Geleceğe Dönüş filmlerinin harika zaman makinası DeLoreanmasanıza harddisk olarak dönüyor.
DeLorean – Zaman Makinası
Geleceğe Dönüş filmlerinin harika zaman makinası DeLoreanmasanıza harddisk olarak dönüyor.
Back To The Future (Geleceğe Dönüş) 25. yılını kutlarken, filmin Michael J. Fox‘tan önce anlaşılmış olan başrol oyuncusu Eric Stoltz‘un görüntüleri ilk kez karşımıza çıkıyor. Marty McFly rolünde bambaşka türde ama çok iyi bir performans sergileyen Stoltz’un yerine neden Fox’un alındığı, yönetmen, yazar ve yapımcı kadrosundan Robert Zemeckis, Steven Spielberg ve Bob Gale tarafından burada açıklanıyor. Zemeckis, Stoltz’un muhteşem bir aktör olduğunu ancak filmde yaratmak istedikleri komedi hissine pek uymayan bir oyunculuk tarzı olduğu için bu kararı aldıklarını anlatıyor. Üstelik bunu, film çekimlerine başladıktan 5 hafta sonra yapmak ve o sahneleri yeniden çekmek zorunda kaldıklarını, bu değişiklik için stüdyoyu ikna etmesi gerektiğini ekliyor.
Yıllar sonra Stoltz’a durumla ilgili ne hissettiği sorulduğunda, “Devasa bir yıldız olmanın zorlukları fazla, böylesi daha iyi oldu,” tarzı bir yanıt alındığını da not düşelim.
Zaman zaman, zamanda yolculuk yapmayı birçoğumuz hayal etmişizdir. Hayalin de ötesinde bunun üzerine düşündüğümüz zamanlar da olmuştur. Peki nedir bu zaman dediğimiz şey? İçinde yolculuk etme fikri, nasıl her daim bizi sıkmadan hayallerimizi süslemeyi başarıyor? Bu soruların cevapları zamanın hem soyut hem de somut bir kavram olmasında gizli belki de. Algımızda oluşturduğumuz çizelge şeklindeki zaman olgusu ile fizik kurallarınca tanımlanmış reel zamanı, hayalgücümüzü kullanarak birleştirip, bir de yanına güzel bir seyahat planı koyduk mu, yolculuğa hazırız demektir.
Zaman yolculuğumuza başlamadan önce önümüzde iki adet yön ve iki adet de versiyon seçeneği olduğunu belirtmek isterim. Yönlerimiz bildiğiniz üzere geçmiş ve gelecek. Versiyonlarımız da tekil evren veya çoğul evren. Hangi yöne gitmek istersek isteyelim yolculuğumuzu ya sadece kendi evrenimizde gerçekleştireceğiz ya da sonsuz sayıda evrenin olduğu bir ortamı seçeceğiz.
Tekil evren adından da anlaşıldığı gibi çevremizi saran gerçekliğin eşsiz benzersiz yani tek olması demektir. Bu versiyona göre sadece bizim evrenimiz vardır ve içinde yaşadığımız bu evrenin dışı diye bir şey yoktur. Sonsuz değildir. Kendisini oluşturan atomların sayısı belirlidir. “Her şey” kabının içinde duran tek şey, evrenin ta kendisidir.
Çocukluğumuzun vazgeçilmez serüveni olan bu üçleme (1–2–3) filmi artık arşivinize ekleme zamanı geldi (hatta geçiyor bile)
Eski günlerinizden bir koku getiren bu film universal‘ın eski kayıtlarından bulunarak güncel teknolojiye uygun bir paket haline getirilmiş. dvdsetini aldığınızda 3 filme birden sahip olmuş oluyorsunuz. üstelik sadece filmle yetinmemişler sürprizlerle dolu sayılabilecek ek paketler de eklemişler. mesela filmin kamera arkası sahnelerini izleyerek “bu sahne nasıl çekildi acaba” sorunuza yanıt bulabilirsiniz. ya da filme eklenmesi düşünülerek çekilen ancak son anda kesilen sahneler de bulunmakta bu sürpriz paketlerde!
video formatı olarak vob uzantılı mpeg-II algoritması ile yetinilmiş, ancak oldukça eski bir dönemin filmi olduğunu düşünecek olursak oldukça yeterli sayabiliriz. ses kalitesi de yine yeterli görünüyor. dolby digital 5.1 ses desteği var. ancak bu seçenek yalnızca ingilizce dublaj için geçerli. yeri gelmişken belirtelim; İngilizce macarca gibi seslendirme ve onlarca alt yazı seçeneği mevcut. ama malesef seslendirmeler içinde türkçe bulunmamaktadır. ingilizce 5.1 dolbykalitede iken diğer seslendirmelerde stereo sistemi mevcut yalnızca.
kıstas olarak kendi beğenilerimi ve bilgilerimi kullanacağım bu nacizane yazı dizime, trt yıllarında çok aşina olduğumuz bilim kurgu yapımlarına değinerek başlamalıyım dedim. trt yılları diyorum, o tek kanallı yıllarda çoğumuz bir çok bilim – kurgu eseriyle tanıştık. akıllarımıza kazındılar ve hatta vazgeçilmezlerimiz oldular… işte ben de vazgeçilmezlerimle başlayıp, günümüze kadar gelen ve hiç değilse benim için bile olsa ( ki sanmıyorum sadece benim için olsun ) kült olduğunu düşündüğüm yapımlarla devam edeceğim… yazı dizimin ilerleyen kısımlarında ise “aa bu da vardı ya eveet hatırladım” dedirtecek eserlere de rastlamak mümkün olabilir belki 😉
belkide space odyssey ya da star trek ve hatta thx 1138 gibi yapımlarla başlamamı bekleyenler olabilir ama dediğim gibi kıstas benim 🙂 ben elbette şunlarla başlamalıyım:
benim için o yıllarda yayınlanan o 1.2.3. bölümü de aynıydı, starwars olsun da taştan olsun. başladığında dünyadan kopardım… george lucas‘ın ölümsüz eseri star wars yazı dizime başlamak için en iyi yapı bence… ışın kılıçları, uzay gemileri, gezegenler hepsi büyüleyici… jediler ile sithlerin arasında geçen inanılmaz mücadele ve tabiki robotlar R2D2ve CP 3P0… darth vader‘in görülmemiş ilginçlikte ve etkileyicilikteki kıyafeti,sesi ve soluk alıp verişi… tüyler ürpertici… adı üzerinde, yıldız savaşları…
Sinemanın belki de gelmiş geçmiş en sevilen bilim-kurgu üçlemesi olan Back To The Future 1983 yılında Universal Pictures tarafından yapılıp Amerika’da vizyona girdiği ilk hafta 11 milyon dolarlık bir hasılata ulaşarak başarı elde etmiştir.
Amerikalı lise öğrencisi Marty McFly ile çılgın bilim adamı Doc. Emmet Brown’un zamanda yolculuk macerasını konu alan Back To The Future hiç şüphesiz yönetmeni Robert Zemeckis‘in şu anki konumuna ulaşmasında büyük rol sahibidir.
Filmin Başrol oyuncularından Michael J. Fox Back To The Future’dan önce Aile Bağları (Family Ties) isimli bir televizyon dizisiyle kendini göstermiş Back To The Future ile de kariyerinin doruğuna ulaşmıştır.
Back To The Future ilk önce Disney‘e sunulmuş ancak yapımcılar bir annenin oğluna aşık olması gibi bir durumu içerisinde barındıran filme pek sıcak bakmamışlar.
Marty karakteri için ise Michael J. Fox’tan önce düşünülen ve karar kılınan isim Eric Sholtz idi. Fakat Eric Sholtz’un Marty karakterini yeterince iyi canlandıramadığını düşünen yönetmen ve yapımcılar Michael J. Fox ile anlaştılar.
Bir rivayete göre serinin 3 filminin de çekimleri aynı anda yapıldı. Aslında filmin kurgusuna bakacak olursanız buna rivayet demeninde saçma olacağında karar kılacaksınız. özellikle ilk iki film iç içe geçmiş bir halde izleyiciye büyüleyici bir kurguyla sunuldu.
Filmin bir diğer başrol oyuncusu Doc. Emmet Brown’u canlandıran Christopher Lloyd. Aktör Doc. Brown’un çılgın görünümüne zıt olarak daha sessiz ve sakin bir yapıya sahip.
Filmde zamanda yolculuğu gerçekleştirecek makine için ilk önce bir oda içerisinde lazer cihazı düşünülmüş. Daha sonra bu fikir buzdolabında lazer cihazına dönüşmüş, fakat küçük çocukların bundan kötü etkilenerek buzdolabına girmesinden korkan yapımcılar son olarak DeLorean‘da karar kılmışlar.
Aynen buzdolabı örneğinde olduğu gibi çocuklara kötü örnek oluşturmasından korkulan Marty’nin annesini kopya çekerken görmesi, Lorraine’in gelecekte çocukları ne yapmak isterse izin vereceğini söylediği gibi sahnelerde filmden çıkarılmış.
geleceğe dönüş (back to the future) serisini izlemeyenimiz izleyip de hayran kalmayanımız yoktur sanırım. michael j. fox olsun Christopher Lloyd olsun hepsi gönlümüzde taht kurmuşlardır. işte hala keşke devamı çekilse diye düşündüğümüz bu seri filminin ikinci ve üçüncüsünde michael j. fox un canlandırdığı marty mcfly‘ın kullandığı “hoverboard” adlı uçuş aracı meraklıları için ebay de satışa sunuluyor. satış açık arttırma ile gerçekleşecek.
01/08/2008 tarihinde başlayacak olan açık arttırmada açılış fiyatı $30.000.
Geleceğin otomobilleri gerçekten çok değişik olacak. Yollarda ileride uzay mekiklerine veya deniz yatlarına benzer otomobiller görmek mümkün olacak. Gerçekten hepsine bakmak bile insanın iştahını kabartıyor. Ama nedense sadece bakmakla yetiniyoruz. Bu arabaların aşırı vergileri ile Türkiye’ye gelmesi de başka bi konu tabi ki.
Ayrıntılı Bilgi için buraya tıklayın
Back to the Future II (Geleceğe Dönüş II) filminde doktor Brown’ın, DeLorean’deki (filmdeki araba) plutonyum sorununu Mr. Fusion isimli bir çöp jeneratörü ile nasıl hallettiğini hatırlıyor musunuz? Bu, muhtemelen bir tür şakaya benziyor veya arzulanan bir düşünceydi ama şu an gerçek olabilir gibi görünüyor.
Teknoloji Araştırmaları Enstitüsü’nden (Institute of Technological Research – IPT) ve Havacılık Teknolojisi Enstitüsü’nden (Technological Institute of Aeronautics – ITA) bir grup bilim adamı, ısıtılmış gaz çekişli, elektrik çıkışlı, bir türbin içerisine ultra yüksek sıcaklık gönderen, oluşan sıkıştırmayla alternatif enerji üreten bir Mr. Fusion projesi üzerinde çalışıyorlar.
geleceğe dönüş filmlerini bilmeyen yoktur sanırım.Hepimiz zamanında arabanın özellikleri karşısında şaşkınlığa uğramıştık, dikkatli izleyenlerin gözünden kaçmamıştır ama yine de hatırlatalım; o efsane araba dmc (delorean motors company) tarafindan 1981-1982 yilları arasında dizayn edilip üretilmeye başlanmıştır. şuradan öğrendiğimize göre 2008’in ilk çeyreğinde 57,500$ satış fiyatıyla tekrar -şimdilik amerikan- yollar(ın)da boy gösterecekmiş.
geleceğe dönüş türk fan sitesi
Filmin Resmi Sitesi
ekşi sözlükte delorean
sosyomat back to the future grubu