bildirgec.org

haluk bilginer hakkında tüm yazılar

Polis (2007)

yunus93 | 31 July 2009 18:06

Filmin yönetmenliğini Onur Ünlü yapmaktadır.

Musa Rami, teşkilatın en başarılı polislerinden biridir. Ancak Musa Rami’nin hayatı, İzmitli bir mafya ile başı belaya girince aniden değişir. Kendisine ve ailesine yönelik sürekli tehdit altındadır. Bu arada Musa, yanına üniversite tezi için gelen Funda’ya aşık olur. Bütün bunlar yetmezmiş gibi Musa bir de beyin tümörüne yakalanmıştır ve sadece 2 aylık ömrü kalmıştır.

The International

queennothing | 21 May 2009 09:42

Run Lola Run“, “Paris, je t’aime“, “Perfume: The Story of a Murderer“‘in Alman asıllı yönetmeni Tom Tykwer‘in 2009 yapımı sinema filmi “The International“, Clive Owen ve Naomi Watts‘ı biraraya getirirken, Türkiye’den sürpriz bir ismi de bünyesinde barındırıyor; Haluk Bilginer.

Adalet sağlama konusunda taviz vermeyen ve bunu bir çeşit hastalık haline getiren, Interpol için çalışan ajan Louis Salinger, yasadışı işler yapan ve kanıt bırakmayan güçlü bir bankanın kirli çamaşırlarını ortaya çıkarmaya çalışmaktadır. Bu görev sanıldığı kadar kolay olmayacaktır ve görev esnasında Salinger‘e eşlik eden savcı Eleanor Whitman da, Salinger kadar hırslı biridir.

Absürd komedi filmi : Fasulye

gorcun | 15 April 2009 11:27

Fasulye
Fasulye

Komedi denince ülkemizde genelde akıllara küfür eden, magandalık yapan, bağıran çağıran, etrafta orasını burasını açan tipler gelir.
Tabii ki espri anlayışı bundan ibaret olmayan birçok insan olsa da genel olarak düşünülünce en çok böyle algılandığı Recep İvedik gibi bir filmin gişe başarısından da anlaşılabilir. En azından Recep İvedik 2 olarak kalsında Türk Sinemasında komedi anlayışı daha iyi yerlere gelsin.

Recep İvedik
Recep İvedik

Tabii ki yazının konusu Recep İvedik değil aksine ondan kaliteli ama aynı değeri görmemiş bir film olan Fasulye. Film köyde saf bir gencin (Selim Erdoğan)yaşlıların büyük coşkusuyla vergi iade zarflarını şehre götürmek için göndermesiyle başlar. Bu arada gence görünen aksakallı dede (Haluk Bilginer)filmin absürt komedi olacağının sinyallerini verir.

Fasulye
Fasulye

Absürt saçma, anlamsız olarak adlandırılabilir. Absürt komedi ise komedi klişeleriyle dalga geçerken, saçma ve anlamsız olaylardan komedi unsuru yaratan bir türdür. Kanımca başarılı bir şekilde yapıldığında müthiş bir komedi unsuruna dönüşür. Coen kardeşlerin filmlerinde çokca görülen bu tarz Türkiye’de mizah dergilerinde (Gırgır, Leman, L-manyak, Penguen, Uykusuz, Lombak) fazlaca görülse de Türk sinemasında çok fazla bulunmamaktadır.

En güzel aşk filmi: Kader

kahramancayirli | 11 March 2009 12:30

Masumiyet'ten
Masumiyet’ten

Masumiyet’i izleyip de Yusuf’un (Güven Kıraç), Bekir’in (Haluk Bilginer) ve Uğur’un (Derya Alabora) performanslarını unutabilen var mı? Kapanmayan kapıları, çoğu zaman zayıf kadınları, edilgen adamları, hiçbir yere bırakmayan taşrası ile Zeki Demirkubuz Sineması, Masumiyet‘in on beş yıl öncesini anlatarak Kader ile devam ediyor.

Masumiyet için kapalı bir film, “içerinin filmi” demiştik, Kader de doğal olarak aynı minvalde ilerliyor. Demirkubuz’un alamet-i farikası “çerçeve içinde çerçeve” tekniğinin de yardımıyla kentler, zamanlar, karakterler değişse bile hiçbir şekilde çıkış yok, Uğur’un dediği gibi “gidecek bir yer yok!” Kameranın dört kenarı zaten dünyayı epeyce kısıtlamış, sınırlamışken; yönetmen, kamerasını duvarların, kapıların, pencerelerin gerisine yerleştirerek hem izleyiciyi, hem de anlatısını enikonu “boğuyor”.

Yönetmen, on beş yaşındayken duyduğu bir aşk öyküsü üzerine yazmış Masumiyette Bekir’in kırda yaptığı uzun monologu. Bu tutkulu hikayeyi ise yirmi yıl sonra çekebilmiş. Şimdi de Masumiyet’in geçmişini izliyoruz Kader’de.

Bekir (Ufuk Bayraktar), hallice bir esnaf ailesinin çocuğudur, babasının halı dükkanını işletir. Bütün hikaye, Uğur’un (Vildan Atasever) bir gün Bekir’in halı dükkanına gelmesiyle başlar. Uğur zaten belalı Zagor Orhan’a (Ozan Bilen) aşıktır, tabii bir yandan da farkında olmadan saf Bekir’in gönlünü çalar. Sonrası malum, Uğur, Zagor’un peşinde; Bekir de Uğur’un. Aynı cümle Masumiyet için de geçerli ama kendini vuran Bekir’in yerine Yusuf’u koyarsak.

Masumiyet : En iyi Türk filmi

behman | 18 December 2008 16:17

8.88/10
Yönetmen: Zeki Demirkubuz
Oyuncular: Derya Alabora, Haluk Bİlginer, Güven Kıraç
Yapım yılı: 1997
Tür: Dram

Okuldan atılmadan ütücülüğe, işportadan hapiste yatmaya kadar bir sürü hayat tecrübesinden sonra yönetmen Zeki Öktenin yanında asistanlıkla sinema hayatına atılan şahsına münhasır kişiliği ve filmleriyle Zeki Demirkubuz 1994’te ilk filmi “C Blok” ile dikkat çekmişti. Fakat asıl çıkışı 1997’de yönetmenliğini yaptığı “Masumiyet” filmi ile oldu. 34. Antalya Altın Portakal Film Festivali, 10. Ankara Film Festivali, 11. Adana Altın Koza Film Festivalindeki neredeyse tüm ödülleri toplayarak “en iyi”liğini ıspatladı. Özellikle Derya Alabora, sonra Haluk Bilginer ve Güven Kıraç‘ın oyunculuğunu konuşturduğu film gelmiş geçmiş “en iyi 10 türk filmi”nden biri. Her üçünün de oldukça başarılı oyunculuk sergilediği film ister senaryosu, ister çekimlerindeki sadelik, yalınlık ve bir o kadar da çarpıcılığıyla kesinlikle olduğu yeri hakediyor.

DEVRİM ARABALARI – 50 Yıllık Dezenformasyon

Boncukcu | 18 November 2008 17:42

yönetmenliğini Tolga Örnek‘in yaptığı, oyuncu kadrosunu; Taner Birsel, Ali Düşenkalkar, Halit Ergenç, Sait Genay, Altan Gördüm, Vahide Gördüm, Seçil Mutlu, Uğur Polat, Serhat Tutumluer, Onur Ünsal, Selçuk Yöntem, Haluk Bilginer ve Altan Erkekli‘nin oluşturduğu Devrim Arabalarının müziği ise Demir Demirkan tarafından yapılmış.

1961 yılında Cemal Gürsel, yerli otomobil üretimi konusunu gündeme sokar. Neredeyse herkesin karşı çıktığı projeye bir grup mühendis ‘Ya yaparsak’ diyerek sahip çıkarlar ve Eskişehir’de Demiryollarına ait CER atölyesinde çalışmaya başlarlar. Ankara’dan gelen bir talimatla arabayı 29 Ekim’e yetiştirmeleri istenir. 129 gün vardır!.

Masumiyet (1997) Bir Zeki Demirkubuz Filmi

XemBiLL | 09 July 2008 16:47

Masumiyet afiş
Masumiyet afiş

Yönetmen: Zeki Demirkubuz
Senaryo: Zeki Demirkubuz
Görüntü:Ali Utku
Kurgu: Mevlüt Koçak
Müzik: Cengiz Onural
Oyuncular: Haluk Bilginer, Derya Alabora, Güven Kıraç

Bir Zeki Demirkubuz filmi Masumiyet…

Bir yanda hapisten yeni çıkmış ve kendini boşlukta bulan Yusuf (Güven Kıraç) , diğer yanda 20 yıllık aşkının peşinden sürüklenen Bekir (Haluk Bilginer), ve bir hayat kadını olan Uğur(Derya Alabora)

Uğur ve Bekir ile bir otelde yolları kesişen Yusuf’un masumiyeti tüm çıplaklığıyla ortaya serdiği bir başyapıt.

Zeki Demirkubuz dibe vurmuş insanların acı öyküsünü iyi bir yönetim ve oyunculukla ustaca işlemiştir.

Bekir otelde Uğur'a silah çeker
Bekir otel’de

Bekir’in kırda 20 yıllık aşkını ve başlarından geçen onlarca olayı ve hatta aşkın tarifini 8 dakikalık muhteşem anlatımıyla ortaya koyduğu sahne filmin en çarpıcı sahnelerindendir…

”hep denedin hep yenildin.olsun.yine dene yine yenil”

Samuel Beckett’ın bu sözleriyle sona eren filmi tekrar tekrar özümseye özümseye izleyin…

2005 yılında çekilen Kader ise Masumiyetin devam filmi niteliğindedir. Uğur ve Bekir’in tanışmalarını anlatır. Fakat bence Masumiyet kadar çarpıcı oyunculuklar gösterilmemiştir…

Gölge Oyunundan Beyaz Perdeye: Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü?

heavybear | 06 June 2008 15:43

Hacivat karagöz Neden Öldürüldü Film Afişi
Hacivat karagöz Neden Öldürüldü Film Afişi

14. yy’da Anadolu’da yaşayan halk Moğolların saldırılarından yılmış, Moğolların vergi almasından fakir hale düşmüştür. Halk bu zulümden kaçmak için göç etmektedir. Göç etmek için ise en uygun yer Bursa’dır. Sadece Anadolu’da yaşayan halkın değil aynı zamanda çeşitli beyliklerin yöneticileri de Bursa’ya gelmektedir.

Karagöz Moğol vergilendirmesinden usanan, annesiyle geçinen bir Türkmen göçeridir. Hem Moğolların baskısından hem de kendisine bir iş bulabilmek için Bursa’ya annesiyle birlikte göç eder. Cahil olmasına rağmen kafası iyi çalışan biridir. Kulağının ağır işitmesiyle de sözleri yanlış anlayarak çevresindeki güldürür. Özellikle de kızdığında yaptığı hareketler onun komik duruma düşmesine neden olur.

Hacivat da eğlence düşkünü bir ulaktır. Tüm zor durumlardan kurtulabilmektedir, bunu da diline borçludur. Türlü laflar ederek tam bir “laf cambazlığıyla” işi kendi isteğine göre şekillendirip Moğol’un elinden kurtulmuş ve Bursa’ya gelmiştir. Daha sonra Karagöz ile karşılaşmış ve onun ineğini satın alarak tanışırlar. Karagöz’ün iş aradığını öğrenen ve ondaki bu komiklik yeteneğini gören Hacivat ona iş bulacağına dair söz verir. Aslında bundan para, şan, şöhret kazanmak için yararlanmayı aklına koymuştur.