bildirgec.org

faşist hakkında tüm yazılar

EYVallAH

EUQON | 30 April 2007 14:06



Sene 1985. Uzaklarda hep özlediğim biricik vatanıma döneli 4 sene olmuş. Hasretle taşını, toprağını kokluyorum her fırsatta. Ara ara üç ay, beş ay, bazen bir sene kadar uzaklaşmak zorunda kalıyorum, yokluğu daha da katlanılmaz oluyor. Tek kanallı televizyonunu, kapanışında çalan marşını, dalgalanan bayrağını, yere tüküren adamını özlüyorum, arıyorum. Çocuğum daha. Gökyüzünün mavisini, doğanın yeşilini sevmeyi öğütleyen şarkının aynı kıtasını tekrarlıyorum hep henüz oturmamış kalbim kabardığında;

“Hep kırmızıdır elbiselerim. Ben bu rengi pek çok severim. Bayrağımı cicim, çok sevdiğim için hep kırmızıdır elbiselerim”

Zaman Daralıyor

sbaskentli | 24 September 2006 17:35

Bir süredir buralardan uzak kaldım. Aslında aynı kısır döngü içerisinde ki tartışmalarımıza devam etmeyi gerekesiz görüyordum.
Çünkü benim pilli camiasında bir ırkçı ,faşist , kafatasçı vs. gibi ünvanları ; henüz İsrail Lübnan a girmemiş iken yahudiler ve siyonistler ile ilgili yazdıklarım sayesinde kazanmış birisi olarak yazdığım her bir satır ve kelime aynı kalıplara sığdırılıyordu.

Aradan geçen zaman içerisinde İsrail bir takım bahaneler ile Lübnan a girdi. Ve şu anda USA üzerinde ki tüm etkisini kullanarak Suriye nin zayıflatılması için hava saldırısı yapılmasını istiyor.

“faşist” veya nasyonal sosyalistlerimiz

beyefendi | 19 July 2006 13:22

Türkiye son bir-iki yıldır hızla faşizan bir iklime doğru sürüklenmektedir. Gerçi, faşizan düşünce ve tutumlar bizim son bir asırlık siyasal edebiyatımızdan hiç eksik olmamıştır. Bugün aşağı yukarı “faşist” olarak nitelenebilecek televizyon kanallarımız ve faşist haber-tartışma programlarımız bile var. Şu da var ki, bir ideoloji olarak faşizm teorik olarak politik yelpazenin “sağ”ına yerleştirilmiş olsa da, Türkiye’nin “sol” siyaset geleneğinde de neredeyse sağ ile yarışabilecek derecede güçlü bir faşizan damarın saklı olduğu gözlerden kaçacak gibi değil. Bu saklı damar son yılların Türk solunda bayağı açığa çıkmış görünüyor. Onun için, zaman zaman öyle durumlar oluyor ki, ilk duyduğunuz veya okuduğunuz anda “aşırı sağcı” bir partiden veya gazeteden sadır olduğunu sandığınız bir sloganın adresinin, kendisini “sol” olarak tanımlayan bir parti veya gazete olduğunu bir süre sonra keşfedip şaşırıveriyorsunuz. Bunun gibi, basbayağı faşizan düşünceler dile getiren bir yazarın kimi solcularca “solculuğun piri” sayıldığı durumlara da artık şaşırmaz olduk. Veya “ilerici” bilim ve düşünce adamlarının kimi faşist görüşlerin sözcülüğünü yapmasına

neden illede bir kalıba girmemiz gerekiyor….

sbaskentli | 11 March 2006 20:34

Bugün yazılan yorumlardan birinde yazdıklarımdan dolayı ingiliz faşistleri ile bir tutulmuşum…

faşist yada kominst farketmez ama sonuçda sömürgeciliğe dayalı ve diğer tüm milletleri hakir görerek bir de bunu yapan kendileri değilmiş gibi dünyaya insanlık nutukları atacak kadar iki yüzlü bir milletle bir tutulmam daha çok zoruma gitti.

Çünkü bizim görüşümüzde , bizim yetiştirilme tarzımızda , bizim dinimiz de ve hatta bizim tarihimizde dil,din,ırk gözetmeksizin bütün herkes insandır ve eşit haklara sahiptir.

Ve yine bu hakların bittiği yerleri bu insanlar kendilerinde yaptıkları ayrımcılıklarla kendileri belirlerler ve buna göre karşılık görürler…