bildirgec.org

julianne moore hakkında tüm yazılar

Olağandışı haller; The Kids Are All Right (2010)

queennothing | 02 January 2011 20:11

“Laurel Canyon” ile yönetmenliğini kanıtlamış olan 1964 doğumlu Amerikan sinemacı Lisa Cholodenko‘nun yönetmenliğini üstlendiği 2010 çıkışlı sinema filmi “The Kids Are All Right“, 4 Milyon Dolar gibi bir bütçeyle tamamlandı. 1958 doğumlu aktris Annette Bening, dört defa Oscar’a aday gösterilen Amerikan aktris Julianne Moore ve Amerikan aktör Mark Ruffalo‘nun başrollerini paylaştıkları filmde Mia Wasikowska, Josh Hutcherson, Yaya DaCosta, Eddie Hassell, Zosia Mamet, Rebecca Lawrence, Kunal Sharma ve James MacDonald gibi isimler rol alıyor.
Sıradışı bir konuya; eşcinsel bir çiftin yapay döllenme yoluyla çocuk sahibi olmasına değinen film, homofobiye, genel ahlak kavramına ve alışılmış aile yapısına çeşitli göndermelerde bulunuyor. Çekimleri Los Angeles’ta yapılan film, seyircisine izlenmeye değer bir 100 dakika vaat ediyor.

Nic ve Jules, lezbiyen bir çifttir. Belli bir yaşa gelmiş olan ikili, vakti zamanında çocuk sahibi olmak istemiş ve iki defa yapay döllenme yoluyla çocuk sahibi olmuşlardır. Ergenlik dönemine giren çocukları, Nic ve Jules’e sperm bağışı yapan adamı sorduklarında Paul’u bulurlar ve aile, Paul’un da katılmasıyla sıradışı bir hal alır.

Chloe (2009)

queennothing | 07 July 2010 09:47

Anna Fontaine‘nin yönetmenliğini yaptığı 2003 filmi “Nathalie…“de Emmanuelle Béart, Gérard Depardieu ve Fanny Ardant rol almıştı. İzleyiciler tarafından beğeniyle karşılanan bu Fransız yapımı, 2009 senesinde Hollywood’a uyarlandı. Mısırlı yönetmen Atom Egoyan‘ın yönetmenliğini yaptığı “Chloe” (Büyük Hata), işte bu şekilde ortaya çıktı. Dört defa Oscar’a aday gösterilen Amerikan aktris Julianne Moore, İngiliz aktör Liam Neeson ve “Mamma Mia!” ile adını duyuran Amanda Seyfried‘in başrollerini paylaştıkları filmde, kocasından şüphelenen bir kadının, bir eskort kızla işbirliği yapmasını ve sonrasında, bu işbirliğinin içinden çıkılmaz bir aşk üçgenine dönüşmesini konu ediniyor.

I’m Not There. (2007)

queennothing | 04 February 2010 09:49

Amerikan sinemacı Todd Haynes‘inyönetmenliğini üstlendiği sinema filmi “I’m Not There.” (Beni Orada Arama), 2007 senesinde vizyona girdi.

Başrol yuncu Cate Blanchett‘e ‘En İyi Kadın Oyuncu’ dalında Oscar adaylığı getiren film, müzik sanatına yepyeni bir tanım getiren folk şarkıcısı Bob Dylan‘ın hayatını konu alıyor. Blanchett’in yanısıra Christian Bale, Heath Ledger, Richard Gere, Ben Whishaw, Marcus Carl Franklin, David Cross, Julianne Moore, Tyrone Benskin, Charlotte Gainsbourg, Bruce Greenwood, Michelle Williams da filmde rol alıyor. Filmin en değerli özelliği, Dylan’ın hayatını bölümler halinde, farklı karakterlerle sunması.

A Map Of The World (1999)

queennothing | 19 November 2009 16:48

Jane Hamilton’un kitabından uyarlanan “A Map Of The World” (Dünya Haritası), Peter Hedges ve Polly Platt tarafından senaryolaştırılıp, Scott Elliott tarafından çekildi. Elliott’un ilk yönetmenlik deneyimi olan filmde, üç defa Oscar adayı olan New Yorklu aktris Sigourney Weaver, dört defa Oscar adayı olan aktris Julianne Moore, Chloë Sevigny, David Strathaim, Louise Fletcher gibi isimler yer alıyor.

Alice, iki çocuk ve bol miktarda sinir sahibi olan genç bir kadındır. En yakın arkadaşı Theresa ise, Alice’in aksine sakin, kendi halinde ve anyışlı bir kadındır. Bir okulda çocuk doktoru olarak çalışan Alice, ailelerin ilgisizliğinden, çocukların ‘çocukluğu’na kadar her şeye karşı korkutucu ama zararsız bir siniri vardır.

Julianne Moore

queennothing | 30 October 2009 12:23

3 Aralık 1960 tarihinde, Fayetteville, Kuzey Carolina, Amerika’da dünyaya gelen Juli Anne Moore, askeri mahkeme yargıcı olan Peter Moore Smith ve psikiyatrist Ann Love Smith’in kızıydı. Valerie ve Peter Moore adında iki kardeşe sahip olan Juli, Almanya’da Frankfurt American High School ve Boston Üniversitesi – Güzel Sanatlat Fakültesi’nde (oyunculuk) eğitimini tamamladı. Babasının işi yüzünden sürekli taşınmak zorunda kalan Moore ailesi, Juli‘nin 9 okul değiştirmesine sebep olduysa da kendisi, duruma ayak uydurmayı başarabilmişti.

İlk televizyon deneyimini 1984 senesinde “The Edge Of Night” (‘Carmen Engler‘ karakteriyle) adlı gerilim dizisine konuk oyuncu olarak kazanan Juli, 1986 senesinde “As the World Turns: 30th Anniversary” (‘Franny‘ karakteriyle) adlı yapımda ve bir sene sonra bir mini-dizi olan “I’ll Take Manhattan“da (‘India West‘ karakteriyle) rol aldı. Oyuncu olmayı seçen Juli, babasının adını kullanmaya başladı; Julianne Moore.
1986 senesinin 3 Mayıs’ında John Gould Rubin ile dünyaevine girdi. 1985 ile 1987 arasında “As The World Turns” (‘Franny Hughes Crawford‘ karakteriyle) adlı yapımın 4 bölümünde yer alan Julianne, 1988’de “sLaughterhouse II” (‘Julie‘ karakteriyle), 1989’da “Money, Power, Murder.” (‘Peggy Lynn Brady‘ karakteriyle) adlı TV yapımında yer aldı. 1990 senesinde “B.L. Stryker” adlı diziye konuk olan aktris, aynı sene “Tales From the Darkside: The Movie“de ‘Susan‘ karakterini canlandırdı.
1991 senesinde “The Last To Go” (‘Marcy‘ karakteriyle) ve “Cast A Deadly Spell” (‘Conie Stone‘ karakteriyle) adlı yapımda rol alan Julianne, 1992 senesinde “The Hand That Rocks The Cradle” (‘Marlene Craven‘ karakteriyle) ve “The Gun In Betty Lou’s Handbag” (‘Elinor‘ karakteriyle) adlı yapımda yer aldı.

The Hours (2002)

queennothing | 15 September 2009 11:28

Nicole Kidman, Julianne Moore, Meryl Streep, Ed Harris, Stephen Dillane, Miranda Richardson, George Loftus, Jeff Daniels, Claire Danes gibi başarılı isimlerin rol aldığı 2002 yapımı “The Hours“, Virginia Woolf‘un “Mrs. Dalloway” adlı romanını yazarken içinden geçtiği süreci anlatıyor. Stephen Daldry‘nin yönettiği film, Michael Cunningham‘ın romanından uyarlandı. Ayrıca, film Kidman’a ‘En İyi Kadın Oyuncu’ dalında Oscar Ödülünü kazandırırken Harris’e ‘En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu’, Moore’a ‘En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu’, ‘En İyi Yönetmen’, ‘En İyi Kostüm Tasarımı’, ‘En İyi Düzenleme’, ‘En İyi Müzik’, ‘En İyi Görsellik’ ve ‘En İyi Uyarlama’ dalında Oscar adaylığı getirdi.

Laura, kocası ve küçük oğlu Richard ile mutlu görünen bir hayat sürdürmektedir. Kocasının doğumgünü için oğlu Richard ile pasta yapmaya karar veren Laura, bir süredir kafasının içinde yaşayan bulanık düşüncelerin açığa çıkmasıyla, ‘normal’ hayatı altüst olur. Laura, kendisinin bile farkedemeyeceği kadar derin bir depresyon içerisindedir ve yaşadığı hayattan bir şekilde rahatsızlık duymaktadır. Ancak sessiz ve içine kapanık bir kadın olan Laura, dışarıdan oldukça mutlu görünmektedir ve içinde bulunduğu depresyonu ne kocası ne de arkadaşları anlayamamaktadır. Doğumgünü pastasıyla resmen hayatına aldığı bu karanlık kişilik, Laura’ya hayatını ve ölümü sorgulatacaktır.

Magnolia (1999)

turictanyel1 | 16 June 2009 12:12

IMDb’nin tüm zamanlarını en iyi 250 filmi listesinde 231. sırada yer alan Magnolia, There Will Be Blood, Boogie Nights gibi başarılı filmlere imza atmış California’lı yönetmen Paul Thomas Anderson tarafında yazılmış ve yönetilmiş, 3 ayrı dalda Oscar’a aday olmuş: En iyi yönetmen, en iyi aktör, en iyi müzik (Aimee Mann “Save me“), 8.0/10 oranına sahip bir filmdir.

3 saat boyunca seyirciyi sıkmadan izlettirmeyi başarmıştır. Ebeveyinlerin çocukların hayatları üzerindeki etkisine dikkat çekmiş, onları iyi olana ya da kötü olana yönlendirme şekillerini ve karaketerlerinin oluşumundaki rollerini anlatmıştır.
Hayatlarımızdaki sonsuz ‘etme bulma’ eylemlerinin bireyin üzerindeki karma karışık sınavından bahseder: geçmiş ve şimdiki, kişisel tercihler, şans, aşk ve nefret, ahlaki değerler..

Blindness’a Eleştiri ya da “Aman Ya Rabbim Kör Oldum!”

erastis | 09 June 2009 11:58

Dikkat! Aşağıda okuyacağınız eleştiri yazısı yer yer ‘spoiler’ içerebilir; ve fakat içermeye de bilir. Bu durum, film hakkında ne kadar önbilgiye sahip olduğunuza göre değişkenlik gösterir!

Terminatör Salvation’ın bol tanıtım ve promosyonla gösterime girdiği bir haftada, arada kaynayıp gitmemesi gereken sağlam bir film daha beyazperde seyircisiyle buluştu. Nobel Ödüllü José Saramago’nun aynı isimli romanından uyarlanan ‘Blindness’, önce 2008 Cannes Film Festivali’nin açılış filmi olarak ses getirdi, ardından da 2008 Film Ekimi’nde Türkiye semalarında arz-ı endam etti. Film Ekimi’ne bilet bulabilen sinefiller taa aylar önceden filmi gördü, seyredemeyen meraklı sinemaseverler yurtdışındaki gösterimlerden ve dvd’lerden elde edilen kopyaları indirdi, seyrin tadına vardı ve maalesef haziranın ilk haftası gösterime giren bu yapıma gidebilecek potansiyeldeki kitle çoktan ununu eleyip, eleğini duvara astı. Olsun, gene de biz bir-iki çift kelam edelim, adet yerini bulsun, gönüller bir olsun.

Bir Coen Kardeşler klasiği : ”The Big Lebowski (Büyük Lebowski)”

gorcun | 28 May 2009 10:26

The Big Lebowski
The Big Lebowski

Coen Kardeşlerin (Joelve Ethan Coen) artık kültleşmiş filmlerinden biri olan The Big Lebowski(Büyük Lebowski) 1998 yılında çekilmiş.Filmin ana karakteri Jeffrey Lebowski (Jeff Bridges) namı diğer The Dude (Ahbap) tam bir anti kahramandır. The Dude dış görünüşünden, hal ve hareketine kadar her şeyine yansıyan bu durumdan şikayetçi değildir. Bir gün yine kendi halindeyken evini basan iki gangster alacaklarını alamadıklarından (!) ona bir ders verirler.
Lebowski’ yi dövüp, evini dağıtan ve evini dolu gösteren halısına işeyen gangsterler kapıyı vurup çıkarlar.Bu olaydan sonra hiç bir şey olmamış havasında arkadaşları pasifist Walter (John Goodman) ve Donny’ nin (Steve Buscemi) yanına Bowling oynamaya giden Dude durumu onlarada anlatır. Bir karışıklık olduğu ve şehirde milyoner bir Lebowski’nin daha olduğu anlaşılır.

The Big Lebowski
The Big Lebowski

Dude, milyoner Lebowski’ye gidip kendisine verilen zararın karşılanmasını ister. Bunu tek şartla kabul eden Lebowski, güzel karısını (Tara Reid) kaçıranları bulup onu getirdiğinde istediğini alacağını söyler. Teklifi kabul eden Dude ve arkadaşlarını bundan sonra zorlu bir macera bekler.