Geçenlerde dışarıda gezinirken gördüm bu yazıyı boş bir dükkanın camında.Önce tereddüt ettim, biraz gezdim dolaştım.Baktım hala beynimi kaşındırıyor yazı ; çektim fotoğrafını.İletişim adına yapılan değişik bir yöntem.Buna kendim bir isim koyacağım ve diyeceğim ki duyarısal (duyurusal+ uyarısal) iletişim.Analiz edelim hep beraber.Sağ üstte kırmızı renkle yazılmış tarih bana ait değil,kağıtta yazılıydı.Yani bu notun yazıldığı tarih 15 Mayıs 2010.Ben fotoğrafı çekeli 1 hafta oldu olmadı.3 ay geçmiş notun ,iletişimin kaynak öğesinden çıkmasından bu yana. Üstelik not yüksek sesle yazılmış.”Dükkan sahibi !” seslenmesindeki ünlemden çıkardım bunu.Yani hem duyuru hem uyarı yapılmış.Buna rağmen hala mesaj hedefe ulaşamamış.Yani neymiş ;”duyarısal iletişim” çok da başarılı bir iletişim yöntemi değilmiş.Dumanla ya da güvercinle bile iletişim kursa daha kısa sürede ulaşırdı herhalde mesaj yerine.
Olaydaki diğer incelenmesi gereken yön de dükkan sahibinin ve kiracının tavırları.”Gel dükkanı teslim al “diye marjinal yollar deneyen bir kiracı ve dükkanı teslim almaktan kaçan bir dükkan sahibi.Dükkan lanetli mi acaba?Günümüzde telefonun her türlüsü ,hatta görüntülü konuşturan cinsi bile varken nasıl bir yokuşa sürmedir bu?Konuşmak istemiyorsan en azından sesli mesaj bırak.Neden bu yönteme sürüklenmiş ki bu iki insan evladı.
Böyle bir tutuma mantıklı bir yorum yapamayıp hukuki bir yönü mü var diye düşünüyorum son çare.Bu konuda bilgi sahibi birini bulursam soracağım ilk fırsatta.