Türkiye son bir-iki yıldır hızla faşizan bir iklime doğru sürüklenmektedir. Gerçi, faşizan düşünce ve tutumlar bizim son bir asırlık siyasal edebiyatımızdan hiç eksik olmamıştır. Bugün aşağı yukarı “faşist” olarak nitelenebilecek televizyon kanallarımız ve faşist haber-tartışma programlarımız bile var. Şu da var ki, bir ideoloji olarak faşizm teorik olarak politik yelpazenin “sağ”ına yerleştirilmiş olsa da, Türkiye’nin “sol” siyaset geleneğinde de neredeyse sağ ile yarışabilecek derecede güçlü bir faşizan damarın saklı olduğu gözlerden kaçacak gibi değil. Bu saklı damar son yılların Türk solunda bayağı açığa çıkmış görünüyor. Onun için, zaman zaman öyle durumlar oluyor ki, ilk duyduğunuz veya okuduğunuz anda “aşırı sağcı” bir partiden veya gazeteden sadır olduğunu sandığınız bir sloganın adresinin, kendisini “sol” olarak tanımlayan bir parti veya gazete olduğunu bir süre sonra keşfedip şaşırıveriyorsunuz. Bunun gibi, basbayağı faşizan düşünceler dile getiren bir yazarın kimi solcularca “solculuğun piri” sayıldığı durumlara da artık şaşırmaz olduk. Veya “ilerici” bilim ve düşünce adamlarının kimi faşist görüşlerin sözcülüğünü yapmasına…
Onun için, bugünkü Türkiye’deki gerçek tehlike ne “dincilik”tir ne de “bölücülük”. Gerçek tehlike faşizan, yabancı düşmanı, kabileci, farklılığa tahammül bile edemeyen düşünce ve tutumların tırmanmakta olmasıdır. Sadece “ayak takımı” arasında hakim bir eğilim halinde bulunsaydı, belki buna temas etmeye değmezdi, ama medyada da daha sofistike faşizm anlatımlarına da rastlıyoruz.
PROF. DR. MUSTAFA ERDOĞAN
demek ki engin ardıç boşu boşuna tatlı su solcularımıza nasyonal sosyalist demiyor. varmış bir bildiği yazarımızın.
yorumlar
nasyonal sosyalizmin temelleri bu coğrafyada atılmıştır. naziler; rüzgârından kendi ihtiyaçlarınca esinlenmiş, sonra da faşizme taşımışsa ne edek?! 🙂beyaz müslümanları ulusalcı korkusu sarınca, “amanın demokrasi nerede?!” tepinmelerine bayılıyor insan :)gel gelelim, dayatılanın veya var olanın yetersizliği/yanıltıcılığı rahatsızlığındaki sanatçıların hepsi faşisttir üretim safhasında. sanatçıların büyük çoğunluğunun sol tandanslı olduğu düşünülünce, sanki sol ile ilgili yeni bir keşifte bulunmuş gibi hıyar(II) olmakta da sorun yok :))
hıyar kelimesini sahibine iade eder, mevzu hakkında bilgisi ve fikri bile olmayanların hakaret ederek meseleyi örtmeye çalışmalarının bir işe yaramayacağını tekrar hatırlatırım.
ihtimal konu hakkında, alıntı yaptığınız kişiden fazla, dolayısıyla kopyala yapıştırcıdan daha geniş ama, bir çok kişiden az bilgiye sahibimdir :)yine ihtimal, açılım getirecek hazır kopyala yapıştır metin bulamayacağınızdan, hıyar ünlemine takılmışsınız :)ihtimal arapça terim kullanım sıklığınıza kanıp, hıyar demenin tarafınızca iltifat addedileceğini ummakla yanılmışım 🙂 “hıyar” aynı zamanada arapçada “özgür” demektir, o kadar da link verdik :))) siz daha bunu bilemeyip, neyi bildiğinizi düşünüyorsunuz? :))))
ihtimallere göre yakında kıyamet kopacakmış. bunu da solcu olduğunu söyleyenlerin uygun adım faşizme yürümelerinden anlayabilirsiniz. gerçi romantik devrimcilerin hiç bir şeyden anlamadığını biliyordum başkalarını da bilgisizlikle itham etmeleri şaşırtıcı. herhalde alemi sersem, kendilerini akıllı zannediyorlar. 68 eski tüfeklerinin kapitalizme ve faşizme sığınmalarının altından çok zaman geçmedi. 9 martta kurduğu pusuya 12 martta düşenler hala darbe yapmaya çalışıyor ama bu sefer faşist amaçlarla. hala masal anlatanlara ise tatlı rüyalar demekten başka yapacak bir şey yok!…Ece Temelkuran “İsrail’in öldürdüğü yeşil bayrak taşıyorsa, acımam” demeye getiriyor!“Ece Temelkuran ruh hastası ideolojinin bir kurbanı olarak solculuğun düştüğü en kepaze yeri bize gösteriyor, şuraya bakar mısın: Bugün orada Müslümanlar İsrail bombalarıyla ölürken, hanımefendi ölüler içinde ayrım yapmaya çalışıyor. Bu ölenler Hamasmış, üzülelim mi? Üzülmesek bize ABD’ci mi derler gibi zırvalıklar… Hanımefendi kahvede kendine yakışıklı mı seçiyor? Yeşil gömlekli olur, kırmızılı olmaz.Nihat Genç
eh, zaten temelkuran’ı değil, genç’i sola yakın bildiğimize göre? 🙂 bilememekten kaynaklanan travmanızın uzun süreceği su götürmez :))) insan, h. karakaya’dan alıntı yapar ki, hangi güruhtan tiksindiğini daha iyi anlatabilsin ;)***ve mesaj ile oynanırken bir kaç harf hatası dışında değişiklik yapılıyorsa, “editlendiğinin” yazanca belirtilmesinde fayda vardır.***
ve de sevgili cacık hammaddesi kardeşimizin uyarısını dikkate alarak solcuların (nihat genç) dediklerine inanmıyor ece temelkuran’ın yazısının aslını dikkatle ve tane tane okuyoruz.ne diyor temelkuran;bu iş çığırından çıktı artık filistin halkının özgürlük mücadelesi olmaktan çok abd eliyle antikomünizme karşı yaratılmış yeşil kuşağın teröristlerinin ( “Bütün bu “kefiyesiz” adamlar sadece silah üreticilerinin kazanacağı savaşlar çıksın diye yaratıldı, özenle büyütüldü.”) adlarına savaştıkları halktan çok bu işten daha çok zenginleşecek olan emperyalizme hizmet ettiklerini söylüyor.eğer ortadoğuda barış istiyorsak bunu sadece müslümanlar için değil israil halkı için de istemeliyiz diyor.yanlış bir şey mi söylüyor.evet düşünelim bakalım ece temelkuran ne diyor ?
hımmm, çeyrek ekmek arası köfte üzeri az buçuk pagan aydınlarımız gene döktürmüş. önce faşist masallar anlatıp sonra da dönüp biz yapmadık deme konusunu solcularımızdan daha iyi kim bilebilir. neyse biz devam edelim.