bildirgec.org

gwyneth paltrow hakkında tüm yazılar

Sliding Doors – Rastlantının Böylesi (1998)

padmess | 15 November 2011 15:15

Uyanırız, işe gitmek için hazırlanırız, evden çıkarız ve metroya bineriz. Pekiyi ya birgün bu rutin giden eylemlerden birinde bir küçük değişiklik olursa ve metroyu kaçırırsak ne olur?

Zamanlama mı, kader mi, paralel evren mi demek istersiniz bilemem ama Sliding Doors tam da hayatımız ile ilgili minik ama bütünün şeklini değiştiren etkiyi konu alıyor.

Helen çalıştığı Halkla İlişkiler şirketinden kovulur ve evine herzamankinden daha erken gelir. Bir anda hayatındaki kapılar kayar; metroyu kaçırmasaydı neler olurdu ve metroyu kaçırdığı için neler oluyor Helen’in hayatında, iki ayrı kapının deliğinden bakmaya başlarız.

Güncel Haberler

queennothing | 16 December 2010 11:08

  • Jon Favreau, “Iron Man 3″ü yönetmeyeceğini açıkladı.
  • “Bizim Büyük Çaresizliğimiz”, 61. Berlin Film Festivali’nde.
  • Semih Kaplanoğlu’nun “Bal“ı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Merkezleri’nde gösteriliyor.
  • James Cameron, “Avatar 3” üzerinde çalışıyor.
  • Gwyneth Paltrow‘un da artık Hollywood Ünlüler Kaldırımı’nda yıldızı var.

Hollywood’un En Başarılılarından Brad Pitt!

24black mamba24 | 05 March 2010 10:45

Brad Pitt
Brad Pitt

Sayısız filmde başrol oynayan, pek çok dergiye defalarca kapak olan, güzel hatlara sahip bebeksi yüzüyle Robert Redford’un tahtına aday gösterilen Brad Pitt en az oyunculuğu denli yakışıklılığı ile de söz ettirdi bugüne dek kendinden. Özellikle 90’lı yıllarda hakkında en fazla konuşulan Hollywood yıldızlarından biri oldu.

Babası bir nakliye şirketinin yöneticisi olan William Bradley Pitt 18 Aralık 1963’te Shawnee Oklahoma’da dünyaya geldi. Missouri’de yaşamını sürdüren ailenin üç çocuğunun en büyüğüydü. Dini inançlarına bağlı bir aile çevresinde geçti çocukluğu. Liseden mezun olduktan sonra eğitimini Missouri Üniversitesi’nde gazetecilik ve reklamcılık üzerine sürdürdü. Öğrencilik yıllarında oldukça aktif bir gençti o, koroda şarkı söylüyor, tiyatro grubunda görev alıyor, öğrenci başkanlığı yapıyor, basketbol ve tenis oynuyordu. Ancak yüreğinde için için yanmakta olan oyunculuk ateşini keşfeder etmez her şeyi, hatta son yılında olduğu halde okulu bile ardında bırakıp, soluğu onu parlak bir yıldız yapacak olan Hollywood’da aldı.

Robert Redford
Robert Redford

Ailesinin tepkisinden korkan Brad Pitt, onlara Pasedana Üniversitesi’nde sanat eğitimi almaya gittiğini söyledi. 1986 yılında Los Angeles’a geldiğinde cebinde yalnızca 325 dolar parası vardı. Oyunculuk dersleri alacaktı ama önce iş bulup çalışmalı, para kazanmalıydı. Bulduğu ilk iş bir sigara markasını tanıtmak üzere halka sigara dağıtmaktı. Ardından El Pollo Loco restoranlarının kapısında dev bir tavuk kılığında restoranın tanıtımını yaptı. Bunu öteki işler izledi. Onu oyunculuğa, oradan da yıldızlığa götürecek yolda adım adım yavaş yavaş ama emin adımlarla ilerlemeye çalıştı.

Infamous (2006)

queennothing | 21 December 2009 14:14

Philip Seymour Hoffman‘ın ‘Truman Capote’yi canlandırdığı 2005 çıkışlı sinema filmi “Capote“, Truman’ın ünlü kitabı “In Cold Blood“u (Soğukkanlılıkla) nasıl yazdığını anlatmaktaydı. Aynı içeriği farklı bir bakış açısıyla işleyen bir başka yapım da 2006 çıkışlı “Infamous” (Gerçeğin Peşinde). Bu sefer ‘Capote’ rolünde İngiliz aktör Toby Jones‘i görüyoruz. Ayrıca filmde Sigourney Weaver, Daniel Craig ve Sandra Bullock ve küçük bir rolle Gwyneth Paltrow da yer almakta.

Sosyetik arkadaşları, zengin yaşamıyla kendine özgü bir düzen yaratmış olan Truman Capote, bir sabah gazetede gördüğü haber üzerine yeni kitabının konusunu bulduğuna karar verir ve dört kişilik Clutter Ailesi’ni katledenler henüz bulunmamışken ve olayın gerçekleştirdiği yere, Kansas’a gider. Yanında en yakın arkadaşı Nelle’yi de götüren Truman, yetkililerle görüşür, fakat izin alamaz ve geri dönmesi söylenir. Gurur kırıcı tavırlara rağmen pes etmeyen Truman, katillerin bulunması üzerine izni alır ve iki katili ziyaret etmeye başlar.

Tenenbaum Ailesi

marjiburcu | 15 December 2009 12:57

Orjinal ismi The Royal Tenenbaums olan bu film tam bir ünlülüler karnavalıdır. Filmin yönetmen koltuğundaki Wes Anderson aynı zamanda Owen Wilson ile bareber senaristliğini de yapmıştır.Film ülkemizde 2002 yılında gösterime girmis bir ABD yapımıdır. Dram ve komedi olması da türsel özelliğidir pek tabii ki. Filmin künyesel bilgilerinden sonra gelgelelim filmi izleyiciyle buluşturucak en önemli kıstasına. Oyuncu kadrosuna.Klasik bir söylemle başlayalım o zaman ”kimler yoktur ki oyuncu kadrosunda?”Gene Hackman,Angelica Huston,Gwyneth Paltrow, Bill Murray, Luke Wilson, Ben Stiller, Owen Wilson, Danny Glover, Alec Baldwin…Ailenin babası Royal Tenenbaum (Gene Hackman) ve karısı Etheline Tenenbaum ayrılığın eşiğindeki bir çifttir. Pek tabii sahip oldukları üç çocuk da bu sorunlar içinde kendi paylarına düşeni almışlardır.

Brad Pitt

queennothing | 23 November 2009 09:31

18 Aralık 1963, Oklahoma (Shawnee), Amerika doğumlu William Bradley Pitt, Jane Etta Hillhouse ve William Bill Pitt’in oğulları, Douglas ve Julie Neal’in kardeşleridir. Çocukluüunu Springfield’da geçiren Brad, Springfield’da ikamet eden Kickapoo High School‘da eğitim gördü. 1982 senesinde University Of Missouri, gazetecilik bölümüne yazılan Brad, mezun olmadan okulu bıraktı. İlk sinema deneyimini 1987 senesinde Kevin Costner ve Gene Hackman’ın başrollerini paylaştığı “No Way Out” adlı yapımla kazanan Brad, aynı sene “No Man’s Land“, “Less Than Zero” adlı yapımlarda da yer alırken, “Dallas” ve “Another World” adlı TV dizilerine de konuk oldu. 1988’se Brad, “21 Jump Street” ve “Head Of The Class” adlı dizilere konuk oyunculuk yaptı. Yine 88’de “A Stoning In Fulham County” adlı yapımda kısa bir rol alan Brad, “Freddy’s Nightmares” ve “Growing Pains” adlı TV dizilerine konuk oyuncu olarak katıldı.
1989 senesinde “thirtysomething” adlı TV dizisine konuk olurken, “Happy Together” (‘Brian‘ karakteriyle) ve başrolünde yer aldığı “Cutting Class“da (‘Dwight Ingalls‘ karakteriyle) rol aldı.

The Danish Girl (2010)

queennothing | 11 November 2009 09:47

Amerikan yazar David Ebershoff‘un ilk romanı “The Danish Girl“, 2000 senesinde yayınlandı. Söz konusu roman, Amerika ve Avrupa’da büyük başarı getirmişti. Zira, romanın anlattığı transeksüel ilişkiler ve Ebershoff’un başarılı betimlemeleri de esere ayrı ve farklı bir hava vermişti. 2009 senesi başında, İsveç asıllı yönetmen Tomas Alfredson, hayran kalddığı bu edebi eseri bir sinema filmi haline getirmeye karar verdi. Evli bir çift olan Einar Wegener ile Greta arasındaki ilişkiyi konu alacak olan yapım, 2010 senesinde vizyona girecek.
Filmin senaryosu bile başlı başına olay yaratırken, başrolde yer alacak olan iki oyuncu da ayrı bir iddia halini alıyor.
‘Transeksüel Einar’ karakteri için seçilen kişi; Amerika, Hawaii doğumlu, Oscar Ödüllü aktris Nicole Kidman ve Einar’ın eşini canlandıracak kişi ise Los Angeles doğumlu, Oscar Ödüllü aktris Gwyneth Paltrow.

Sylvia (2003)

queennothing | 26 October 2009 09:43

27 Ekim 1932 doğumlu şair Sylvia Plath, Cambridge Üniversitesi’nde tanıştığı şair Ted Hughes ile dünyaevine girrdi. Hughes’ın egosu, bir süre sonra Sylvia’ya savaş ilan etti ve genç kadın, yazamamanın verdiği strese kocasının tatmin olma isteklerini eklemeyi denediyse de, sonuç ‘evlilik sorunları’ olarak kendini gösterdi.
Sorunlar, evliliğin bitiş yolunu gösterirken Hughes’ın Sylvia’yı aldatması, boşanmak için güçlü bir sebep oldu ve çift boşandı.

İki çocuğuyla birlikte kiralık bir evde yaşayan Sylvia, kısa bir bocalamadan sonra durduramadığı yazma isteğini özgür bıraktı ve Plath’ın en iyi şiirleri bu şekilde ortaya çıkmış oldu.
Durum ‘kusursuz’ görünse de, depresyon Sylvia’yı içine almayı başaardı ve her seferinde aklına girmeyi başaran hayatına son verme isteği, eski yaşamına duyduğu özlemi ve eski kocasına olan aşkının altında azalıyorsa da, Hughes’ın başka bir kadından bebek beklemesi, Sylvia’nın kadınlık gururunu onarılamaayacak bir şekilde zedeledi ve genç kadın 22 Şubat 1963 akşamı, çocuklarının sabaah kahvaltısını odaya bıraktıktan sonra kendini mutfağa kilitledi ve gazı açarak yaşamına son verdi.

Gwyneth Paltrow

queennothing | 20 October 2009 09:44

Gwyneth Kate Paltrow, 27 Eylül 1972 tarihinde, aktris Blythe Danner ve 2002 senesinde hayatını kaybeden yapımcı/yönetmen/senarist Bruce Paltrow‘un ilk çocukları olarak Los Angeles, Kaliforniya’da dünyaya geldi. 3 Oscarlı yönetmen Steven Spielberg‘in vaftiz kızı olan Gwyneth 3 yaşındayken erkek kardeşi Jake Paltrow dünyaya geldi. Kaliforniya, Santa Monica’da ikamet eden Crossroads School ve New York’da bulunan The Spence School‘da (kız okulu) eğitim gördükten sonra Kaliforniya Üniversitesi‘nin ‘Sanat Tarihi’ bölümüne giren Gwyneth, 2. sınıfa geçtiğinde okulu bırakmaya karar verdi.
İlk oyunculuk deneyimini 1991 senesinde John Travolta‘nın başrolde yer aldığı “Shout” (‘Rebecca‘ karakteriyle) adlı filmle kazanan Gwyneth, aynı yıl Dustin Hoffman, Robin Williams, Julia Roberts gibi isimlerin rol aldığı, yönetmenliğini vaftiz babası Steven Spielberg‘in üstlendiği “Hook” adlı macera filminde ‘Wendy‘ karakterinin gençliğini canlandırdı. Film 5 dalda Oscar adayı oldu.
1992 senesinde annesi Danner ile “Cruel Doubt” adlı TV yapımında ‘Angela Pritchard‘ karakteriyle yer alan Gwyneth, 1993 senesinde “Deadly Relations” (‘Carol Ann Fagot Applegarth Holland‘ karakteriyle) adlı TV yapımı, Alec Baldwin ve Nicole Kidman‘ın başrollerini paylaştıkları “Malice” (‘Paula Bell‘ karakteriyle) adlı sinema filminde ve Steve Kloves‘in yazıp, yönettiği “Flesh and Bone” (‘Ginnie‘ karakteriyle) adlı sinema filminde rol aldı.

1994 senesinde “Mrs. Parker and the Vicious Circle” adlı biyografik/drama yapımında ‘Paula Hunt‘ karakterini canlandıran genç aktris, 1995 senesinde “Higher Learning“, “Jefferson In Paris” (‘Patsy Jefferson‘ karakteriyle), Morgan Freeman ve Brad Pitt ile “Se7en” (‘Tracy Mills‘ karakteriyle) ve “Moonlight And Valentino” (‘Lucy Trager‘ karakteriyle) adlı yapımda rol aldı.
1996 senesinde Paul Thomas Anderson‘un yazıp, yönettiği “Sydney” (‘Clementine‘ karakteriyle) adlı sinema filminde, “The Pallbearer” (‘Julie DeMarco‘ karakteriyle) adlı yapımda ve ‘En İyi Müzik’ dalında Oscar Ödülü kazanan “Emma‘ (‘Emma Woodhouse‘ karakteriyle) adlı sinema filminde rol alarak sinema kariyerinde üst basamaklara tırmanan Gwyneth, 1997 senesinde toplam 180 dakikalık “Thomas Jefferson” adlı mini dizide seslendirme yaptı. Seslendirme yapan kişilerden biri de, Gwyneth’in annesi Danner idi.

Cehennemi beklemeyen katil : ”Se7en (Yedi)”

gorcun | 06 May 2009 09:42

Se7en
Se7en

Ünlü yönetmen David Fincher’ın 1995 tarihli şaheseri Se7en (Yedi) hem yönetmenin hem zamanının en önemli ve başarılı filmlerinden biri olarak görülebilir. Se7en filmi ilhamını Hristiyanlık’taki yedi ölümcül günahtan alan olağanüstü planlı ve hedefine yönelik hareket eden seri katile karşı biri genç, diğeri emekliliğine 7 gün kalmış bir dedektifin katilin izini sürmelerini anlatır.
Genç dedektif David Mills (Brad Pitt) işinde yeni, fazlasıyla hırslı ve geleceğe umutla bakan bir karakterken, istemeden de olsa partneri olan olan yaşlı ve tecrübeli dedektif William Somerset (Morgan Freeman) işinde son derece uzman olmasına rağmen artık emekliliği için gün sayan karamsar bir karakter olarak karşımıza çıkar. Mills’ın karısı Tracy rolünde ise güzel aktrist Gwyneth Paltrow yer alır.
Filmde de belirtilen Hristiyanlık’taki yedi ölümcül günah kibir, açgözlülük, şehvet, kıskançlık, oburluk, öfke, tembelliktir. Katile göre bu günahları hergün milyonlarca insan işlemektedir. Kurbanlarınıda bu günahlardan birini belirgin şekilde işleyen kişilerden seçmektedir.

Se7en
Se7en

Ama katilin planları insanlara daha fazla şeyi farkettirmek ve geleceğe bir iz bırakmaktır. Bu muhteşem filmin atmosferi oldukça karanlık ve karamsardır. Müthiş atmosferin yaratıcısıda görüntü yönetmeni Darius Khondji’dir. Filmde hangi şehir olduğu belirtilmemesine rağmen sürekli yağan yağmur, kapalı hava ve soğukluk filme yakışır şekildedir.