bildirgec.org

http://www.ntvmsnbc.com/news/417989.asp

http://www.objektifhaber.com/yeni/objhab/default.aspx?id=2O37O103406

http://www.haberler.com/polis-dur-derse-ne-yapacaksiniz-haberi/

Cyber Protest

Bugünlerde, kendilerine CyberProtest adını veren, bir grup üniversite öğrencisinin oluşturduğu bir grupla tanıştım. İnternet de gördüğüm birkaç haber, küçüklüğümden gelen hack haberlerine ve hacker sitelerine karşı olan zaafımdan olsa gerek bu gruba karşı kayıtsız kalamadım. Evet hep ilgi duymuşumdur hackerlarla ilgili haberlere, hacklenmiş sitelere. Özenti mi? Değil.

Grubun amacı PKK yanlısı sitelere karşı durma. Kendi içlerinde bir nevî sanal savaş olarak adlandırıyorlar. Şimdiye kadar da bir çok eylemi gerçekleştirdiler. Bu konuda bayağı iddialı oldukları yaptıkları işlerle ortada.
Website veya mail hacklemenin kânunen suç olmasına rağmen, bu kişilere yaptıkları işlerden dolayı olsa gerek. Belki göz yumuluyor, belki izin veriliyor. Burada da bir site de okuduğum bu yazıya hak veriyorum. Bu yazıda doğrulunu bu olayla gösteriyor.
Kendilerini daha yakından ve yaptıkları eylemleri daha çabuk görme amacıyla, websitelerine üye oldum. Dolasıyla sürekli mailler geliyor. Yeni bir mail de, üyelerine yaptıklarıyla alakalı bir Televizyon dizisi çekileceği haberlerini veriyorlar. Merakla beklemedeyim. Tutulur mu tartışılır. Bence tutulur.Aynı mail ile gelen haberde hafta sonu bir gazete de röportajları yayınlanacakmış. Anlaşılan Bayağı iddiaalı olarak isimlerinden söz ettirmeyi amaçlıyorlar.
Bu yazı bu gruba destek veya köstek olmak amaçlı yazılmamıştır.

http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=94269

http://www.abchukuk.com/makale/makale297.html

http://www.sanayi.gov.tr/webedit/gozlem.aspx?sayfaNo=952

hapishane kuşu sam

Amerika şu anda internet teknolojileri konusunda bir adım önde olduğu için karşılaşılan ilk problemleride yaşıyorlar. Kahramanımız Sam Peterson , arabasını bir kafenin köşesine çekip Piggybacking ( izinsiz wi-fi kullanımı) yapıyor. Türkçesi beleşinden kablosuz internet erişiminden faydalanıyor. Bir polis memuru (iyi adam) sam ın halinden şüpheniyor ve ne yaptığını soruyor. Sam kem küm edince götürüyorlar merkeze.Sam sadece e-postlarını kontrol ettiğini söylese de kafe bu erişim hizmetini sadece müşterilerine sunduğu için sam suçlu bulunuyor, sam bir bardak kahve alsaydı bu belki başına gelmezdi 🙂 şu anki amerikan yasalarına göre bu bir suç ve cezası 5 yıl ve 10.000 dolar kefalet gerektiren bir suçmuş. Savcı sam ın bundan haberi olmadığını ve sadece e-posta kontrol ettiği için (acaba:) 400 dolar kefalet ve 40 saat kamu hizmetine mahkum ediyor. Ne kadar bize komik gelsede fikir ve kişi haklarının kanun tarafından ciddiyetle korunduğunu ortaya koyuyor. Siz siz olun abd de laptopunuzla öyle her yerde internete kablosuz erişmeyin ayrıca abd bu işlerin temel kanunlarını koyduğu için bu tür yasaklarla türkiyemizde de 3 yıl içinde karşılaşmamız olası , bilmem siz ne dersiniz. haberin aslı

“İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun Tasarısı” 23 mayıs itibariyle resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir, hayırlı olsun. Tasarının tam metnini okuyarak, hangi hallerde suçlu olacağınızı öğrenebilirsiniz. Konuyla ilgili olarak 20 sivil toplum kuruluşu bir bildiri yayınlamış: “İnternete sansür değil, sürat gerek!”. Bu kanuna EMO da karşı olduğunu belirtmiş. Memleketin bu alandaki en mühim organizasyonları durumdan memnun değilken hangi “iş bilir”ler neye dayanarak böyle bir yasa hazırlamış, anlaması güç. Klasik devlet zihniyetinin tökezlediği, komik duruma düştüğü yegane alan internet. Lakin iş sadece komikliğiyle kalmayacak gibi.. Genel bi bilgi edinmek için Milliyet ve Bianetin haberleri okunabilir.

Geçen minik bir kaza yaptım, bir araca arkadan çarptım. Trafik aniden yığıldı tam önümdeki araba aniden frene bastı, kaçmak için kaldırıma iyi yanaşıp frene bastım ama sağ arkasına çarpmaktan yırtamadım. Herifin bmw benim honda’yı dağıttı. Neyse…

Arkadan çarptım ya suç bende (trafiğe çıkınca suçlusunuz zaten). Ben ekibi ararken olayı gören başka bir trafik polisi zıpladı geldi. Ben telefondayken diğer şoför “benim gitmem lazım,.. toplantı,.. şirket… gak guk” filan diyor. Bir yandan ekiple konuşuyorum, bir yandan trafik polisi “bende bildiriyorum şimdi” diyor, bir yandan da diğer şoförün ne demek istediğini anlamaya çalışıyorum. Adam bir anda arabasını bıraktı gitti, kısa süre sonra başka biri geldi “kullanan benim” diye. Valla benim umrumda değil, hata bende göründüğünden kaskoma ödetip, bir an önce arabamı yaptırıp binme derdindeyim. Arabamda çiziğe bile tahammül edemeyenlerdenim.