bildirgec.org

kadınlar hakkında tüm yazılar

Pamuk Prensesler ve Carmenler..

pillibebekkuyuda | 15 January 2010 18:19

Anneler, teyzeler, ablalar, halalar, babaanneler ve anneanneler..

Bu kişilerin ortak yanları, hepsinin kadın oluşları. Ama birbirlerinden şiddetle ayrılırlar..

Kadınlar vardır, kırılgan, narin.Söz söyleyemezsin, en ufak bir olumsuz cümlen hayatlarını karartır, bunalımlara girerler. Erkekler onlar için baş tacıdır, sözlerine karşı gelemez, her dediklerini kanun gibi yerine getirir, himayelerine girerler.. Söz sahibi olmadan, uyuşmuş halde yaşarlar tüm hayatlarını..Çoğunlukla erkekler, onlarla evlenirler, ama sadece evlenirler, aşık olurlar mı, tartışılır..Bu kadınlar, erkeklerin soylarını devam ettirecek, huzurlu yapıya sahip Pamuk Prenseslerdir, her zaman ağlarlar, terk edemezler..Tam erkek ”çok mutluyum” derken, bir Carmen görür, elleri ayaklarına dolaşır, gönülleri kayar, istemeseler bile..Bir Carmen aynı zamanda Pamuk Prenses in, en büyük kabusu olabilir..

Şapkalar..

pillibebekkuyuda | 27 December 2009 12:49

Bep, bütün trafik ışıklarını ihlal etmek üzere gelmiş dünyaya..

On kilometre uzaklıkta, sahile gidiyoruz, güneşlenmeye, daha doğrusu Bep güneşlenmeye ben takırdamaya..Kendisine şeker pembesi bir bikini seçmiş, rujuyla uyumlu, benimki sıradan, kahverengi. Kendisi güneşi görünce dayanamıyor.Aylardan, Ekim.
Bep çok sessiz olmamdan dolayı şikayetçi. Arada, yaşayıp yaşamadığımdan endişe duyuyor..Denizi seyrediyorum, öyle büyük ki, sınırsız..
Kendime 86 yaşında, yaşlı bir kadınla, bu sessiz sahilde ne yaptığımı soruyorum..Derken tam sırtımın ortasına bir darbe yiyorum, masaya ısmarladığı 6 kişiyi rahatça doyuracak koca balığı yemem için dürtüyor beni..”Bu ne böyle”dememe kalmadan Bep 4. şarabını bitiriyor..Bana çabuk yememi, dönüşte şehre gidip birlikte şapka seçeceğimizi söylüyor.

Yüz haritaları karışan kadınlar

kahramancayirli | 24 October 2009 13:41

Yüz haritaları karışan kadınlar
Kahraman Çayırlı

seslendirme.org adresinden alınmıştır.
seslendirme.org adresinden alınmıştır.

40lı yaşlarına erişen kadınların yüzlerine bakamaz oldum. Zira aynı korkunç ifade var çoğunda. Kırışık yok, göz altı denen yer kaybolmuş, yüz deseniz gerginlikten kopmak üzere bir deriden müteşekkil. Orta yaşta kadınlarımızın bile yüz haritaları çoktan karıştı. Anlamlı, oynanmamış bir yüze rastlamak için epey uğraşmamız gerekecek belli ki bundan böyle.

imageshack.us adresinden alınmıştır.
imageshack.us adresinden alınmıştır.

Peki neden? Savaşa mı hazırlanıyor bu kadınlar? Yaşlılık, savaşılması gereken korkunç bir son olarak mı kodlandı zihinlerimizde? Üstelik sonu da yok. Eninde sonunda kırışıklar yerleşmeyecek mi yüzlerimizin muhtelif yerlerine?Aynı kadınlara uzaktan bakarsanız pek sorun yok aslında. “Canım acayip gençleşmişsin” “Her sabah aç karnına iki domates yiyeceksin, bütün gün elimde su şişesi ile geziyorum.” Tamam, biz de yedik zaten. Sahiden korkuyorum bir gün o yüz derileri kopacak, altından yepyeni insanlar çıkacak!Ve yüzlerdeki bu ifadesizlik çoktan bir moda vaziyetine erişmiş durumda, insanlar bu uğurda ev, araba satıyorlar (pardon, kriz mi vardı buralarda). Genç ve güzel görünmeyi öylesine soktuk ki insanların zihnine çeşitli medya araçlarıyla, insanlar yaşlanmaktan, kilolu görünmekten, çirkin görünmekten korkar oldular. Oysa sağlıklı olmak değil mi aslolan? 50 santim beli olan insan beslenme yetersizliğine gark olmaz mı eninde sonunda?İnsan kırışıklarıyla, zamanın yüzüne, vücuduna bıraktığı izlerle güzeldir. Kat edilen yolların, varılan noktaların emareleridir, yüzdeki her çizgi, germeye çalıştığımız her kırışık. İnsan bedeni, anlamlarıyla güzeldir. İstediğiniz kadar gerilsin deriniz, yüzünüzün hiç olmazsa bir yeri muhakkak haber verecek eski günleri. O zaman daha kötü görünmeyecek misiniz? O anlamlı, derin bakan gözler, 20 yaş gerginliğindeki derilerde nasıl da yabancı ve korkak görünüyorlar oysa.Bu ifadesiz, gergin yüzler bir savaş açtıysa yaşlı görünmeye; ben de aksi istikamette bir savaş başlatmak isterim. Sağlıklı, anlamlı görünmektir aslolan; kopma gerginliğinde, robot ifadesizliğinde derilerle gezmek değil. Şık caddelerde korkar oldum kadınların yüzlerine bakmaktan. İfadesizleşmiş, anlamsızlaşmış deri yığınları sardı, sarıyor her yanı…

On yedi temmuz ikibin sekiz

kahramancayirli | 15 June 2009 09:27

Bir haftadır İzmir’deyim. Üç yeni kişiyle tanıştım, ikisinden pek söz etmeye gerek yok, hiç beğenmedim onları.

25 yaşında. 1.89’a 84. Bana internetten gönderdiği fotoğrafta 76 kiloymuş, 8 kilo almış. İlk buluşmaya arabayla geldi. Arabaya binince ne kadar bozulduğumu anlatamam. Suratım beş karış oturdum. İnciraltı’na götürdü. Sohbeti fena sayılmaz. Profilden yüz hatları da güzel. Ama kilo vermeli.

Balon gibi şişirmişler ruhunu. Kendini dünyanın en önemli insanı sanıyor. Sürekli kendinden bahsediyor. Oysa yarın ölse, hiçbir şey değişmeyecek hayatta, bunu ona da söyledim. Kendini çok seviyor. Psikolojik bir vakayı izler gibi seyrediyorum onu.

amerikalı bir genç, alkol, kadınlar ve blog

wassermann | 29 May 2009 13:07

“my mom told me when i grew up i could be anything i wanted. so i became an asshole.”

Sarhoşken yaşadığı garip maceraları anlatan Tucker Max isimli blogger amerika sınırları içerisinde artık bir “celebrity” muamelesi görmeye başlamış bile. Hikayelerin çoğu +18 olmasının yanında kendisi bazı yazılarında okuyucuyu eğlendiriceğinin garantisini de veriyor. Aynı zamanda bu hikayelerden bir kitapda oluşturmuş kendisi. Yazarımız kendisini ”
“my name is tucker max, and i am an asshole.

Kadın Kadına eğlenmek

FEYZAN | 24 May 2009 10:50

Ne zamandır gerçekleştirmeyi düşündüğümüz, kadın kadına eğlence programımızı, geçen gece gerçekleştirdik. Kadın kadına eğlenmek, çok keyifli bir eğlence türüdür ve incelenmeye değer farklı bir jargonu vardır.Kız kıza eğlence de çok keyiflidir elbette ama, o daha farklıdır. Orda mesela dışarıda olmaktan çok evler tercih edilir. Çünkü rahat rahat taşkınlık yapmana izin vermezler, sağdan soldan sataşanlar olur.İzin problemi başlı başına bir derttir zaten.Onda daha çok, ne konuşulduğu sonradan anlatıldığında kulağa hiçte komik gelmeyen, anlık geyik muhabbetleri döner.Sokakta yürümek, toplu taşıma araçlarına binmek ve gönlünce giyinmek zordur. Biraz içki almak istesen etraftan ve ailenden tepki çekersin. O eğlencenin güzelliği, genç kız saflığıdır. Saatlerce beğenilen ya da aşık olunan erkek arkadaş hakkında konuşulur ve saftirik bir çaba ile erkekler anlamaya çalışılır.Her hareketine bir her sözüne bir mana yüklemeye çalışılır.Kafa kafaya verilip o hareketin, ya da hareketsizliğin nedenleri hakkında kafa yorulur.

ölü bir adam

taha3045 | 13 April 2009 15:52

Adını bilmediğim bir kafetaryadayım, girerken adına sanına bakmak aklıma gelmedi, tek başıma oturmayı severim böyle ama ille masada oyalanmam gerekiyor, etrafı izlemek çok salakça geliyor bana, sanki kadın kız görmeye gelmiş hıyarlar yada çiftlere bakıp iç geçiren aşk fakiri adamlar gibi görünmek istemiyorum. O yüzden kahvemi içerken ya dergi falan okurum yada bilgisayarımla içiçe geçerim.

Bugün de burada yazayım dedim, bir bahar günü,olması gereken dışarda olmak, yeşilliklerle yeşerip, güneşle ısınmak . Ama hala insanlar alışveriş merkezlerinin kasvetine hapsolmakta kararlı, buna bende dahilim. Bahar havasının tadını çıkarmak dururken gelmiş burada kahve içiyorum.

Çin işgencesi

serasu | 11 April 2009 14:41

Çin işgencesi
Çin işgencesi

Kadınlar güzel görünmek için herşeyi yapar.Sabah uyanır.Aynanın karşısına geçer.Aman beni kimse bu halde görmesin düşüncesiyle makyaj çabalarına girer.Ne diyebilirim.Güzellik bizim doğamızda var. Fakat bazen yaşlılık fobisi bizi ele geçiriyor. Daha güzel olmalıyım kaygısıyla her şeyi denemeye başlıyoruz.Sınırsız dietler,zayıflama çayları,koşular ,sporlar,saunalar bitmeyen bir kaygı.Ve devam eden sıkıcı bir süreç.Neden formda kalabilmek uğruna.Çevremizden beğenilme duygusu da hat safhada yani.Bence hepsi bir.Hiç bir kadın çevresinde kendinden daha güzel bir bayanı istemez ama itiraf da edemez.Bende bir bayanım bilirim.O saçını mı boyatmış eyvah.Benim dip boyamın geldi ve de geçti.Hııım …Çok güzel giyinmiş. Vav kokusu çok güzel.hep birbirimizle yarış halindeyiz.İş yerinde bile sen güzelsen.Çekilmezsin.

Sabaha Kalmadan

Galanthus | 02 April 2009 09:48

Bir hastalık mı bilemiyorum ama ben o işi yaparken çok zevk alıyorum. Öyle böyle değil zevk alıyorum , mutlu oluyorum. Şirkette herkes çıkıyor, tüm personel…Patronlar ve bir kaç müdür kalıyor , satış müdürü , bazen kalite kontrol müdürü , klima satış müdürü. İşte o zaman benim için eğlence başlıyor…

Aslında ilk olarak , erkekler tuvaletinin bozulduğu güne denk geldi bunu yapmam. Bizim patronla kalakaldık ortada, n’apalım dedi , bende patron bayanlar tuvaletine girelim dedim,nasıl olsa kimse yok dedim. Girdik. Her şey öyle başladı işte.