bildirgec.org

dost hakkında tüm yazılar

GÜMÜŞ YILINI BURADA KUTLAYACAĞIM.

guddicini | 10 March 2007 13:56

Tüm eleştirilerinize rağmen,araştırıyorum,öğreniyorum gereken neyse yapmaya çalışıyorum.Bekli kafalarında soru işareti olanlara, yararı olur .Birlikte öğrenip,birlikte büyüyelim istiyorum.25 yıl sonra gümüş yılımızı burda kutlamayı düşlüyorum.Çünkü altın yılını kutlayanları örnek alacağım. Düşünsenize zaman içinde her türlü oyun ortadan kalkıyor ve sadece sen ve o kalıyorsunuz. Ve bu sizi mutlu edebiliyor ve o sonsuz sevgi ile birbirinize bakıyorsunuz. Çünkü zaman içinde O Sen’leşiyor, Sen de O’nlaşıyorsun.İnadım inat Sevgi iki yarım insanı bir bütün yapmaz. Sevgi iki bütün insan arasında gerçekleşir. Bütün insan olmak ne demek? Partnerinden sana sunmasını beklediğin özelliklere kendinin sahip olmasıdır. Hiçbir insan bu dünyaya bir başkasını mutlu etmek göreviyle gelmiyor. Her insan bir ilişkiye o kişiyle mutlu olacağına inandığı için girer. Başka insanı mutlu etmenin en etkin yolu kişinin kendisinin mutlu olmasıdır. Mutlu insanın yanında olmaktan kim mutlu olmaz ki.
Her sabah uyandığımızda birbirimizi öpüyor ve birbirimize güzel şeyler söyleyerek sarılıyoruz. Güne enerjiyle başlıyoruz.
Birlikte çok gülüyoruz. İki çocuk gibi eğleniyoruz ve espriler patlatıyoruz. Bu hayatımızı eğlenceli kılıyor.
Birbirimizi hayatımızın en öncelikli olanı yapıyoruz ve ilişkimize özen gösteriyoruz.
Birbirimize bağlıyız, bağımlı değiliz. İkimiz de kendimizi ilişki içinde özgür hissediyoruz. Sevginin ancak özgürlük içinde geliştiğini biliyoruz.
Birbirimize ihtiyaç duymuyoruz, ama birlikte olmaktan müthiş keyif alıyoruz.
Birbirimiz için bazen anne/baba, bazen iki yetişkin, bazen iki çocuk oluyoruz. O an hangi iç benliğimizin arzuları ve talepleri ön plandaysa.
Evde ikimizin de belli görevleri yok. Çamaşır, bulaşık vs gibi işleri kimin eli değerse o yapıyor. Evimizde kadın işi- erkek işi ayrımı yok.
Hayatın her boyutunu eşitlik içinde paylaşıyoruz.
Her gün yeni şeyler öğreniyor ve birbirimize öğretiyoruz.
Birbirimizin başarılarından kendi başarımız gibi mutlu oluyoruz.
Arada bir kavga ediyoruz, sonra da çok uzatmadan barışmanın keyfini çıkarıyoruz.
Birbirimizin farklılıklarına saygı gösteriyoruz. Tıpatıp aynı olsak çok sıkıcı olurdu.
Birbirimize sıkça sürprizler hazırlıyoruz. Sürprizlerin yaratıcı olmasına özen gösteriyoruz. Hayatımıza heyecan kattığı için ilişkimizin monotonlaşması mümkün olmuyor.
Olayları birbirimizin gözünden görmeye çalışıyoruz. Birbirimizin en iyi dostuyuz.
Sevdiğimiz işi yapıyoruz. Verdiğimiz eğitimler bizi de sürekli geliştiriyor. Yaşamı ve kendimizi sürekli keşfetmek için yaşam boyu öğrenen olmaya kararlıyız.

Kitap Dostluğu

beyrek | 26 February 2007 18:43

Kendinize ille de bir dost bulmak isterseniz, onu kitaplar arasında aramalısınız. Her şeyden herkesten vefasızlık gelir, ama kitaplardan gelmez. Dahası insanoğlu dost bildiği bir kitaptan uzaklaşmak istese, onun arkadaşlığını yavan bulmaya başlasa bile, bilir ki, o kitap canciğer oluşlarında önce ne ise, sonra da odur. Kendisine hiçbir kötülük yapmayı düşünmez.

Arkadaşlık üzerine…

ratta | 21 February 2007 01:04

En populer konulardan biri 30’lu yaslara yaklasmis/gelmis/gecmis ve halen “hayatinin insanini” bulamamis kisilerin nasil aski yakalayabilecegi. Bunun
icin internet dating sitelerinden, gercek hayatta onundeki insani iki dakikada tanimaya calistiginiz speed dating’lere, gorucu usulunun yumusatilmis hali olan “uygun ortak tanidiklarin birbiriyle tanistirilmasi”na kadar bir cok yontem var.

Ancak son zamanlarda dusunmekteyim de hayatin bu donemlerinde sevgili bulmaktan daha zoru arkadas bulmak aslinda. “Karsi cinsten ‘sadece iyi arkadas’ olur mu?” tartismalarina girmemek icin de “ayni cinsten, kafa dengi arkadas” diyeyim aslinda. Cocukluk arkadaslarinizdan kopmussaniz, okuldaki arkadaslarinizla da “buyudukce” giderek daha az ortak yonunuz oldugunu hissedip olnlardan uzaklasiyorsaniz, yeni arkadaslarla tanismak oldukca zorlasiyor. Ya isyerindeki insanlarla sosyalleseceksiniz ve ister istemez isyerindeki dedikodulara is saatleri disinda da devam edeceksiniz ya da kendinize yeni aktiviteler bulup belki orada birileriyle tanisirim diyeceksiniz. Veya Internet’teki siteler yardiminiza yetisecek. Ancak samimi olarak itiraf edersek de Internet’le baslayan arkadasliklarinin buyuk cogunlugu karsi cinsle oluyor. Bir sevgiliniz/esiniz varsa, “en iyi arkadasim o oldu artik” diyebilirsiniz ama “erkek erkege”, “kiz kiza” dertlesmeyi ariyor yine de insan…

Ve Bir Gün Aşk Kapıyı Yeniden Çaldı

sbaskentli | 27 January 2007 10:47

Ve bir gün aşk kapıyı yeniden çaldı.

Uzun süren tüm yaşamdan ve hatun milletinden tecrit edilmiş bir durgunluk döneminden sonra insanın hayatında bir hayli düşüncler yumağı birikmiş oluyor.

Yaşamın hızlı akışı içerisinde göz ardı edilebilecek ufak defek ayrıntılar böyle dönemlerde daha bir gözüne batar ve kırmızı çizgilerini daha da bir kalınlaştırır insanoğlu.

İşte böyle uzun süren ve hatta daha da süreceği düşünülen bir dönem geçirmekte idi. İş yaşantısının getirdiği sıkıntılı bir dönemeci geride bırakmaya çalışırken artık unuttuğunu zannettiği aşkın çok yakınlarında sinsice gezinmeye başladığının farkına bile varamamıştı.

Panikteyim

lorienn | 16 January 2007 16:46

15 yıldır görüşmediğm fakülteden bir arkadaşım aradı az önce… ufak bir telefon şakası yaptı önce. klasik ben kimim numarası… kim olduğunu öğrendiğimde (aslında son anda tanımıştım ama ) çığlık feryat figan…hal hatır ne haber vs. faslı bitti. evlenmişti en son görüştüğümüzde… sonra kaybettik birbirimizi… 2 çocuğu olmuş bu arada… oooo kimlerden bahsettik kimlerden… özlemişiz birbirimizi… sadece o mu? diğer arkadaşlar ne yapıyor, haberleşiyor muyuz falan derken e.. hadi ne zaman görüşüyoruz dedik… ben
– bu hafta sonu yemeğe bekliyoruz dedim istekle…
o ise ,
– ya çalışıyoruz evi boşver dışarıda diye dursun ben,
-olmaaazzz… eve bekliyorum. yeriz içeriz.. kafaları rahat rahat çekeriz (duyan iyi içki içtiğimi zannedecek) diye itiraz ettim… ettim de iyi oldu sanki!
ama ama ama… dedi karşıdaki. ya biz nurseller falan birlikte gelecektik. sonra metin tülay hep beraber…erkeklik öldü mü (kadın olduğumu unutmayalım)?olsunnn! ne olacak topu topu 10 kişi oluruz tamammm itiraz yok hepinizi çok özledim. bende toplanıyoruz deyiverdim…
SONUÇ 1: Panikteyiiiimmmmm…
ben ne yaptım ey büyük Allahım!.. o kadar insana ne hazırlayacağım… şu an sadece içkiler belli. kimin ne içtiğini biliyorum. fekaaattt yemek yemek işi zor olan… iyi yemek yapmak yetmiyor… menüyü çok iyi ayarlamam lazım. kaç yıldır bu kadar kalabalık misafir ağırlamadım ben! zeytinyağlılar sıcak soğuk ılık fasa fiso… meze? meze ne yapacağım…. imdaaaaaaaaatttttttt…. TAMAM…TAMAM… SAKİNİM… Bugün günlerden ne? SALI!… yarın gelir çalışırım.. perşembe cuma izin almalıyım? gidip patronla konuşayım. durun biraz…………………………………..SONUÇ 2:
izin yok!
Sonuç 3: Ben nerede yanlış yaptım? 🙁

HİTİT DUASI…

tomiko | 10 January 2007 12:37

Günahlarından arınmak isteyen , hafif yazarlarına ve okuyucularına…

HİTİTLERİN M.Ö. 2000 YILINDAKi DUVAR YAZISINDAN ALINMIŞTIR.

Tanrım beni yavaşlat,

Aklımı sakinleştirerek kalbimi dinlendir…

Zamanın sonsuzluğunu göstererek bu telaşlı hızımı dengele…

Günün karmaşası içinde bana sonsuza kadar yaşayacak tepelerin
sükunetini ver.

Sinirlerim ve kaslarımdaki gerginliği, belleğimde yaşayan
akarsuların
melodisiyle yıka, götür.

Uykunun o büyüleyici ve iyileştirici gücünü duymama yardımcı
ol…

Tiyatrocudan Nasıl Dost Olur?

kaufman | 04 January 2007 00:06

SİNEKTEN POST TİYATROCUDAN İSE NASIL DOST OLUR?

Bir çok meslek grubu birbirine çok bağlıdır. İç kavgalarını dışarıya belli etmezler. Ve birlik içindedirler.
Bizde ise bir hainlik bir tekelcilik vardır. Toplu satış kaynaklarımızı turne kaynaklarımızı birbirimizden saklarız. Meslek gruplarının başındaki insanlar hala birbirlerini dinlememekteler. Yaşlanıp hala başkan kalanlar,yerini gençlere bırakmayanlar,kişisel hırslarını ve kişisel kızgınlıklarını birbirlerinin ekmeğiyle oynama derecesine getirenlere kadar uzanan kişilikler.
Hatta iki tane internet tiyatro dergisi dışında kalanının başındakiler tiyatrocu bile değil. Ama tiyatrocuları birbirine düşürmekte,forumlar açarak hakaretlere çanak tutmakta ve nedense sahneye hiç çıkmadıkları halde tiyatro sevdası peşinde koşmaktalar.

gece devam ediyor

sbaskentli | 26 February 2006 01:56

Bu gece abarttım sanırım bilgisayar başında tourma olayını ve günün acısını klavyaden çıkartıyorum. Belki sabah bilgisayarını açıpda bu sayfalara göz atacak olan arkadaslar uyuz olacaklar aklına ne geldiyse yazmış diye ama sorun nerde biliyormusunuz aklıma gelenleri yazmakdan ziyade klavyade parmakların özgürlüğü gibi bir sorunum var yazı formatıı buldukları anda başlıyorlar yazmaya işte bu anda öyle bir an.

Geceler neden bu kadar soğuk ve uzak olur biz insanlara … Oysa yaşam sürecimizin bir parçası değilmidir.

İyi geceler şu an hala bilgisyar başında olan dostlarım

Dost kalmak dedikleri

sbaskentli | 03 November 2005 21:48

Bugün hiç yazasım yoktu aslında arkadaslar. Yarım saatlik bir zaman boşluğumu değerlendirebilmek adına maillerime bakmak için bir intenet cafe ye girdim. Tabi maillerden sonra doğal olarak kendi yazılarım geldi aklıma ve bir gezineyim dedim.

Ama klavyenin tuşlarına bir kez dokundum mu , kelimelerin ekrana biribirinin peşi sıra dökülüşünü bir kere gördüm mü kalkası gelmiyor insanın bu teknoloji kutusunun başından.

Başda dediğim gibi çoğu zaman olduğu gibi bu günde şunu yazayım diye oturmadım bilgisayar başına . Zaten bunu düşünmeye gerek kalmıyor bu makinenin başında insan otomatik pilota bağlanmışcasına uçuşa geçiyor. Ulaşacağı nokta koordinatlar yok belki ama güzel olan da bu değil mi ?????