bildirgec.org

dertli hakkında tüm yazılar

Dil hassasiyeti

suphi | 16 January 2005 14:44

Ve Yehova ”Bunlar hepsi tek kavim” dedi. ”Konuştukları dil aynı, giriştikleri işi yarıda bırakacağa benzemiyorlar. Gelin de toprağa inelim, dillerini ayıralım şunların; birbirlerini anlayamaz olsunlar”. Ve ademoğulları, kentlerini kuramadılar. Oraya Babil dendi. Babil, yani karışıklık. (Tevrat)

Hazret böyle başılıyor “Bu Ülke” adlı kitabına.Aslında sadece Ahmet bey ne yazmış ona bakacaktım.Dil yarası sızlayınca ben de dayanamadım birkaç malzeme toplayayım dedim.

Hafifçiler nerde?

astrotürk | 15 January 2005 20:15

hafif’in tamamen, kuruluş amacının dışına çıkmasını, sitede fink atan 2 haftalık üyelerin saçmalamalarını, kıdemli üyelerin hafif’i sahipsiz bırakışlarını dehşetle izliyorum. birkaç ay önce, hafif kapanmadan önceki formatta, kullanıcılar gün boyunca bu siteye girer, tartışır, iyi bir konu yakaladıklarında blog – makale hazırlar, günlüklere de birkaç laf sokup boş zamanlarını geçirirlerdi. Günlük ve makalelerin kaldırılması, “oylama mevzu”nun “meçhul” bir gruba devredilmesi hafifin çöküşündeki en göze batan sebepler aslında, “Hasan Bey bunların sonucunu tahmin ederek mi yapıyor” diye düşünmeden de edemiyorum… Hafif’ten sıkıldı belki de… Bu listedekiler gibi 🙁

Ates dustugu yeri yakiyor

baltutan | 27 December 2004 20:57

Hindistan’da olan buyuk deprem ve sonrasi tsunami (deprem sonrasi dalgalar)’ler hepinizim malumu. Kimi kaynaklara gore 20bin kisi, kimi kaynaklar ise 24bin kisinin olmus olabileceginden bahsediyor.

Fakat o kadar haber arasindan bu dikkatimi cekti. Haber basliginda ‘Tsunami 3 Kanadali’yi oldurdu’ diyor. Kanada asilli CBC News televizyonu boyle bir baslik atmayi uygun gormus haber icin. Bir yanda 24bin insan bir yanda 3 kisi… Baska bir haber ise kanada’nin 1milyon dolar yardimda bulunmayi vaad ettigini yaziyor. Sizleri bilmiyorum ama ben cok iki yuzlu buldum bu tutumu. Durum bizde de cok farkli olmasa bile gozume ilk carpan bu haberler oldu. Bu dunya’da ne zaman herkesin cani ayni kiymette olacak?

Blog borsasında skandal

nahnu | 16 December 2004 20:35

Hafif.orgun yeniden açılacağını duyar duymaz bir süredir kurcalayıp durduğum blogshares‘ ten paramın yettiğince (46 parça), hafif.org hissesi satın aldım. Site açılır açılmaz binlerce hit alacak, ve onlarca yazar yazı gönderecekti. Bu da kağıtların değerlerinin artmasına sebep olacaktı. Tabi ben de, yaptığım bu çakallıkla turnayı tabiri caizse iki gözünden birden, hatta komple vuracaktım.

Lakin hiçte öyle olmadı, bugün inbox’ıma düşen bir blogshare maili ile, elimdeki tüm hafif.org kağıtlarını Anonymous adlı bir premium member’in düşmanca bir hareketle -“New Language Movement (artefact)” kullanarak – devraldığını, yani zorla satın alındığını öğrendim.

Excel canavarı var mı aramızda?

UVERCANKi | 17 June 2004 21:29

Arkadaşlar iyi derecede excel bilen birinin yardımına ihtiyacım var.

Problem şu:

Diyelim ki liste kutusunda örneğin sebzeler ve meyvalar başlıklı (başlık dedim çünkü bu başlıkların altında da sebze meyva türleri olacak) değişkenlerim var ve liste kutusundan bunlardan birini seçtiğimde A1 hücresinde o seçtiğim (meyva veya sebse başlıklı değişken)yer alacak. Şimdi asıl zor olan konuya geçelim. Başka bir liste kutum daha var ve bu liste kutusundaki değişkenler de A1 hücresine göre değişecek. Yani 1. liste kutusundan ‘Meyvalar’ değişkenini seçip A1 hücresinde meyvalar yazdığında 2. liste kutusunda meyva isimleri listesi görünecek ve bunlardanda birini seçtiğimde A2 hücresinde yer alacak. Yine 1. liste kutusunda sebzeleri seçtiğimde yani A1 hücresine ‘Sebzeler’ değişkeni atadığımda 2. listede sebze isimleri listesi olacak. Olayın özeti olarak 2. listem birinci listedeki değişkene göre değişecek. Bilen varsa yardımlarını bekliyorum lütfen. Şimdiden teşekkürler.

Doğanın tatsız şakası

entheogen | 16 June 2004 11:27

O kadar çok istemiştiki bu bebeği. Önceleri belli etmesede 3,5 sene geçmesine rağmen, neden hala bebek sahibi olamadığının, çevresine daima gösterdiği tatlı tebessümlü yüzünün altına sakladığı derin üzüntüsünü ancak ben anlayabiliyordum. Bir sabah aradı hey arkadaşım teyze oluyorsun artık deyince telefonda hiç bir şey söylemeden dakikalarca ağlamıştık oysa mutluluktan. Bak gördünmü boşuna operasyon olmuş eşim” ben o ameliyat olurken zaten hamileymişim” demişti. Eşi ise “benim girdiğim yolların trafiği bile çöpleşiyor” derdi hep. Aynen operasyon için hastanede sedyede ameliyathaneye götürülürken. “Bak ben boşuna oluyorum bu ameliyatı göreceksiniz”dediği gibi. Evet gerçektende boşuna olmuştu. Benim sevgili arkadaşım zaten hamileydiki. Heyecanlı ve telaşlı geçen bir hamilelik döneminde bebek 4 aylıkken tarama testini yaptırdı. “Bugün test yapıldı bebişim çok sağlıklıymış” demişti oysa. Ne testi diye sorduğumda bebeğin “mongol” olup oladığının belirlenmesi testi demişti.

dün x files’da ne oldu??

vic vega | 16 June 2004 09:31

dün yayınlanan x files bölümü çok kritikti, lakin önünden gelen woody filmi öyle bayık çıktı ki uykuya mukavemet göstermeyi başaramadım,..

e peki ne oldu? mulder nasıl çıktı uzaylı dolu konteynırdan? uzaylı meselesi neymiş? neden aşıları var? dünyada yapılan genetik mutasyon deneylerinin filan mı sonucuymuş onlar? babasının cinayeti ne oldu? dosyaların kriptosu çözüldü mü? içlerinden ne çıktı? dosyalarda scully’nin ismi neden geçiyormuş? bundan sonra dizi daha da karışacağından bunları bilmem gerek,..

bir de şu cama yapıştırılan bant hikayesi nedir, önceden de çok vardı, hala çözemedim ben onu,..

zor bir gün

josui | 15 June 2004 15:58

Sen hiç beklemediğin bir olayla karşılaştığında midene sıkı bir yumruk yemiş gibi hissettin mi günlük? Ben hissettim… Bu en sıkısıydı… Ağlamamak için tırnağını etine geçirdiğin, kendini kanattığın oldu mu? Ben ilk kez yaşadım… Hele o gözlerine dolan yaşları ne yapacağını, nerede saklayacağını bilememek… soru sormayacak biri lazımdı bana… bulamadım… ağlayamadım… keşke ağlasaydım.. artık çok geç… şimdi kızgınım…

çarpıı

NICKoldNICK | 11 June 2004 17:45

bu ne ki şimdi? neden sağ üstteki çarpıya tıklayınca rahatlıyorum peki neden bu rahatlık sadece 1 saniye sürüyo. sonra tekrar bişeyler okumaya başlıyorum ama bu beni ne rahatlatıyor nede rahatsızlığmın sebebi olabiliyor. nasıl oluyorda kendime bile içimdeki sıkıntıyı anlatamıyorum. egomun içinde ezilen bi boşvermişlik yada boşvermişliğin kazanmasını istediğim bi ego savaşı yada ne biliim sadece biraz mutlu olma arzusu… bilemediğini anlatmaya çalışmak ne güç. kendi melankolimin beni rahatsız etmesinin bi sebebi olmalı niye bulamıyorum kendimi. çok mu uzağım kendimden yoksa yanlış yerdemi arıyorum kendimi…

neler oluyor

suphi | 09 June 2004 13:02

Avrupa birliğine girmek için neredeyse kendimizi parçalıyacağımız bu dönemde gerçek bir avrupalı olmanın gizli bir şartı olan: hırıstiyan olma yolunda sağolsunlar ilgili merciler faaliyetleri çok güzel yürütüyorlar. Acaba Ağaoğlu Ahmet bey haklımıydı. Başta Ahmet Mithat efendi olmak üzere Osmanlının ve tabi Türkiyemizin müstağribleri onca sene boşuna mı uğraşmışlardı.Avrupayı avrupa yapan “hürriyet”dir deniliyor.biz bu sözde hürriyetin neresindeyiz.Acaba avrupalı olabilecek miyiz? kimi müstağribler “Avrupanın üstünlüğü ilim fenndeki üstünlüğünden kaynaklanıyor” diyor.Ahmet bey ise böyle olmaz diyordu.”Medeniyet bir hayat tarzıdır. Yalnız hayat kavramını en geniş ve şümullü bir manada almalıdır. Hayatın bütün tecellilerini, maddî ve manevî bütün olaylarını o kavram içine koymalıdır. (…) Maddî kısım meselâ elbiselerin şekli, binaların biçimi, ibadet ve ayinlerin yapılış tarzı vs.den ibarettir. Manevî kısım ise, düşünce ve duyguya ait olduğundan, yayılış sahası daha geniştir. Genellikle denebilir ki, her medeniyetin kendine göre ortak bir düşünme gücü, bir zekâsı vardır; adeta bir dimağa sahiptir. Bunun gibi, her medeniyetin bir kalbi vardır. Bir duyuş tarzı vardır. Dolayısıyla, ortak bir ahlâka, bir değer duygusuna, ortak bir iyi ve kötü, güzel ve çirkin görüşüne sahiptir.”devamı olabilecek bir yazısında “Bunun için hırıstiyan olacakmışız.Amaan tarihte dinini iki defa değiştirmeyen hangi millet varki.Türkler önceden şamani değillermiydi“ne kadar açık değil mi şimdide hırıstiyan olacakmışız. danilevsky ise”bir medeniyet başka bir medeniyete istihale edilemez.ruslar bu yüzden hiçbir zaman tam bir Avrupalı olamıyacak.“haklı mı? peki biz ne olduk.Avrupalının ülkemizde yürüttüğü bunca misyonerlik faaliyeti ne için.cemil beyi dinliyelim.”Avrupa, osmanlı ülkesine papaz ihraç eder.Hırıstiyanlığa davet için mi? Ne münasebet.Tek emeli Osmanlıyı dinsizleştirmektir.Dinsizleştirmek,yani etnik bir toz yığını haline getirmek.” bu faaliyetler sonucu yarı avrupalı yarı doğulu ama bundada ne olduğu anlaşılmayan nesiller türedi.bir nevi hilkat garibesi.hırıstiyan avrupalının müslüman türke verebileceği mukadessleri varmıdır.varsa bunlar islamın mukadessleriyle kıyasa kabil midir? şunu rahatlıkla söyliyebilirim.İslamı tanıyan bir kişiye Avrupalının(hırıstiyanlığın) verebilecek bir şeyi yoktur.işte bu safha da göreviniz bu nesli dinsizleştirmek olabilir.cemil bey o devrin insanı.ama dinini zaten unutmuş.dini sadece babaannesinin seccadesinden tanıyan bir kişye:mukaddesleri olmayan bir kişiyi hırıstiyan yapabilirsiniz.oda ancak Avrupalı gibi hırıstiyan olur. hocam”Avrupayı tanımamak gaflet.Avrupayı tanıyan yurdundan kopuyor.Bu kısır döngüyü nasılkıracağız” diyor.cevabı yine onda” şuur.tarih şuuru,milliyet şuuru,kişilik şuuru”ve kurutuluş yolunu şöyle açıklıyor”Toprak sarsılıyor!hep birden esfel-i safiline yuvarlanmak istemiyorsak,gözlerimizi açmalıyız.İnsanlar sloganla güdülmez.Düşünceye hürriyet sonsuz hürriyet.Kitaptan değil kitapsızlıktan korkmalıyızBütün idolojilere kapıları açmak ,hepsini tanımak,hepsini tartışmak ve Türkiye’nin kaderini onların aydınlığında fakat tarihimizin büyük mirasına dayanarak inşa etmek.işte,en doğru yol.” ve bir nasihat daha”kırk yıllık kaninin yani olmaycağı türkün akl-ı selimi için bedahatlerin bedahati.”gençlik bağırıyor “özgürlük”!kime karşı ne özgürlüğü ?