bildirgec.org

gelibolu hakkında tüm yazılar

izmir-istanbul VI

kahramancayirli | 11 August 2009 14:01

Bütün bu yolculuklar süresince birkaç fotoğrafımız var sadece. Çünkü fotoğraf makinemiz yok ve eskisi gibi fotoğraf çekilmek hoşuma gitmiyor, eskiden vesile arardım. Sadece cep telefonuyla çektiğimiz birkaç hatıra var, ilçe girişlerinde metal levhalar oluyor ya, ilçenin ismi ve altında nüfus yazıyor, kimi ilçelerde bu tip fotoğraflar çekmiştik, cep telefonu ve güneş ışınlarının mükemmel karışımı zaten onlar da …
İstanbul’da şehirlerarası yola çıkana dek resmen ömrümüz bitti. Avcılar’ıydı, Çekmeceler’iydi derken zaten Kumburgaz, Selimpaşa ve akabinde Silivri’ye ulaştık, tabii yine gece olmuştu bile. Hedefimiz gece Çanakkale’ye ulaşabilmekti. Molalar vere vere gidiyorduk, belimiz tutuluyor, yol iki şeride düşüyor – sözde şehirlerarası yol-, motor ısınıyor – sözde sıfır motor- vs. vs …
Tekirdağ’ı arkadaşım çok beğendi, ben o kadar sevemedim; ama tertipli, düzenli, denizli kent sonuçta … Tekirdağ çıkışında gözlerim yuvalarından fırladı, sanıyorum ki Çanakkale – 90 km falan yazacak, 198 km’yi görünce afallıyor insan. Sözde gece orada olmayı planlamışız, 198 km’yi gördüğümüzde de saat sabaha karşı 4 zaten.
Tekirdağ çıkışında bir benzin istasyonunda dinlendik, kablosuz internetin keyfiyle Çanakkale’ye doğru yolu kısaltma çalışmaları yapıyorum haritadan. Şarköy’e doğru deniz kenarından daha kısa bir yol olduğunu keşfettim ve ikna ettim arkadaşımı “işte 80 km kâra geçeceğiz, hem deniz kenarı manzarası,..” aklına girdim.
Şehirlerarası yoldan çıkıp bir kamyonun zor sığacağı delik deşik bir yoldan Barbaros’a indik, Barbaros’tan Şarköy yönüne doğru devam ediyoruz, yol güzelleşti, Karayolları’nın tabelalarını görünce tamam dedim, müthiş bir iş yaptım süper bir yola girdik. Kumbağ sahil kasabasının çıkışında yol stabilizeye çevirince dank edip dönmeliydik şehirlerarası yola geri ama ben ne yaptım “yok yok gidelim, yol müthiş kısalacak, hem bu kadar yol geri mi dönülür” bir milyon laf. Kumbağ’dan sonra 8 km kadar feci bir yol bekliyor sizi, altınızdaki araca güvenmiyorsanız, gecenin bir körüyse, benim gibi her an ormandan bir şey çıkacakmış endişeleriyle doluysanız, bu yoldan uzak durun. Gün ışıyınca manzaranın olağanüstü olduğu ortaya çıktı, dağın tepesindeyiz, yoldan 2 santim dışarı çıksak, denizin dibine yuvarlanacağız ama belki de bir daha öyle güzel manzaralar görmem hayatımda. İnsanda güzel niteleme sıfatları tükeniyor bazen, güzel, hoş, müthiş, olağanüstü, .. yetersiz kalıyor. Gidin görün. (Siz Şarköy – Eriklice – Mürefte – Hoşköy güzergahından gelin) Uçmakdere köyünün mükemmelliğini, tabiatın ne noktalara varacağını görün.

Çilehane

nevdalist | 28 November 2008 12:22

Hafif’e yazmak istediğim, bu amaçla yola çıktığım hiçbir konu gerçekleşmiyor. İlginç bir biçimde vazgeçip, başka bir konuya dönüyorum. Yine aynısı oldu. Yalnızlık üzerine, yalnızlığın fiziksel ve psikolojik anlamı üzerine yola çıktım. Sonra olmadı, iki paragraftan sonra her şeyi çöpe attım. Yerine birazdan okuyacağınız -yani okuyacağınızı umduğum- bu yazı çıktı.

Kendinize “bu benim Çilem” dediniz mi hiç? Ya da hayat bana hep oyunlar oynuyor diye sormadınız mı? Bir gece mesela kalkıp bileğimi kessem çok kan akar mı demediniz mi? Sahi hiç mi ister ilahi bir güç, ister hayat, ister kader çilem bu olmamalıydı diye isyan etmediniz mi?

Uzunca zamandır yazmıyorum. Yazmak gelmedi bir türlü içimden. Belki her şeyin bir zamanı olduğundan, belki artık yazıların gözden kaybolmasından. Bilmiyorum, bildiğim tek şey epeycedir çilehanelerin beni etkilediği.

yorumsuz

ufopilotu | 22 March 2007 23:03

http://www.youtube.com/watch?v=TzLdq1vqlNc

gallipoli – gelibolu

Maxipower | 01 March 2005 23:59

eğer 18 martta bir işiniz yoksa; şimdiden gelibolu isimli filmi izlemek üzere plan yapın. oldukça başarılı bir yapım, bize doğru geliyor. fragmanı burada