Hatırı sayılır sinema etkinliklerinden biri olan Cannes Film Festivali dün itibari ile başladı. (17 Mayıs 2012)
Bu yılki juri başkanı İtalyan yönetmen Nanni Moretti. Diğer juri üyeleri; Hiam Abbass, Andrea Arnold, Emmanuelle Devos, Diane Kruger, Ewan Mc Gregor, Alexander Payne, Raoul Peck ve Jean-Paul Gaultier.
Festival 27 Mayıs günü sona erecek. O güne kadar 91 film gösterilecek.
Ayrıntılı bilgi için resmi web sitesi.
2008 yapımı 13 dakikalık bir animasyon filmi. Konusu ilginç, baş kahramanımız Henry’ye evde temizlik yaparken bir meteor çarpar ve hayatı 91 cm kayar. her şey gerçekte olduğundan tam 91 cm yakındadır ona ya da o kendinden 91 cm uzaklaşmıştır. Farklı bakış açılarına açık, ilginç bir film. Farklı yorumlar da var burada. Bence yorumları izledikten sonra okuyun önyargı olmasın.. Orijinal dili Fransızca olan film aynı zamanda bir çok ödüle sahip.
Cannes Film Festivali bu yıl 12-23 Mayıs 2010 tarihlerinde düzenlenecek. 63. kez düzenlenecek olan yarışmanın jüri başkanlığını Amerikalı yönetmen Tim Burton yapacak. Festivalin açılış filmi Ridley Scott’un yönettiği, Russel Crowe ve Cate Blanchett’in başrolde oynadığı “Robin Hood“.
Festivalde “Altın Palmiye” için yarışacak filmlerin listesi ise aşağıdaki gibi;
“Another Year” U.K., Mike Leigh
“Biutiful” Spain-Mexico, Alejandro Gonzalez Inarritu
“Burnt by the Sun 2,” Germany-France-Russia, Nikita Mikhalkov
“Certified Copy” France-Italy-Iran, Abbas Kiarostami
“Fair Game” U.S., Doug Liman
“Hors-la-loi” France-Belgium-Algeria, Rachid Bouchareb
“The Housemaid” South Korea, Im Sang-soo
“La nostra vita” Italy-France, Daniele Luchetti
“La Princesse de Montpensier” France, Bertrand Tavernier
“Of Gods and Men” France, Xavier Beauvois
“Outrage” Japan, Takeshi Kitano
“Poetry” South Korea, Lee Chang-dong
“A Screaming Man” France-Belgium-Chad, Mahamat-Saleh Haroun
“Tournee” France, Mathieu Amalric
“Uncle Boonmee Who Can Recall His Past Lives,” Spain-Thailand-Germany-U.K.-France, Apichatpong Weerasethakul
“You, My Joy” Ukraine-Germany, Sergey Loznitsa
Volver, Çıplak Ten, Yüksek Topuklar gibi alışılmışın dışında filmlerin yönetmeni Pedro Almodovar’ın merakla beklenen yeni filmi Broken Embraces (Los abrazos rotos) vizyonda. Usta yönetmen bu filminde de demirbaş oyuncusu Penelope Cruz‘dan vazgeçmemiş. Ekipte ayrıca Lluis Homar, Ruben Ochandiano, Blanco Portillo gibi oyuncular bulunmakta. Drama dalında 127 dakikalık bir film olan Broken Embraces bu yıl Cannes film festivalindede büyük sükse yapmış. Sevdiği kadına bağlı bir adamın, geçirdiği kazayla hayatındaki herşey aniden değişir. Sevdiği kadını ve gözlerini kaybeder. Yazdığı senaryolarda ki hayali kahramanın ismiyle yazılarına devam ederek kendine yeni bir hayat kurmaya çalışır. Tüm olaylar da bundan sonra başlar. Pedro Almodovar’ın ustalığıyla bezenen filmin, daha önceki filmlerinden işleyiş ve akış olarak biraz daha farklı olduğu söyleniyor.
Bu sene 62.si düzenlenen Fransa’nın dünya çapında büyük önemi olan film festivali, 13 Mayıs Çarşamba gününden 24 Mayıs Pazar gününe kadar Cannes‘ı meşgul edecek.
Türkiye’de 16 Ekim 2009 tarihinde vizyona girmesi beklenen “Up” animasyonuyla açılış yapacak olan festivalin bu seneki jürisinde Türkiye’den bir isim de bulunuyor.
françois ozon‘un ülkemizde en çok bilinen filmi swimming pool, cinayet romanı yazarı sarah morton‘ın son kitabını yazarken çıkmaza düşmesi üzerine, yayımcısı yazlık evine gitmesini ve kitabını orada tamamlamasını ister. bu arada kasabanın ufaklığından ve kızının da ona eşlik edeceğinden bahsederek konuyu kapatır.
ergenlik çağındaki julie ve arkadaşlarının sık sık ziyaret ettiği evde, yazdığı roman ve gerçek hayat arasında gelgitler yaşayan sarah bize bol gerilimli bir kurgu sunar.
Yönetmen: Mohsen Makhmalbaf
Senaryo: Mohsen Makhmalbaf
Tür: Dram
Gösterim yılı: 2001 (Cannes Film Festivali)
Oyuncular: Ike Ogut (Naghadar), Nelofer Pazira (Nafas), Hassan Tantai (Tabib Sahid), Sadou Teymouri (Khak), Hoyatala Hakimi (Hayat)
Nafar, Afganistan doğumlu Kanada’da yaşayan bir gazetecidir. Yıllar önce iç savaş nedeniyle Kandahar’dan kaçarken yaşadıkları bir talihsizlik sonucunda kızkardeşi Afganistan’dan çıkamamıştır. Yıllar sonra aldığı bir mektupta milenyumun son güneş tutulmasında kızkardeşinin intihar edeceğini öğrenir. Bunun üzerine Afganistan’a gitmeye karar veren Nafar’ın İran-Afganistan sınırında geçen yolculuğunu konu edinen Kandahar (Safar e Ghandehar) Taliban gerçeğini anlatan üç ödüllü bir film.
Yönetmen: Siddiq Barmak
Senaryo : Siddiq Barmak
Tür: Dram
Gösterim yılı: 2003 (Cannes Film Festivali)
Oyuncular: Marina Golbahari (Osama), Arif Herati (Espandi), Zubaida Sahar (Mother)
Afganistan’da hüküm süren Taliban rejiminde kadınların yanlarında erkek olmadan dışarı çıkmaları yasaklanmıştır. Erkek akrabaları olmayan kadınlar hiçbir şekilde dışarı çıkamamaktadırlar ve evde ölmeye mahkumdurlar. Osama’nın annesi Taliban’ın yönetime geçmesiyle hastanedeki işinden olmuş, kocasıyla, erkek kardeşini savaşta kaybetmiş, kızı ve annesiyle yapayalnız kalmıştır. Çaresiz kadının 12 yaşındaki kızını erkek kılığına sokmaktan başka çaresi yoktur. Her dakikaları Taliban askerlerinden kaçarak ve yakalanma korkusuyla geçmektedir.
Yönetmen: Matteo Garrone
Tür: Dram / Suç
Oyuncular: Salvatore Abruzzese (Totò), Simone Sacchettino ( Simone) , Salvatore Ruocco (Boxer), Vincenzo Fabricino ( Pitbull), Vincenzo Altamura (Gaetano), Italo Renda (Italo)
İtalyan mafya ailelerine yakından bakan film Roberto Saviano’nun romanından uyarlanmıştır. Napoli’li Camarro örgütü için çalışanların konu edildiği beş ayrı hikaye üzerinden devam ediyor. İnsanların acımasızca öldürüldüğü, uyuşturucunun peynir ekmek gibi rahatlıkla satıldığı, sefalet içerisinde büyüyen çocukların suça nasıl bulaştığı, mafya içerisinde nasıl kullanıldıkları ve örgüte nasıl katıldıkları ile ilgili çarpıcı sahneler yer alıyor. Örgütün işleyişi yanında İtalya’da siyasetin ve finans dünyasının, uyuşturucu trafiği, kimyasal atık boşaltma gibi pis işlere ne kadar dahil olduklarına dokunuyor.
Aralarında kahramanımız François’nın da bulunduğu öğretmenlerin, öğrenmeye pek niyeti olmayan okul dolusu gence bir şeyler belletmenin mücadelesini verdiği, Fransa’nın Paris varoşlarında bulunan bir lisedeyiz..
Öğrenci çoğunluğunu, dünyanın bazı az gelişmiş ülkelerinden göçmüş, farklı kültür ve etnik kokenlere ait göçmen ailelerin çocuklarının oluşturduğu, az miktarda da ‘gerçek Fransız’ barındıran bu okul, günümüz Fransız toplumunun bir modeli gibidir..
Filmin süresi boyunca seyirciyi de içinde konuk eden bu lisenin bir sınıfında, hem Fransızca, hem de sınıf öğretmeni olan François, her yıl olduğu gibi bu yıl da, görevini, ‘idealist’ denebilecek bir hassasiyetle yapmanın kararlılığı içindedir..
