Gece olup hava karardığında güneş dünyanın bir başka yerini aydınlatmaya gittiğinde farklı hissettiğinizi fark ettiniz mi? Güneşin batış anı zaten kendi içinde izlenesi bir sanat gösterisi. Güneş sarıdan turuncuya dönerken bulutların üstünde yer yer pembe ile morun ahenkle dans ettiği görsel bir şölen izletiyor bize. Turuncu bir ışık kütlesi halinde gözden kaybolmak üzereyken ise bazen belli belirsiz bir kızıllık.Bulutlarsa her an başka bir şekle bürünüyorlar sanki bizim için. Her gün güneş bizim için bu kadar güzel batıyor sanki. Sarı saçlarını toplayıp özlendiği yere gidiyor.Biraz da onları ısıtıyor,gülümsetiyor.
gündüz hakkında tüm yazılar
gece geldi
dasein | 11 January 2011 09:56
gece geldi. sordu gündüz nerde ?
hiç olmadı ki dedi biri.
hiç işte dedi öteki.
o anda ötekileşti gece.
bay gündüz, dedi lütfen bunlara anlatınız geceye övgüyü.
2012 FOTON KUŞAĞI VE SÜPER BİLİNÇ
admin | 28 December 2010 14:23
21 aralık 2012 gün dönümü ve maya takvimin sonu. mayalara göre 5.zamanın başlaması ışıltılı insanların dönemi.
peki bu nasıl olacak ?
Eser Bir Medeniyet Rüzgarı
devrialem47 | 01 December 2010 09:30
Gecesi gerdanlık
Gündüzü seyranlık
Havası ılık ılık
Eser bir medeniyet rüzgarı Mardinden
Doğan güneşiyle
Tarihiyle,mekanıyla
İnsanlarıyla,havasıyla
Eser bir medeniyet rüzgarı Mardinden
Her zerresinde uygarlık
geçmişinde vardır bolluk
Burda bir başkadır varlık
Eser bir medeniyet rüzgarı Mardinden
Kürdü,Türkü,Arabı,süryanisi
Bir arada barındırır gönülleri
Kardeşlik hamuruyla yoğrulmuş mayası
Eser bir medeniyet rüzgarı Mardinden
Gönül Meftun İşte
devrialem47 | 12 November 2010 10:05
Gönül bugünde meftun sana
Yetim gecelere gebe kalmış gündüzlerim
sen olmayınca neyleyim bi başıma
Ah çekmektense
SENİ SEVİYORUM demek tercihimdir sana
Ey ! ay, yıldızlar şahitsiniz ne kadar sevdiğimi
İçip içip size sorduğum sevgiliyi
Neylersin gönül işte
Tanrı ‘ nın Çiçekleri
admin | 26 July 2010 23:32
hayat bahçesinde açmış
çiçekleri gibiyiz Tanrı ‘nın…
güneşle açıp ,
geceyle soluyoruz…
cana hasret
nefes nefese ,
ömür ömür diye diye ,
ölüm soluyoruz…
Dünya masanıza geldi…
Beacool | 16 March 2010 18:01
Hayatta her beğendiğimiz şeyin çok da hayatımıza yararlı icatlar olması gerekmiyor değil mi? Bu gibi durumlarda kendinize bahaneler yaratarak o “şeye” ne kadar ihtiyacınız olduğunu kendinize ve varsa size “alma” diye baskı yaratan hayatınızdakilere savunma duruma düşersiniz.
Benim sıkça yaşamış olduğum bu olaya sanırım bu zamazingoyla bir yenisi daha eklenecek. Görünüş bakımından gayet şık duran bu teknolojik oyuncak dünyanın güneş alan ve karanlık bölgelerini size gösteriyor. Hem de patentli teknolojisi sayesinde dönerek gece gündüzü gösterip, mıknatıslı yapısıyla havada asılı kalarak. Evet çok küçük bir kesim dışında kimsenin işine yaramayacak ama ışıkların sönmesiyle görsel bir güzellik yaratacağı aşikar…
gece hızlanıyoruz.
massay | 08 October 2009 12:48
1970’lerde Paris gazetelerinde şöyle bir ilan çıkar:
” Ucuz ve hoş bir yolculuk istiyorsanız bize 1/4 frank yollayın.”
Birçok saf insan bu parayı yollar, kendilerine şöyle bir mektup gelir:
” Mösyö, sakin sakin yatağınızda dinleniniz ve dünyanın döndüğünü hatırlayınız. 49. enlemde (Paris’in enlemi) günde 25.000 km’den çok yolalmaktasınız. Güzel manzara istiyorsanız perdenizi açıp yıldızlı göklere bakınız.”
Bir süre sonra mektupları yollayan adam bulunur ve dolandırıcılıktan yargılanır, hüküm giyer. Söylendiğine göre adam para cezasını ödedikten sonra boynunu bükmüş ve Galile’ye benzer bir tavır takınarak ” Dünya yine de dönüyor” demiştir.
Aslında adam haklıdır. Çünkü dünya bir yandan güneş etrafındaki yörüngesi üzerinde saniyede 30 km. hızla kaymakta, bir yandan ekseni etrafında dönmektedir.
İlginç olan şudur:
güneş, ay, sorgu sual ve ötesi…
astral | 14 September 2009 13:32
Gece ve gündüzün ruhu kadın erkek gibi farklı. Ay ve güneş. Gündüz işe sarpa sarmış, düşünemeyiz iç dünyamızı. Oysa ay… Ay dipten derinden etkiler. Esir alır, düşündüklerini değil düşünmediklerini dahi ele alırsın. O seni alır. Debelen dur. Zaman durmaz, akmaz; oysa saatler geçmiştir.
Gündüz işte saate bakarsın, akşam ne çabuk geçti dersin. Gündüz iş yaparsın. Kalp, rötarlı bir saat misali kapıda miyavlar usulca… Oysa akşam saatleri başladı mı, kapı ağır ağır açılır… Dökülür yaşananlar, acılar, bohçalar, keder, umut, olan ve olmayan/ olmayacak olanın kederi ve bunu bilmek gene de istemek bir yandan da… İşte akşam bir yandan ateştir. Yakar. İster sıcağında ister cehenneminde… Ruhun neye uygunsa çekip çevirir. Bazen akşam olmasın dersin. Çünkü dünya üzerine akar, yanıt veremezsin, onca soruya/ sorguya…
sONSUZLUk dANSÇISı
| 19 August 2009 09:45
Bir
İki
Üç
Kırmızılara bürünmüş bakışların en alıcı noktası. Yerde iz bırakan parmak uçlarıyla, cehenneme yol haritası çıkarıyordu. Elleriyle yalnız zamanlara ait azılı cesetleri saçıyordu. Kollarını iki yana açmıştı bütün geleceğe meydan okur gibi. Baş parmak ve serçe parmak birbirine dokunurken diğer üç parmak havaya mahkumdu. Bu karanlık hiç bu kadar tırsak olmamıştı. Bu aydınlık hiç bu kadar korkunç kükrememişti. Sahnenin perdeleri tavanı sayıklıyor, zeminin her halinden nefret ediyordu. Rengindeki siyahlık bütün renkleri çehresinin kuytularında tutsak ediyordu.