bildirgec.org

hatice aslan ile gurur duyuyorum

ferhunde hanımları çok severek, ilgiyle izlerdim küçükken. tüm karakterleri çok severdim. deli nermin (melek baykal)i, ferhunde hanımı, kızları, torunları, koskoca bir aile..velhasıl çok sıcak bir diziydi..ferhunde hanımların neclasıydı. ben öyle tanımıştım yani ilk kez. sonra en son babalar duyar dizisinde görmüştüm. sinema filmlerinde kullanılamadığını, yeteneğinin çarçur edildiğini düşünüyordum (mükemmel bir tiyatro oyuncusudur, orası ayrı) ki…nuri bilge ceylanın son filmi üç maymunun başrolünde oynadı. radikal gazetesinin üstmanşetinde görünce bir an çıkaramadım. geç düştü jeton. sonra öyle bir gurur duydum ki anlatamam. biliyorsunuz, üç maymun cannes’da yarışıyor. hatta yavuz bingöl en iyi erkek oyuncu için yarışıyor…
uzatmayayım lafı, hatice aslan ile ne kadar gurur duyduğumu anlatmak için yazdım bu yazıyı sırf..

Cannes Film Festivali

Sinema dünyasının en prestijli festivallerinden olan Cannes Film Festivali bu yıl 14-25 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşiyor. Bu yıl 61.’si düzenlenen festivalin jüri başkanlığını Sean Penn yapıyor. Jüride ayrıca ünlü oyuncu Natalie Portman ve Persepolis‘in yaratıcısı Marjane Satrapi gibi tanıdık yüzler de yer alıyor. Fatih Akın da genç yönetmenlere verilen Un Certain Regard ödülünün jüri başkanlığını yapıyor. Yönetmenimiz Nuri Bilge Ceylan yeni filmi 3 Maymun ile festivale katılıyor. Filmin festivaldeki gala gösterimi 16 Mayıs tarihinde yapılacak. Filmin ekran görüntülerine buradan ulaşabilirsiniz.

http://www.mediacatonline.com/tr/news/details.asp?ID=3730

Almanya’da Türk deyince ilk akla gelen isimlerden birisi olan Fatih Akın Cannes film festivalinde 23 fillm olduğunu dolayısıyla kendi şansının 23’te 1 olduğunu söyledi. Yaşamın Kıyısında filmiyle Cannes‘da yarışacak olan Türk yönetmen, kendisine hangi ülkeyi temsil ettiği sorulması üzerine esprili bir şekilde “Her ikisinin de. Ben her ikisine de aitim. Çok şükür, ikisi arasında karar vermek zorunda değilim. Ne demişler: Biz hepimiz Cannes’ız” cevabını verdi. Papyon konusunda ise, fazla sıkıntıya gelemediğini salona girer girmez papyonunu çıkarttığını söylemekten çekinmedi.

Festivalde Semih Kaplanoğlu‘nun “Yumurta” isimli filmi de özel bir kategoride festival kapsamında yer alacak. Filmde Nejat İşler ve Saadet Işıl Aksoy başrolleri paylaşıyorlar.

Fatih Akın Türkiye’yi festivalde “Yaşamın Kıyısında” ile temsil ediyor.

Cannes Film Festivali bu yıl 60. yaşını kutluyor. Fatih Akın festivale bir filmle katılırken Orhan Pamuk da jüri üyeliği yapıyor. Festival açılışı 19 Mayıs’ta yapıldı ve 27 Mayıs’ta ödüller sahiplerine verilecek. Farklı kaynaklardan bir kaç link;

Cannes Film Festivali açılış konuşması ve Jüri (Türkçe, NTV)

Acar muhabirimiz Estek Köstek güzel yıldız adaylarını yine Cannes’te arz-ı endam ederken yakaladı efendim..

http://www.festival-cannes.fr/

Monolitik, yekpare bir Avrupa yok karşımızda, bir tarafta Türkler ve Türk kültürü hakkında Avrupa insanında var olan ve tarihten gelen önyargıları (“Mama li Turchi” Anneciğim Türkler geliyor, barbar Türkler ) silmeye ve medeniyetleri yakınlaştırmaya çalışan bir Avrupa (sosyalistler, sosyal demokratlar, yeşiller),
diğer tarafta, haçlı zihniyetini kafalarından atamamış, Türkiye’nin Avrupa sınırları dışında kalması durumunda daha iyi sömürebileceğini düşünen bir Avrupa (Vatikan, hristiyan demokratlar, ırkçılar).

Cannes’te dünyanın en önemli sinema ödüllerinden biri verilirken Nuri Bilge Ceylan Türkiye’ye küfür mü ediyordu, biraz düşünmek lazım.
Avrupa Birliği’nde Kıbrıs konusu dahil pek çok konuda Türkiye’ye destek veren sosyal demokrat kuzey ülkelerinden İsveç’te verilen Nobel ödülünü Türkiye aleyhtarı diye karalamadan önce birkaç kez yutkunmak, acaba ben kimin ağzından konuşuyorum diye biraz daha düşünmek lazım.

kasaba(1997) , mayıs sıkıntısı(1999) ve uzak(2002 adlı ödüllü yapımlarıyla tanıdığımız yönetmen Nuri Bilge Ceylan‘ın yazıp yönettiği ve ayrıca isa rolüyle kameranın önüne geçtiği yeni yapımı iklimler ( climates ) 20 ekim cuma günü gösterime giriyor.
filmde nuri bilge ceylan‘a uzak‘taki gibi ebru ceylan eşlik ediyor.filmin konusu ise şöyle:

İsa ve Bahar, çalkantılı ruhlarının farklı iklimlerinde, artık ortak bir mutluluğu paylaşamamaktadırlar. Mimar olan İsa ile televizyonda çalışan Bahar, iki farklı iklimin yaşandığı Kaş ve Ağrı’da, birbirini takip eden süreçlerde biraraya gelirler. Kaş, güneşin, kuytuda tek bir bilinmeyen bırakmayan parıltılı hali ile Ağrı ise soğuk ve kardan sıkı sıkıya örtülen bedenlerin aksine, kar beyazının aydınlığı ile, gerek hayatlarında gerekse ilişkilerinde hiçbir bilinmeyen bırakmayacaktır.
via:beyazperde

2006 Cannes film festivalinde FIPRESCI ödülüne layık görülen yapımın fragmanını buradan izleyebilirsiniz.
son nokta: ruhlarında kendi iklimleri vardır..!

cisco, bu uygulamayla cannes’da padişahlar gibiymiş.. hakkıdır da, faturadan korkmayın bir deneyin.