önce zili çalıyoruz. içinde belirsizliklerin efendisi ayin düzenlemiş.
kapıyı açan sekreter asistan karışımı bir hanım…
hijyen beyazlığından mamul maskesine sıçramış bir iki kan lekesiyle burun buruna gelmişiz kapıda.
galoşmatiklere önce sağ ayağımızı koyuyoruz tabii.
türk mucitler iş başında! ama çok pratik gerçekten de…
minnacık dürümcü taburelerine oturmaya çalışıp iki büklüm soluk mavi naylon galoşları giymenin beli karnı nasıl kastığını
bilmeyen varsa, ne mutlu onlara!
bekleme odasındaki sehpada günü geçmiş haftalık ve aylık dergiler adet olduğu üzere sağa sola saçılmıştır.
muhakkak da kapaklar sökülmüştür! diş hekimi bekleme odasının dergi kurumsalı…
gazeteler ise magazini bol tıraş israfıdır:
müberra’nın selüliti şermin’in selülitinden betermiş,
ronaldo fener’e aşığım demiş, canaydın; pet şişe atan da, attıran da bizden değildir dedi, emekli tayyip amca üç aylık maaş kuyruğunda kalp krizi geçirdi…