bildirgec.org

erkek hakkında tüm yazılar

PMate

anafikir | 19 April 2006 13:46

Bayanların anatomileri nedeniyle zorlandıkları bir konuya çözüm getirilmiş. iddialarına göre ayakta çiş yapmak bayanlara yeni bir özgürlük veriyormuş.

burada nasıl kullanıldığı detaylarıyla anlatılmış.

ana sayfalarındaki fotoğrafta da bir kadın yol kenarında işini görürken görüntüleniyor. acaba hangi aklı bütün bayan bu zamanda yol kenarlarında, çalıların içinde bu işini görmeye yeltenir bilemiyorum ama her neyse…

ERKEKLERİ KADINLAR DOĞURMADIMI;ÖYLEYSE BU SAYGISIZLIK NEDEN?

fhj | 21 February 2006 14:50

yolda yürüyorum; çocuklar toplanmış oyun oynuyo hepsinin ağzında küfür merak ediyorum kimsenin annesi yokmu,sadece çocuklar değil büyüklerden de dinliyoruz bu kelimeleri…herkes saygıdan bahsedıyo kişiler arası mutlak saygı diyor herkes; peki öyleyse erkekler kadınlara küfrederken saygı nerede kalıyor…erkekleri kadınlar doğurduysa öyleyse bu saygısızlık neden????????

Ne kadar Andropoz o kadar puan

redbutterfly | 01 November 2005 03:28

Andropoz gerçekten var mı, yok mu, tartışması sürüyor. Kadınlardaki menopozun erkeklerdeki karşılığı olduğu öne sürülen andropozun kelime anlamı “erkekliğin sonu”. Uluslararası dernekler ve bilim adamları, andropoz yerine başka bir deyimi yerleştirmeye çalışıyor: İlerleyen Yaşlarda (Geç) Oluşan Hipogonadizm. İngilizcesi Late Onset Hypogonadism (LOH). Kısa adı ESSM olan Avrupa Cinsel Sağlık Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Emre Akkuş’un verdiği bilgiye göre erkeklerin 50 yaşından sonra, testosteronları yılda yüzde 0.4-1 azalıyor. Ama bu testosterondaki küçük düşüşler, kadınlardaki gibi üreme fonksiyonlarının sona ermesine yol açmıyor. Bundan etkilenen erkeklerin sayısı, menopozdan etkilenen kadınlarda kadar yüksek değil. Prof. Dr. Emre Akkuş – Erkeklere hormon verirken iki kere düşünmek lazım Testosteron kaybı küçük oranlarda. Buna rağmen erkekler çok mu etkileniyor? – Aslında bu yaşlanma sürecinin bir parçası. Birçok erkeği de hiç etkilemiyor. Farkında bile değiller. Genellikle cinsel fonksiyonlarında da bir azalma varsa ciddiye alıyorlar. Aslında hormondaki değişim vücuttaki fiziksel yapıları da etkileyebiliyor. Kasların gücü azalıyor. Algılamada farklılıklar oluyor. Cinsel hayata olumsuz yansımalarının da etkisiyle biraz daha stresli, sinirli, daha tepkisel insanlar olmaya başlıyor. Bunun getirdiği bir kısır döngüyle cinsel ilişkiden kaçma eğilimi de gelişiyor. Yaşadığı bazı başarısızlıklar hormonal gibi algılanıyor. Bunlar üst üste gelince kısırdöngü oluşuyor. Erkekteki fiziksel değişimler ruhsal değişimler de yaratır. İş performanslarında düşüşler başlar. Bütün bunların sonunda klasik erkek geyiği başlar: Sen andropoza girdin! Testosteron eksikliği olan erkeklere, menopozdaki kadınlarda olduğu gibi hormon takviyesi mi öneriyorsunuz? – Hepsine değil. Erkeklere hormon verirken iki kere düşünmek lazım. Testosteron hormonu özellikle prostatı direkt etkiliyor. Prostat bezinin büyümesi veya prostat kanserinin başlamasını tetikleyebilir. Hormonal değerlendirmeleri iyi yapmak şart. Prostat kanserine ait bazı belirteçleri önceden bilip, kontrollü olarak hormon tedavisini vermek gerekir. Zaten testosteron düzeyi normalse hormon önermiyoruz. Çok nadir erkeğe, çok kontrollü veriyoruz. Benim kişisel tercihim dönemsel tedavilerle hormonların dengede tutulması. Uzun süreli tedavilerin yan etkileri var. Karaciğer, sinir sistemini olumsuz etkileyebilir. Andropozdaki her erkeğe hormon tedavisi veriliyor mu? – Hayır. Her erkeğe direkt verelim, demek yanlış. Prostat kanseri şüphesi olanlar, prostat büyümesi nedeniyle ciddi idrar yolu sorunu olan hastalara vermemek lazım. Bir de vücuttaki kan yapımını da bozabilir. Yine ciddi psikiyatrik sorunları bulunanlarda da dikkatli kullanmak lazım. Meme kanserli erkekler (ender de olsa rastlanıyor) ve yüksek kolesterollülere de vermek sakıncalı. Test Aşağıdakilerden hangisi sizin şu anki şikayetlerinizi en iyi tarif ediyor? Her yakınma için uygun olan kutucuğu işaretleyin.

erkeklerin en sevdiği sex pozisyonları

haça dolanmış kaplumbağa | 26 May 2005 17:32

bunların en vazgeçilmesi erkeklerin jimnastikçi kızlarla sevişme fantazisidir.erkek kızın mesleğini sanki atina 2004 olimpiyatlarındaymış gibi icra edeceğini sanır.fakat kızın programında olmayan bir antremana hiç ihtiyacı yoktur.ayrıca böyle bişiy olsa bile kız şekil aldıkça erkeğin onun içindeki uzvuda şekillenecektir.o uzvun mukavemetide bir yere kadardır muhakkak.bu takıntı çocuk pornosu modunda lastik kız fetişistliğine kadar gider.

görmemişin oğlu… (3f)

freefreshfish | 20 May 2004 22:16

abilerim ablalarım, şu elimde görmüş olduğunuz pipi oğlumun olup yanında… eki eki eki!.. evet millet sevgili karımla ben bişi yaptık, oğlan olacakmış (ekimde doğum). kız istedik ama beceremedik, neyse sağlık sıhhat önemli dimi sonuçta. 3f junior geliyor yani, karım şimdiden mızmızlanmaya başladı; “senin gibi kıpır kıpır, bu çocuk benim midemi bulandırıyor” diye. ne hissediyorsun diye soranlar olacak hemen söyleyim; “hiç bişi”. abi elemanı kucağa almadan bişi hissetmek çok güç, annesi daha şey bu konuda. e kolay diil tabi içinde bir canlı taşımak, senden bir can daha çıkacak offf!..

Yakalayin! Evlilik Yasi Kaciyor!

plumprune | 13 December 2003 03:23

Izninizle cok hafif bir konuya deginecegim. Etliye sutluye karismadan, elimin hamuru ile evlilik yasi ile ilgili bir cift laf edecegim. Bir “Ben Evleniyorum” firtinasi yasanmis ulkemde, beni kasip kavurmasa da esintisi geldi uzerime. Gazete okurken karsilastigim bir arastirmadan yola cikarak, uzun suredir bos gordugum moderasyona bir yazi yollayayim dedim. Ne Irak’tan, ne AB’den, ne AKP’den, ne de KKTC’deki secimden bahsediliyor yazimda, haberiniz ola. Kac yasinda evleniyormusuz ve ben bu konuda ne dusunuyormusum, iste tum konu bundan ibaret. Adettendir, teknolojiye ve yeni yuzyila atifta bulunarak konuya gireyim simdi:

Lanetlensem yeridir!

damned | 23 May 2003 21:59

Az once muhtesem bir hareket vardi, simdi ise hersey duragan. Dun gece az icseydim, gec yatmasaydim yada sabah ise gitmeseydim, bu guzel Cuma aksaminin belki tadina varabilirdim sehrin suslere burunmus sokaklarinda.

Aklima birseyler gelsin ben de yazayim diyorum, rahatlarim belki; ancak o kadar uc seyler aklima geliyor ki inanin desifre edilesi gibi degil. Belki de soylemek gerek, hadi bir cesaret…

Benim birden fazla sevgilim var, kimisi bu siteye geliyor, arada yazilanlari okuyor. Sizi sizinle aldatiyorum beyler, bunu duymak hosunuza gitti mi? Her biri de aslinda beni aldatiyor, komik degil mi? Ayri sevgililerdeniz biz, hani su cagdas modeller var ya, onlardan. Bana soruyor oldukca akli basinda, egitimli sevgililerimden biri: “Beni aldattin mi ben yurt disindayken?” Ben: “Sen buradayken aldatmistim, yurt disinda oldugun sureyi sorgulamayalim dilersen.” Cok uzuluyor, gururu inciliyor, Hulya Kocyigit gibi kosarak ortami terk ediyor. Aslinda o John Travolta gibi gitti de, ici Hulya Kocyigit. Ariyorum aksama: “Biliyorsun, biz hic soz vermedik birbirimize, lutfen sacmalama, kendine gel.” Vizil mizil birseyler mirildaniyor once, cok sarhos olmus, oysa ceylan gibi seke seke uzaklasmasinin uzerinden pek de cok zaman gecmedi, ne zaman sarhos oldun bre Travolta, siseyi mi diktin kafana? Sonra beni almaya gelmesini istiyorum; “gelmem” diyor. “Nasil yani?” diyorum, “ne zaman beni almayi reddedecek kadar beni unuttun?” Toparlaniyor haliye, sarhosmus araba kullanamazmis. Ben gidiyorum yanina bir aracla, hani o kadarini da hakketti. Yolda telefonumun neredeyse sarji bitecek, her 5 dakikada bir ariyor, yolun neresindeyim soruluyor. Taksi soforune telin verilmesi rica ediliyor, adam birazcik bahsis onerisi ile gaza geliyor, saygideger bacisini kukuma kusu gibi bekleyen sevgilisine teslim ediyor, korna calarak uzaklasiyor. Cikiliyor eve, saraplar tukenmis, sert ickilere gecilmis. Avutuluyor sevgili “baglanmaktan korkuyorum sana” diye. Opusuluyor, koklasiliyor, barisiliyor. Sevgili de mutlu, ben de.