o gün geldi gelmesine de gençlik fazla ilgilenmemekte, daha önemli işleri var herhal. düşman çanakkaleyi maddi olarak geçemedi ama iyyyrenç popüler kültürünü gençlerin beynine akıtarak geçmekten beter yaptı.
18 Mart’tan Önceki Son Durumİtilaf Devletleri muhteşem donanmalarıyla artık Osmanlı’ya son darbeyi vurmanın hazırlığı içindedirler. Methal (giriş ) tabyaları 19 Şubat’tan itibaren başlayan bombardımanlarla ( zaman zaman karaya küçük birlikler de çıkartılarak ) tahrip edilmiştir. Artık bir sonraki safha olan , hem orta ve geçit bölgesindeki tabyaların susturulması hem de mayın hatlarının temizlenmesini sağlayacak büyük saldırının son hazırlıkları yapılmaktadır. Peki ya İstanbul? Devlet erkanı ve basın ne kadar soğukkanlı görünmeye çalışırsa çalışsın devlet dairelerinin Anadolu’ya taşınması gündemdedir. Dönemin ABD Büyükelçisi Morgenthau her zamanki kibirli ifadeleriyle Talat Paşa’nın Belçika elçiliğinden ödünç alınma otomobili emrinde hazır tuttuğunu yazacaktır. “Çünkü” diyecekti Morgenthau “Müttefik donanmasının şehrin önünde görünmesi durumunda süratli bir çekilmede bulunulabileceğine hiçbir şans tanımıyordu.[1]Keza , Osmanlı Meclisi 28 Şubat 1915′de muhtemel bir boğaz geçilmesi durumunda neler yapılacağını belirten bazı kararlar almıştı. Şehrin emniyetinin sağlanması için polis müdürlüğüne özel tahsisat ayrılması, Posta Telgraf Telefon işlerinin yeterince sürdürülebilmesi için Macaristan’dan operatör getirtilmesi ve bunun için ek ödenek çıkartılması vs. Bu karar diye yazar Bayur, İstanbul’da düşmana karşı koyma azmini ve aynı zamanda da o sırada Türklerden telefonu işletecek yeter sayıda fen adamı bulunmadığını gösterir.[ii] Mabeyn başkatibi Ali Fuat ( Türkgeldi) bey’e göre de İstanbul’un boğaz tahkimatına güven olmadığından Padişah ve haremi Eskişehir’e naklonulacaktı. Bunun için önceden haneler kiralanmaya başlamıştı. Hazine ise Konya’ya gönderilecekti. Beylerbeyi’nde ikamet eden sabık padişah II. Abdülhamid Han ise kendisine yapılan ayrılma teklifini reddetmiş, Mehmed Reşad’a da İstanbul’da kalması gerektiği , bir kere İstanbul’dan ayrılacak olursa geri dönemeyeceğini belirtmişti.[iii] Francois Georgeon’a göre biraderi ve hükümet erkanının 1453′te İstanbul’un Türkler tarafından fethi sırasında ölen son Bizans İmparatoru XI. Konstantin Dragases kadar olamamasına hayıflanacaktır.[iv] Tarihçi Erik Zürcher’de 1915 baharında İtilaf devletlerinin Çanakkale Boğazı’nı geçmesi an meselesiyken İttihat Terakki Cemiyeti’nin savaşa Anadolu’da devam etme kararını verdiğini, işgal halinde Anadolu’nun çeşitli yörelerinde yerel savunma örgütleri kurmaları için bazı subaylara talimatlar yollandığını belirtir. [v]Peki ya asıl “yenilmez armada”yı karşılayacak olanlar, HMS Queen Elizabeth’ in, HMS Agamemnon’un HMS Inflexible’in ve daha nicelerinin karşısında duracak, devasa mermilerinin ateşi altında dayanacak olanlar ne düşünüyordu dersiniz?18 Mart’ın en fazla iş düşecek tabyalarından olan ünlü Seyit Onbaşımızın da bulunduğu Rumeli Mecidiye Tabyasının Komutanı Yüzbaşı Mehmet Hilmi Bey özellikle 25 Şubat’tan itibaren methal bataryalar düşüp düşman donanmasına ait gemiler “Karanlık Liman” bölgesinde rahatça dolaşmaya başladığında o kaçınılmaz günün gelip çattığının farkındaydı. Yapacağı en önemli iş ise askerin konsantrasyonunu, zafere olan inancını artırmaktır. Aşağıda Rumeli Mecidiye tabyasında Yüzbaşı Mehmet Hilmi Bey’in askerlerine yaptığı konuşmalardan bazı bölümleri okuyacaksınız. Bu konuşmalar 18 Mart Deniz Zaferi’nin kazanılmasında en önemli paya sahip bu tabyadaki genel havayı da yansıtmakta.“Düşman methalden girmiş bulunuyor. Öyle görülüyor ki pek kısa bir zaman harbe gireceğiz. Methal savaşlarındaki tecrübelere göre, kısa toplardan fayda ummuyorum. Bu nedenle harbi yapacaklar, ancak birinci derecede Anadolu Hamidiye ve Rumeli Mecidiyesi diye anılan 8-9 topu havi 2 gurup ile , ikinci derecede Dardanos ve Mesudiye , üçüncü derecede ise obüsler olacaktır.Düşmanın Boğaz’dan geçişiyle vatanımız ve İslâmiyet alçalma derecesine düşecek , Boğaz’ın muhafazasında ise elde edilecek kazançlar, milletin şerefini kurtaracağı gibi bütün İslâm aleminin kalplerinde hasıl olacak minnettarlıktan dolayı vicdanî ödül olacak , gazamız Allah ve peygamberi hoşnut edecektir.Bu ulvi vazifede bulunmamız , kendi liyakat ve iktidarımızla değil , ancak Cenab-ı Hakk’ın bir özel lütfu iledir. Şu tabyaya sahip olmakla dünyanın en bahtiyar adamlarından birisi olduğunuzu bilmenizi isterim. Şimdiye kadar batarya başında bulunmanız vatan, vatan evladı ve İslamiyet’e karşı her zman kendileri için canımızı fedaya hazır olduğumuzu taahhütten başka bir şey değildir. İşte o gün geldi. Hepimiz birlikte ahit ve yemin edelim![vi]Yüzbaşı Mehmet Hilmi Bey emrindeki subay ve erlerin maneviyatından emindir artık. O karar gününe çok az bir süre kala bakın askerlerini nasıl tanımlıyor…” Bütün erlerde savaş için büyük bir istek vardı. Bu hâli sürdürmek gerekiyordu. Daha evvel de bildirdiğim gibi bölükte namaz kılmayan hiç kimse yoktu. Devamlı telkinlerim neticesi olarak dinî hisleri olgunlaşmıştı. Mânevî güçlerin sarsılmaz duruma gelmesi ise , ancak hakikî din adamlarına dayanarak , Allah’ın istediği şeyleri yaparak olacağına kâni olmuştum. Aşağıda bahsettiğim şekilde uygulamaya koydum:* 1. Bugünden itibaren daima abdestli bulunacak ve harbe abdestli olarak başlanacak.* 2. Topların dolması için verilecek kumanda ile her toptan sağındaki bir er nöbete çıkacak. Bu suretle 4 er tarafından Ezan-ı Muhammedî okunarak 1. doldurma işi yapılacak.* 3. Yeni gelen yedek subay adaylarının medreseden gelen kısmı kendilerine lüzum hasıl oluncaya kadar yüksek sesle tekbir alacaklar. Bir kısmı da Kur’an okuyacaktır.Vazifesini bitien erler onları kalben izleyeceklerdir. Ateş aralarında ise bütün batarya sesli olarak “tekbir”e katılacaktır.[vii]18 Mart Zaferinizi tebrik ediyor, tüm şehit ve gazilerimizi rahmetle anıyorum. kaynak[i] Aubrey Herbert, Henry Morgenthau “Devler Ülkesinde Devler Savaşı” Yeditepe Yayınevi , Ekim 2005 (2. Baskı ) s. 156[ii] Hikmet Bayur Türk İnkılabı Tarihi, TTK Yayınları, 1991, Cilt III , Kısım II s. 72-73[iii] Hikmet Bayur Cilt III , Kısım II s. 74[iv] Francois Georgeon, “Sultan Abdülhamid” Homer Kitabevi, İstanbul 2006, s. 500[v] Erik Jan Zürcher,“Milli Mücadelede İttihatçılık” İletişim Yayınları, İstanbul, 2005 ( 3. Baskı) s.159[vi] Gazanfer Sanlıtop, “Cepheden Cepheye Bir Ömür- Yüzbaşı Mehmet Hilmi” Alfa Yayınları, İstanbul, 2007, s. 170[vii] Gazanfer Sanlıtop, s. 175-176
clicia; sehit kavrami islam dinine ait bir kavram, canakkale sehitleri derken farkinda degilsin ama islami bir propaganda yapiyorsun. Canakkale ölüleridemek daha dogru…Lutfen kendi cagdas terminolojimizi kullanalim…
O adamlar Muhammed icin degil VATAN icin sehit oldular, vatandasliktan sinifta kaldin Ser-hus. Iclerinde dinsiz, yahudi veya hristiyanlari ayiriyorlar miydi ? hepsi dusman gelip yerlesmesin diye olduler!Anaa suna bak sehitlik kavramini bile bilmiyor!
Kur`an-i Kerim`e gore (Ali imran suresinde gecer)Allah yolunda can verenlere sehit deniliyor. Laik bir devletin boyle dini bir terminolojiyi israrla yontup kendine gore kullanmasi beni de sasirtiyor. Eger vatan yolunda olenler sehitse ki sehit cehd edendir (cihad yapandir), ayni zaman da seriat yolunda da can vermis oluyor, ama diyorsanki devletin isine gelen cihad degil sehadet olayidir, olayi anlarim. Tabi ne de olsa sorgusuz sualsiz vatan adina olecek koylu cocugu bu ulkede cok, vatan diye adlandirdigi topragin baska tarafindaki daga cikmis baska koylu cocugunu vuruyor, digeri niyazi biri de sehit oluyor, guzel olay valla…isine geldi mi canakkale savasini ulusalci bir tarafa cekersin, isine geldimi Mustafa Kemal`in dehasi olur, isine gelmezse canakkale savasindaki imani bilinci ve ruhu sindirmek icin seksen sene boyunca muslumanlarin inancina savas acarsin.Bu arada Ingilizler Canakkale savasini alsaydilar Anadoluya yerlesecekmiydiler?Baska bir soru, galicya cephesinde sehit olan askerlerimiz de hangi vatanin savunulmasi icin sehit oldular?Ben sanirim iyi bir vatandas olamayacam.
Vah vah.Sehitlik SADCE ISlam’da yok Ser-hus. Sehitlik, martyrdom konsepti cogu dinlerde var; genelde bir ideoloji cogunlukla vatan ugruna olmek kavramidir.Tartismayi bilseydin, seninle sehitlik ve intihar konusunu konusurduk ama, KAFANDAKI ISLAM DUVARLARI ufkunu o kadar daraltmis ki, dunyayi daracik bir pencereden gormeye o kadar ugrasiyorsun ki, “Akli egilip bukulenler” diye yeni bir kategori actim insan cesitlerinde. Merak etme, ne kadar nurcu, ISlamci arkadas varsa hepsi bu ilginc dsunce bicimine sahipler; gercekleri evrensel gormeyip Islam’a uygun olarak egip buken. Tipki zihinsel Islami Uri Geller hepsi.Sordugun soruya bak, elbette yerlesecekler ve tepe tepe kullanacaklardi, bunu niye sordugunu anlamadim.Evet ser-hus iyi bir vatandas olmadigin icin ben d egit diyorum, gonlun yoksa bu vatanda gercekten durma bence!
bidon kafalım, göbeği kıllım, sallarken biraz dengeli atalım, karpuz tezgahı yok burda!
Dini imanı alet ederek, elálem istedi diye elálemin savaşına giren, elálem istedi diye cihat ilan eden, elálem istedi diye evlatlarını hoyratça ateşe süren zihniyetin yüküdür
bi sen allamesin herkez cahal ya, salla sallayabildiğin kadar! sankim dedem girdi o savaşa, ittihatçılar 2 kere darbe yapıp arada koskoca afrikayı kaybettikten sonra daha çok toprak deyu – gözlerini toprak doyursun- alamanların yanında savaşa girmedilermi? ittihatçıların bugünkü izdüşümü ulusalcılar aynı kafada olup, becerebilseler bi darbeyle amrikanyanın safında irana saldırmayacaklarmı?hade karpuzcu geldi hanııııııımmm!
Sepet gibi oturmayın…Diriliş’i okuyun, Diriliş’i.
madem reklam yapacan 40 dereden niye su getiriyon yaw, adam gibi reklamını yapsana! gençlerde çok meraklı ya, hemmen okumaya başlıcaklar zati.şimdi reklamlar, az sonna gene beraberiz, bizden ayrılmayın, diğer kanaldakiler kafayı çoktan kırmış zati, bizden iyi tv kanalımı bulcaanız be!
OguzKagan35 DİYOR Kİ, (5 dakika önce)kopanisti DİYOR Kİ, (2 dakika önce)bu arada fransayada haddini bildirmiş, gerekeni yapmış çocuklarzaplarken kanallar karıştı herhal.Nice insanlar gördüm, bir rumuzu yok. Nice rumuzlar gördüm, içinde insan yok.
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
o gün geldi gelmesine de gençlik fazla ilgilenmemekte, daha önemli işleri var herhal. düşman çanakkaleyi maddi olarak geçemedi ama iyyyrenç popüler kültürünü gençlerin beynine akıtarak geçmekten beter yaptı.
KImse anmasin. Onlarin yaptigi fedakarligi hak etmeyen bu ADI VATAN HAINI nesil hic anmasin.
18 Mart’tan Önceki Son Durumİtilaf Devletleri muhteşem donanmalarıyla artık Osmanlı’ya son darbeyi vurmanın hazırlığı içindedirler. Methal (giriş ) tabyaları 19 Şubat’tan itibaren başlayan bombardımanlarla ( zaman zaman karaya küçük birlikler de çıkartılarak ) tahrip edilmiştir. Artık bir sonraki safha olan , hem orta ve geçit bölgesindeki tabyaların susturulması hem de mayın hatlarının temizlenmesini sağlayacak büyük saldırının son hazırlıkları yapılmaktadır. Peki ya İstanbul? Devlet erkanı ve basın ne kadar soğukkanlı görünmeye çalışırsa çalışsın devlet dairelerinin Anadolu’ya taşınması gündemdedir. Dönemin ABD Büyükelçisi Morgenthau her zamanki kibirli ifadeleriyle Talat Paşa’nın Belçika elçiliğinden ödünç alınma otomobili emrinde hazır tuttuğunu yazacaktır. “Çünkü” diyecekti Morgenthau “Müttefik donanmasının şehrin önünde görünmesi durumunda süratli bir çekilmede bulunulabileceğine hiçbir şans tanımıyordu.[1]Keza , Osmanlı Meclisi 28 Şubat 1915′de muhtemel bir boğaz geçilmesi durumunda neler yapılacağını belirten bazı kararlar almıştı. Şehrin emniyetinin sağlanması için polis müdürlüğüne özel tahsisat ayrılması, Posta Telgraf Telefon işlerinin yeterince sürdürülebilmesi için Macaristan’dan operatör getirtilmesi ve bunun için ek ödenek çıkartılması vs. Bu karar diye yazar Bayur, İstanbul’da düşmana karşı koyma azmini ve aynı zamanda da o sırada Türklerden telefonu işletecek yeter sayıda fen adamı bulunmadığını gösterir.[ii] Mabeyn başkatibi Ali Fuat ( Türkgeldi) bey’e göre de İstanbul’un boğaz tahkimatına güven olmadığından Padişah ve haremi Eskişehir’e naklonulacaktı. Bunun için önceden haneler kiralanmaya başlamıştı. Hazine ise Konya’ya gönderilecekti. Beylerbeyi’nde ikamet eden sabık padişah II. Abdülhamid Han ise kendisine yapılan ayrılma teklifini reddetmiş, Mehmed Reşad’a da İstanbul’da kalması gerektiği , bir kere İstanbul’dan ayrılacak olursa geri dönemeyeceğini belirtmişti.[iii] Francois Georgeon’a göre biraderi ve hükümet erkanının 1453′te İstanbul’un Türkler tarafından fethi sırasında ölen son Bizans İmparatoru XI. Konstantin Dragases kadar olamamasına hayıflanacaktır.[iv] Tarihçi Erik Zürcher’de 1915 baharında İtilaf devletlerinin Çanakkale Boğazı’nı geçmesi an meselesiyken İttihat Terakki Cemiyeti’nin savaşa Anadolu’da devam etme kararını verdiğini, işgal halinde Anadolu’nun çeşitli yörelerinde yerel savunma örgütleri kurmaları için bazı subaylara talimatlar yollandığını belirtir. [v]Peki ya asıl “yenilmez armada”yı karşılayacak olanlar, HMS Queen Elizabeth’ in, HMS Agamemnon’un HMS Inflexible’in ve daha nicelerinin karşısında duracak, devasa mermilerinin ateşi altında dayanacak olanlar ne düşünüyordu dersiniz?18 Mart’ın en fazla iş düşecek tabyalarından olan ünlü Seyit Onbaşımızın da bulunduğu Rumeli Mecidiye Tabyasının Komutanı Yüzbaşı Mehmet Hilmi Bey özellikle 25 Şubat’tan itibaren methal bataryalar düşüp düşman donanmasına ait gemiler “Karanlık Liman” bölgesinde rahatça dolaşmaya başladığında o kaçınılmaz günün gelip çattığının farkındaydı. Yapacağı en önemli iş ise askerin konsantrasyonunu, zafere olan inancını artırmaktır. Aşağıda Rumeli Mecidiye tabyasında Yüzbaşı Mehmet Hilmi Bey’in askerlerine yaptığı konuşmalardan bazı bölümleri okuyacaksınız. Bu konuşmalar 18 Mart Deniz Zaferi’nin kazanılmasında en önemli paya sahip bu tabyadaki genel havayı da yansıtmakta.“Düşman methalden girmiş bulunuyor. Öyle görülüyor ki pek kısa bir zaman harbe gireceğiz. Methal savaşlarındaki tecrübelere göre, kısa toplardan fayda ummuyorum. Bu nedenle harbi yapacaklar, ancak birinci derecede Anadolu Hamidiye ve Rumeli Mecidiyesi diye anılan 8-9 topu havi 2 gurup ile , ikinci derecede Dardanos ve Mesudiye , üçüncü derecede ise obüsler olacaktır.Düşmanın Boğaz’dan geçişiyle vatanımız ve İslâmiyet alçalma derecesine düşecek , Boğaz’ın muhafazasında ise elde edilecek kazançlar, milletin şerefini kurtaracağı gibi bütün İslâm aleminin kalplerinde hasıl olacak minnettarlıktan dolayı vicdanî ödül olacak , gazamız Allah ve peygamberi hoşnut edecektir.Bu ulvi vazifede bulunmamız , kendi liyakat ve iktidarımızla değil , ancak Cenab-ı Hakk’ın bir özel lütfu iledir. Şu tabyaya sahip olmakla dünyanın en bahtiyar adamlarından birisi olduğunuzu bilmenizi isterim. Şimdiye kadar batarya başında bulunmanız vatan, vatan evladı ve İslamiyet’e karşı her zman kendileri için canımızı fedaya hazır olduğumuzu taahhütten başka bir şey değildir. İşte o gün geldi. Hepimiz birlikte ahit ve yemin edelim![vi]Yüzbaşı Mehmet Hilmi Bey emrindeki subay ve erlerin maneviyatından emindir artık. O karar gününe çok az bir süre kala bakın askerlerini nasıl tanımlıyor…” Bütün erlerde savaş için büyük bir istek vardı. Bu hâli sürdürmek gerekiyordu. Daha evvel de bildirdiğim gibi bölükte namaz kılmayan hiç kimse yoktu. Devamlı telkinlerim neticesi olarak dinî hisleri olgunlaşmıştı. Mânevî güçlerin sarsılmaz duruma gelmesi ise , ancak hakikî din adamlarına dayanarak , Allah’ın istediği şeyleri yaparak olacağına kâni olmuştum. Aşağıda bahsettiğim şekilde uygulamaya koydum:* 1. Bugünden itibaren daima abdestli bulunacak ve harbe abdestli olarak başlanacak.* 2. Topların dolması için verilecek kumanda ile her toptan sağındaki bir er nöbete çıkacak. Bu suretle 4 er tarafından Ezan-ı Muhammedî okunarak 1. doldurma işi yapılacak.* 3. Yeni gelen yedek subay adaylarının medreseden gelen kısmı kendilerine lüzum hasıl oluncaya kadar yüksek sesle tekbir alacaklar. Bir kısmı da Kur’an okuyacaktır.Vazifesini bitien erler onları kalben izleyeceklerdir. Ateş aralarında ise bütün batarya sesli olarak “tekbir”e katılacaktır.[vii]18 Mart Zaferinizi tebrik ediyor, tüm şehit ve gazilerimizi rahmetle anıyorum. kaynak[i] Aubrey Herbert, Henry Morgenthau “Devler Ülkesinde Devler Savaşı” Yeditepe Yayınevi , Ekim 2005 (2. Baskı ) s. 156[ii] Hikmet Bayur Türk İnkılabı Tarihi, TTK Yayınları, 1991, Cilt III , Kısım II s. 72-73[iii] Hikmet Bayur Cilt III , Kısım II s. 74[iv] Francois Georgeon, “Sultan Abdülhamid” Homer Kitabevi, İstanbul 2006, s. 500[v] Erik Jan Zürcher,“Milli Mücadelede İttihatçılık” İletişim Yayınları, İstanbul, 2005 ( 3. Baskı) s.159[vi] Gazanfer Sanlıtop, “Cepheden Cepheye Bir Ömür- Yüzbaşı Mehmet Hilmi” Alfa Yayınları, İstanbul, 2007, s. 170[vii] Gazanfer Sanlıtop, s. 175-176
Canakkale sehitleri uzerinden ISLAM propagandasi yapmani ofkeyle kiniyorum.Ayip denen bir sey var.
bunlar herşeyi islama dayandırmasalar rahat edemezler zaten,
salakfaşist kahve dövücüsüyle hınk diyicisi teşrif etmişler, du bakiyim şurada biraz kalmıştı. hah, alın şu kınayı, müsait yerlerinize yakın. ama sakin kafayla kınalanın, malum öfkeyle kalkan zararla oturur!
yürü be ozzy arkandayım
clicia; sehit kavrami islam dinine ait bir kavram, canakkale sehitleri derken farkinda degilsin ama islami bir propaganda yapiyorsun. Canakkale ölüleridemek daha dogru…Lutfen kendi cagdas terminolojimizi kullanalim…
O adamlar Muhammed icin degil VATAN icin sehit oldular, vatandasliktan sinifta kaldin Ser-hus. Iclerinde dinsiz, yahudi veya hristiyanlari ayiriyorlar miydi ? hepsi dusman gelip yerlesmesin diye olduler!Anaa suna bak sehitlik kavramini bile bilmiyor!
Kur`an-i Kerim`e gore (Ali imran suresinde gecer)Allah yolunda can verenlere sehit deniliyor. Laik bir devletin boyle dini bir terminolojiyi israrla yontup kendine gore kullanmasi beni de sasirtiyor. Eger vatan yolunda olenler sehitse ki sehit cehd edendir (cihad yapandir), ayni zaman da seriat yolunda da can vermis oluyor, ama diyorsanki devletin isine gelen cihad degil sehadet olayidir, olayi anlarim. Tabi ne de olsa sorgusuz sualsiz vatan adina olecek koylu cocugu bu ulkede cok, vatan diye adlandirdigi topragin baska tarafindaki daga cikmis baska koylu cocugunu vuruyor, digeri niyazi biri de sehit oluyor, guzel olay valla…isine geldi mi canakkale savasini ulusalci bir tarafa cekersin, isine geldimi Mustafa Kemal`in dehasi olur, isine gelmezse canakkale savasindaki imani bilinci ve ruhu sindirmek icin seksen sene boyunca muslumanlarin inancina savas acarsin.Bu arada Ingilizler Canakkale savasini alsaydilar Anadoluya yerlesecekmiydiler?Baska bir soru, galicya cephesinde sehit olan askerlerimiz de hangi vatanin savunulmasi icin sehit oldular?Ben sanirim iyi bir vatandas olamayacam.
marksistleninist koministateist devrimcilerde aynı kafadan, “devrim şehitleri ölmez, koministateist ihtilal rüyamız bitmez”.
seroş bozuk plâk gibisin, hep bişeyleri öğretme ders verme derdindesin, bırrak bu işleri…
bana masal anlatma
Vah vah.Sehitlik SADCE ISlam’da yok Ser-hus. Sehitlik, martyrdom konsepti cogu dinlerde var; genelde bir ideoloji cogunlukla vatan ugruna olmek kavramidir.Tartismayi bilseydin, seninle sehitlik ve intihar konusunu konusurduk ama, KAFANDAKI ISLAM DUVARLARI ufkunu o kadar daraltmis ki, dunyayi daracik bir pencereden gormeye o kadar ugrasiyorsun ki, “Akli egilip bukulenler” diye yeni bir kategori actim insan cesitlerinde. Merak etme, ne kadar nurcu, ISlamci arkadas varsa hepsi bu ilginc dsunce bicimine sahipler; gercekleri evrensel gormeyip Islam’a uygun olarak egip buken. Tipki zihinsel Islami Uri Geller hepsi.Sordugun soruya bak, elbette yerlesecekler ve tepe tepe kullanacaklardi, bunu niye sordugunu anlamadim.Evet ser-hus iyi bir vatandas olmadigin icin ben d egit diyorum, gonlun yoksa bu vatanda gercekten durma bence!
Seyit…SEYİT Onbaşı…O top mermisini nasıl taşıdı?*Bana sorarsanız… Şöyle taşıdı.
bidon kafalım, göbeği kıllım, sallarken biraz dengeli atalım, karpuz tezgahı yok burda!
bi sen allamesin herkez cahal ya, salla sallayabildiğin kadar! sankim dedem girdi o savaşa, ittihatçılar 2 kere darbe yapıp arada koskoca afrikayı kaybettikten sonra daha çok toprak deyu – gözlerini toprak doyursun- alamanların yanında savaşa girmedilermi? ittihatçıların bugünkü izdüşümü ulusalcılar aynı kafada olup, becerebilseler bi darbeyle amrikanyanın safında irana saldırmayacaklarmı?hade karpuzcu geldi hanııııııımmm!
madem reklam yapacan 40 dereden niye su getiriyon yaw, adam gibi reklamını yapsana! gençlerde çok meraklı ya, hemmen okumaya başlıcaklar zati.şimdi reklamlar, az sonna gene beraberiz, bizden ayrılmayın, diğer kanaldakiler kafayı çoktan kırmış zati, bizden iyi tv kanalımı bulcaanız be!
bu arada fransayada haddini bildirmiş, gerekeni yapmış çocuklar
zaplarken kanallar karıştı herhal.
karışmadı karışmadı anlamı var o mesajın