bildirgec.org

balık hakkında tüm yazılar

su ürünlerimiz ve balıkçı barınaklarımız

525 | 09 December 2006 13:24

kılıç balığı (Xiphias gladius)
kılıç balığı (Xiphias gladius)

tarım ve köyişleri bakanlığı koruma ve kontrol genel müdürlüğü sayfalarında türkiye’deki ekonomik değeri olan su ürünlerinin avlandığı bölgeler, avlanma yöntemleri, morfolojik özellikleri, üreme zamanları gibi bilgilere yer verilmiş. ayrıca il il balıkçı barınaklarımızın yerleri, özellikleri ve planları fotoğraflarıyla desteklenerek belirtilmiş.
ilgilenenler ve merak edenler için harika iki kaynak.

işimdeyim, gücümdeyim

| 03 November 2006 07:26

selam günnük,

yokluğunda neler oldu dersen diye (ki demezsin; bilirim), anlatıyorum başımdan geçip aklıma gelenleri (bkz: geçip gelmek):

1. bayramda 9 günlüğüne memlekete gittim. halep’ten dayım ve yengem gelmiş “sınırdan vatandaş değişimi” programıyla. türkçe bilmediklerinden ben arapça öğrenmek zorunda kaldım 🙂 şimdi, 13. savaşçıdaki adam tadında arapça derdimi anlatabiliyorum.
2. askerlik şubelerinin ve tabipliğinin de devlet daireleri gibi çalıştığını farkettim üzülerek (bkz: tecil işlemi için gereken muayenenin 4 saat sürmesi; üstelik muayene yapılmadan onay verilmesi).
3. arkadaşın balık yemek için bizi dağa çıkmaya ikna etmesi (şaka değil valla bak) ve biz balık yerken başlayan yağmur sonucu dağın başında çamura saplanan araba başında 5 saat mahsur kaldık. yardıma gelen tamirci de çamura saplandı. 🙂 sonra gelen jip kurtardı da 02.30 suları evimize gidebildik.
4. geri vitesi “kelepçeli” olan abimin arabasını sürdüm biraz şehir içinde. vites kolu üstündeki kelepçeyi yukarı çekip birinci vitese taktığınızda geri vitese takılmış oluyor yani. ama şöyle bir sorun vardı ki, bu kelepçenin yayı takılmış. yani şöyle oluyor; kırmızıda duruyorum. sonrasında 1. vitese takıyorum (ya da öyle sanıyorum), sonra gaza bastığımda arkadaki arabanın tamponunu öpüyorum geri geri. 🙂 evet evet, kırmızıdan geri viteste kalkan ilk türk insanıyım ben sanırım. arabayı park ettikten sonra 45 dk ayak titremenizin geçmesini bekliyorsunuz; o ayrı konu.
5. pikniğe gittim nerdeyse yıllar sonra. tavuk pişirdim mangalda, dana etinin en güzel yerinin sırtından geldiğini öğrendim. çatal götürmeyi unuttuğumuzdan onlarsız da yemek yenebileceğini farkederek, açlığın nelere kâdir olduğunu anladım. biât ettim, inandım.
6. ikinci el bir opel corsa almayı düşünüyorum şu sıralar. arkasına “opel corsa – böyle cor” yazdıracağım. 🙂
7. yeni bir fantezim var işimle ilgili: yaptığım bir sitenin sloganı olarak “indernet bizim işimiz!”i kullanacağım. 🙂 arabesk cep telefonu melodisi sitesi olabilir misal. site adı da : yukleeeahh.kon olabilir.
8. üst maddede “utanmasam” yazınca aklıma (sanırım) ümit besen’in “utanmasam karşında ağlarım şimdiiiii” şarkısı geldi. bizim ailede arabesk dinlenmez. sezen aksu, ahmet kaya, zeki müren, ümit besen, adnan şenses, bülent ersoy da dinlenmiyor. aslında epeydir kimse müzik dinlemiyor. ama şimdi şöyle bir gariplik var ki, ben üstteki sanatçıların neredeyse tüm şarkılarını ezbere biliyorum. neden-nasıl bildiğimi de bilmiyorum. ama biri “nikah” dediğinde benim içimden anlamsız bir şekilde “nikah masasınaaaaa oturdun işte, unutmak çok zormuş böyle sevinceeah” diye şarkı söylemek geliyor. söylemiyorum, o ayrıııı. acaba şu “internet bizim işimiz” fantezisinin temelinde bu mu yatıyor diyoruz, ve bir sonraki haberimizle devam ediyoruz sayın sevgili okuyucular. evet.
9. “pınar altuğ beni de aldatsın!” kampanyası düzenlemek istiyorum şu sıralar. şahsımı demek istemiyorum, yo hayır, yanlış anlaşılmasın. bir arkadaşımın lafıydı bu: “abi, pınar altuğ beni de aldatsa ya ne güzel ohh!” o yüzden bir internet sitesi yapıp herkes özelliklerini yazsın istiyorum. sonra oylama başlasın. her haftanın birinicisini, pınar gelip ikinciyle aldatsın mesela di mi?
10. ev arkadaşım ay sonu askere gideceğinden evi taşımam icab ediyor yine. “sakınan göze çöp batar” misali, taşınmaktan ne kadar çok tiksinirsem o kadar sık ev taşımak zorunda kalıyorum. ev sahibine söyledim çıkacağımı. o da bas bareton komşumuz olan emlakçıya yetiştirmiş. bugün beni aradı godfather ses tonuyla. “şimdii, evi ziyarete gelecek olan adamları nasıl gezdiricez? anahtarı verseniz olmaz mı? hangi günler evdesiniz? bıdı bıdı vıcır vıcır püsür?” diyor özetle. ben de ev arkadaşıma topu atarak, “ben bi ona sorim bakim ne dicek” dedim. (bkz: “ben bilmem, beyin bilir.“)
11. “unutulanlar, unutanları asla unutmazlar” gibi laflarda tekrarlanan “unutma” yerine niye “aldatma” filan diyemiyoruz ki? (bkz: “aldatılanlar aldatanları asla aldatmazlar.“, “öldürülenler öldürenleri asla öldürmezler.“…)
12. patron bir gün iş verdiğinde, “bana iş verme, iş yapmasını öğret” demek istiyorum. (bkz: bir çin atasözü olan “bana balık verme; balık tutmasını öğret“)
13. geçen gece 01.20 sularında, sabah para gerek olacağı için para çekmek istedim. yoğun yağmur altında hiç de merkezi olmayan bir yerde bankamatik sırası bekledim garip bir şekilde. kamera şakası kurbanı olabilir miyim?
14. “impala, bişey sorcam” diyenlere hemen “beşşş” diyorum bu ara. genelde tutmuyor tabi. şahan’ın ilkokul öğrencisi küçük jose (“hoze” okunur :P) tiplemesinden kalmış sanırım. (bkz: “kaça gidiyorsun sen küçüğüm?” “sekkizzzz”)

Kalmış balıkla ziyafet

MerakliKedi | 31 October 2006 18:22

Geçenlerde misafirlere palamut yaptım. Ama mezeler fazla olunca palamut kaldı, hem de kızarmış haliyle. Cimrilikten midir nedir kıyamam hiç atmaya buzluğa kaldırdım günün birinde diyerek…

Pazar günü donmuş midyeleri görünce o balık geldi aklıma. Bir bardak pirinçle harikalar yaratılabileceğini düşündüm ve kolları sıvadım. İşte malzemeler:

2 parça kızarmış çingene palamudu,
1 avuç donmuş midye,
1 bardak pirinç,
1 soğan,
1 tablet et bulyon,
1 çorba kaşığı zeytinyağı,
1 çay kaşığı safran,
1 çay kaşığı kimyon,
tuz, biber.

bak şu japon’un yaptığına

japon1968 | 26 June 2006 14:40

Arkadaşlar bu konu daha önce işlendimi bilmiyorum ama yinede sizlerle paylaşmak istiyorum.

Ben ve benim gibi insan oğulları dans etmeyi beceremezken şu JAPONLAR kendileri gibi japon balıklarını dans ettirmeyi başarmışlar.Kendilerine sonsuz tebrikler…..

Rakı Şişesinde Olamayan Balıklar İçin

zabun | 22 June 2006 10:30

Kızıldeniz’den getirilen balıklarla hazırlanan okyanus akvaryumları çok pahalı ve bakımı için birilerinin arada bir sizi ziyaret etmesi gerekiyor. Ama güzelliklerine denecek yok tabi. Birde özel ısıtıcı ve havalandırma tertibatı gerekmeden yaşayan balık türleri için basit akvaryumlar var bildiğiniz gibi. Bu akvaryumlara, bir tasarımcı, bir başka gözle bakıp, duvara asılabilir hale getirmiş. Akrilikten 3,4 Litre su alacak şekilde yapılmış.

Hanging Fish Pod A B C

sıkıştım !

cebrailiye | 17 June 2006 08:01

hemen yanlış anlama be , paraya diyecektim . herkes tâtile gidiyor , biz şantiye bekliyoruz , olacak iş değil. hani gidersem eğer ; yeni bikinilere ihtiyacım var . üzerine pareo gerek uygun renklerden . e ayaklarımın başı kel mi ( aha cümleye bak bu yazıyı yayınlamazlarmış şimdi ) ? hesabıma doğru düzgün para geçmemiş . bu parayla anca şuraya gidebilirim.
ben ki denize âşık, güneşe vurgun, mehtâba bitik .. akşam rakı-balık , az uyku, çok yüzme , gün batımında kumsalda yürüyüş , hiç tv-gazete-telefon. bunlar benim de hakkım . primlerim dağ gibi birikti alamıyorum. yazık bana yaa ..