bildirgec.org

kopya hakkında tüm yazılar

amazon ile warner bros music ortaklığı

apeiron13 | 31 December 2007 10:21

Kopya korumalı müzikler çoğu zaman başımızı ağrıtır.Kullanıcılar ve dinleyiciler de bu durumdan rahatsızdır.ah keşke kopya korumasız olsa parçalar deriz bazen.

Burada yazdığına göre warner bros music,popüler alışveriş sitesi amazon.com aracılığı ile kopya korumasız mp3 satışı yapacak.

warner bros music
warner bros music

Warner Bros şu anda R.E.M,green day gibi gruplarla anlaşmalı durumda.
Hizmet ilk olarak Abd’de başlayacak.Kimbilir belki bir gün Türkiye’ye de bu hizmet gelir.Bizim kullanıcıların limewire’dan vazgeçeceklerini sanmıyorum ama neyse…

bcc denen bir şey var

mentor | 19 December 2007 10:42

“hepinizin bayramı kutlu olsun” diyerek söze başlayayım. bu mesajı iyi niyetli arkadaşların iyi niyetli olmayan arkadaşlarından rahatsız olduğum için yazıyorum. bayram geldi. dolayısıyla tebrik mesajları da yağmaya başlar yakında. insan arkadaşları tarafından hatırlanınca mutlu olur fakat gelen mesajı görmeden önce aynı mesajın gittiği onlarca e-posta adresi üstte sıralanınca bu mutluluğu birden öfkeye dönüşüyor. kardeşlerim, biliyorum ki iyi niyetlisiniz fakat arkadaşlarınız öyle değil. şu anda artık kullanamadığım posta kutumda 51548 adet okumadığım mesaj var. (abartmıyorum) merak ediyorum acaba kaç tanesi bana gönderildi gerçekten. arkadaşlar, e-posta yazarken “to” ya da “kime” alanlarına yazdığınız toplu adresler mesajı gönderdiğiniz herkes tarafından görülebiliyor. istemeden adreslerimizin spam listelerine eklenmesine neden oluyorsunuz. yapmanız gereken şey çok basit. eğer ille de toplu mesaj atmak istiyorsanız e-posta adreslerini “to” ya da “kime” alanlarına yazmak yerine bcc alanına yazın. bcc (blind carbon copy) alanına yazdığınız adreslere mesaj aynı şekilde ulaşır. tek fark adreslerin toplu halde görünmemesidir. rica ediyorum. yok eğer ben bilmem bcc falan diyorsanız aman bana mesaj atmayın. bakın niyetimi bozup bütün bulduğum spam listelerine eklerim adreslerinizi. demedi demeyin.

Türklerin İlk Kopya Koyunu

beydili06 | 25 November 2007 21:09

23.11.2007 tarihinde yani benim yazdığım bu tarihe göre dün İstanbul Üniversitesi basın toplantısından sonra ilk kez basının ve kamuoyunun karşısına çıkarılan oyalı yani ilkTürk kopya koyuyunu tanıttı.Sezaryenle dünyaya gelen oyalı Türkiye’nin ilk kopya koyunu.

SANAL GERÇEKLİK veya GERÇEK SANALLIK

mevlana yusuf | 16 August 2007 17:54

Sanal gerçeklik (Virtual Reality demiş Vikipedi)

Sanal alem, sanal gerçeklik, sanal dünya gibi kelimelerin günümüzün moda tabirleri, olduğu hepimizce malum. Sanal, yani sanılan, zannedilen, öyle olduğu kabul edilen. Bu aslında tam “adı üstünde” deyiminin tüm anlamını tamamiyle ifade eden bir tabir. Adı üstünde… Zannedilen, aslında olmayan, olduğu kabul edilen veya kabul ettirilen gerçeklik, alem, dünya…
İki kelime zıt anlamları ihtiva ettiği halde yan yana kullanışıyla kendini öylesine kabul ettirmiş ki, gerçekliğin mi sanal yoksa sanallığın mı gerçek olduğunun kimse ayırdında değil veya böyle bir fikri taşımanın aslında işin vehametini fazlasıyle ortaya çıkardığı halde herhangi bir tepkinin ortaya çıkmaması, doğrusu bu sanallıktan birazcık sıyrılıp hadiselerin veya hadiselerin tesirlerinin dışında kalabilmeyi becerebilmiş zihinlerin şaşkınlıktan ve çaresizlikten için için kendilerini yiyip bitirmelerini doğuruyor. Peki bu kadar vahim ise durum ve apaçık ortada ise, niçin farkedilmiyor? Bunun en mantıklı cevabı herhalde şu olsa gerek.
Ölüm ölümlere gelmez…
Neyi mi anlatmak istiyorum?Şimdi zihinlerinizi ve becerebilirseniz yüreklerinizi kısa bir süre için “yer”lerinden çıkarıp ( “yer”den kasdım, modernite denilen illetin son piçi “sanal gerçeklik” üreticilerinin, kurbanlar için hazırladıkları ve her ferdin aynı yerde fakat yine her ferde ait özel olarak hazırlanmış “fanus” ve bu fanusta oluşturulmuş tek “kültür”dür) gözlerinizi etrafınızda gezdirin ve görmeye çalışın. Şu sorular da zihninizi kurcalasın.
Bu dünyadaki bir fert olarak durduğunuz yer neresi? Bu ülkenin bir ferdi olarak durduğunuz yer neresi? Kendi irade ve arzunuzla mı ordasınız? Yoksa bir yerlerden uzanmış eller yoluyla mı bulunduğunuz yerdesiniz? Bu haklılık veya hakedişiniz ne/neler yoluyla veya vasıtasıyladır? Orada bulunuşunuzun kararlılığı ve sürekliliği veya süreksizliği hususundaki dahliniz hangi boyutta veya böyle bir seçime, arzu ve iradeye sahip misiniz veya ne kadar sahipsiniz?Özvarlığınıza mahsus mesuliyetlerinizin mi yoksa bir cemiyetin üyesi, bir ülkenin vatandaşı olmanın mesuliyetleri mi daha fazla yer ediyor tüm yapıp etmelerinizde, yaşamınızda ve fikirlerinizde?Doğrusu tüm bu soruların ne amaçla sorulduğu konusunda – belki biraz da soruyu sorana karşı kızgınlık ihtiva eden – şüpheler taşıdığınızı ve kaşlarınızın çatıldığını görüyor gibiyim.Ama, tepesinde sürekli her an aniden inebilecek koca bir yumruğun bulunduğu bilgi, his ve tecrübesini taşıyan biri olarak, bu soruların aslında her açık zihinli vatansever için sabah akşam sorulması ve en doğru en geçerli cevapların bulunması yolunda azami cehd ve gayretin gösterilmesi gerektiğini düşündüğüm için, çatık kaşlarınıza, kızgınlığınıza ve şüphenize seve seve “eyvallah” diyeceğimi belirteyim.
Herşeyin aslında beynimizin bir algılaması olduğu, aslında hiçbir şeyin gerçekte olmadığı ama olduğunun beynimizce kabul edildiği ileri sürülüyor. Yani bir bakıma rüyanın rüyasını görüyoruz bu alemde.İşin sofice bakış ve ifadesi ise şöyle. Malumunuz bir hadis-i şerifte şöyle buyrulur: “İnsanlar uykudadır, ancak ölünce uyanırlar”.
Şimdi bu ne demek?Yazının başından beri bahsettiğin sanallık bu mu yoksa, dediğinizi duyuyor gibiyim. Hayır. Bu hadis-i şerif, hakikatin, asl’ın hakikatinin veya en doğrusu hakikatin aslının ifadesidir.Bir çoğumuz bilgisayar karşısındaki bir insanın, o andaki görünümünü dışardan seyretmişizdir. Seyretmeyenler bir kafede bu deneyimi edinebilirler. O makine ile insanın nasıl ‘etkileştiklerini’ dikkatli bir gözle seyredersek şu sanallık denen şeyi biraz kavramaya başlarız. Özellikle chat yapanları veya oyun başındakileri. Artık bütün hisleri meşgul oldukları şey iledir veya tamamen o olmuştur. Dünya o şey halindedir ve onun haricindeki varlıkların çoğu zaman farkında değillerdir.
(Midtown oyununu hatırlayalım.) Son sürat caddelerde sürdükleri taksi sanki kendileri olmuştur. Dönüşlerde bedenlerinin de o yönde hareket ettiğinin, bir şeye çarpınca yüzlerinin aldığı şeklin arabanın parçalanmış şeklinden pek de farklı olmadığının, polise yakalandıkları zaman ki kızgınlıklarının doğrusu ben farkında olduklarını hiç zannetmiyorum. Yani o insan o anda ne ile meşgul ise o makine karşısında, yaşamı o oluyor.
Bu kadar uzun lafın sonunda söylemek istediğim şu.Bugün bize dayatılan hayatın, aslında hayatın aslı olmadığını, ard niyetlerin gerçekleştirilmesi için hazırlanmış; köleleştirici, köleliği yüceleştirici, zihinleri bulanıklaştırıcı, tektipleştirici, zalimleştirici, bencilleştirici, merhametsizleştirici berbad bir kopyası olduğu, ve kopya hayatın o hayatı sürenler için her zaman tedirginlik ve huzursuzluk doğurucu olduğu gerçeğini ifade etmektir.Kurgulanmış bir hayat yaşadığımız. Ama kurgusunda bizim dahlimiz yok.
Ben bu satırları yazarken ve siz bu satırları okurken, belki isteyerek belki istemeyerek, belki farkında olarak belki olmayarak ama muhakkak içinde bulunarak bu kurgunun kurbanı rolünü oynamaya devam ediyoruz.Peki bize bu rolü biçenler kendileri hangi roldeler? Ve hangi hayatı yaşıyorlar acaba?Kurguladıkları hayatı mı yoksa Hayat’ın Kurgu’sunu mu?

eş dosyalarınızı bulun, bilgisayarınızda yer açın

eminkeles | 20 June 2007 16:25

Find Duplicate Files
Find Duplicate Files

Duplicate File Finder adı üstünde bilgisayarınızdaki kopya dosyaları bulmanıza yarıyor, böylece bilgisayarınızda gereksiz yer işgal eden dosyalardan kurtulma imkanı sağlıyor. Çok çeşitli dosya arama kriterleri ile birden aynı özelliklerde birden fazla olan dosyalarınızı rahatlıkla bulabilir ve fazlalardan kurtularak bilgisayarınızda yer açabilirsiniz. Programın exe halini buradan ve zipli halini buradan indirebilir, detaylı bilgi için buraya bakabilirsiniz.