bildirgec.org

çeşme hakkında tüm yazılar

Tuhaf teknoloji : Buz yerine taş kullanacağız

lazaronnie | 22 April 2009 14:25

taş buz
taş buz

Bu tür ürünleri teknoloji ile bağdaştırabilmek, teknolojiden ne anladığımızla ilgili olsa da, sağladıkları konfor kuşkusuz yadsınamaz derecede hayatımızı etkiliyor.

40 derecede bir öğlen vakti kendinize buz gibi bir içki hazırlamaya karar verdiniz. Ancak o da ne? Evde buz kalmamış. Dondurucuyla bir iki parça buz üretmek isteseniz en az 2 saat lazım. Telaş yapmayın, imdadınıza bu taş buzlar yetişiyor. Üreticisinin “Nordic Rock” ismini verdiği bu sevimli kaya parçaları isveçte bolca bulunabiliyor.

Vitesli Musluk

serversistemci | 10 January 2009 12:21

Vitesli Musluk
Vitesli Musluk

Dünyadaki su dengesinin bozulduğu şu günlerde su konusunda, kullanım olarak faydalı yeni bir ürün görmek istiyorsanız okumaya devam. Bu zamazing bir musluk, fakat değişik bir musluk. Vites koluna sahip olan, lüks Shen Di tasarımı bu musluk suyun akış tarzı için 4 vitese sahip.

Sonbaharda Yedigöller

baharali | 24 November 2008 09:42

Hafif’e ilk yazdığım yazı Bolu il sınırları içinde bulunan şu takvim yapraklarından bildiğimiz Yedigöller ile ilgili idi. Puslu bir nisan gününde ilk defa gittiğim Yedigöller’in büğüleyici güzelliğini sizlerle paylaşmadan edemememiştim. Birkaç hafta önce bir kere daha bu sefer bu sıradışı doğa parçasının sonbaharına gittim ve bambaşka bir manzara ile karşılaştım.

Hava durumu raporları her ne kadar yağmurdan buluttan bahsettiyse de gittiğimiz gün hava günlük güneşlikti. Önceden çisireyen hafif bir yağmurun ardından çıkan kuvvetli güneş, son baharın renklerinden oluşan bir diğer gökkuşağının içinde canlı renkleri ile belirgin bir gökkuşağı görmemize de vesile oldu. Fotoğraflayamadım ama tek kelimeyle muhteşemdi.

Kişisel şarap çeşmeniz

makaleci | 26 April 2008 19:49

Görünümü çok mükemmel; ahşap bir ayak üzerinde parlak bir çelikten şık bir çeşme. İçinde şarap muhafaza ediyor olması olayı daha bir yükseltiyor, hem de dört litre kapasite ile! Detaylar burada

Su Topu Musluk

norepinefrin | 28 February 2008 09:14

Geleceğin Musluğu
Geleceğin Musluğu

Bildiğimiz klasik musluk tasarımını baya ileri götürmüşler ve ortaya çok hoş bir tasarım çıkmış. Musluğun üzerindeki topu ortadaki yuvarlaktan ne kadar uzaklaştırırsak o kadar çok su akmaya başlıyor.

ÖLENE KADAR KARIMSIN

dimoedes | 31 January 2008 10:55

bir varmış bir yokmuş sevgi denen birşey varmış dedi büyüğümün biri bana bu olay çoook eskiden yaşandı dedi iyi dinle ders al dedi ve anlatmaya başladı… erkeklerin kızları görmesi çok zordu dedi anca çeşme başlarına giderlerdi ama yinede yüzlerini görmeleri imkansızdı çünkü kızların heryeri kapalıydı… köyün delikanlısı gece yarısı çeşmenin orada otururken kızın birisi suyu doldurmaya gelmiş genç hem heycanlanmış hemde merak etmiş gece yarısı kızın ne işi var orada diye… kız acele ile suları doldurmaya başlamış sular dolmuş ama taşıyamamış ağırlığından bizim delikanlı hemen atlamış yardım etmiş… ve yürümeye başlamışlar kızdan hiç ses yok ve genç konuşmaya zorlanıyor çünkü ilk kez köyde bir genç bir kıza su taşımasında yardım ediyor hemde gecenin bir vakti… derken kız; şimdiden size teşekkür edeyim çünkü eve yaklaşırken siz geri döneceksiniz ve ben o zaman teşekkür edemem demiş… genç kızın sesini duyduğu zaman aşık olmuş ona hayatında ilk kez bu kadar güzel bir ses duymuş… kendini toparlamış ve önemli değil demiş… sonra kız birden durmuş ve artık geri dön burdan sonrasını ben hallederim demiş… genç seni bir daha görmek istiyorum demiş ve kız ona evini tarif etmiş en kısa zamanda gel beni istet sonra bol bol görürsün demiş… genç eve gitmiş anasını babasını uyandırmış durumu anlatmış ve kızı diğer gün kızı istetmeye gitmişler… ailesi kızı vermiş düğün seyran derken gerdek gecesine gelmişler genç ilk kez sesine aşık olduğu kızın yüzünü görecekmiş çok heycanlıymış… kızın yüzünü gördüğü zaman donmuş kalmış çünkü kızın tek gözü körmüş ve ayağında hafif bir topallık varmış… kız gencin duraksadığını görünce beni boşayacaksan hemen yap demiş daha sonraya bırakma kaderimle oynama demiş… genç gülümsemiş ve asla seni boşamam demiş ben nasıl göründüğüne değil sesine aşık oldum demiş… yaşlanınca elden ayaktan kesilince sesini duyacağım ve beni sesin iyi edecek demiş… ölene kadar karımsın demiş… bu hikayeden alınacak ders size kalsın değerli dostlarım…

ANTALYA’DA DENİZE GİTMEK

akoni | 09 August 2007 15:12

Ben 25 yıl İstanbul da yaşamış biriyim deniz burnumuzun dibindeydi ama çevre kirliliği nedeni ile sadece kenarında oturup yosun kokusunu içimize çekerdik.O bile beni mutlu etmeye yeterdi.Şimdi herkesin adını dilinden düşürmediği, turistik bölge dediğimiz zaman herkesin aklına ilk gelen Bodrum,Çeşme,Antalya hani denizi çok tuzlu olsa da sonuçta deniz.

Beni doyuruyor,tatmin olabiliyorum ama mutlu değilim..Acaba kör olsaymışım dahamı iyi olurmuş? Ama o zaman da mutsuz olacaktım. Vallahi koca bir dilekçe yazmayı düşünüyorum.Sorun ne merak ediyorsunuz.Acaba ben mi abartıyorum diyorum bazen. Evindeki bütün mutfak aletlerini sepetine dolduran pikniğe gider gibi tabak,kaşık,çatal sesleri arasında yerlerde halılar sanki deniz kenarı değilmiş de piknik alanındaymışız gibi.

Hani iklim sıcak insanlar bunalıyor hoş görülü olmak geliyor içimden .Ama çıldırmama az kaldı resmen çöpçülük yapıyorum. Atılan pet şişeler,karpuz kabukları,kırık bira şişeleri sizlere deteylarını anlatsam uzun sürecek manzara vahim içler acısı. Dahası korkunç. Kıyafet desen yataktan kalkan pijaması ile denizde atlet ,don,gömlek,tayt,bluz,şalvar,badi ne desem bütün kıyafetlerden tutun her şey var

.Hani burası ( Antalya ) güzel ülkemin turistik bölgesi olmasa ne giyersen giy diyeceğim ama diyemiyorum. Allaha şükür duşumuz var tuzlu sulardan arınmak için ama olurmu sanki mübarekler evde banyo oluyorlar şampuanlanmadan olmuyor. Bir kez uyardım şampuan kullanmak yasak diye aldığım cevap çok ilginç : “Gözleri bozukmuş yola gidecekmiş.” Hala çözemedim gözle şampuan ve duşun nasıl bir bağlantısı var. Şimdi ise en çok rahatsızlık duyduğum şu zıkkım olası içmeden duramadıkları – içimizde içen arkadaşlar varsa da duyurulur – lütfen dikkat ediniz içtiğiniz şu sigaranın izmaritlerini lütfen yerlere atmayın.Yer gök izmarit dolu artık çıkarmak üzereyim çok doldum.

Bu sahil şeridi benim tapulu arsam değil yanlış anlamayın. Sadece boş bulduğum yerde oturup kitap okur,yüzer giderim. Çevremin temiz olmasını istiyorum.Bıraktığım gibi bulmak istiyorum. Herkese sesleniyorum. Nasıl ki yabancı devletlerde yerde bir izmarit bulsam eşşek gibi anıracağım diyorsam benim ülkemde öyle olsun istiyorum. Bazen acaba biz arap soyumuyuz diyorum. Elle yemek ye sonra ellerini üzerine sil. Biz bu olamayız.Atatürk ne demiş ne mutlu Türküm diyene.Mutlu olabilmem için çevremin temiz olması gerekiyor.

senin dilin çok uzamış

kopanisti | 20 July 2007 16:22

Geçen hafta Rusya’nın başkenti Moskova’da yapılan en uzun dilli kız yarışmasına jüri üyesi olarak davet edildim. Beni nereden buldular, hangi uzmanlığıma göre jüri üyesi olmama karar verdiler açıkçası hiç sorgulamadım. Neyse gönderdikleri först kılas uçak bileti ile yolculuğumuza başladık. Moskova Şeremetyevo havalanında beni karşılayan hostes ile beraber kalacağım otele gittik. Bundan sonra yaşananlar konumuz dışında olduğu için pek değinmeyeceğim. Dönelim yarışmamıza ve yarışmadan örnek birkaç uzun ve güzel dile.

Yarışmaya dünyanın her yerinden yüzlerce uzun dilli kız katıldı. İlk defa dili bu kadar uzun ancak bir o kadar da güzel kızı birarada görme fırsatım oldu.

Jüri üyeleri arasında tek türk bendim, ayrıca tesadüfe bakın ki tek erkek de bendim. Jüri başkanımız Pamela Endırsın, diğer üyeler Ali Larter, Gisele Bündchen, Natalia Vodiavona, Mariya Şarapova idi.

Yarışmada kızların uzun dillerinin ölçüleri işte böyle mezura yardımıyla alındı ve dijital ortama milimi milimime aktarıldı.

Kızlar uzun dillerini gösterebilmek için hünerlerini sergilemekten de çekinmediler. Yarışmaya katılımın din, dil, ırk, milliyet, iş, güç, sosyal statü, sportif aktivite, eğitim, yabancı dil, tahsil, falan filan, ıvır zıvır hiçbir şartı şurtu kaydı kuyudatı yoktu.

Tek şart hiç kimsenin kızların bu dillerini nerede kullandıklarını bilmemeleri gerekiyordu işte o kadar. Biz de jüri olarak buna dikkat ettik ve buna göre oylama yaptık. kazanan insanlık oldu.