bildirgec.org

iktidar hakkında tüm yazılar

türban, içki, kumar

| 13 February 2008 01:25

1980’li yıllardan beri zaman zaman alevlenen, zaman zaman durulan tartışmalarla türban bir ölüm kalım meselesi haline geldi. annelerimizin, ninelerimizin güzelim baş örtüsü döndü bir garip kuşa.

işin trajikomik bir yönü de var…
siyasilerin büyük bir açlıkla üzerlerine saldırdığı müslüman vatandaşlarımız sevinç içinde…
dini vecibelerimiz yerine getiriliyor diye…

türkçe kuran-ı kerim diyanet mealini inceledim. başörtüsü ile ilgili nur suresini buldum. gerçekten de, iktidar örtünme konusunda dinimiz emirlerinin yerine getirilmesini sağlayarak, oldukça hayırlı bir iş yapmakta.

türban, sermaye, iktidar, medya

| 10 February 2008 16:35

ulusal ve uluslar arası sermayenin emir eri iktidar ve medyanın amacı, türbanı halkın gözlerine bağlamaktan başka bir şey değil.

bu iki grup için kadınlar sadece birer araçtır. türk kadını, halkı ülke sorunlarından ve gerçeklerden olabildiğince uzak tutmak amacıyla kullanılmaktadır.

bu iki grup için dinin de, laikliğin de, halkın da herhangi bir anlamı yoktur. onlar için önemli olan tek şey ellerindeki güçtür. bu gücü kaybetmemek adına her yola sapabilirler.

avrupa birliği, kıbrıs, orta doğu, pkk, güney doğu, fırat ve dicle, petrol, doğal gaz, enerji, gelişmiş ülkelerin üzerimize yığdığı eski teknoloji, aydınlanma çağını kaçırmış halkımız, sağlık, eğitim, gelir… say sayabildiğin kadar… bütün bunları hallettik… sıra geldi siyasetçilerin kendi yarattıkları türban sorununu çözmeye…

türban kurban ve tabu

behman | 31 January 2008 18:10

tabu'nun trajikomik sorusu..
tabu’nun trajikomik sorusu..

tabu‘da türbankurban mı?

çok zamandır hatta çok çok zamandır ülke gündemini meşgul eden, gündemden hiç düşmeyen, televizyonda kanal değiştirirken denk geldiğim 10 tartışma programının 10unda da bir o yana bir bu yana çekiştirilen, bir türlü bir karara varılamayan bir sorun; türban. neden bir sonuca bağlanamıyor acaba? çünkü olaya, işin içine insanların yıkılmaz “tabu”su girmiştir. inanç, din. yıkılmaz tabudur, çünkü varoluşsal bir prensiptir. doktrindir.
istismar edilemeyeceğinden muhalif olan da iktidar olan da sebepsiz bir şekilde yıkılmayan, yıkılmaması gereken duvarın dibinde sessiz sedasız beklemekte. her iki taraf da çünkü aynı tabunun mağdurudur. ve bu tabu yıkılmadıkça, bazı taşlar kesinkes yerine oturmadıkça bu sorun; türban, tabunun kurbanı olarak gündemi, gündemimizi meşgul etmekte direnecektir ve trajikomik hadisemiz olmaya devam edecektir; şekil 1A

Turuncular Sarmış Dört Bir Yanımı

Battlehammer | 27 November 2007 05:54

Oyle bir viagra furyası var ki şu minik dünyamızda, 8 yıldır değil dindirmek, daha hafifletebilen olmadı. Mail kutularımızı dolduran, hemen her reklam mecrasında karşımıza çıkan, kimimizin bu kadar cinsel problemi olan insanın varlığına şaşırmasına, kimimizin ise küstüğü hayatıyla tekrar barışmasına neden olan bu mavi mucize, yüzyılın icatları arasındaki haklı yerini çok kısa bir sürede aldı.

Ancak kapitalist ekonominin genel kuralları, ilaç şirketleri arasında hep var olan kıyasıya rekabetin alışılageldik süreci sonunda elbette piyasada tekel olarak uzun süre kalamadı. Önce taklitleri, ardından ciddi Ar-Ge süreçleri sonucu yaratılan kimi daha üstün, kimi zayıf rakipleri piyasada yerini aldı.

ertuğrul özkök ve maide suresi 51.ayet

| 25 November 2007 17:57

insan toplumunda kabaca iki grup vardır. küçük bir azınlık, güç ve iktidarı elinde bulundurur. diğerleri ise bu küçük grubun hizmetindedir. yani yönetenler ve yönetilenler.
ancak bu ikisinin arasında değişik bir tür daha vardır. bunlara her devrin adamı diyebilirsiniz. güç kimin elinde ise ona hizmet verirler. genelde gücü ve iktidarı paylaşmaya yaklaşmış ama ona ulaşamamış kişilerdir. insanları harcamaktan hiç çekinmezler ve bunu yaparken de hiç tereddüt etmezler. öyle bir an gelir ki, sadakatle hizmet eder göründükleri patronlarını bile daha büyük bir çıkar uğruna arkadan hançerleyebilirler.

İKTİDARSIZLIK

koza 68 | 21 November 2007 10:33

Türkiyede asıl sorun kurucu iktidarla, kurulmuş iktidarlar arasındaki yetki sorunudur.

Bakınız ,sürekli şikayet ettiğimiz bir türlü çözülemeyen sorunların asıl kaynağında da bu kısmi olarak devredilmiş yetki ve otorite sorunu vardır. Kurulmuş nice iktidarlar gelip geçti, hiçbiri de almış olduğu yetkiyi temel sorunların çözümünde kullanamadı. kullanabilenler de efektif olarak kullanıp, nisbi gelişmelere imza atabildiler.

Elbette türkiyede demokrasi sorunu vardır, olmaya da devam edecektir. ne zaman ki devletin ilk organizasyonu yeniden gözden geçirilecek, hukuki yorumları serbestçe yapılabilecek işte o zaman, ancak o zaman egemenlik kavramının millette olduğu tescil edilecek, siyasal iktidarların yetkileri yeniden belirlenecek , bu güne kadar ancak basit bir yasama yetkisi almış olan parlemento gerçek kimliğine kavuşacaktır.

liderlerin kötülüğü ve halkların zavallılığı üstüne düşünce!!

uuuucar | 31 October 2007 09:08

Ne kadar zavallısınız bazen…Şefkat makyajı yapılmış tebessümler unutturuyor hemen öfkenizi.O tebessümlerin yerleştiği yalancı ağızlardan sizi sindirmek için alev topu gibi yükselen kükreyişler karşısında titriyorsunuz hemen.Sesiniz kesiliyor,donup kalıyorsunuz.Korkuyla bağlısınız onlara.Değiştirme riskini göze alamadığınız patronlarınızdan,”şanlı” ordularınızın başkomutanlarından,devlet başkanlarından ödünüz kopuyor.İnanıyorsunuz onlara.Anlamıyorsunuz bir türlü “miş” gibi yaptıklarını.Verdikleri sözleri tutacaklar”mış” gibi davranıyorlar ama asla ne dediklerini hatırlamıyorlar.Çocuklarınızı koparıyorlar sizden,bilerek öldürüyorlar;sonra sizinle birlikte arkalarından merhametliler”miş” gibi göz yaşı döküyorlar.İyiliğiniz için”miş” gibi “tebaa” olmanızı istiyorlar;dilinizi konuşmayanı , tanrınıza inanmayanı , sizi temsil eden kumaş parçasını elinde sallandırmayanı dışlamanızı hatta giderek ortadan kaldırmanızı arzuluyorlar.Yaşadığınız yerlerde “siz size” kaldığınızda daha mutlu olacağınıza inandırmaya çalışıyorlar sizi.Size bunları yapıyorlar çünkü varlıklarını sürdürmelerine ihtiyaçları var.Estirdikleri rüzgarlara göre şekil alan siz kalabalıklardan besleniyorlar.Sayenizde elde ettikleri güçten ve bu gücün getirdiği ayrıcalıklardan bir türlü vazgeçmek istemediklerinden “devlet”, “ulus” kelimelerini düşürmüyorlar dillerinden.”Gücümüzü,ayrıcalıklarımızı tehlikeye atacak herkes karşısında bizi bulur” türünden cümleler kuruyorlar.Olmadığınız halde sizi “ezeli ve ebedi kahramanlar” ilan ediyor,bununla da yetinmeyip aranızdan “illegal katil kahramanlar”(“Ogün Samas” gibi) çıkarıyorlar.Kendilerinin bizzat yapmaları halinde açık nefretinizi kazanmalarına neden olacak “kanlı eylemler” o “illegal katil kahramanlara” yaptırıyorlar işte…
hemde bu sadece bugün değil iktidar kavramı var olduğundan beri var olan bir durumdur!!

Vatan Sağolsun

Cevval Portakal | 22 October 2007 17:14

Efendim hali hazırda memleket ayakta, haklı olarak ayakta! Şehit haberleri üst üste gelmekte. Moral bozmakta. Tabi bu haberlerin yanında gelen başka haberler de yok değil.
Mesela bu olayların hemen öncesinde gündemi dolduran ermeni soykırımının kabulü vardı. ABD’nin bu hareketine karşılık ufak çaplı bir kriz yaşandı. Büyükelçimiz geri çağırıldı bir anda rest çekildi kocaaa amerikaya pheeyy. Hepimiz şaştık kaldık, nasıl oldu da fırçabıyık böyle bir anda celellenebildi bush abisine diye. Hani teröristlerin elinde amerikan silahları bulununca aynı iktidar sessiz kalmıştı ya, ee madem böyle erekte olabiliyordun zamanında neden olmadın bre dingil diye düşündük ister istemez. Sonra birden bire Amerikayla içli dışlı olan iktidarımız nasıl oldu yollarını ayırmaktan çekinmez oldu acaba.
Hepsi yaşandı bitti şimdi bunların sonucunda Türkiye, Kuzey Irak’a girerse bakalım bu kimlere yarayacak. İktidarın şansına mıdır, nedir bir süredir ekonomik büyümeye şahit olmaktayız. Sıcak para, el yakanından sımsıcak ohh aktıkça akıyor. Sırf bizde değil bütün dünyada akıyor. Nasıl oluyor da piyasalar coştukça coşuyor. ee nası olacağıdı y…rraaamm petrol varil fiyatları artıyor da öyle oluyor. Borsamız coşuyor, dünya borsaları coşuyor, herkes mutlu. Petrol fiyatları düşünce tam tersi olur gibi oluyor bir şekilde tekrar toparlanıyor bu fiyatlar. Zenginler kazandıkça kazanıyor, ülkemizin zenginleri, dünya zenginleri refaha eriyor. Milyar dolarlar katlana katlana el değiştiriyor.
Yapmak üzere bulunduğumuz harekatı yaptığımız takdirde ekonomik açıdan öngörülen nedir. Mevcut gerginlik sonucunda 84$’a varan petrol fiyatlarının 100$’a vurması. İran ile yaşanan krizlerde olduğu gibi.
Petrolü dünyaya pompalayan bizim bu kafa tuttuğumuz amerika olmasın sakın. Dünya ekonomileri coşmasın sakın vayy vayy. Ülkemin genç nüfusu, petrol zengini koca götler lifli besinleri daha rahat sıçabilsin diye şehit gidiyor olmasın sakın, ali cengizler anaları ağlatıyor olmasın sakın.
Vatan sağolsun efendim.

“kovulduk ey halkım, unutma bizi” medya,sermaye,iktidar

| 15 October 2007 03:43

sermaye ve iktidar yapışık kardeşlerdir. sermaye desteğini almayan iktidar, iktidarı yönlendirmeyen sermaye olmaz. aslında ülkeyi ortaklaşa yönetirler. bir de toplumu etkilemenin ve şartlandırmanın en güçlü aracı medya ellerindeyse. istedikleri gibi at koşturabilirler.

iktidar ve sermayenin işine gelmeyen medya mensuplarının ipi hemen çekilir. para ve iktidar hırsı gözleri kör eder. Yetmiş milyon insan onların bu pozisyonlarını sürdürebilmeleri ve daha da geliştirebilmeleri için sadece birer araçtır.