bildirgec.org

dünya hakkında tüm yazılar

NTV’den Dünya’ya: Yeşil ekran

self respect | 17 July 2008 21:31

NTV’nin belirli saatlerde yayınlamış olduğu yeşil ekran dünyaya ne kadar acımasızca davrandığımı gösteriyor.

NTV Yeşil Ekranda evlerde nasıl tasarruf yapacağımızı, eskiyen şeyleri nasıl değerlendireceğimiz, kısacası dünyamızı daha az kirletme yolarını gösteriyor…

Merak Ettikleriniz…
Yeşil Rehber’de NTV’nin cevap aradığı, sizin de merak ettiğiniz bilgiler yazıyor.

Ben Yaşadığınız Dünya – 1

Dejavuu88 | 16 July 2008 16:32

-Merhaba ben yaşamakta olduğunuz dünya
-Ooo merhaba
-İçime ettiğinizin farkında mısınız?
-hönk?
-Evet zamanla işbirliği içindesiniz ve beni ne hale getirdiniz. Dumanlar içindeyim. Ufkumu da deldiniz bravo tebrikler.
-Haklısın yalnız bahanemiz çok büyük. Bu ara bir hükümet mevzusu var başımızda, sonra türban, sonra partilerin kapatılması, kırım Kongo kenesi, sonra yine türban, sonra Ergenekon..
-Sen de sergene kon
-Hı?
-Geçin bunları diyorum, bilginiz yok mu bana ne yaptığınıza dair?!!!
Küresel ısınma gerçekten benimde canımı sıkıyor
-Bunun için tek yaptığınız “damlaya damlaya çöl olur” sloganları ile yürümek midir? Buzullar eriyor. NASA iklim uzmanlarının araştırmalarına göre önlem alınamazsa Kuzey Buz Denizi 2012 yazı sonunda buzdan tamamen arınmış hale gelecek. Grönland kara parçası üzerindeki buzullar 2007 yazında, yazları tespit edilen erime oranından %15 daha fazla eridi. Çevresel bir çöküş dönemine çoktan girdim, yaşayacak başka dünyanız yok. Yaşadığınız dünyayı atalarınızdan miras almadınız, çocuklarınızdan emanet aldınız. Bunlar sizi korkutmuyor mu? 10 yıldan az bir süre kaldı, geri sayım çoktan başladı evinizin önünü süpürerek başlamak çok mu zor?
-Bu kadar basit değil bunu sende biliyorsun.
-Bilgi sel gibidir, her yere anında hakimiyet kurmalı ve hızla yayılmalısınız. Çinliler buzulları gözlemliyorlar . Çilianşan Dağı’ndaki Yanglonghi Buzulu’nun 23 yıl öncesinden bu zamana 260 metre çekildiğini biliyor muydun?
-Hayır

İyi ki doğdum

makaleci | 16 July 2008 11:18

Kanaviçedeki kadar eşit kareler var mıydı hayat denklemimde bilemem, kim bilebilir?

Bildiğim, her alınan nefesin hakkı ile verildiğidir…

Tüm kumpaslara yanıt yaşama sevincimdir,
mayın tarlalarının tahayyülü artık bir hiçtir…

Doğduğun saati söyleyebilmeleri aciz bir bilgiçliktir,
kalan ömrün uzunluğunun tahmin isteği ise artık çok gereksizdir…

Ntv Yeşil Ekran

Culture Orange | 14 July 2008 13:59

Ntv’nin Yeşil Ekran kuşağı Temmuz ayı ile yayına başladı.Küresel ısınmadan,dünyadaki HC(Hidrocarbon) maddelerin zararlarına bir çok konunun konuşulacağı bir yayın dizisi olacak.

Yepyeşil Ekran
Yepyeşil Ekran

NTV ekranlarında yayınlanacak bu programlar ayrıca NTV’nin çevreci yayınına katkıda bulunacak.
Küçük Gezegen Büyük Fikirler adıyla yayınlancak program olan programda da mucitler ve onların fikirleri enine boyuna irdelenecek.Hepinize iyi seyirler.

DİKKAT! Hayatınızda 1 kez görebileceğiniz bir şey.

gorkemtezcanli | 10 July 2008 18:06

Mars gezegeni ağustostan itibaren geceleri gökyüzünün en parlak cismi olacak. mars çıplak gözle dolunay kadar büyük görünecek. 27 ağustos’ta mars dünyaya 34,65 milyon mil yaklaştığında en büyük göründüğü gün olacak.

27 ağustos 2008 gecesi 00.30’da gökyüzünü izleyin. dünyanın iki ay’ı varmış gibi görünecek. mars’ın dünyaya bu kadar yakın geçeceği bir sonraki tarih 2287 yılı. Bugün hayatta olan hiçbir kimse bu olayı tekrar göremeyecek.

Güzelliği İçinde Gizli

WATERFAIRY | 10 July 2008 10:59

Dünyada değerli taş işlemeciliği, ülkelerin ekonomisini kalkındıracak seviyede bir sektör haline ulaşmış. Birçok ülkede bu alanda sayısız işyeri faaliyet gösteriyor. Öyle ki, geçen sene Almanya’nın Frankfurt kentinde düzenlenen bir fuara sadece taş işlemeciliği üzerine çalışan 8 bin kişi katıldı.

Günümüzde taş işlemeciliğinin önemi anlaşılır hale gelince bu konuda bir çok eğitim alanı açılmıştır.

Taş işlemeciliği ile ilgili kaynakların çoğalması bu konuya daha fazla ilgi duyulmasına neden olmuştur.

Ülkemiz “taş” cennetidir ancak yüzeye çıkarma ve işleme konusunda biraz daha çalışmamız gerekmektedir.

Bu Ne vahşet!

Chat Noir 1 | 08 July 2008 23:23

Dün akşam yumurcak tv’de bir program izledim.Çocuklar için hayvanları tanıtan bir programdı.Yunusları balinaları anlatıyordu. Araştırmacı yazar olan bir kadın, açıldığı tekneyle balinaların yunusların resimlerini çekiyor,aynı zamanda turist gruplarını da yunusların bulunduğu bölgeye onlarla beraber yüzmek için götürüyordu. Bu sevimli hayvanlara olan sevginin artması ve korunmaları için çabalıyordu. Programda yunusların kendi iletişim dilleri olduğundan, bir anne yunusun yavrusuna nasıl avlanmayı öğrettiğinden bahsediliyordu. Bu arada teknelerle yarışan, kuyrukları vasıtasıyla suyun üstünde durup insanlara hoşça kal diyen yunuslar gösteriliyordu. Bir anne ve yavru yunusun birbirlerine olan sevgi gösterilerini görmeliydiniz. Bu sevimli ve akıllı memeli canlılar, biliyorsunuz engelli çocukların tedavisinede de yardımcı oluyorlar. Çok cana yakın olduklarını zaman zaman insanların hayatlarını kurtardıklarını bile duymuşsunuzdur. İzlediğim bu programı da oyuncak sevimli bir fare sunuyordu. Neyse her şey çok güzeldi, sevimli yunuslar,deniz manzarası,yunusların sıçrayışları ve sevgi gösterileri derken program bitti.Kanallar arasında gezinmeye başladım.Liberty tv fr‘yi izliyordum.Kanalda Fransızca konuşuluyordu.Anlamasam da manzaralar çok güzeldi.Zenci bir kabile kanolarla yüzüyorlardı.Zaman zaman yeşillikler gösteriliyordu. Su çok berrak ve cam göbeği mavisiydi. Yerli kabilenin denizde yarış yapar gibi bir halleri vardı. Her kano da ayrı renkte bir bayrak vardı.Ben de bakıp ne güzel doğayla baş başa huzur içinde yaşıyorlar dedim.Teknolojiden uzaklar,bizim sahip olduğumuz pek çok şeyden yoksunlar ama bak ne kadar eğleniyorlar mutlular dedim kendi kendime. Kanolarıyla karşı kıyıya yakın bir yere vardıklarında bir tanesinin kanonun ortasına oturarak suyun içinde ellerini birbirine vurduğunu gördüm. Sanırım iki elinde de tahtaya benzer bir şey vardı. Ve ses çıkarıyordu. Sonrasında dikkatli bakınca sadece onun değil hepsinin aynı hareketi yaptığını gördüm. Birden bir yunus sürüsü belirdi. Suya bir dalıp bir çıkıyorlardı. Sonra bu vahşi yerliler kanolarından inerek yunusları yakaladılar ve beşer onar kanolarına çıkardılar. Olamaz dedim, benim yarış sandığım şey aslında bir av partisine doğru yola çıkışmış. Karşı kıyıya vardıklarında kanolarına aldıkları yunusları bir bir kıyıya serdiler. Biraz dinlendiler ve sonrasında kocaman bıçaklarıyla gelerek zavallı yunusların kafalarını gövdelerinden ayırdılar.Her yer kan içindeydi.Sahil şeridi kandan kıpkırmızı olmuştu. Bazıları yunusları kocaman bıçaklarıyla parçalamaya devam ederken bazı çocuk ve büyükler kandan kıpkırmızı olmuş suyun içinde yüzüyorlardı. Gözlerime inanamadım. Sanki koskoca okyanusta yiyecek başka balık kalmadı, ki yunuslar memeli canlılar ve son derece zeki ve insancıllardır. Bu vahşet görüntülerine daha fazla dayanamadım ve kanalı değiştirdim.Benim için ilginç bir tesadüf oldu doğrusu.Öncesinde yunusların ne kadar sevimli, akıllı, cana yakın olduklarını anlatan bir program, arkasındansa koca bir yunus sürüsünün katledildiği böyle bir vahşet. İnsanların ne kadar acımasız olabileceklerine bir kez daha şahit oldum. Ülkemizde ise 1380 sayılı su ürünleri yasasına göre yunus avcılığı yasaklanmıştır. Ancak Akdeniz ve Karadenizde mersin, kalkan ve kılıç balığı avcılığında kullanılan ağlar fok balığı ve yunusların hayatlarını tehdit etmektedir.Buradan balıkçılara sesleniyorum:lütfen çoluğumuza çocuğumuza ekmek götüreceğiz diye bu masum,sevimli ve akıllı hayvanların canına kıymayın.Ne deniz ne toprak ne de gökyüzü sadece bize ait değil.Yaşarken diğer canlılarında yaşam hakkına saygı göstermeliyiz. Hayatta kalmaya çalışırken böyle nesli tükenmekte olan hayvanların hayatlarını ellerinden almayalım. Torunlarınızın yunus ve fok balıklarını sadece ansiklopedilerdeki resimlerden görerek tanımalarını istemiyorsanız vicdanınızın sesine kulak verin ve balık avlarken bu canlılara zarar vermemeye özen gösterin. Unutmayın ki doğanın dengesini bozmak bindiğin dalı kesmektir ve önce size zarar verecektir.