bildirgec.org

lenin hakkında tüm yazılar

MAKSİM GORKİ; Gerçek bir idealist

admin | 02 February 2010 12:07

Maksim Gorki, gerçek adıyla Aleksey Maksimoviç Peşkov 28 Mart 1868’de Rusya Novgorad’ da doğdu. Yoksul bir hayat geçiren Gorki, 5 yaşında babasını kaybetti, bunun üzerine annesi ikinci evliliğini yaptı. Küçük yaşta yetim kalınca anneannesi ve büyük babası tarafından büyütüldü. Hemen hemen hiç okula gidemedi, belki bir iki hafta öğrenim görebildi. 8 yaşında iş hayatına atıldı. Bir gemiye bulaşıkçı olarak girmişti ama içten içe bir okuma isteği vardı içinde, ne yapsa bastıramadığı içindekileri dışa vurma, insanlarla paylaşma isteği günden güne bir çığ gibi büyüyordu beyninde. Hayatı fakirlik ve acı içinde geçiyordu. Bu sebeple Rusçada acı anlamına gelen ‘Gorki’ adını aldı. Gençlik yıllarını bir serseri gibi geçiriyordu, intihara bile kalkıştı, ordan oraya bütün Rusya’yı gezmişti. Bu sırada öykü yazmaya da başlamıştı. Yazdığı öyküler özgürlük için mücadele eden, halkı ve vatanı için başkaldıran insanları anlatıyordu. Öyküleri dergilerde yayınlanıyordu. Fırtına Kuşunun Türküsü adlı kısa bir şiiri yüzünden Çar’la arasında anlaşmazlıklar çıktı ve kısa bir süreliğine tutuklandı.

1895 yılında Petersburg‘da bir dergide yayına çıkan ‘Çelkaş’ adlı öyküsüyle ünlendi. Hemen arkasından da ‘yirmialtı erkek ve bir kız’ adlı öyküsü yayınlandı. Artık herkesin tanıdığı bir yazardı. Hapisten çıktıktan sonra 1906 yılında yazdığı ve Rus devrimine adadığı ‘ANA’ adlı ünlü romanını çıkardı.
Maksim Gorki, Rusya için çok mücadele verdi. Herzaman barıştan, doğruluktan yanaydı. Rusya’nın 1. dünya savaşına girmesine karşı çıktı, Bolşeviklerin iktidara geçmesini eleştirdi. Demokratlar bile çekinirdi ondan, kalemi kılıç kadar keskindi.
Artık Rusya’ yı bıkaran Gorki İtalya’nın Sorrento kentinde yaşamını sürdürme kararı aldı. (1921-1928) Fakat ısrarla çağırmaları üzerine 1929 yılında tekrar Rusya’ ya döndü. Stalin‘ i destekledi. Sovyet yazarlar birliği başkanı oldu ve ölene dek orada yaşadı. 1936 yılında hayatını kaybeden ünlü yazarın ölümü şüpheli bulundu. Bir suikaste kurban gittiği de düşünülen Maksim Gorki’ nin adı doğduğu kente verildi.
MAKSİM GORKİ’ NİN TÜRKÇE’ YE ÇEVRİLEN ESERLERİ
Roman
Foma (1899, 1983)
Ana (1906, 1979)
Halk Düşmanı (1907, Türkçe’ye “Yararsız Bir Adam” adıyla (1979)
Matveya Kojemyakin (1910, 1984)
Klim Samgin’in Hayatı (1936, 1975)
Artamonovlar (1977)
Küçük Burjuvalar (1901, 1967)
Arkadaş
Fırtınanın Habercisi
Çocukluğum
Üçler , (1900)
Soytarı
Ekmek İşçileri
İki Kafadar

Öykü
Yirmi Altı Erkek ve Bir Kız (1939)
İtalya Hikayeleri (1911, 1970)

ölümünün 91. yılına yaklaşırken oyunbozan bir kadın Rosa Luxemburg

nazokiraze | 26 November 2009 10:52

Rosa Luxemburg Yahudi bir ailenin çocuğu olarak 5 Mart 1871 yılında dünyaya geldi.Çok küçük yaşta kalça hastalığına tutularak bir yıl yatağa bağlı kaldı ve yatakta yattığı sürece beş yaşını doldurmadan kendi kendine okuma yazma öğrendi.Yaşamını kaybedene kadar taşıdığı aksaklığın sebebi bu hastalıktır.(Film)

Yaşıtı olan genç kızlardan daha farklıydı ,çok genç yaşta solcu gruplara katılarak sosyalizm ile haşır neşir oldu,herkes tarafından yola gelmez bir kız olarak tanımlanmaya başlandı Lehçe konuşmanın yasak olmasına sürekli karşı çıktı , bunlar yüzünden İsviçre’ye kaçtıgında ise henüz 18 yaşındaydı.Orada Zürih Üniversitesi’nde politika, tarih,ekonomi,doğa bilimleri ve matematik üzerine eğitim gördü. Marksizminin en önemli merkezi konumunda olan İsviçre aslında tam ona göre bir yerdi.

Good Bye Lenin (2003) – Elveda Lenin

kadirgunay | 05 June 2009 13:29

Good Bye Lenin
Good Bye Lenin

Wolfgang Becker imzalı 2003 yapımı olan film annesi için hiç olmayan bir dünya yaratan Alex’ in çabalarını anlatmaktadır.

Anne rolünde Katrin Sass gibi büyük bir oyuncu bizi yine büyülemektedir. Alex rolünü ise Daniel Brühl oynamaktadır.
İnancına delice bağlı bir anne düşünün. Kocasını bile inancı uğruna kaybetmeyi göze alan ve bunu çocuklarından saklayan bir anne. Christiane Kerner (Kathrin Sass) iki çocuğunu da tek başına DDR hükümeti ve inancına göre yetiştirmiştir. Fakat dünya onun düşündüğü gibi kalmıyordur. Her geçen gün gelişen dünyada, akımlar herşeyin önüne geçmeye başlar. İşte bu durumda oğlunu, inandığı düşünce karşısında bir gösteri sırasında görünce tüm dünyası değişir. Kalp krizi geçirir ve tam 8 ay komada kalır.

KOMÜNİZM’İN GERÇEK YÜZÜ

blackjack38 | 08 May 2009 12:58

Ele alacağımız konu gerçekten hassas ve tarafsız araştırılması gereken bir konudur. Komünizm; toplumda sınıfları yok etmek ve kapitalizme son vermeyi hedefleyen politik bir harekettir. Öncelikle Türk Toplumu üzerindeki etkisi üzerinde durmak gerekir. Türk Toplumu’nda Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde var olan Fransa hayranlığı ve fransa’dan dünyaya yayılmış olan milliyetçilik akımı etkindi ancak Lenin döneminden itibaren Bolşevik Harekatıyla komünist rejimi tamamiyle benimseyen ve yaymayı hedefleyen Rusya, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun ilk yıllarından itibaren kritik noktalara sahip Türkiye’yi de hedef alan Orta Doğu Komünist Projesini gerçekleştirmeye başladı. Evet gerçekten bu ülkeler üzerinde çok etkili oldu, özellikle bu akıma yeni tanık olan Türk gençleri etkilemeyi başardı ve “Anarşist Komünizm” politikasını uyguladı. 80’leri unutmak mümkün değil.Şimdi Komünizm gerçeklerini analiz edelim. Sınıfları kaldırmak ve herkesi eşit sayacak bir politikaya sahip olan Komünizm aslında sınıfları mı kaldırdı yoksa olmayan sınıfları mı yarattı(?) Türkiye’de patron, işveren, işçi sınıfları var mıydı daha önceden yoksa bu sınıflar Komünizmle mi abartıldı(?) Herkes hakettiği gibi yaşayacak, sınıflar kalkacak diye bu konular üzerinde duranlar acaba gerçekten hakkı olanı mı yoksa hakkından fazlasını istiyorlardı(?) Faşist rejime karşı çıktıklarını söyleyenler kendilerinin yönetime getirdikleri insanlar faşist politikasına sahip değiller miydi(?) Herkes eşit derken acaba liderlerinin kendileriyle eşit olmadıklarını göremediler mi(?)

Molokanlar- Komünist Dinciler *

nevdalist | 18 February 2009 11:14

Molokan Ailesi
Molokan Ailesi

Rusya’da doğmuş benim dedemin dedesi. Bense Kars’ta doğdum. Kars dedemin göç ettiği zamanlar Ruslar’ın himayesindeymiş. Ben doğduğumda ise Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeydi. Memleket aynı, yönetim ve insanlar farklıydı sadece. Benim doğduğum yıl çok kar vardı. Kar, bu bağlamda Rusya’ya benziyordu. Ama anavatan dedikleri Rusya’da kar yağınca hayat durmaz. Kars’ta ise durur. Yıllardır Karstayım. Tek bir kimse sormadı, kimsiniz diye. Sonra Tarık Akan geldi, yeni filmi için. Bir Molokan’ı canlandıracakmış. Bir anda bakışlar bize çevrildi. Kimdik, Russak burada ne arıyorduk? Sorular artıkça yeniden ulaşımın kesildiği, hayatın durduğu ana dönmek istedim. Orhan Pamuk ile başladı, Kars furyası. Kars artık sineması olmadan film festivali yapılan şehir değil; Kars tarihin beşiği. Konumuz Kars değil, konumuz benim ve ailemin hikayesi. Anarşistik, deli doluyduk, Rusya’dan sürülünce en yakın ve en benzer olan şehre Kars’a geldik. Kimileri ise bizi çok sevdi. Lev Tolstoy onlardan biridir. Bize olan sempatisini her yerde haykırdı. Bizimle dayanışmak için kitabının teliflerinden verdi ve kampanyalar düzenledi. Ama yine de olmadı. Dünyanın dört bir yanında yaşayan, komünist özellikler taşımasına rağmen dindar olan, sürgünlerle geçen bir ömür süren, vatansız bir ulusuz.

orjinal fikirler, özgün çizimler

pisho | 29 April 2008 20:02

Bu makaleyi hazırlamamdaki ana amaç, güldürmek, eğlendirmek filan değil yaratıcı bir fikri sizlere sunmaktır.

Alkol ve yaptırdıkları

alkol ve etkileri
alkol ve etkileri

Alkol içmeyenin hali bir başka olurmuş

alkol içmeyince
alkol içmeyince

extacy ‘e benzetilen ortam

extasy
extasy

Kunduz işi

Lenin Fıkrası

badoer1 | 20 September 2007 10:12

Lenin ölüyor ve Tanri onu Cehenneme koyuyor.
Ama Lenin durur mu hic, basliyor cehennemde insanlari örgütlemeye.- “Bakin, biz burada yaniyoruz, aci cekiyoruz,
öbürleri orada cennette rahatla bollukla yasiyorlar olmaz böyle” diyor
ve cehennemde insanlar ayaklanmaya basliyor.Melekler hemen
gidiyorlar Tanriya;
– “Tanrim Lenin cehennemi karistirdi insanlar ayaklandi” diyorlar.
Tanri da;
– “O zaman onu alin Cennete koyun” diyor.

Bu sefer de Lenin cennette basliyor konusmaya;
– “Bakin, biz burada bolluk icinde yasarken cehennemde
yoldaslarimiz aci cekiyor, yaniyor,buna izin vermeyelim” diyerek
orayi da karistiriyor. Melekler hemen gidiyorlar yine Tanrinin huzuruna;
– “Tanrim” diyorlar, “Lenin orayi da karistirdi insanlar cennette de
ayaklandilar ne yapalim?”
Tanri;
– “Getirin su Lenin’i karsima bakayim” diyor.