bildirgec.org

bursa hakkında tüm yazılar

Uludağ’dan Esen Tarih: CUMALIKIZIK

mucizemsin | 11 August 2009 11:40

Cumalıkızık Köyü Bursa/Uludağ’ın güney yamacına kurulmuş olan 7 Kızık köyünden biri olup, Osmanlı Devleti’nin kuruluş dönemlerinde kurulmuş bir köydür. “Kızık” sözcüğü TDK’una göre Oğuz Türkleri’nin 24 boyundan birinin adıdır. Bir başka deyişe göre de; “derbent” anlamaına gelen kısık sözcüğünün zamanla kızık şeklinde dönüşmüş olacağıdır.

Köye Cumalıkızık denilmesinin sebebi ise; diğer Kızık köylülerinin Cuma namazı için bu köyde toplanmalarıdır. Başka bir rivayete göre de, köyün kurulduğu zaman Osman Bey’in köyde Cuma namazını kılması nedeniyle köye Cumalıkızık denilmiştir.

izmir-istanbul III

kahramancayirli | 06 August 2009 16:07

lapseki.bel.tr adresinden alınmıştır: eski lapseki
lapseki.bel.tr adresinden alınmıştır: eski lapseki

Pazartesi sabahı Çanakkale’de uyanmıştım en son.
Otelin güzelim kahvaltısının peşine, Lapseki’ye doğru çıktık yeniden. Bir yanda Çanakkale Boğazı, sular, karşı taraf; öbür yanda rengarenk tarlalar, en keyifli yollardan biri oldu bana Çanakkale-Lapseki arası.
Lapseki’den de Biga’ya doğru. Şimdi Marmara Denizi’nin kıyılarını görüyorduk artık, suyun rengi, karakteri değişmişti, daha hırçın daha koyu daha soğuk. Güreci’deki dev gibi dalgaları görünce, hemen burada da denize girdik. Denize girmek dediğim dalgalarla boğuşuyorsun pür. Yerden yere çarpıyor, tabii başka bir keyif bu da.

Degişen İç Göçler ve Ekonominin Çanakkaleye Etkileri

fayda | 18 July 2009 16:46

mDünya ekonomisindeki olumsuzlukların bağzı ekonomik gerçekleri su üzerine çıkarmaya başladıgı açıkca görülebiliyor.Bu gerçeklerin en başındada geçmişte ve bugün yaşanan nüfus hareketlerinin; yani göçlerin ekonomiye etkisi açık bir şekilde görülüyor.Nüfusun en kalabalık oldugu bölgeler ekonomik yönden en zengin ve ençok yatırım çeken bölgeler olurken göç veren bölgeler en fakir bölgeler oluyordu.Burdan anlıyoruzki her birey yaptıgı harcamalar ve zorunlu ihtiyaçlarını gidermek için vs yaptıgı alışverişle tüketimi arttırarak ekonomik bir degeri temsil ediyor yani kişi başı gayri safi milli hasılayı GSMH temsil ediyor.Son gelişmeler ekonomide oluşan balon gibi nüfus artışdada bağzı şehirlerde bir balon oluştugunu yani göçlerle yapay bir nüfus artışı saglanarak o bölgeye daha çok para çekmeye çalışıldıgını gösteriyor.

Yıllık izin yazıları

admin | 07 July 2009 10:55

İznim bitti döndüm tatilden sonunda ve insanoğlu hayatının her evresinde yaşadığı yazılabilecek olayları tatilde daha fazla yaşıyor, her tatilden bir roman çıksa yeri var.

Önce Gölyazı’ya uğradım, orada bir arkadaşım oturuyor bir kaç gün kafa dinlerim sonra tatil beldelerinin o kalabalık,uğursuz,densiz kucagına atlarım diye düşündüm.

Gölyazı Bursa yakınlarında bir köy, Ulubat Gölü kıyısında yer alıyor ve mutlaka gidilmesini şiddetle tavsiye ederim.Buranın antik çağa dayanan bir geçmişi var o dönemki ismi Apolyont imiş ve bir dönemde Bizanslılara bağlı kalmış. Eski manastır, tapınaklar, nekrapol,kilise,kale gibi yerleriyle insanı bir köy ziyaretinde gibi değil de sanki arkeolojik bir gezideymiş gibi hissettiriyor.Birde meydanın ortasında kocaman bir ağlayan çınarvar ki sormayın,anlatamam görmek gerek.

İlk gün arkadaşımla sohbet ederim, ailesiyle tanışırım köy yemekleri yer, yer yatagında yan gelir yatarım diye heveslenmem , buranın kalıntılarını gezmemle son buldu, meğer tam bir tursitik yere düşmüşüm ben, millet dünyanın parasını dökerek geliyor böyle yerlere teşekkür ederim dostum bana buraları tattırdığın için, elimde olsa tüm tatilimi burada geçiririm ama serde arsızlık var, ille azda olsa içki,disko,plaj üçlüsünü yaşamam lazım.

Başucumuzda neler vardı

mhbbslmn | 21 March 2009 12:24

İlime katkıları bakımından dünyada; Türk, Müslüman ve Doğu medeniyetine ait birçok şahsiyetin bulunmasına rağmen, batılı medeniyetler bu kişilerden istifade ederken biz sadece izlemekle yetindik. Yaşadığımız devirde birçok ilmî konuda katkılar sağlayan bu insanlar hakkında da birazcık bilgimiz olsun istedim. Çok detaylı olmasa da bu metni okuyan birkaç kişinin merak edip araştırması, az da olsa bilgi sahibi olması, bir kazançtır.

Ortaçağda, bir yanda dogmatik düzenle insanlık adına buhranlı bir devir geçiren Avrupa varken, bir yanda da; matematik, coğrafya, fizik, astroloji, geometri, kimya, maden ve daha birçok alanda çalışmalara imza atıp kendini geliştiren bir medeniyet vardı. Ne yazık ki zamanla bu yolda geri kaldı… Bilim dünyasına bir şeyler kazandırmış
Roma,
İskenderiye,
Atina vs. gibi merkezlerin yanı sıra Buhara,
Şam,
Semerkant,
Konya,
Bağdat ve
Bursa gibi ilim merkezlerinin payını unutmamalıyız…

Yakın olduğumuz medeniyetin insanlarını yine o kadar uzak olduğumuz garp (batı); bilip, öğretip uygulamakta. Yakınımızdaki birçok kaynağı kullanma konusunda neden bir Avrupalı kadar yetkin olamadık? Bugün Avrupa’daki en ünlü fakültelerde, üniversitelerde, ilim yuvalarında adını bile bilmediğimiz birçok bilimcinin eserleri, araştırmacılar tarafından kendi dillerine çevrilip okutulmaktayken biz çoğunun ismini bile bilmemekteyiz…

  • Mesela bir Ebu Kâmil Şuca; kimbilir bu metni okuyan kaç kişinin aklında ”bu kim ki ?” diye bir soru işareti belirmiştir. Evet bu kişi ”Avrupa’ya matematiği tanıtan insan” diye anılıyor ama kimler anıyor? (Ondan önce Avrupa’da matematik yokmuş diye anlaşılmasın, kazandırdıklarının önemi yüzünden böyle bir şey söylenmiş olabilir.) 2. derecenin üzerinde bilinmeyen denklemleri hassasiyetle çözen ilk kişilerdendir. Bazı terimler koymuştur, sistematik birçok eserinden yararlanılmıştır. Leonardo Fibonacci (orta çağın en yetenekli matematikçisi olduğu söyleniyor), Ebu Kâmil ve daha birçok Müslüman alim ve matematikçinin eserlerinden yararlanarak Avrupa’ya sistematik birçok bilgi aktarmıştır…