Gözlerimi açtığımda sadece karanlık vardı. Son hatırladığımda Işık odada idi. Nasıl olduysa karanlıktı işte. Ya bana çok kızmıştı Işık, yâda ben küstürecek bir şey yapmıştım bilmeden. Bilmeden dediğime kendim inanıyor muydum acaba? Bal gibi de biliyordum işlediğim suçu.
Karanlığa alışıyordu gözlerim. Önceden de karanlık ta görmeyi biliyorlardı. Işıksız yaşadığım günler olmuştu çünkü. Yerimden kalktım ve camın olması gereken yöne doğru ilerledim. İki adım attım yâda atmadım başıma bir şeyin çarpmasıyla sendeledim. İster istemez ellerim başımın zonklayan yerine ben ne olduğunu anlamadan ulaşmışlardı bile. Canım yanıyordu. Işıksızlığa alışmaya çalışsam da hemen olmuyordu işte. Ben bu kadar aciz olamazdım. Eğer ışık yoksa karanlığa alışmalıydım.