bildirgec.org

kararlar hakkında tüm yazılar

BAZEN ACILAR ÇARPIŞIR

astral | 24 June 2010 10:18

‘Karların ortasındaydım ve o an ne düşündüm biliyor musun? Altı yaşımdaki küçücük halimle…’

Yeşildi gözleri yemyeşil. İçten içe bir şeylere kızar gibiydi. Değildi, o da değildi. Sanki son yolculuğuna gider gibiydi.

Huzurlu ve sakindi bir yanı. ‘Yeter!’ der gibiydi. Bunları yazan el evrensel bilinci etkilememek istedi, sonra; ‘Sadece bir öykü, saçmalama’ dedi kendi kendine. Yol uzundu.

‘Yolda gidersen yol açılır’ dedi kapıdaki adam.

Seçim Körlüğü: Ne İstediğinizi Bilmiyorsunuz

denizkar | 23 April 2009 17:45

Algı değişiklikleri ile kendi uzmanlık alanlarında bile çok basit testlerde hata yapan uzmanları duymuşuzdur: bir şarap uzmanının kırmızı ve beyaz şarabı ayırt edememesi (karartılmış bardaklar içinde) veya sanat eleştirmenlerinin bilgisayar tarafından rastgele çizilmiş çizgilere bakarak çok derin anlamlar görmeleri gibi. Böyle öykülerden hepimiz zevk alırız çünkü kişiler bir konuda gerçek otorite olduklarını iddia etmeyi arzularlar. Peki ama eğer gündelik seçimlerimizi nasıl yaptığımızı incelemeye kalkarsak.. Uzmanlar uzmanlıklarının el verdiği ölçüde ve bu limitler içinde hata yaptıklarında kabul görebilirler ama peki ya bizler kendimiz üzerine en uzman kişiler olarak hata yaptığımız zaman bu kabul edilebilir bir hata olur mu?

Gerçek seçimimiz gizlice değiştirilse bile sorulduğunda seçimimizi şiddetle savunuyoruz. Fotoğraf: Peter Cade / Getty
Gerçek seçimimiz gizlice değiştirilse bile sorulduğunda seçimimizi şiddetle savunuyoruz. Fotoğraf: Peter Cade / Getty

Bu sorunun cevabı bazı illüzyon numaraları kullanılarak bulunmaya çalışılmış. Katılımcılara sunulan alternatifler üzerinde bazı numaralar yapmaktansa habersiz olarak kişilerin seçim sonuçları üzerinde numaralar yapılmış ve nasıl tepki verdikleri kaydedilmiş. Örneğin, ön çalışma olarak katılımcılara insan yüzü fotoğrafı çiftleri gösterilmiş ve daha çekici olanı seçmeleri istenmiş. Bazı denemelerde kişilerden, seçim yaptıktan hemen sonra seçimlerinin arkasında yatan nedenleri açıklamaları istenmiş.
Habersiz olarak, bazı denemelerde çift-kart illüzyonu ile seçtikleri yüz aslında seçmedikleri yüze ait fotoğrafla değiştirilmiş. Genel yargı, böyle bir değişiklik olduğunda çok büyük ihtimalle hepimizin bunu hemen fark edeceği yönünde. Fakat sonuçlar %75 oranla katılımcılar illüzyona kandıklarını ve aslında seçmedikleri yüzü neden seçtiklerine dair açıklamada bile bulunduklarını gösteriyor. (deney videosu)

Bir ben var bende, benden içeri

| 24 January 2007 02:57

......
……

Birşeyler yazmaya ilk defa 13-14 yaşlarımda, “merhaba, ben şuyum, yaşım şu…” tadında günlük ismi altında bir defterle başladım. Ne kadar da büyük bir hevesle almıştım. Yanında da bir dünya janjanlı kalem… O zamanlar farklı birşeydi benim için günlük olayı. Muhtemelen günün bitiminde, özenle, içine hiç bir his katıştırmadan bir kaç tümce yazardım o günkü yaptıklarıma dair. Belirttiğim gibi o zaman başka birşeydi benim için yazmak. Belli bir saatte, bir hayır işiymişçesine, gönüllü olarak çalıştığım bir görev misali. Böylelikle tam bir defter doldurdum. İkinci bir deftere başladığımda, gönlümce işleyebileceğim yepyeni bir hayat vardı karşımda. Cahil cesur olurmuş. Hiç korkutmamıştı yeni yaşamım beni, derinliklerini hiç tanımamış bilmemiş olsam da. O mu beni işleyecekti, ben mi onu işleyip benim hayatım yapacaktım? Hiç birşey bilmeden, tanımadan, sormadan karar vermiştim. Ve aradan sonunda tam tamına dört sene geçti. Ben ben miyim diye soracak olursam kendime, ben aynı ben değilim. Aynaya her bakışımda eskiden yansıyan görüntüyü özlemle hatırlayan bir ben var simdi. Gözlerinin saçtığı anlamı ne yazık ki görmek istemeyen bir ben. Pişmanlık! Ondan kaçan, ondan kaçtığı gibi bir çok şeyden de arkasına bakmak istemeyerek kaçan ve “Hatırlamıyorum… Gözlerimdeki o ışığı bastıran, o anlamın altında yüklü olan acıyı, korkuyu hatırlayamıyorum” sözleri ardına sığınan bir ben. 5 günlük doldurdum böyle böyle derken. Artık bıraktım, günlük sayfalarından bıktım. Aklıma eserse karalıyorum yine birşeyler , adı günlük değil ama. Şimdilerde yazmak bir tutku benim icin. Lanet olsun… Beceremiyorum bu işi. Ama yazamasam da yazmak istiyorum. Saçmalasamda, olmasa da, yırtıp atsam da kusuna kadar yazmak istiyorummmmmm…