bildirgec.org

günlük hakkında tüm yazılar

EN DEPRESİF MESLEKLER

| 15 October 2007 21:47

http://www.objektifhaber.com/yeni/objhab/default.aspx?id=2O37O110353

Öğrenci Şehri

Cemal OZEN | 09 October 2007 10:31

Ogrencisehri ™ internet üzerinden üniversiteli öğrencilerin birbirleriyle paylaşımını, çeşitli aktivitelerle ortak eğlence anlayışı olan insanları biraraya getirmeyi amaçlayan bir platformdur. Ogrencisehri ™ ücretsizdir.
Ogrenci Sehrinde burs, yurt, konaklama bilgileri, ödev paylaşımları, ilanlar ve çeşitli aktivitelere ulaşabilirsiniz.

GECİKEN GÜNLÜK TUTKUM

mavi ay | 09 October 2007 09:19

Bu gün ne aklıma geldi birden biliyormusunuz.Sizinle paylaşmak istedim.”günlük tutmak” ben 40 yaşındayım ve bu yaşa kadar çok kez niyetlenmeme karşın asla hayata geçiremedim. Ama düşündümde günlüğüme yazmak istediğim pek cok şeyi artık sizlerle paylaşabilirim.2 çocuğuma
da günlük tutmayı aşılamak istedim ama nafile. Çünkü ne demişler hocanın dediğini değil yaptığını yap. Benimkilerde öyle yapıp benden görmediklerini sırf ben istiyorum diye yapacak değiller ya. Bu gün sanki günlük tutmaya başlamışım gibi hissettim kendimi, sevindim.Ama küçük bir sorun var ben tüm iş hayatımı özlememe karşın 2 cılgın erkek çocuğumla dersleri, kursları,sosyal aktivitelri, ev işleri, alış veriş,sağlık problemleri , okula gidiş gelişleri tabiki benim özel insan ilişkilerim v.s. derken zaten bana 24 saat yetmiyordu.Yooo şikayet etmiyorum bütün bunlar olmasa ne
ile zaman geçirirdim bilmiyorum.Şimdi bana göre yeni bir aktivitem daha oldu. Sıkıntı ve sevinçlerimi sizlerle paylaşmak bana ilaç gibi gelecek buna inanıyorum. Her gün türlü iletişim araçlarından can sıkıcı, sinir bozucu haberleri bana hiç bir şey kazandırmayan saçma sapan dizileri izlemektense bir sürü düşünce ve hatta hayallerimi paylaşırım diye düşündüm.Bu gün kandil herkesin kandilini de kutlarım ayrıca.
Herşey gönlünüzce olsun dostlar.

Güneş Karşı Pencerede

| 02 October 2007 10:18

Bilmem ki
fonda elın, bende bir oşluk, salınıyorum bulutların tepsine bınmiş
deee! diyorum.
Onu anlıyorum, onu seviyorum,yea yea diye eşlik ediyorum.
Sokaklar da yürüyormuş gibi yapıyorum…
Yea! Deee! erşeye rağmen
Bir pisik eski kocasını çekiştiriyor; mrr es mrr
sarmandan mı bahsediyorlar, e o ep öyleydi… bulduğu sarışın dudak uçuklatan cinsten
yea yea deee…

Brrr avada soğudu iyiden iyiye camı kapatmakta fayda var.
…off yıne araya perde girdi boşver ayılacan şimdi aghh….
.
.
.
Baştan kurmalı ikayeyi…
…saat ooo! ileriye al ,beş daa beş daa
Güneş, Semraların binadan döndü geliyor, kaçmam lazım…
…neyse çıplak bir incir ağacı, gölgesinde soluklanayım az…
bu serçelerde, biçem biçem yarebbe!!! epsi birbirinden farklı bakıyor bügün …
…kaçtı…
…benden mi?mrrrr
Yoo!! ne işin var senin burada!
…bu benim…
söyle adi ne istiyorsun benden?
…gözlerimi mi kapatayım.
Neden diye sormayacağım bu defa.…mm! çilekli, bi daa bi daa…
…yine mi
…ne söyleyeceksin arkandan gelmeyeyim diye neremden vuracaksın a!
kıyma bana acıtmadan git bu sefer. Tamam, takip etmeyeceğim kokunu…
bir ondört sekiz milyon yüz dakika, 88168 saniye… ve daa beklerim sessizce …
gıdıklanıyorum, yapma dur yau!
ay bin kunduz!
Karıncalar, parmak aralarım…
…günaydın aşkım.
çoraplarım nerede?

Komikazeci Erdil Yaşaroğlu’nun blogu açıldı

iso1000 | 28 September 2007 12:19

Komikaze sitesinde karikatürlerini severek okuduğumuz, Erdil Yaşaroğlu’da blog yazanlar kervanına katıldı.

Eylül ayında açılan blogun ismi “diyomki

Erdil Yaşroğlu’nun bloguna ulaşmak için buraya,
Erdil Yaşaroğlu’nun mizah ve eğlence sitesi Komikaze sitesine girip gülmek için buraya,
Erdil Yaşaroğlu’nun kişisel sitesi için buraya

Erdil Yaşaroğlu
Erdil Yaşaroğlu

buyrun…

16 öğrenci hayal gücünü çalıştırdı, günlük hayat için 13 proje geliştirdi,peki niçin?

universideli | 27 September 2007 15:01

Günlük hayatta kullandığımız ve karşılaştığımız biçok şey stratejilerin ürünüdür. Yediğimiz ekmeğin gramajından, aldığımız çayın ambalajının rengine kadar strateji bombardımanı altındayızdır. Kırmızı ve beyazın çok kullanılarak milli duyguların farkettirmeden harekete geçirilmesi gibi. Bunu çok iyi kullanan uluslararası firmalardan biri de hiç şüphesiz Nokia. Katıldığım bir ekonomi konferansında konuşmacının kullanılan telefon markalarını sorması üzerine herkesin elinin “nokia” dendiğinde kalkması bu açıdan manidardır. “Marketing strategies” e dikkat etmeyen ve kendini yenilemeyen firmalar, esnaflar ve her türlü üretici günümüzde devrilmeye yüz tutmaktadır. Buna kapitalizmin gücü mü denir ne denir bilemem. Ama muhakkak olan şudur ki kendini yenilemeyen sınıfta kalır. Herneyse, Nokia’nın yaptığı bir çalışma ilgimi çekti. Nokia, İTÜ Endüstri Ürünleri Tasarım Bölümü yüksek lisans programında “Advanced Design Project II” dersini alan bazı Türk öğrencilerle bir çalışma yapıyor ve amaç olarak “Öğrencilerin endüstriyle ilişki içinde proje yapması” gösteriliyor. Tabi bu açıdan bakıldığında hoş. Yani Türk öğrencilerimizin kendilerine birşeyler katması, deneyim sahibi olması ve başarılı olabileceğini göstermesi açısından. Ama tabi kazanan yine “Onlar”…Hem de insanımızın duygusal yanlarını kendimiz tepsilerine sunuyoruz ve sebep ne? “Onlar” daha çok kazansın…Bizim de kazandığımız birşeyler olacak diye “Onlar”ın daha çok kazanmasına çalışmak ne kadar mantıklıdır varın siz karar verin, ancak toplumun hassasiyetlerini ticari amaçlara alet etmeye yardımcı olmak bilimin işiyse eğer, tüm ticari kârları biraraya getirseniz ne faydası var? Demem o ki: Bizi biz yapan değerleri, bizi bizden vazgeçirmek isteyenlere bilim üretip çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşacağız diye satmayalım…Aksi takdirde biz de Amerika gibi birbirini sevdiğinden kucakladığında “gay” muamelesi gören bir toplum haline geliriz…Maazallah…

DMOZ Blog açıldı.

eburhan | 26 September 2007 11:53

Webmaster’ların sitelerini eklemek için sıraya girdiği, yüzlerce editör tarafından sürekli güncellenen ve denetlenen, Google dahil binlerce arama motorunun ve web uygulamasının referans aldığı, dünyanın en büyük açık dizini olarak kabul edilen DMOZ, artık günlük tutmaya başlamış.

DMOZ blog sayesinde DMOZ ile ilgili en son haberleri, şu anki ve gelecekteki yenilikleri, editörlerin DMOZ hakkında ne düşündüklerini okuyabilecekmişiz.

İçten İçeri

| 23 September 2007 11:05

Bitap düşmüş bedenler, yüzlerdeki derin on yıllar kemirmeli seni!
Kalbindeki binlerce çentik, cehennem kadar derin ve kanlı olmalı
O yitik benliğin, her göz göze gelişte utancın olmalı, ateşten daha sıcakla kavrulmalı ve yanmalı.
Tanrı yok! tanrı işte burada!!! Çelişki düşkünü aciz!
Acı çekemeyecek kadar korkak, şükranlarını belirtemeyecek kadar faydasızsın.
Zayıfsın ve yitirilebilirsin.
ve simdi utanmazca telafi et olmuşları.
Hey!!! Lanet şey! Bırak artık gölgenle oynamayı ve bırak artık seni terk eden o tanrıyı!

Bazı güzel yazılar neden günlükte yayınlanıyor?

turkuas | 17 September 2007 08:53

Bildirgeç‘i uzun zamandır takip ediyorum. Ama genelde bildiri ve soru cevap bölümlerini okurdum. Ancak son günlerde günlük bölümünde de ilgi çekici ve güzel konuların yer aldığını fark ettim. Sanırım bunlar bildiri olarak gönderildiği halde bildiri yazım kriterlerini sağlayamadığı için günlük bölümüne alınan yazılar…

‘Neden?’ diye düşündüm… Bildirgeç‘in bildiri yazımı için önerilerini dikkate aldığımda birkaç sebep bulabildim.