bildirgec.org

baskı hakkında tüm yazılar

Mamak, beledi̇yesi̇,kentsel dönüşüm projesi̇ adıyla kaya dağlarını satıyor

vurguni | 01 February 2012 09:50

Mamak belediyesi, kentsel dönüşüm projesi adı altında, çağlayan mahallesindeki insanların evlerini yıkarak,ellerine üç beş kuruş enkaz parası vererek insanları yıllardır oturdukları topraklardan, uzaklaştırdılar.
oysa yıllar öncesi gelen siyasi iktidarlar tarafından defalarca dolaylı olarak satışı yapılan bu mekânlara daha sonra tapu tahsis belgesi verilerek yine siyasiler tarafından üzerinde oturanlara satılmış olan arsalar.
şimdi yeniden kentsel dönüşüm projesi adı altında insanların elinden alınmış. tapu tahsis belgesi olanlara başka yerlerden belediye satış fiyatından arsa satılmış. arsa almaya ekonomik gücü olmayanlar ise bu haktan mahrum bırakılmıştı..

mamak belediyesinin. evlerini yıktıkları ailelere, arsa karşılığı olarak yeni imara açtıklarını söyledikleri yerlerden arsa satışı yaptılar,
arsa adı altında sattıkları hiç bir mutahitin yanaşmadığı kaya dağları, arsa diye alan çaresiz insanların elinde kalmıştır.
ankara. sayma kadın, hürel mahallesinde sözde imara açtıkları kayalık dağı çaresiz insanlara satarak. kentsel dönüşüm projesi altında yine yoksul insanların emeğini yağmalanmıştır..

BİR ALANA BİR BEDAVA

cem gurhan | 03 January 2012 09:52

Gözlerim kapanmak üzereydi ama biliyordum eğer bu saatde uyursam, sabahın çok erken bir zamanında Şam Şeytanı gibi dikilecektim ayağa.O yüzden de mümkün olduğu kadar ertelemeliydim yatma vaktini.Karşımda televizyon kendi kendine çalışıyor,benim ise kafamda o gün yaşadıklarım bir film şeridi gibi geçiyordu.Bu monotonluk içerisinde bir ara reklamların başladığını farettim,genelde kanal değiştirirdim hemencecik lakin ona bile cesaret edecek durumda değildim.Nasıl olsa anlaşmışlar ve diğer kanallarda da aynı anda reklam yayınları yürümektedir diye içimden geçirdim.Reklamların biri bitip diğeri başlıyordu ve ben bir insan nasıl olurda reklamlardan etkilenerek bir ihtiyacını satın alır diye düşünüyordum.Bu kadar aciz olabilir miydi insan ve hayatına bu derece zayıf bir karakter özelliği sergiliyerek müdahale edilmesine izin verebilir miydi?Hayır bu düpedüz ahmaklık olurdu,kişiliksizlik sayılırdı,insan ne alacağını,ne zaman alacağını hep bilir ve hayatını da bu anlayışla şekillendirirdi.İşte hepsi birer saçmalık ve densizlik.Göz kapaklarım ağırlaşıyor,yarım yamalak yarın yapacaklarımın planlarını kafamda oluşturmaya çalışırken,bir reklam spotu ile birazcık olsun dikkatim televizyona odaklandı.Reklamın başını kaçırmıştım,ürünün ne olduğunu bilemiyordum ama reklam spotunda hoş bir kadın, bir alana bir bedava diye cesaretlendirmeye çalışıyordu izleyenleri.Kırmızı bir ruj,adeta dudaklarından damlayacak derecede koyu sürülmüş ve kırmızı ojeler,kısa bir etek ve altındaki çorapsız çıplak bacaklarını hissedebiliyordum.Tabii ki yüksek topuklu bir çift lame ayakkabı ile de tamamlamıştı giyimini.Bir alana bir bedava diyordu,derken de hafifçe göğüs dekoltesi dikkatimi çekiyordu.Ne olabilirdi acaba bir alana bir bedava olan ürün.Pahalı birşey olamazdı,bu imkansızdı.Muhakkak günlük sarf malzemelerinden,hemencecik tüketilen bir ürün çıkacaktı karşıma ve ben tekrar gecenin sessizliğinde düşüncelerime geri dönecektim.Biran evvel anlasam da bu işkenceden kurtulsam diye iç geçirirken reklamın finali de ,bir alana bir bedava diyerek bitti.Evet bu merak uyandıran bir pazarlama taktiğiydi besbelli ve bir iki gün sonra da ürünü tanıtıcı bir seri reklam yayını ile satışlarını arttırmak niyetindeydi firma yetkilileri.Kendi kendime çok kızmıştım,hemencecik teslim olmuştum ben de bu cılız çabaya.Ama nereden bilebilirdim ki;bu kadar manasız bir düzmece olduğunu.Bir kez daha kızdım kendime ve uyumaya karar verdim.Deliksiz bir uyku çekecektim ve ertesi güne hazır vaziyette çıkacaktım sokağa.Telefonumun alarmı acımasızca çınlatmaya başladı, ses odanın içerisinde yankılanıyordu.Gözlerim kapalı bir vaziyette,yarı şuursuz olarak elimi uzattım komidine ve parmaklarıma temaseden ilk tuşa bastım.Ses kesilmişti ama dalmamam gerekiyordu yeniden tatlı uykuma.Bu amaçla da üzerimdeki battaniyeyi hafifçe arayıp,vücudumun ürpermesini sağlamalıydım.Böylece rahatsız olacak ve uykum dağılacaktı.Öyle de oldu ve iki üç dakika sonra kendimi banyoda buldum.Evet temizlenmiş,giyinmiş ve sokağa çıkmaya hazır vaziyete gelmiştim artık.İşyerine gitmeden yapmam gereken bir detay daha vardı ,o da mahallenin bakkalından günlük gazetemi almak ve yanında da kaçınılmaz olarak,yemekten büyük zevk aldığım çıtır simit ve peynirden oluşan kahvaltımı çantama tıkıştırmaktı.Dükkana girdiğimde karşı apartmanda yaşadığını bildiğim bir adam bakkala;ama gerçekten bir alana bir bedavaymış diyerek hayretini ifade ederken,beni görünce konuşmasını kesti.O boşluktan istifade bakkal da olur mu öyle şey,hiç duyuldumu bu zamana kadar böyle bir kampanya dedikten sonra,benim hazır ettiklerimi bir poşet içerisine koyup bana uzattı tekrar.Ben para alışverişi yaparken de,merakıma yenik düşmediğimi kanıtlarcasına hiç bir soru sormadan çıktım dükkandan ve biraz da hızlı adımlarla minibüs durağına doğru yola koyuldum.

İzmir

bithikotsis | 15 April 2011 02:02

Hava bugün yağmurlu şehrimde…Nisan ayının ılıman etkisini bünyesine katmış, usul usul yağıyor…Terbiyeli, efendi bir çocuk gibi. Saldırmıyor yağarken, çok tatlı bir toprak kokusu bırakarak düşüyor İzmir’ime…

Havası değişken derler İzmir’in. Evet öyledir. Hatta İzmir kızlarının İzmir havasına benzediğini söyleyenler de olur. Nitekim haklıdırlar. Mayıs’ta yağmur, Şubat’ta güneşli bir hava sizi bekliyor olabilir. Yanıltabilir sizi, sonra yaramaz bir çocuk edası ile güler size, afacanlık yapmıştır işte. Size kendini öyle ya da böyle sevdirir…

Kağıt Baskıyı Yok eden Dijital Dünya

AKTURK19 | 04 April 2011 18:42

İnternet,netbooklar,akıllı telefonlar,tabletler derken 10 yıl önce konuşulmaya başlanan kağıt baskının yok olacağı dünya düzeninin eşiğine geldik. Kağıt gazetelerin, kağıt dergilerin, kağıt kitapların kaç yıl ömrü kaldı?

On hatta on beş yıl kadar önce, internet fenomeninin dünyayı yeni yeni sarmaya başladığı dönemde futuristler bir tahminde bulunmuştu. İnternet sayesinde , günlük gazetelerin, dergilerin hatta kitapların bile internet üzerinden dijital olarak okunabileceği bir dünya kaçınılmaz bir son olarak bir gün gerçek olacaktı ve önlerindeki kullanışlı ekrandan tüm haberlere, yorumlara, videolara, fotoğraflara ulaşmak dururken, kimse sabahları kağıt gazete okumak istemeyecekti. Ve bu kaçınılmaz son, tarihin başlangıcından beri on binlerce senedirpapirüslere, bezlere, kağıt parçalarına yazarak iletişen insanoğlunun iletişim tarihinde kağıt tarihini kapatıp. yeni bir çağ açacaktı.

Kodak’dan ucuz mürekkepli hepsi bir arada yazıcı

sCoRPionTR | 31 August 2010 19:10

Kodak genelde baskı ürünleri, kameraları ve film ekipmanları ile tanınsa da aslında bunlar için birçok yan ürün de üretiyor. Bunlardan biri de yazıcılar. Kodak yazıcı sektörüne gireli birkaç yıl olmasına rağmen ucuz mürekkepleri sayesinde kendine iyi bir yer edinebildi. Kodak’ın son yazıcısı ise ESP 9250 AIO.

Dijital Baskı Teknolojisiyle, farklılığınızı giyiminizle daha kolay anlatabilirsiniz

Menevishim | 05 August 2010 23:26

Hayatta pek çok alanda sürekli kendimizi ifade etmeye çabalıyoruz. İnsanın içinde tuttuklarını, dışarıdakilere anlatmak için kullandığı en eski ve vazgeçilmez yöntemlerden biri ise kıyafetleri, aksesuarlarıdır.

İmparatorların, padişahların azametinden; gençlerin dünyayı anlamlandırma çabalarına kadar olan sınırsız bir yelpazede kıyafetlerimiz bizi anlatır. Masumiyetimizi, çekiciliğimizi, öfkemizi, sevincimizi, saflığımızı, gücümüzü, düşüncelerimizi, hislerimizi giydiklerimiz ve takıştırdıklarımızla karşımızdaki insanlara anlatırız. İşte ben de, sizlerin güzellikten saflığa, coşkudan çekiciliğe ifade etmek istediği tüm duygu ve düşünceleri eşi benzeri olmayan desenlerle bir araya toplamaya çalıştım.

Türkiye’nin hazır kartvizit tasarım ve baskı merkezi sitesi açıldı.

kartvizitcomtr | 09 July 2010 18:35

Türkiye’nin hazırkartvizit tasarım ve baskı merkezi sitesi açıldı.

Kısa süre önce yayın hayatına başlayan Kartvizit.com.tr adlı internet sitesi tüm kartvizit tasarım ihtiyaçlarının tek bir platformda hızlı ve çok uygun fiyatlarla gidermeyi amaçlıyor.

Türkiye’nin kartvizit sektöründeki hazır kartvizit tasarım ve baskı E- ticaret sitesi olma özelliğini taşıyan platformda kartvizit tasarımında kullanılabilecek özelleştirilebilir yüksek kaliteli hazır şablonlar satışa sunuluyor. Üyelik sistemiyle hizmet veren kartvizit.com.tr’de kartvizit tasarımların binlerce çeşidi hazır halde bulunuyor ve seçeceğiniz tasarımı kolayca bastırmanıza imkan sağlıyor.

Katmerli Sorunların Ortak Çözümü: Baskı

ventola | 22 June 2010 12:08

Öncelikle şunu bilmekte fayda var ki baskı yapmak her durumda olumlu sonuç vermeyebilir. Örneğin ufak tefek sıkıntıları sorun olarak düşünüp sürekli baskı yoluna giden biri başını daha çok derde sokabilir. Bu tabii ki göz ardı edilmemeli. Zaten bir insan baskının kerametini kavramışsa onu gerektiği yerlerde kullanmayı ve doğru uygulamayı da bilir. Evet, baskı doğru uygulanmalıdır!

Baskı nasıl doğru uygulanabilir peki? Bir futbol müsabakasını ele alabiliriz daha rahat anlaşılması açısından. Rakibi baskısıyla bunaltan takımın dikkat etmesi gerekenler, defansa çekilmiş rakibinin kontra ataklarını engellemek, tüm çıkış yollarını kapatmak, takım adına olası riskleri göz ardı etmemektir. Yani körü körüne bir baskı anlayışı kesinlikle aptallıktır, karşıdaki her kimse ona hiç nefes aldırmadan uygulanmalıdır bu yöntem.

En Ucuz Fotoğraf Tab Fotoğraf Baskı Fiyatı Kampanyası

NLPMaster | 14 June 2010 15:45

En ucuz Fotoğraf baskısıyani ucuz fotoğraf tab yaptırmak isteyenler için teknosanın bir kampanyası varmış.
En ucuz fotoğraf baskı başlıklı haberden öğrendiğimiz ucuz fotoğraf baskısı kampanyası ile dijital fotoğraf makinesi ile çektiğiniz fotoğraflarınızı bastırabilirsiniz. Teknosa Fotolab kampanyası ile fotoğraf baskısı sadece 10 kuruşmuş.
Haberi burada: Ucuz Fotoğraf Tab

Düğün

Kuduz maymun | 17 February 2010 09:19

Hava karardıktan sonra kalkmak aklına geldi. İleride tarlalar uzanıyor. Sağ yanında ayazma, yüksek otlar. Yolun aşağısından, derenin mezarlık yanı tarafından çıngırak sesleri geliyor. Havlamalar. Ezan çoktan okundu. Bir kalkacak oldu, bir kalkmayacak. Bir şey de hazırlamadı daha. Ne desin gidince. Ertesi gün Anafor’un kahvesinde duyulur artık. Gündüz vakti; Şevki’nin oğluyla Yakup’un yanına kıçın kıçın yanaştığı. Yanaştığı değil. Bilmiyorlar onu bilmiyorlar. Korkak değil. Adam aslında adam. Ama gösteremiyor. Selam verdi. Almazlar. Almasınlar. Aldılar ama bu sefer. ‘Aleykümselam Çopur. Gelsene be ne duruyon’ Gitmeyecek. Çağırdılar diye gitmek mi lazım. Babası olmasa daha iyi ya. Babası var. Çok kızıyor. Babası görmese arkadaşlarını. ‘Ben sana gitme demedim mi o deyyusların yanına!’ Turan’ın kahvede yakalandı geçende. Ümmühan’ın torunuyla bakkalın oğlu da var aralarında.