bildirgec.org

Tüketicileri bilinçlendirmek ve elektrik sarfiyatında tasarrufu teşvik etmek için tasarlanan Spark Lamp aynı zamanda güneş enerjisiyle çalışan şık bir lamba. Wireless özelliği olan ürün, gerekli destek hizmetini verebilen elektrik tedarikçisinin internet sistemine bağlanıp sahibinin elektrik tüketimini anlık takip ediyor ve tüketimin seviyesini belirten renkte ışık veriyor. Gündüz ters çevrilip güneş enerjisini depolaması sağlanan lamba kullanılmak istendiğinde yine çevrilip çalıştırılıyor. Aslında bir proje olan bu uygulama, İsveç’in karşı karşıya kaldığı enerji açığına bir reaksiyon olarak ortaya çıkmış ve henüz konsept aşamasında.

Bu gördüğünüz ağaç sayesinde tüm elektronik cihazlarınızı, elektrik kullanmadan şarj edebilirsiniz. Nasıl mı? Güneş ışığını elektriğe dönüştüren fotovoltaik paneller sayesinde ki, onlarda görünürde yaprağa benziyorlar. Çevre dostu ağacımız gün ışığından faydalanıyor ama sadece gündüz çalışmıyor. Gündüz aldığı ışığı bataryasında enerji olarak depoladığından her vakit şarj hizmeti sunuyor. Bu çevreci şarj ağacının tasarımı Vivien Muller’e ait.

Misafirleriniz kapıda beklemekten sıkılmayacak(!)

Aslında fazla söze gerek yok, resim herşeyi anlatıyor. Li Jian tasarımı. bu kapı zili bir piyanodan esinlenerek yapılmış. Misafirleriniz değişik tonlar kullanarak istedikleri şekilde kapınızı çalabiliyor. Hatta devamlı misafirleriniz kendilerine özgü bir çalış geliştirip kendilerinin geldiğini anlatabilir. Kaynak

http://www.masalatime.com/?p=437

Şekil a’da oynatıcı görülüyor.

Chocolate Agency kağıt gibi kıvrılabilen, eğilebilen bir medya oynatıcı üretmiş. e-paper adı verilen zamazingo bileklik gibi takılabiliyor. İhtiyaç duyduğu enerjiyi kullanıcısının hareketlerinden sağlayan alet henüz konsept aşamasında. Konsepte GPS, MP3/MP4 çalar ve fotoğraf göstericisi özellikleri yakıştırılmış.

Yoonsang Kim’in Philips markasına yakıştırarak tasarladığı kulaklık hakkında fotoğraflar yeterince bilgi veriyor. Kulaklıklar kullanılmadıklarında boynun arkasında kolye gibi birleştirilebiliyorlar. Ayrıca fotoğrafların anlatamadığı birşey de var, bu kulaklıklarda bakteriler sıradan kulaklıklara oranla çok daha yavaş çoğalıyor.

Tebrikler Yoonsang Kim abi.

Hideo Kanbara tarafından tasarlanan Ply, Japon KDDI şirketinin mobil telefonların geleceğine ilişkin bakışını yansıtan, bir konsept olarak karşımıza çıkıyor. Ply, telefon işlevinin dışında; projektör, yazıcı, temassız ödeme, kamera, oyun konsolu, televizyon alıcısı, internet tarayıcısı, medya oynatıcı gibi birçok özelliği de içerisinde barındırıyor. Bu kadar özelliğin herbiri için gereken kullanıcı kontrolleri, akıllıca bir tasarımla üst üste yerleştirilebilmiş. Telefon

temelde kayar kapaklardan oluşan çok katmanlı bir sistem üzerine inşaa edilmiş. Herbir özelliğin kontrol birimleri ayrı bir katmanla temsil ediliyor. İstenilen katman telefonun yanındaki klasör etiketleri biçiminde tasarlanmış kısımdan açılabiliyor. Bahsi geçen özelliklerin hepsinin günümüzdeki telefonlarda kullanılmakta olan özellikler olduğu hesaba katıldığında, Ply’ın bir kaç sene içerisinde piyasaya çıkabileceği öngörüsünde bulunmak yanlış olmaz.

audi o 2008

Audi O 2008 konsept modelini müzik tutkunlarının otomobili olarak tanımlamak en doğrusu sanırım. zaten araç “audi meet audio” olarak tanıtılıyor. audi o müzik indirebileceğiniz internet bağlantısı ve 650 GB kapasiteli sabit diskiyle sınırsız müzik keyfi sunuyor. Ayrıca Bluetooth bağlantısıyla çevresinde bulunan Audi O larla dinlediğiniz müziği paylaşabiliyorsunuz. Böylece aynı parçayı aynı anda birden fazla araçta çalabiliyorsunuz.

BMW ZX-6 Concept – Jai Ho Yoo ve Lukas Vanek

BMW firmasının Turin merkezli IED tasarım firmasıyla işbirliği yaparak gerçeklerştirdiği 2015 BMW konsept otomobil yarışmasında birinciliği ZX-6 Conceptadıyla Jai Ho Yoo and Lukas Vanek in tasarımı kazanmış.

BMW ZX-6 Concept – Jai Ho Yoo ve Lukas Vanek

tasarım yarışmasına 18 guruba ayrılmış olan 35 öğrenci katılmış. Derece alan diğer tasarımlar da şunlar.

LevelHead, Julian Oliver tarafından geliştirilen 3 boyutlu etkileşimli bir hafıza oyunu. Oyun donanımı temel olarak; bir bilgisayar, LevelHead yazılımı, kamera, projektör ve üç 5x5x5cm’lik herbir yüzünde birbirinden farklı resimler içeren plastik küpten oluşuyor. Oyunun mantığı şu; küpün içinde kapalı kalmış bir insanı, merdivenlerden ve kapılardan yararlanarak en çabuk şekilde dışarı çıkartmak. Oyun kırmızı küple başlıyor ki bu en kolay olanı. Kırmızı küpten çıkardığınız adamı sonraki aşama olan yeşil küpe sokuyorsunuz. Son aşama ve en zor olanı turuncu küp. İçerideki adamı yönlendirmek için, sadece küpü elinize alıp yürümesini istediğiniz yöne eğmeniz yeterli. Gelelim donanımsal olarak sistemin nasıl işlediğine: küpün konumunu Linux altında çalışan yazılıma sürekli olarak haberdar eden bir kamera mevcut. Kamera bunu herbir yüzdeki benzersiz şekilleri yakalayarak yapıyor. Yazılım, projektörden elinizdeki küpün eş zamanlı görüntüsünü duvara yansıtıyor.Yalnız görüntüdeki küpün yüzleri üzerine, küpün konumlarına bağlı olarak, oyunun sanal pencerelerini ekliyor. Aslında elde sadece plastik küpler olmasına rağmen, projektörden yansıyan görüntüye bakıldığında, küpün herbir yüzünde bir ekran varmış gibi görülüyor. Belki yakında bu oyun, üzerinde çalışılan teknolojiler sayesinde; yazılımı, donanımı içinde olan ve herbir yüzünde gerçekten birer ekran bulunan küpler halinde, mağazalarda karşımıza çıkabilir. Herbir aşaması ayrı ayrı satılan bir oyuna dönüşebilir.

[videoI] [videoII]