Yobazlık, kendi doğru bildiğinin dışında doğru kabul etmeyen, kendi yanlışını başkasının doğrusundan üstün gören sakat bir anlayıştır. Yobaz ilme, akla önem vermez. Sert ve kırıcı olur. Yobazlık şifasız bir illettir. Örnek vermek gerekirse;Müstehceni mübah göstermek gayretiyle demokrasiden, hukuktan, insan haklarından, estetikten, sanattan, medeniyetten dem vurup, çıplaklığı, çirkinliği, aklâksızlığı, namus katlini alışkanlık haline getirenler karşı taraftabaşına eşarp bağlayan hanımlar için “irtica” yaygarası kopartıyorlarsa, bilin ki yobazlık burada zirveye çıkmıştır. Bunlara “Devrim Yobazları” diyebilirsiniz.
Bir başkası ayetle hadisi, ilimle taasubu, imanın şartlarına ait olan sınır ileamelin lekesizini ve Allah (C.C) için olanıyla riyalısını ayırt edemezken dini fetvalar verir, işi ehline bırakmaz. Yanlışını doğru kabul etmeyen ilim sahiplerini küfürler itham eder. Bilmez ki taassup islâma göre değildir. İşte buna da “Din Yobazı” diyebilirsiniz.Bir diğeri ise, herhangi bir kurum veya kuruluşun başındadır. Dilediği gibi konuşur, dilediği yerde at koşturur, dilediğini ziyaret eder, hürriyete inanır… Fakat kendi maiyetinde çalışanların fikri olmasın ister. Özel hayatlarına müdahale etmeyi marifet sayar. Düşünceye bile müdahaleden çekinmez. İster ki maiyetindekiler dostluklarını,arkadaşlıklarını izin alarak yapabilsinler. Tabii izin de kendi istediği şekilde olmalı.Yani aşağıdakileri sürü sayar u devletlû! Siz buna benzeyenleri “Makam Yobazı” olarak sınıflandırablirsiniz.Ayrı bir örnek de sana camiasından göze çarpar. adam sanatta, edebiyatta bir yerlere varmak istemiş amma fikir kısıtlığından mümkün olmamıştır. Kendi çapında bazı aşağılıkkompleksi budalalarını ve kiraladığı, parsellediği herhangi bir ceridede ahkâm kesmeye başlar. rahmetli Neyzen Tevfik’in “Eşek eşeği ödünçlü kaşır.” dediği biçimde birbirlerini överler, birbirlerinin habbelerini kubbe göstermekten sıkılmazlar. Kendi kalıplarına uymayan, kendileri gibi düşünmeyen dahi sanatkârları bile tenkit ederler, gölgelemeye kalkarlar. Kısacası hakkı sahibine vermek gibi bir huyları yoktur. Taklitçi, menfaatçi, yalancı ve hayâdan mahrum bu zümreyi de “Sanat Yobazı” olarak vitrinleyebilirsiniz.Ötede birilier nasıl olmuşsa siyasi bir grubun içine girmişler. Siyasete girmek ayıp değildir elbet. Ama girdikleri siyasi grubun dışında doğru kabul etmemek ayıın ta kendisidir. Üstlik böyle kişilerden çoğu “Tek doğru burası” dediği siyasi grupta menfaat çekişmesi sebebiyle yer bulamayınca, sövüp saydığı bir diğer partiye transfer olduktan sonra, “tek doğruyu yeni buldum” der. eski doğruluğunun ne eğriliğini, ne kirliliğini, ne de namussuzluğunu bırakır. Devletr yönetimindeki en büyükten en küçüğüne kadar kabiliyetli, bilgili personeli istemez. İlle de ebnim içinde bulunduğum siyasi partiden olsun da istersen odun olsun diye bar bar bağırır. İşte size tipik bir “Siyaset Yobazı” örneği.