bildirgec.org

devrim hakkında tüm yazılar

semş siperli serpuş

nazokiraze | 26 April 2009 21:11

sems siperli serpus yani güneş siperli başlık şapkanın , şapka devrimi sırasında Atatürk tarafından halka tanıtılışıdır..( Buna şapka derler.)

Şapkayı ilk kullananlar Mısır’lılardır,adı cappa dan , chapeau ve şa’pkadan gelir(Latince,Fransızca ,Rusça)
Şapka kullanımı insanlarda dönem dönem sınıflar ayrılıkları göstermede kullanılmıştır, Eski Yunan’da şapkayı fakirler takarken, Eski Roma’da zenginler kullanırdı,hatta fakirler ve köleler şapka kullanamazdı.Hristiyan kadınları ortaçağda vual denen şapkayı kullanmaya başladı, sonra vual yerini kukuletalı şapkaya bıraktı.(Şapka İsyanı )

ilahi güç giyotin

nazokiraze | 20 March 2009 16:21

Fransız Joseph Ignace Guillotin,20 mart 1792 de idam mahkumlarının kafasını direk yukardan inen bıçakla aniden uçuran aletin kullanılmasını onaylatır.Doktorun adından dolayı giyotin denilen bu ölüm makinesinin felsefesinin Bu kafanı İlahî güç yukarıdan kesmiştir şeklinde oldugu söylenir.

Giyotin ilk kez 25 Nisan 1972’de kullanılmıştır,Maria Antoinette’de giyotinle idam edilenlerden biridir.Devrim sonrası monarşinin çökmesiyle oluşan karışıklıktan dolayı fahişelerden, soylulara,hırsızlardan politikacılara pek çok klişi giyotinin bıçagının azizligine ugradı. Madam giyotin yada Ulusal Jilet denen giyotin, söylentilerinin aksine mucidinin de idamını gerçekleştirmemiştir. Mucidi olan Joseph-Ignace Guillotin idamla değil doğal nedenlerle ölmüştür.Adamcagız nasıl bir alet tasarladıgını görünce rahatsız oldu ki sonradan soyadını değiştirerek hayatına devam etmiştir.

Empresyonist Bir Ressam ve Empresyonizm ile Realizm Arasında Bir Oğul…

| 10 February 2009 13:50

Self-Potrait; www.clarkart.edu
Self-Potrait; www.clarkart.edu

Empresyonist ressam Pierre Auguste RENOIR (1841-1919), terzi bir ailenin çocuğu olarak, Limoges’de dünyaya geldi. Ailesi, Renoir daha çok küçük iken Paris’e taşındı. Renoir, ondört yaşından onyedi yaşına kadar, bir porselen atölyesinde; bir porselen ressamın çırağı olarak çalıştı. Çalıştığı dönemlerde, ışık ve renk konusunda epeyce tecrübe edindi. 1862 yılında, Charles Gleyre’nin stüdyosuna girerek, Monet, Sisley ve Bazzile gibi önemli ressamlarla, sıkı dostluklar kurdu. Dostlarıyla, Seine ırmağı kıyısında; ressam sehpalarını kurarak çalışırlardı. Renoir, Monet gibi sadece doğa resimlerinden ziyade, insan figürleri üzerinde duruyordu.


“La loge”; satatic.howstuffworks.com

Renoir’in tarzı; Monet gibi, resimde izlenimcilik veya empresyonizm, yani 19.yüzyılda Fransa’da ortaya çıkan ve bütün sanat dallarını etkisi altına almış bir akım. Resimde izlenimcilik (empresyonizm), ışık ve renkten oluşan gerçek görsel izlenimleri; ressamların kişisel yorumları ile duygularını da katarak yansıtmasıdır. O dönem itibari ile sanatçıların, kendi duygu ve düşüncelerine göre, var olan nesneleri veya figürleri yansıtmaları; sanatta bir devrim niteliği taşımıştır. Bu akımın öncüleri, Claude Monet ve Camille Pissaro olup, Renoir’i de katabiliriz…

YOBAZLIK

YALINSAK | 26 January 2009 09:46

Yobazlık, kendi doğru bildiğinin dışında doğru kabul etmeyen, kendi yanlışını başkasının doğrusundan üstün gören sakat bir anlayıştır. Yobaz ilme, akla önem vermez. Sert ve kırıcı olur. Yobazlık şifasız bir illettir. Örnek vermek gerekirse;

Müstehceni mübah göstermek gayretiyle demokrasiden, hukuktan, insan haklarından, estetikten, sanattan, medeniyetten dem vurup, çıplaklığı, çirkinliği, aklâksızlığı, namus katlini alışkanlık haline getirenler karşı taraftabaşına eşarp bağlayan hanımlar için “irtica” yaygarası kopartıyorlarsa, bilin ki yobazlık burada zirveye çıkmıştır. Bunlara “Devrim Yobazları” diyebilirsiniz.

KURTULUŞ, TÜRK DEVRİMİ MANTIĞI

teacher07 | 15 January 2009 22:40

Tarih boyunca devrimler, eski ve öncenin karşısına inanç ve azimle çıkmış ve çarpışmışlardır. Yüz yılların getirdiği sorunlar, katılaşmış toprak içinde sertleşmiş, kaynaşmış kaya gibidir. Bu sorunlar tartışılmazlık içine sokulduğundan, sonrakileri baskı altında tutmaktadır. Dün ile yarın, daima bu gün içinde çarpışmaktadır. Belli koşullarda bu olağan sayılabilir ancak, gelişmekte olan ülkelerde, içteki tutucular ve dış baskılar gerilim yaratır. Devrim, içteki tutucular ve dış baskılara karşı savaş verir.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Lahana ve Hakan Taşıyan

fevkulbeser | 11 January 2009 21:17

Giriş paragrafında Ulu Önder Atatürk’e bol miktarda övgü. İkinci paragraf başarılarından ve devrimlerinden bahsedilmesi. Üçüncü paragraf google amcadan “copy paste” ülkemizi yücelten şeyler. Aralara Atamızdan güzel resimler. Son paragraflara yaklaşınca biraz dine küfür, kavram kargaşası. Bol miktarda türkçe hatası. Atatürk’ün bize bıraktığı ülke ve şimdiki halinden dem vurma. Türkiye iran olmasın..Araya da lahananın radyasyon depoladığından, hakan taşıyanın mütemadiyen sarhoş olduğundan bahsetme.Çok önemli bir yazı yazdığını düşünüp son paragrafla yazıyı bitirmek.

Yüreğime sağlık (:

Apple’dan yeni devrim: MacBook Wheel

bbayer | 08 January 2009 16:24

Apple yine yapacağını yaptı. Macbook fuarında tanıttığı yeni laptop yine devrim niteliğinde.

Macbook Wheel
Macbook Wheel

Bu dizüstü bilgisayarda klavye yerine iPod’a benzer bir tekerlek mevcut. Kullanışlı olup olmayacağı bilinmez ama büyük devrim olduğu kesin.

Videosunu izlemek için bu linki takip edebilirsiniz.

Devrim ve Aşk Denince

pilli pati | 19 November 2008 11:23

Elle avait dans la tranquilité de son corps
Une petite boule de neige couleur d’œil
Elle avait sur les épaules
Une tache de silence une tache de rose
Couvercle de son auréole
Ses mains et des arcs souples et chanteurs
Brisaient la lumière

Elle chantait les minutes sans s’endormir.

– o –

Bu mısraları yazan adam, bir aşk şairi olduğu halde birgün birisinin idam yoluyla öldürülmesini ayan beyan savunacak, buna rağmen bir yapıtında, özgürlüğe adını vermek için doğduğunu iddia edecekti.