bildirgec.org

dürüstlük hakkında tüm yazılar

Işığını Yaymayı Bilmek…

hypatia | 02 May 2007 16:22

Hayatımızın ışığı...
Hayatımızın ışığı…

Bu sefer, kendi düşünce ve yorumlarımın yanında, sizlerle okuduğum bir yazıyı da paylaşmak istiyorum. Belki çoğumuz daha önceden okumuşuzdur ama bazen ilk anlarda her şeyin farkına varamayabiliyoruz. Arada ikinci ve üçüncü tekrarlara da ihtiyacımız olabiliyor…

Ben bu sefer çok daha farklı şeyler hissettim ve sordum kendime.
Neden ışığımızı serbest bırakmıyoruz ?
Neden ?
Hem kendimizi özgür bırakıp yüreğimizde o ferahlığı hissetmekten hem de çevremizde ki tüm insanları bu enerjiden neden mahrum bırakıyoruz.?
Nedir kendimizle alıp veremediğimiz ?

başkalarının hayatı/Florian Henckel von Donnersmarck

astral | 30 March 2007 02:00

Florian Henckel von Donnersmarck’ın yönetip senaryosunu da kendisinin yazdığı filmde, Martina Gedeck, Ulrich Mühe, Sebastian Koch, Ulrich Tukur başarılı oyunculuk çıkardılar.

Filme giderken içine kapanık, anlaşılması zor bir film sanırım dedim. İlk sahnesinde aldı beni oysa. Aşk, ihtiras, yalnızlık, sistemin tutsakları olmamızın sorgulanması, kaçış yollarının analizi, bir istihbarat memurunun dinleme cihazıyla başkalarının hayatını dinlerken tüm hayatı ve kendini sorgulaması.

Adamın kadını sevmesi. Kadının sevgisi, sevgi miydi düşüncesi… Peki, öyle bir sistemde nasıl olabilirdi diye yorulmak…

Daha Güzel Bir Dünya İçin

aRRoGaNTe HoMbRe | 09 March 2007 14:44

Doğru yönü seçmek bu kadar zor mu?
Doğru yönü seçmek
bu kadar zor mu?

Bu hayatta insanların daha mutlu ve huzurlu yaşamalarını sağlamak için yerine getirilmesi ya da dikkat edilmesi gereken çok da fazla kriter yok aslında. Hem sayı olarak hem de zorluk derecesi olarak..

Peki ne bunlar? Adalet, mantık, saygı, hoşgörü, dürüstlük. Bu kadar ya! Neden yok peki bu kavramlar hayatımızda ya da neden azlar? Ve bunları düşünüp düşünüp deli olan, kafayı yiyen tek ben miyim diye soruyorum kendime.

Yolda 70 milyar buldu,teslim etti..İnsanlık Ölmemiş !

antidepresan | 27 January 2007 22:56

Elektrik ustası mehmet ataç ve çekin sahibi
Elektrik ustası mehmet ataç ve çekin sahibi

İnsanlık,dürüstlük gibi kavramlar artık ne kadar revaçta bilinmez.Herkes derki insanlık öldümü ? Bu devirde babana bile güvenme ? İnsanlık,Dürüstlük ölmemiş..

Bursa’nın Orhangazi İlçesi’nde elektrik ustası Mehmet Ataç, yolda 70 bin YTL değerinde hamiline yazılı bir çek buldu.

İşinden eve dönerken yolda hamiline yazılmış 70 milyarlık bir çek bulsanız ne yaparsınız ?Mehmet Ataç,tam bir dürütlük örneği göstererek,derhal banka ile iletişime geçmiş ve çeki sahibine teslim etmiş.Bu olay aklıma ilyas salman’ın Dolap Beygiri filmindeki bir sahneyi aklıma getirdi.”Bu zamanda,bu dürüstlük ! Hayret,değil Süperr !”

bekaret sizce önemli mi?

olimpia | 24 November 2006 12:31

Bence biyolojik olarak hiç bir ehemmiyeti olmamakla birlikte Sosyal açıdan fevkalade mühim bir rol oynamaktadır…
Evlenilmek istenen kızın bakire olmasını istemek kadını metalaştırmaktan öteye gitmemektedir.. Sonuçta insan Sıfır kilometre araba alır gibi Sıfır kilometre Kız almak istemesi araba -kız denkliği mantığına gidilmesini göstermektedir… kız gibi araba tabiri de bu yolla türetilmiş bir benzetmedir…
Bir diğer boyut ise bekaret sıfatı altında toplanan değerlerdir. Her bakire bu değerlere sahip her Bakire olmayan da bu degerlerden yoksun mudur sorusunu sormak isterim.. Benim yaşamdan gördüğüm kadarı ile bu soruların ikisi de hayırdır.. yani bakire olup da bu değerlerden yoksun olan pekçokları oldugu gibi bakire olmayıp da bu değerleri taşıyanlar da pek ala bulunabilmektedir… ( Bekaretimi bozma başka yolları kullan diyerek kucak kucak dolaşan kızlar oldugu gibi, Sevdiğine kendini teslim etmiş ama ilişkisi yürümemiş erdem sahibi kızlar da mevcuttur)

sadece bir soru

nimbus | 21 June 2006 14:02

Dunya capinda bir anket yapilmis. Sadece bir soru sorulmus:
“Lutfen dunyanin geri kalan kismindaki yiyecek eksikligine bir cozum ile ilgili kisisel gorusunuzu durustce belirtiniz.”Anket buyuk birbasarisizlikla sonuclanmis. Cunku;
– Afrikada insanlar “yiyecek” kelimesinin ne anlama geldigini bilmiyorlar.
– Bati Avrupa’da insanlar “eksiklik” kelimesinin ne anlama geldigini bilmiyorlar.
– Dogu Avrupa’daki insanlar “kisisel gorus”un ne anlama geldigini bilmiyorlar.
– Orta Dogu’da insanlar “cozum”un ne anlama geldigini bilmiyorlar.
– Guney Amerika’daki insanlar “lutfen” kelimesinin ne anlama geldigini bilmiyorlar.
– Israil’deki insanlar “durustluk” kelimesinin ne anlama geldigini bilmiyorlar.
– Ve Amerika’daki insanlar “dunyanin geri kalan kismi”nin ne anlama geldigini bilmiyorlar.

Annemin mezarı üzerine yemin ederim ki bir daha asla yapmayacağım

dreamworks | 29 April 2006 13:24

Dürüstlük Istampaları
Dürüstlük Istampaları

Bu “Dürüstlük Istampaları” hızlı tüketim dünyasında duygularını yazıya dökmek isteyenler için ironik bir zamazingo. Mektuplara yakışacağı gibi post-it’lerle kullanılması –felsefesine daha yakışacağı için– hararetle tavsiye edilir.

Istampalardaki Mesajlar:

“Hayatım boyunca senin kadar güzel birine rastlamadım”
“Senden son isteğim bana bir şans daha vermen”
“Geçmişte bunu söylemek için zorlandığımı biliyorum ama : SENİ SEVİYORUM”
“Annemin mezarı üzerine yemin ederim ki bir daha asla yapmayacağım”
“Neden olduğum bütün sorunlar için içten özürlerimi kabul et”

siz özelsiniz

gul_caner | 18 December 2005 14:45

Kendinizi ne zaman işe yaramaz ve aciz hissederseniz, parmaklarınızın ucuna bakın… Neden? dediniz şimdi değil mi içinizden… Çünkü o parmak izlerinden, bu yeryüzünde başka hiç kimsede yok… Siz özelsiniz, inanmazsanız parmaklarınızın ucuna bakın! Herkes aslında özeldir. Ama önemli olan; sizi diğerlerinden ayıran tek ayırt edici özelliğin, kendinizin özel olduğunuzun farkına varmanızdır… Karamsarlığa düştüğünüzde, bazen umutsuzluklarla boğuştuğunuzda, parmağınızın ucuna, yüzünüzde büyük bir gülümseme ile bakın ve kendi kendinize; ’Sen Özelsin! Bunların Hepsini Atlatırsın!“ deyin… Peki bu tek başına yeterli mi? Değil elbette… Önce ne istediğinizi iyi belirleyin. Sonra o istediğinize ulaşmak için ne gerekiyorsa yapın! Şimdi parmaklarınızı üç kez şıklatın… Ne oldu şimdi? Üç saniye hayatınızdan uçtu gitti ve hiçbir şey o üç saniyeyi geri getiremez değil mi? Hayatı, istediklerinize ulaşmak için harcayın. Bir gün arkanıza dönüp baktığınızda, uçup giden o saniyelerin, bomboş bir ömür haline geldiğini görmek istemiyorsanız tabi..! Farkındasınız değil mi? Hayatlarımız saniye, dakika, saat dilimlerine bölünmüş, akıp gidiyor. Ve biz akan bir saniyeyi bile geri dönüp tekrar yaşayamıyoruz. Onları geri getiremiyoruz. Aynaya baktığımızda, her gün yeni bir beyaz saç telini ve yüzümüzde acımasızca akıp giden dakikaların izini, birer kırışıklık olarak aynada seyrediyoruz. Peki biz hayattan ne bekliyoruz? Beklentilerimiz için, varımız yoğumuz ile savaşıyor muyuz, zaman denen acımasız düşmanla? Oysa parmaklarınızın ucuna bakın bir kez… Sonra da parmaklarınızı üç kez şıklatın… Orada gördüğünüz parmak izleri sizden başka kimsede yok… Ve parmaklarınızın ucundan çıkan o ses, hayatınızın bomboş geçmiş üç saniyesi oldu, geçti gitti işte… Siz özelsiniz, siz yeryüzünde teksiniz… O zaman hayattan beklediklerimiz de bize layık olmalı, özel olmalı, ulaşılması için savaşa değer olmalı… Zaman denen canavar galip gelmeden, biz hayattan beklentilerimize ulaşmalıyız ki geçip giden zamana rağmen, geriye dönüp baktığımızda kucak dolusu mutluluk ve beklentilere ulaşmanın hazzıyla, zaman zaman yüzümüzde kocaman bir gülümseyle nanik yapabilelim hayata… Parmaklarınızı üç kez şıklatın, hayattan üç saniyeniz silinip gitti işte… Bugün, özel bir insan olan kendiniz için ne yaptınız? Beklentileriz için bir uğraş, savaş verdiniz mi? Yoksa zamanın sizi yenmesine seyirci mi kaldınız? Mesela özel, eski bir dostu aradınız mı bugün? Hadi kalkın, uzun zamandır aramadığınız özel bir dostunuzu arayın ve “Parmaklarımı üç kez şıklattım, geçen zamanı geri getiremediğimi görünce, belki de seni arayacak, başka bir üç saniyem olmayacak şu anda aramazsam deyip aradım seni…“ deyin ona… Çok mutlu olacak inanın… Bir dostun mutluluğu ile siz de mutlu olacaksınız…! Hala ne duruyorsunuz? Koşun telefona, bir dostu arayın. Onu sevdiğinizi hissettirin.. Onun mutluluğu ile mutlu olun… Parmaklarınızı üç kez şıklatın ve düşünün. Hayatınızdan üç saniye, boş bir sayfa gibi koptu gitti işte. Oysa siz özelsiniz ve size layık bir hayatı hak ediyorsunuz… Size layık mutlulukları hak ettiğiniz gibi… Bana inanmazsanız, `parmaklarınızın ucuna bakın…

film önerir misiniz??

hashosaf | 03 August 2005 12:31

selam..bana doğruluk,dürüstlük,ilkeklilik,düzen ,yalana hayır gibi küçük başlıkları içeren bir film lazım..sizden istediğim zihninizi yada interneti aramanız ve bu konuları-erdemleri- içeren bildiğiniz film varsa yazmanız….umarım çok şey istememişimdir…acil lazımm..bu konu başlıklarını yazıp bulabileceğim site isimleri varsa onu da yazabilirsiniz..teşekkürler..yeni yada vizyonda olması gerekmez eskilerden de olabilir,bulunabilsin yeter…