bildirgec.org

.

gidiyorum buralardan günnük. çok oldu sana yazmayalı, evet. en son yazdığım yazıyı çok sevmiştim; o yüzden sanki yeni bir şeyler yazarsam onla karşılaştırıp bunu sevmeyecekmişim gibi hissettim paranoyakça biraz da.

gidiyorum günnük, akşam uçakla adana’lara gidiyorum. yok temelli değil. bir haftalığına evet. ne mi işim var adana’da bu havada? abimler ablamlar oraya gitmişler tatile. evet biliyorum sıcak olacak. laptop’ı götürecek miyim? bilmiyorum ki. muhtemelen evet. laptop ve tatil deyince aklıma doğrudan denize ya da havuza düşüp cızırdamaya başlayan laptop sahnesi geliyor paranoyakça biraz da. götüreyim di mi? açmam hem abicim, durur bi kenarda usul. çalmazlar, yok. çalarlar belki, ne bilim olm. ne mi bu samimiyet? abicim niye tatile gidiyorum sanıyorsun bu mevsimde o sıcaklara? kafayı çizdirmeden istanbul dışına atmam lazım kendimi. at dediysek anladığın gibi değil olm. yok lan. ya nefes alamıyorum hacı bu kentte işte. şehir dışında nefes alıp dalıyorum kente, ne kadar idare edebilirsem nefesi o kadar kalıyorum istanbulda sonra. evet, ilgi çekmek için. evet evet. he adam, yalan diyorum sana ben. bunaldım diyorum hacı, anla artık. yeğen 8 aylık oldu nerdeyse, daha göremedim. kod yaz yaz nereye kadar. ömür billah yazarız artık da, o yeğen ömründe kaç kere 8 aylık olacak bakalım? yok polemik değil lan. harbi olm bak, sevmem ben senin sevdiklerini. yok laf da koymuyorum. ne alıngan oldun sen de be. sen de gelsene abicim tatile? sıkılır mısın? olm beşiktaşta sabahlamaktan iyidir. kafa dinleriz dedim. sen bilirsin. sen kimdin bu arada? günnük? orda mısın?

Animal Planet kanalı yarışmacıları kedilerden oluşan ‘Biri Bizi Gözetliyor‘ tarzında bir program hazırlıyormuş,10 kedinin içine konulduğu bu evden hergün seyircilerin oyuyla bir kedi ayrılacakmış seyircilerin oy verirlen (eğer izleyen insanlar olursa) hangi kriterleri baz alıcağı ise şimdiden merak konusu.Delilik ile dahilik arasında olduğu gibi orjinal ile saçma olan arasında da ince bir çizgi var galiba.

Amerikalı bilimadamı kılığına girmiş bir takım insanlar alerji yapmayan kedi ırkı geliştirmiş,bilimadamı kisvesi altında doğanın dengesiyle oynayıp ticaret yapmaya çalışan bu işsiz güçsüzler bir kedinin fiyatınıda 4000$ olarak belirtmiş,ömürlerini hayvan telef etmekle geçiren bu insanlar allaha şükürler olsunki hayatı boyunca kedilere alerjisi olup yaklaşmayan,kedi sevmemiş kaç insanın bu hayvana 4000$ ödeyebileceğini hesaplıyamamışlar.

kedi ağacı hikaye.

eğer bir kediniz varsa ve saatlerce uğraşılmış ve kaydedilmemiş değişiklik içeren bir makaleniz bilgisayarınızda açık haldeyse başınıza gelebilecek en korkunç şeylerden birisini bunu kullanarak çözebiliyormuşuz.

köpek gezdirirken elinizi tutan birisi olsun mu istiyorsunuz yoksa köpeğinizin sizinle birlikte şarap içmesini mi? işte garip fikirlerle pet plus

2006 webby ödülleri‘nin listesinde kültürel/kişisel bloglarda gözüme çarptı bu sevimlilik ötesi sayfa. kedilerin bir numaralı tercihiymiş.

farklı kategorilerde bir sürü tanıdık aday(flickr, google-maps, google earth, vs.) var.

kötü kedi şerafettin 10 yaşına girmiş

Kedi sahipleri bilirler, kediler, okşanırken ya da yavruları ile ilgilenirken mırıl mırıl mırlarlar. Bir çeşit haz ifadesi olarak düşünürdük bunu, meğer kazın ayağı öyle değilmiş. Muhteşem iskelet yapılarına, güzelliklerine ve çevikliklerine hayran olduğumuz kedilerin, hayran olunası bir özelliği daha bilim insanları tarafından ortaya çıkarılmış. Kedilerin baskı altındayken de -örneğin veterinerde ve iyileşme dönemlerinde- mırladığını farkeden bilim insanları bunun sadece bir çeşit iletişim ya da memnuniyet mırlaması olmadığını düşünmüş ve bakın ne bulmuşlar: Kediler mırlamalarını gırtlaklarından ve diyafram kaslarından gelen fasılalı sinyallerle oluşturuyorlarmış. Hem nefes alırken hem de nefes verirken mırlayan o canım kedicikler, uyumlu bir kalıpta, 25 ve 150 Hertz aralığındaki bir frekansta mırlıyorlarmış. Çeşitli araştırmalar bu aralıktaki ses frekansının, kemik yoğunluğunu artırdığını ve iyileşmeye katkıda bulunduğunu göstermiş.