.com da üyeliğim var
Kız bulamadım İsmaYil abi
Yolla bana, sende çok var

MESAJ VEREN MANİLER – 2

altimod | 15 August 2008 11:17

Girdim kafeye apar topar
Yaktım bi sigara,zararı kaç yazar
Gözlerimi diktim karşı masaya
Biri bakar,diğeri sinyal atar.

Cafelerde amaçsızca oturan tek amaçları!!! bayanları kesmek(maalesef modern Türkçemiz böyle) olan insanlara.

İçimdeki aşkın ruhumu aldı
Senin bu nazın benide yaktı
Gel buraya oynaşma
Kaçmam lazım baban ışığı yaktı

En az 100 tane Türk filminde şahit olduğumuz klasik sahne :=)

Okul sıkıyor içten içe
Bütün sınavlar iç içe
Yeter mezun edin beni
Sabahları buldum içe içe

MESAJ VEREN MANİLER – 1

altimod | 14 August 2008 11:16

Okula giderken giyerim Lee Cooper.
Dinlediğim grup Alice Cooper.
Kız tavlamak için
Lazım bana bir Mini Cooper.

Okulları bir eğitim kurumu olarak değil, piyasa yapma mekanı olarak görenler için.

Demlerim çayı akşamüstü.
Sönsün artık şu tütsü.
Okuldaki en sevdiğim yer
Sigara içtiğim Atatürk büstü.

Lise yıllarındayken bazı kendini bilmezler(ilk saçma şiirimde belirttiğim) Atatürk büstünün arkasına saklanarak sigara içerlerdi.

Maaşım iyidir,asgari ücrettir.
Yavrumun yediği bayat ekmektir.
Neyler bana küresel ısınma,
Hayat bizi daima terletir.

Elektro Konvulsif Tedavi (EKT)

woofwoof | 20 November 2007 19:37

Requiem for a Dream‘i izleyenler Ellen Burstyn‘in Oscar’ı hakeden oyunculuğuyla canlandırdığı Sara Goldfarb karakterini ve karakterin bilinçsizce habire yuttuğu speed haplarının etkisiyle sıyırıp nasıl elektroşok tedavisine maruz kaldığını hatırlayacaktır (Bu sahneler akıl yetkinliği olmayanlara tavsiye edilmemekle beraber şuradan ve şuradan izlenebilir (18+)).
İşkence olup olmadığı tartışıladursun, tıbbi adıyla Elektro Konvulsif Tedavi (EKT) 1940 – 50lerden beri major depresyon, mani, bipolar bozukluk, şizofreni, deliryum gibi hastalıkların tedavisinde yaygın şekilde kullanılmaktadır. Genellikle anti-depresanlara cevap vermeyen veya (haplardan çok daha hızlı ve kesin bir yöntem olduğundan) intihara meyilli hastalara uygulanmaktadır. İşlemin temeli beyine elektrik verilmesidir. Bu sayede hastaya bir nevi epileptik nöbet geçirtilmekte ve depresif durum ortadan kaldırılmaktadır. Olan bitenin gerçek şekli kesin olmamakla birlikte, beyinde, anti-depresanların yarattığından çok daha fazla, çeşitli biyokimyasal değişimlerin gerçekleştiği kabul edilmektedir. Elektrik verme işlemi iki adet elektrod ile yapılır. 90lardaki gelişmelerle, beyin ısısındaki artış çok az olduğundan beyin dokusuna bir zarar gelmediği literatürde mevcuttur. Tedavinin bir kürü genellikle haftada 2-3 kez olmak üzere toplam 6-12 uygulamadır.

Günümüzde anestezi ve kas gevşetici uygulanması zorunluluğu, yöntemin anestezisiz, ceza veya işkence olarak kullanılmasını engelleyememiştir. Yöntem ne kadar etkili, sonuçları ne kadar parlak olsa da (vakaların %90’ında belirli bir düzelme) One Flew Over the Cuckoo’s Nest filminde söylendiği gibi yıllarca akıl hastanelerinde cezalandırma ve kontol etme amaçlı suistimal edilmiştir ve hala sorgulanmaktadır. Modern uygulamalarda hasta veya vasisinin onayı gerekmektedir ancak bazı durumlarda rızanız olmadan da yapılabilmektedir.

Yöntemin en ilginç tarafı akut yan etki olarak bellek kayıplarına yol açabilmesidir. Hasta hem uygulamadan haftalar veya aylar öncesine ait olayları hatırlayamayabilir hem de uygulamadan sonra olayları uzun süreli hafızaya atamayabilir. Ancak bu durum yöntemi bir hafıza silme yöntemi yapmaz. Zira bu bellek kayıpları uzun dönemli değildir. Genellikle de ufak tefek şeylerin hatırlanmamasına yol açmaktadır. Hafızasını silmek isteyenler için üzücü ancak merak etmeyin yakında şu haplar ile bu da mümkün olacak (ayrıca bkz.).

HATIRA DEFTERİ

peripetty | 06 October 2007 09:28

Yine uyku tutmayan bir gecenin sabaha karşı saatlerinde dolabımı açıp eskilere gitmek istedim. Anılarımın arasından en sevdiğim olan hatıra defterime bakmak istedim. Kah güldüm , kah hüzünlendim. İnanın ilkokulda arkadaşlarım ve ailemin yazdıklarının bukadar anlam yüklü olduğunu düşünemezdim. O defter bütün sınıfı gezerdi elden ele. Herkes de bir hatıra yazma telaşıdır giderdi. Kimisi nefretini bile yazardı.
İlk başta defteri şöyle bir taradım. Acaba dedim bu insanlar şimdi neler yapıyorlardır bu haytta. Maalesef görüşebildiğim tek bir kişi bile yok:(
Sonrasında başladım tek tek okumaya. En başta öğretmenim:) Ne güzel dileklerde bulunmuş:) Babaannem sarı papatyam diye başlamış:) Dedem hep çalış kızım bu hayatta demiş.(dediğide boşa olmadı hani kendimi bildiğimden beri çalışıyorum) Sanırım mutlu oluyordur görebiliyorsa beni. Annem ve babam sağlık,mutluluk ve başarı dilemişler:) En iyi onlar düşünmüş yine:) O yaşta sınıftaki bütün kızlar yakışıklı bir eş dilemiş:) Erkekler ise iki satır yazıp , bırakmışlar. En çok da kardeşimin yazdıklarına güldüm. Yaşı küçük diye yazdırmak istemediğim halde defteri çalıp yazmıştı. Yazdıklarını aynen aktarıyorum.