bildirgec.org

http://karsigorus.wordpress.com/2006/11/22/fethullah-gulen%E2%80%99den-papaz-okuluna-bagi/

http://www.milliyet.com.tr/default.aspx?aType=SonDakika&Kategori=turkiye&ArticleID=758015&Date=22.05.2008

http://ip.org.tr/lib/pages/detay.asp?goster=haberdetay&idhaber=1144

Tuncay Özkan Türkiye’nin iktidar karşıtı tek kanalı olan Kanaltürk’ü 30 milyon dolara Fethullah sempatizani ve müridi olan Koza İpek Gurubuve iktidarı öven yayınlarıyla gündemde olan Bugün gazetesinin sahibi Akın İpek’e sattı.

Bir kaç senedir Bizkaçkişiyiz Platformunu kurarak milyonlarca temiz yürekli gerçek Atatürkçü kişileri arkasına alarak siyasete adım atan Tuncay Özkan’ın gerçek kişiliği ve amacıda ortaya çıkmış oldu.

Şurada dünyadaki yüz entellektüel arasında gösterilmiş Fethullah Gülen ve Orhan Pamuk tartışıla dursun, Time dergisinin geleneksel olarak düzenlediği The Time 100; Dünyanın En Etkili Kişileri listesine bir Türk girdi; Mehmet Öz. ABD‘de, Türkiye’de olduğundan daha popüler olduğunu söylersek abartmamış oluruz. Nitekim sağlıkla ilgili bestseller olan kitaplarının yanı sıra yakın zamanda da bir TV programında boy gösterme hazırlıkları söz konusudur. Kendisi zaten sürekli olarak çeşitli ulusal kanallar tarafından davet edilmektedir ve katıldığı programlardan biri de ABD’de yayınlanıp dünya çapında ün kazanmış talk show programı Oprah Winfrey‘dir. Ki Winfrey, Mehmet Öz‘ü ‘Amerika’nın gözde doktoru‘ olarak çağırmakta ve düzenli olarak programında ağırlamaktadır. Tabi ki bunlar kendisinin başarılarının sadece bir kısmıdır.

Mehmet Öz‘ü Mehmet Öz yapan, kalp damar cerrahi konusunda uzman olması ve mesleki başarısıyla taraflı tarafsız herkesin gönlünü kazanmasıdır. Harvard mezunu profesörümüz şu anda Columbia Üniversitesi Tıp Merkezi Kardiyoloji direktörlüğü yapmaktadır.
Time’ın listesine giren diğer ‘etkili kişiler’den bazıları ise şöyle; Vladimir Putin, George W. Bush, Oprah Winfrey, Andre Agassi, Lance Armstrong, Kaká, Tony Blair, Joel & Ethan Coen, Mariah Carey, George Clooney, Rupert Murdoch, Michael Arrington.

http://onpunto.com/ShowBlog.aspx?Web=fettos

Çok yeni (14 Nisan’da) yayınlanan bir yazıyı paylaşmak istedim. Yazı Wall Street Journal’da olduğundan oraya link veriyorum. Ancak, bir özeti Cumhuriyet gazetesinin 15 Nisan sayısında da çıktı. Konu çok net:
Türkiye’nin dönüm noktası
İçerik de oldukça net: 2008 Türkiyesi = 1979 İranı…
Son cümle özellikle çarpıcı geldi. “Türkiye uçurumun kenarında. Lütfen Rice, onu aşağı itme”

Kanaltürk’te yayımlanan ”Yolsuzluk ve Yoksulluk” adlı programda Nurettin Veren konuk edildi. ”Cumhuriyet Savcıları’nın anlatacaklarımı ihbar kabul etmesini istiyorum” diyen konuşmacı, “Bu davanın tanığı da sanığı da olmaya hazırım” sözlerini de söylemekten geri durmadı.

Fethullah Gülen’le birlikte 25 yıl çalıştığını belirten Nurettin Veren, cemaatin içyüzünü anlattı. Nurettin Veren, ”Biz 12 kişi hayır olsun diye bu yola çıktık, ancak örgütlenmenin devleti içten ele geçirme planı olduğunu anlayınca aforoz edildim. Gülen beni öldürtmek istedi” gibi çarpıcı açıklamalarda bulundu.

http://www.haberturk.com/haber.asp?id=59772&cat=230&dt=2008/03/07

Nasreddin hoca, Fethullah hocanın şanını duymuştur.
Nabzını yoklamak için,
kendisini birlikte yolculuğa çıkmaya ikna etmiştir.

Birlikte yollara düşerler.
Dere tepe, dağ taş aşarlar.

Nasreddin hoca, Fethullah’ın yüzünün hiç gülmediğini
farketmiştir. Kendisini neşelendirmeye çalışır.
Eskiden yaşadığı bazı olayları anlatır.
“Parası olan düdüğü çalar!” diye biten hikayeyi anlattıktan
sonra, Fethullah’ın ağlamaya başladığını görür.
Niye ağadığını sorar.
Fethullah da:
“O çocukcağızlara acıdım. Paraları yoktu belki de düdük alacak.”
diye cevap verdi.
Nasreddin hoca bir şey demedi ve yola devam ettiler.