bildirgec.org

gemi hakkında tüm yazılar

besle koreyi oysun gözünü

biliktu | 05 April 2007 09:49

Zamanın da 15000 askerimiz güney korelileri kuzeylilerden korumak için güney koreye gitmişti üstelik 2150 tane de şehitimiz vardı.Ama şimdi adamların yaptığına bakın, bir gemi dolusu silahı (silah olduğu kesin değil,askeri malzeme deniliyor,büyük ihtimalle silahtır) kuzey ırak yönetimine gönderiyorlar.yani bu demek oluyor ki biz kuzey ırak ta bir kürt devletini tanıyoruz. tabi bu bize karşı yapılan ilk yanlışları olmadığıda ortaya çıkıyor. daha önce kendileri Kuzey Kıbrıs TC adresli bir mektubu, böyle bir ülke yok diye geri çeviriyorlar.

Türk lan bu! kaç kaç kaç…!

oingo boingo | 30 March 2007 02:00

Bundan yıllar önce babamın ”gemi anıları” olarak bana anlattığı ve beni eğlendirmeye çalıştığı birsürü hikayesi vardı. Ya dünyanın başka noktalarında yaşandığı için bana enteresan gelirdi, ya da enteresan olduğu için bana öyle gelirdi.

Gemiyle yanaştıkları bir A.B.D eyaletinde birkaç gün konaklama şansı elde etmişler. Bunu değerlendirmek istemişler tabi. Gemide kaç tane adamlar, hepsi de abazan tabiki…
Gemiden indiklerinde fahişe diye tabir edilen hanım ablalardan birtanesiyle karşılaşmışlar ve ödenecek mebla üzerinde tartışmaya başlamışlar. Bizimkiler kadının nereli olduklarını sormasıyla ”türküz” demişler.

Aynayla Gemi Yakılabilir Mi?

| 26 March 2007 13:36

Arşimet M.Ö. 212'de Aynayla Gemi Yakmış.
Arşimet M.Ö. 212’de Aynayla Gemi Yakmış.

İnternet’te gezinirken ilginç bir konuya rastladım ve TV’de de aynı konuya denk gelince buraya aktarmak istedim.
Arşimet yaptığı aynalar yardımıyla Roma donanmasını yakmıştı. İlginç bir mevzuydu. Nasıl yapmıştı bilemiyorum. Efsaneye göre yuvarlak bir daireye yerleştirdiği aynalar sayesinde, denizdeki Roma donanmasına ait olan gemileri kül haline getirmeyi başarmıştı. Üstelik bu işi de M.Ö. 212 yılında yapmayı başarmış. Şimdi o gerçekten gemileri yaktı mı yakamadı mı bilmiyorum ama TV’de bununla da alakalı bir program izleyince iyice bir yazma isteği uyandı.
Programın adı Efsane Avcıları. Program, Discovery Channel’de yayınlanıyor. Cidden ilginç efsaneleri acaba gerçekleşebilir mi diye test ediyorlar. Neyse konuya dönelim. Ben izlediğimi anlatayım. Bu arada burada da konunun yazıya dökülmüş özeti ve sonucu yazıyor. Burası da dizinin kanaldaki sitesi.

Gizem Avcıları, Aynı Şekilde Gemiyi Yakmaya Çalışıyor
Gizem Avcıları, Aynı Şekilde Gemiyi Yakmaya Çalışıyor

Dizi de Adam Savage ve Jamie Hyneman Arşimet’in yaptığı gibi yapıp gemiyi yakmaya çalıştılar. İlk önce bunun için sandal yaptılar. Yaptıkları sandalı katran tarzı bir yanıcı ve su geçirmez bir maddeyle boyadılar. Zaten efsaneye göre Roma donanmasındaki gemilerin dışıda bunlarla kaplıymış. Arşimet zaten bu sayede gemileri tutuşturmuş. Dizi ekibi yaklaşık 300 adet aynayı daire şeklinde yaptıkları bir tahta platformun üzerine yerleştirdiler. Yalnız efsanedeki gibi aynalar gemiye odaklanmadı. Geminin farklı yüzeylerine dağınık bir şekilde ışık yansıyordu. Bu da doğal olarak gemiyi tutuşturmadı. Yalnız geminin üstünde ısıyı yükseltmeyi başardılar. Ama bu onu tutuşturmaya yetmedi tabii. Yani onların deyimiyle “Mit Çuvalladı.” Yalnız internette gezinirken şu bilgiye de rastladım. Yunanlı bilimadamları dizi ekibinin 300 ayna ile yapamadığını 60 aynayla yapmış ve 100 metre uzaktaki sandalı yakmayı başarmış. Tabii dizi ekibi bunu yapamadı.

Dört yanım deniz, dört yanım istanbul

romanistabukowski | 28 February 2007 15:31

Herzaman yurtdışından verdiğim reklam afişleri/panoları örneklerine bu kez ülkemizden bir örnek vermek istiyorum. Zira reklam meraklılarınca beğenilmiş ve tasarım severlerin beğenisine sunulmuş. Okyanus isimli gezi tekneleri şirketi, istanbul boğazının 2.60 km’lik bir alanını panoramik olarak fotoğraflayarak ve “dört yanım deniz dört yanım istanbul” şeklinde sloganlaştırarak reklam afişi yaratmış.

Gemiler

kopanisti | 24 February 2007 20:05

Gemiler güzeldir, gemiler çekicidir. Gemiler keşfeder yeni dünyayı, ticaret yapar, yolcu taşır, hastane olur, tanker olur, vapur olur. İşin kötüsü insan tarafından kötülüğe de itilir. Balina katili olur, savaşa katılır, denizin altına iner, üstüne çıkar, altını üstüne getirir, alt üst eder. Oysa gemileri kendi haline bırakırsanız yapmaz bunları, tüm güzellikleriyle durular limanda. Bayramlarda renkli bayraklarla donatılıp ışıklandırılan savaş gemileri bile son derece masumdur, çekicidir ve romantik sevgililerin manzarası olmaktan mutludur.

Güzel yolcu gemilerini anlatalım burada, işimiz güzellik olsun, sevgi olsun, anılar olsun, hep güzel şeyleri hatırlayalım, hep güzellikler kalsın akıllarda. Bu yolcu gemileri tıklım tıklım dolardı zamanında, Yemekleri lezizdi. Kaptanı her gece bir masada akşam yemeğine konuk olur, misafirlerle beraber yemek yer. Yolcular en güzel kıyafetlerini giyer, hoş sohbet yayılır etrafa, nazenin bayanlar ince bıyık beyefendiler ile tango ve çigan müziğinde dans eder.

Kaybolan Gemi’nin Hikayesi

ntg | 19 January 2007 17:15

Albert Einstein
Albert Einstein

Albert Einstein‘ın Birleşik Alanlar Teorisinden yola çıkılarak tecrübe edilen deneydir. ( Philadelphia Deneyi ) İkinci Dünya Savaşı sırasında 1943 yılında gerçekleştirilmiştir. Amaç Amerikan donanmasına ait gemilerin, gözden kaybedilerek Rus radarlarına yakalanmamasını sağlamaktır.. Yeteri kadar güçlü bir manyetik alan ile uzayı istediğimiz gibi bükebiliriz şeklinde bir tezi savurunur.. Kaynaklara göre, Uss Eldridge adlı gemi güçlü bir manyetik alana maruz bırakılmış ve ortadan kaybedilmiştir, Yıllardır çeşitli yerlerde çeşitli zamanlarda ortaya çıktığı veya görüldüğü rivayet edilmektedir..

Philadelphia Deneyi
Philadelphia Deneyi

Fakat; bu deneyde kullanıldığı söylenen Birleşik Alanlar Teorisi ile ilgili hatırlanması gereken bir şey vardır, Einstein uzun yıllar çalışmasına rağmen Birleşik Alanlar Kuramı‘nı bulamamıştır..

Dünyanın Utanç Gemisi, Voyage of the “St. Louis”

serdarsabri | 07 December 2006 22:50

13 Mayıs 1939’da St.Louis transatlantiği 937 yolcusu ile Hamburg-Almanya’dan Havana-Küba’ya doğru yola çıktı. Nihai hedefleri Birleşik Devletler’e girmekti. Geminin yolcuları, Nazi Almanya’sı tarafından soyup soğana çevrildikten sonra ellerine turist vizesi tutuşturulan yahudilerdi. Hiçbirinin geri dönmeye niyeti yoktu ama şirketin kuralları gereği hepsi gidiş-dönüş bileti almak zorunda kalmıştı. Almanya’ya bir daha geri dönmemek koşuluyla toplama kamplarından salıverilen yahudiler bile gidiş-dönüş bilet ücreti ödemişti.