bildirgec.org

kültür hakkında tüm yazılar

Olur mu olur!

KoRSaNaY | 06 December 2008 10:43

Başka çare kalmadı! Bu sayfalarda ‘müzik yapmak farz oluyor’ başlıklı haberde bahsedilmiş ilk hobnox‘tan. Kendisi bir alternatif müzik ve kültür platformu. Ve son 3 aydır düzenlediği Evolution 2 adlı acayip yarışmada bizim topraklardan Fecr-i Ati finale kaldı. Müzik kısmında final oylamaları devam ediyor ve bizimkiler şu anda 3. sırada. IDM türünün hayranı ve takipçisi olarak ilk iki sıradakilerin ‘cemiyet’ oylarıyla oralarda bulunduğunu düşünerekten bu çareye başvurmaktan başka çarem kalmadı. Bizimkileri birinci yapabilir miyiz bilemem ama diğerlerinden daha iyi oldukları kesin. Orada parçaları dinleyin, görün!
Siteye bir kez üye olduktan sonra 14 Aralık gecesine kadar her gün oy verilebiliyor. Girmişken yine bizim buralardan Fuji Kureta ile culture kısmında finale kalan in-depth_surgery’ye de oy atınız. Ödülü merak edenler için söyleyeyim. Üç kategorisinin her birinde kazanana para veya eşya verilmiyor, ama yaklaşık 30 bin dolar degerinde prodüksiyon desteği sağlanıyor. Süper di mi?

Ücretsiz Dershane

nzright | 21 November 2008 10:39

ibb nin bir hizmeti olan dersh@net; yenilenmiş arayüzü ve hizmet kalitesiyle 5 Kasım’da yayın hayatına yeniden başladı.

Dersh@net’in amacı öss sbs ve yeni eklenen kpss içeriği ile öğrencilere ücretsiz rehberlik ve bilgi hizmeti vermek.

OYUNCAK

ozanyazar | 14 November 2008 17:02

OYUNCAKİbrahim , cephe cephe savaşmaktan yorulmuştu. Komutanı Halit yüzbaşıya bakarken, duymasından korkar gibi mırıldandı; “Hey gidi Deli Halit komutanım, kurbanın olam !”

Çölde Osmanlı askerleri zor durumdaydı. Üstün silahlara sahip İtalyanlar, direniş karşısında çekiliyor, sonra tekrar saldırıyordu. Bu kısa süreli aralarda nefeslenen Osmanlı askeri arasındaydı Çankırılı İbrahim. yüzbaşısına hayranlıkla bakıyordu; “Yorulmaz mı bu adam..”. Yanında topraklara el sürüp, abdes alan arkadaşlarına baktı, sonra da kanayan yarasına. “Bu yara kanarken abdes tutar mı ?”

YURTDIŞINA AÇILAN KAPI

siradisi00 | 03 November 2008 20:43

Her gencin hayalidir yurt dışına çıkmak… Ama artık eskisi kadar zor ve masraflı değil. Ulusal Ajans‘a yapılan birkaç başvuru yoluyla bunu başarabilirsiniz. Örneğin bugüne kadar 10 farklı gençlik projesini gerçekleştirmiş olan Gaziantep Gençlik ve Kültür Derneği yoluyla, gençleri iki kez Romanya’ya, iki kez Slovakya’ya, dört kez Polonya’ya, bir kez de İngiltere’ye eğitim amaçlı göndermiştir. Bahsi geçen kurum şu anda; ücretsiz gitar, satranç ve İngilizce kurslarının yanı sıra gençlik projeleriyle gençlerin hayata hazırlanmalarında önemli bir rol oynamaktadır.

Sözünü ettiğimiz gençlik projesi kavramı pek çok kişi için tanıdık değil. Gençlik projesi, resmi adıyla gençlik için eylem projeleri, Avrupa Komisyonu tarafından finanse edilen, gençlerin aktif vatandaşlığı duygusu edinmesini, kültürler arası, dinler arası kaynaşmayı, dezavantajlı gençlere olanaklar tanımayı hedefleyen çalışmalardır. Projeler Avrupa Birliği üye ülkelerinde ve AB aday ülkelerinde (Türkiye) Ulusal Ajans adı verilen kurumlara gönderilerek başvurulur. Ulusal Ajans, gönderilen projeleri inceler, ve hibe edinmeye uygun gördüğü projelere destek verir. Türkiye’de Ulusal Ajans, Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı’na bağlı çalışan bir devlet organıdır. Ulusal Ajans, projelere hibe sağlamanın yanında, projelerin yürütülmesi sürecinde de proje denetimini gerçekleştirir.

delilerde talim var

mansonilized | 21 October 2008 23:49

Belirli bir toplumda ya da kültürde görülen ve psikiyatrik ve somatik semptomlar taşıyan hastalıkların tümüne kültüre özgü sendrom adı veriliyor. Organlarda biyokimyasal ve yapısal değişiklikler görülmüyor ve bir bölgede rastlanan hastalık başka bir bölgede görülmüyor. Kültüre özgü sendrom hala bazı hekimlerce kabul görmüyor. Kısa kısa göz atalım:

Koro

“Koro”nun tıp dilindeki adı GRS; yani genital organların geri çekilmesi sendromu. Bu hastalıkta hasta dış genital organlarının vücudun içine doğru geri çekildiğine, yok olmaya yüz tuttuğuna yahut yerinden kopacağına inanıyor. Koro en çok Güneydoğu Asya’da görülmekle birlikte Afrika’da da görülüyor. Hasta sürekli yukardaki düşünceler içinde olmaktan mütevellit panik hissine ve histeriye kapılıyor. Bazı vakalarada xenophobia ile birlikte seyrediyor. Xenophobia yabancılardan korkma, çekinme durumu. Koro hastaları bu panik hallerinin ve hastalık halinin yabancılardan kaynaklandığına inanıyor. Koro Malezya dilinde kaplumbağa kafası demek. Kaplumbağanın kafasını kabuğunun içine çekebilmesi haline benzediği için yöresel adı koro olarak kalmış. Koro en çok erkeklerde görülüyor ve özellikle penis üzerine yoğunlaşıyor ancak memelerinin geri çekilmesi korkusu ile yaşayan kadın vakalar da bildirilmiş. 1967 yılında Singapur’da bir koro salgını bile yaşanmış.

köyde müze var! bir başka diyar kemaliye

ex choice | 18 September 2008 23:50

kemaliye(eğin)
kemaliye(eğin)

erzincan‘ın kemaliye ilçesinin bazı köylerinde müze var.evet yanlış duymadınız birçok ilçede bile yokken köylerde müze var.ocak köyünde çok geniş kapsamlı bir müze mevcutken çit köyünde de yeni açılan enver gökçe

enver gökçe(şair)
enver gökçe(şair)

müzesi bu halkaları tamamlıyor.
ünlü şair enver gökçe çit köyünden.ve yöre halkı müzeye onun ismini verdi.bende bu olayları yakından takip ediyorum çinkü bende bir çitliyim.yeşillikler içinde olan memleketimizin yeşil bir köşesidir kemaliye…
doğa şenlikleri ile sporcuları çağırır kendine…
doğal güzellikerli her yıl turistleri çekmeyi başarır yerli ve yabancı turistler gelmektedir kemaliye’ye diğer bir adıyla yani eski adıyla eğin’e…
dünyada ilk mani yolunun bulunduğu bir ilçedir.köyünde helikopter alanı olan.tarihi mağaralara sahip.karanlık kanyonu olan.fırat’ın kenarındaki eşsiz bir ilçe.gelenleri kendine hayran bırakan bir yer burası kemaliye.ünlü şair ahmet kutsi tecer’in yer yer dolaşıp kendine bir mekan aradığı sırada gelip vurulduğu hayran kaldığı yer kemaliyedir.kemaliye’nin apçağa köyüne hayran kalır.kemaliye manzaralı köy için’orda bir köy var uzakta o köy bizim köyümüzdür gitmesek de kalmasak da o köy bizim köyümüzdür’ der ünlü şair bilinen o dizeleriyle.çocuklara şarkı olmuş o sıcak şiiri ile çağırır insanları kemaliye’ye.
yöre halkı özellikle yazları doldurur eğini her köyü dolup taşar.kendine özgü sesiyle çağırır kemaliye insanını.erzincan il sınırları içinde olmasına karşın malatya’ya ve elazığ’a daha yakındır.kültür olarak elazığ harput kultürünün kokusu vardır.gerek folklöründen gerekse klarnetinden ya da keklik merakından bellidir bu el-aziz havası.yörenin meşhur oldu şeyler bunlarla sınırlı değil hangisini yazayım diyorum ilk önce ama aklıma geleni söylüyorum.

eğin'de spor yapmanın keyfi
eğin’de spor yapmanın keyfi

mesela yemekleri ve türküleri.türküler deyip de geçmemek lazım eğin türkülerinin kendine has o tarzı memletini özletir dinleyenlere.
vali recep yazıcı oğlu’nu bilmeyen yoktur diğer adıyla ‘süper vali’ bu ismi gerçekten haediyordur.köprü dizisi çekilmişti onun hayatını anlatıyordu.şimdi ne alakası var diyeceksiniz.işte o köprü kemaliye’de.kemaliyenin köprüsü.vali recep yazıcıoğlunun sıklıkla geldiği,kafasını dinlediği bir yerdi kamaliye.spora verdiği önemi kemaliye’de de gösterdi ve kemaliye dağcılıkta bisiklette karanlık kanyondaki su sporlarıyla birçok alanda kendini göstermeyi başardı.kemaliye’yi anlatan yazılarım burada son bulmayacak.kemaliye’yi ve daha birçok yöremizi unutulmaya yüz tutmasın diye anlatmaya değer görüyorum.eğinli…

baba bana şöhret al

rpc | 01 September 2008 11:09

Hatice Olgun’un Esra_Ceyda kardeşleri televizyonda gördükten sonra kaleme aldığı yazının; beni çok etkileyen bir kısmını paylaşmak istedim.

Show sandımdı kısacası…

Ama bu kızlar da bilemedikleri basit sorulara verdikleri abuk cevaplar da gerçekmiş,

Ve yine karşımdaki o kutunun içindeler.

Nasıl yani, düşündüm..

Belli ki ilk bisikletlerini hediye alabilmek için, karnelerinde iyi notları olmasına asla ihtiyaçları olmamış.

Tarih başkenti Sultanahmet

srkncntrk | 28 August 2008 12:44

Sultanahmet, dünya medeniyetinin başladığı bir meydandır. İstanbul dördüncü asırdan beri bir dünya başkentidir. Bu dünya başkentine birçok medeniyetler sahiplik yapmış ve eserler bırakmışlardır. Öyleki yerüstünde olduğu kadar yeraltındada bir çok gizli eserler vardır, bunlardan bir taneside tabiat harikası olan yerebatan sarayıdır. Yerebatan sarnıcının etrafına birtakım suistimaller sonucu birçok yüksek yapılar yapıldı. Oysa Roma İmparatorluğu döneminde buranın korunması için buraya hiçbir inşa yapılmamış, at meydanı olarak kullanılmıştı. Osmanlı’da burayı at meydanı olarak kullanmış, bu sayede bu yapılar hiç zarar görmemişti. Günümüzde ise buraya oteller yapılmak istenmekte, sanki sultanahmet adliye binası yeterince görüntü kirliliği yaratmıyomuş gibi.