bildirgec.org

istismar hakkında tüm yazılar

Rob Zombie’den şeytani bir film : ”House of 1000 Corpses (Bin Ölüler Evi)”

gorcun | 25 June 2009 15:07

House of 1000 Corpses
House of 1000 Corpses

Rob Zombie’nin senaryosunuda yazarak çektiği House of 1000 Corpses (1000 Ölüler Evi) müzisyenin korku sinemasına giriş yaptığı ilk uzun metrajlı filmidir. 2000 yılında çekilip 3 yıl sonra vizyona giren filmde, iki genç çift (Jerry, Bill, Mary, ve Denise) yolda macera arayışıyla ilerlemektedirler. Çift yol üzerinde garip bir mekanda Yüzbaşı Spaulding’le (Sid Haig) karşılaşır ve Dr. Satan’la ilgili efsaneyi öğrenirler. Efsaneyi araştırmaya karar veren çift yolda ilerlerken Baby adında çekici bir otostopçu kızı (Sheri Moon Zombie) yoldan alırlar.
Yolda arabaları bozulunca Baby onları evine davet eder. Önce gitmek istemeselerde başka şansları olmadığını anlayınca daveti kabul ederler. Herşeyiyle garip görünen Firefly ailesi başta zararsız olsalarda daha sonra genç çiftlere 1000 Ölüler Evi’nin karanlık sırlarını göstereceklerdir. Adı geçenler dışında oyuncu kadrosunda Chad Bannon (Karl), William Bassett (Şerif Huston), Karen Black (Mother Firefly), Bill Moseley (Otis), Michael J. Pollard (Stucky) ve Joe Dobbs (Gerry Ober) gibi fazla tanınmamış isimler bulunuyor.

Beni Koruyun

nzright | 04 June 2009 16:58

Doç.Dr. Ayten Erdoğan çocuklara yönelik istismar ve tacize karşı gönüllü bir platform oluşturmuş. Beni Koruyun sitesinde çocuklar gençler ve yetişkinler için olmak üzere; üç ana bölüm bulunuyor. Yeni açılan platforma siz de destek olabilirsiniz.

Danimarka’ lı kadına yapılan…

makaleci | 12 May 2008 10:30

Yine kocaman bir acı…Danimarkalı kadına tecavüz edip parasını gasbettiklerini öne süren haber…

Neden böyle oluyor? Bu kadar şiddet patlaması neden yaşanıyor?

Yabancı kadınlardan ne isteniyor böyle??

Evlatlardan, öz çocuklardan ne ister oldu dünya?

Yolda kendince yürüyen kadından, çocuktan, insandan ne istenebilir ki?

Olay sadece bireysel psikoloji üzerinden mi yoksa sosyolojik açıdan mı incelenmeli?

Bu soruların cevaplarını cidden çok merak ettiğim halde, şu an söz konusu kadının acısına üzülmekten bu soruların yanıtlarına öncelik veremiyorum sanırım,

beynimde bir sürü neden sorusu,

yüreğimde sadece kocaman bir acı…

Bir çift asalet…

| 19 October 2007 23:52

Hergün kapıda dikilip Allah rızası için, çocuklarının başı için vs. diyerek, artık yüreklerimize giden tüm damarların tıkanmasına neden olan vicdan istismarcılarından o kadar illallah etmiştim ki, gözlerinden mağdur olan, ensesinde topladığı, genç yaşında başı bembeyaz olmuş saçlarına ve diğer ayrıntılarına, ancak konuşmaya başladıktan sonra dikkat edebildim.”Çorap satıyorum.” dedi, elinde ve omuzunda taşıdığı kocaman çantalarını yere indirerek.”erkek ve bayan çoraplarım var, almak ister misiniz?” diye sordu kibarca.Ne kadar diye sordum”Çifti üç milyon.” dedi.Oturup biraz soluklanmasını söyledim ve hem kendime hem eşime bir kaç çift çorap seçtim, parasını verdim.Müşterilerimden bir tanesi, dedi; “Helal olsun, senin durumunda olan birçok kimse dilenirken, şu kör halinle sen de rahatlıkla dilenerek belki de fazlasını kazanabilecekken, kolayı değil zoru seçmiş, ekmeğini kazanıyorsun.” Kadın, hafif alınmış ama son derece net, gururlu ve kendinden emin bir ses tonuyla; “Zaten dilenmemek için, çalışmayı tercih ettim.”dedi.Yaşlı annesiyle birlikte yaşadığını ve evin geçimini bu şekilde rahatlıkla sağlayabildiğini anlattı.Teşekkür ederek, yeterince dinlendiğini söyledi ve o kocaman içleri çorap dolu ağır çantalarından birini, yardım teklifimizi zarifçe geri çevirerek, omuzuna, diğerini de eline aldıktan sonra; ağır ağır gözden kayboldu.O kadın öylesine güçlüydüki, hayatından çok daha fazlasını taşıyordu o çantalarda.