bildirgec.org

3-5 gündür kesmiştim yazmayı. Suların kesikliği gibi birşey değildi bu başkaları için. Yani kimse ölmemiş ya da yalvarmamıştı yazmam için. Kimse hevesle de beklememişti. Bu, boş bir süreçti. Toparlanma, toplama, biriktirme süreci belki de. Herkesin biriktirmeye ihtiyacı vardır acıları, hüzünleri, mutlulukları.. Kışkırtıldığımız zamanlar bile biriktiririz kinimizi sonradan kusmak üzere.. Ne oldu peki şimdi? Ne değişti? Ne buldum boş hayatımda? Ne arıyordum da buldum? Ne buldum da yazacağım? Hala anlayamamışım ne için yaşadığımı. Aşk için mi diyorlar bana. Ben de evet deyince gülüyorlar halime. Gülüp geçiyorlar, ben de heralde henüz çözemedim diyorum ne için yaşadığımı. Yaşlanıp buruş buruş olunca yanımıza kar kalacak yegane şeyler, eğer şanslıysak ve herşeyin değerini vaktinde bilebilmişsek, bizi seven bir yürek, çocuklarımız, torunlarımız olacak diyorum. Ne para pul, ne kariyer.. Gülüyorlar bu laflarıma. Ciddiye almıyorlar beni. Aşk ve aşka inançta kalmadıysa ben şimdi ne ve kim için yazacağım?….

http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=101964&uniq_id=1189236019

Herşeyin hesaplanabilir-ölçülebilir olduğu bir zamanda bireyin en büyük yanılsaması yaşamına yön verebilme ihtimalidir. artık yaşam bireylerin tek tek yönverebileceği birşey olmaktan çıkmıştır. Kendiliğinden akan ve önüne ne gelirse, kökünden söküp sürükleyen azgın sel suları gibi yıkıcı bir devinime dönüşmüştür.
Yaşamın, ölüme koşmak olduğu bir çağda intihar olağandışılığını yitirmektedir. Akılalmaz olan, inadına daha iyi bir yaşama arzu duyup, bunun olması için gerekli emeğin gösterilmesi, ve karşılık olarak kazanım elde etmektir. Tıpkı emek gibi akıl da, düşünce dünyasının merkezinden kovulmuş, meşruiyetini kaybetmiştir. İnanç, yaklaşık 500 yıl sonra saklandığı karanlıklardan çıkmış, saklandığı karanlıkları insanların gözlerine yaymıştır. Artık kimse hayatına yön vermeyi düşünemez olmuş, yerine ruhunu kurabiye kalıplarına döküp, fırınlanmayı beklemektedir.
Çağımız, eylem ve intiharın, aynı cümlede yanyana ve tamamlayıcı bir şekilde biraradalığına sahne olmaktadır. İnanan da inanmayan da bir sınavdan geçtiği bilinci ile yaşamakta, sokakta yürürken gölgelere tedirgin bakışlar atmakta. Eski çağların masallarında çocukları korkutan ejderler, artık çağımızın bir kısım çocuklarının üstüne bombalar yağdırırken, onları kullanan pilotların çocuklarının odalarında ise bir oyuncak olarak varolmaktadır.
‘Baudrillard’ ustanın da söyleyeceği gibi, gerçek olanla gerçek olmayanın arasında artık gerçek bir sınır kalmamıştır.

herkes inanıyor ama neye?, hangi maddenin ardindaki düsünceye? hayatları mi devam ettiriyor din?insanlar olmadıkça ne anlamı var ki?

din hakkında söz söylenmez, tartışılmazdır, dogmadır. din adına yapılan savaşlar örn; Haçlı seferleri uhud , bedir savaşları , reform (avrupayı din konusunda düşünmeye sevk eder) . peki bunlar sonunda ne oldu çinde din olarak neler oldu dünyada din nerden nereye gidiyor isa musa muhammed ve buda hangimizin kötülügünü istedi? genelleme yapmak ne kadar doğru olacak pek bilemiyorum ama dinler insanların iyiligini ister insanın ahlakını belli kalıplara uydurmaya çalışır ahlak açısından birbirinin aynı toplumlarla nesillerin devamını saglamaya çalışan bir disiplindir. Bildiğimiz içinde bulundugumuz evrende bir enerji var güneşi yakacak ve söndürecek bir enerji bu eneriji kullanabildigimiz ölçüde insanız ve dindarız aslında bütün dinler insanların iyiligini istiyorsa ve sadece bir tane din yoksa kaynagı muhtemel ise dinleri var edenler biz insanlar degil miyiz?(!) İcat ettigimiz şeylere hiç mi inanmıyoruz? şu da bir gerçek ki tüketmekten korkuyor , yangından mal kaçıramıyoruz. insanlar ne kadar bilgili dahi olsalar onların bütün bildikleri karşındakının anladıgı kadar degil midir? din bir eğitimdir en başında ben din konusunda insanlara doğru soru sorabilme yeteneği olarak tanımlamak istiyorum çünkü doğru soru sorabilme yeteneği insana doğru cevaplar ve faydalı bilgileri beraberinde getirecektir. lenin din afyondur , müslümanlık son hak dindir , dini karikatürler , hepsi bir eğitimdir süreklilik ister hiç bir zaman bulunduğu nokta ulaşabileceği son nokta degildir. bazı amerikan vatandaşları doların üstünde yazan yazıdan rahatsızlık duyduklarını dile getirmişlerdi geçmiş yılda bunu nasıl yorumlamamız gerekiyor?

http://www.haberler.com/musluman-isa-hiristiyan-dunyasini-sarsti-haberi/

http://www.akiskitap.com/kitap_detay.php?kitapid=299

http://www.wikihow.com/Deal-With-Religious-People-if-You-Are-an-Atheist

http://engelle.blogspot.com/2007/08/mirakandiliniz-mbarek-olsun.html

http://selmanaslan.blogspot.com/2007/07/fw-allahn-isimleri-ile-alay-m-ediliyor.html

yeni dinler

din en basit şekliyle; insanın kendinden daha büyük ve güçlü varlık-varlıklara inanma isteği olarak tanımlanabilir. tarih boyunca insanların bu istekleri ve dinleri varolagelmiştir.
dünyada yaygın olarak kabul gören 3 büyük din vardır: hristiyanlık, yahudilik ve islamiyet. ama zamanla insanların düşünce ve inanç yapıları değişmiş, var olan dinler bazılarına yetersiz gelmeye başlamıştır.
20. yüzyılın sonları ile 21. yüzyılın başlarına döndüğümüzde kaynağını bu dinlerin öğretilerinden alan ya da tamamen uydurmaca olan yeni dinlerin ortaya çıktığını görüyoruz. din modası olur mu demeyin, işte son moda dinler:
–bahailik: mirza hüseyin ali isimli sahte peygamberin 1844’de ortaya attığı din. kadın-erkek eşitliğini ve tüm insanların kardeş olduğunu savunur.
–tenrikyo dini: nakayama miki isimli bir kadın tarafından 1850’li yıllarda budizm’den esinlenilerek kurulmuştur. kibir, öfke, kin ve şiddetten arındırılmış neşeli bir hayat yaşamak en büyük prensiplerindendir.
–tanrının yolu dini: yakın geçmişte türkiye ve civarında ortaya çıktığı düşünülen, tüm dinlerin uzlaşması gerektiğine inanan inanç topluluğu.
–kadıyani dini: mirza ahmet gulam tarafından 1889 yılında ortaya atılan din. hristiyanlık, islamiyet ve hinduizm öğeleri içerir.
–yehova şahitleri: charles taze russell tarafından 1870’lerde kuruldu. mesih’e, tek tanrıya, mukaddes kitaba inanırlar.
–mormonlar: 1830’da joseph smith tarafından ortaya atılmıştır. hristiyanlığın devamı niteliğindeki bu dinin peygamberi smith’dir. hristiyanlığın 3 tanrı üçlemesine ve öğretilerine inanır.
–rastafarianizm: etiyopya prensi haile selassie tarafından kurulmuş, zencilerin kutsal kavim olduğuna inanan din. bu dine mensup kişiler saçlarına rasta yapar ve kendilerini orman kralı aslan gibi büyük hissederler. reggae bu dinden ilham alarak ortaya çıkmış bir müzik türüdür.
–moonlar: 1940’lı yıllarda sun myung moon tarafından kurulmuştur. hristiyanlığın deforme olmuş şeklidir. mesih ve eşinin gerçek adem ve havva olduğuna inanır.
–realien dini: 1975’de uzaylılar tarafından kaçırıldıklarını iddia eden claude vorilhon ve avvergne tarafından kuruldu. bilimselliği savunan, uzaylı güçlerin varlığına inanan bir dindir.
–vica dini: gerald brosseau gardner tarafından kurulmuştur. pagan öğeleri taşıyan bu din tanrıça ve boynuzlu tanrıya inanılır. evrenin döngüleri çerçevesinde yaşamayı amaç edinirler.
–scientoloji dini: L. Ron Hubbard tarafından 1952 yılında kuruldu. reenkarnasyona inanılan bu dinde ruhu yüceltmek en büyük amaçtır.