bildirgec.org

aşık hakkında tüm yazılar

Artık aşık virüsler var

delizade | 29 March 2008 14:59

Yazna and ++, Luca Bertini tarfından iki adet virüs geliştirdi. Bu virüslerin önemli iki özelliği var :
1- Bilgisayarlara zarar vermiyorlar

2- Birbirlerine aşıklar ve birbirlerini arıyorlar.

bir bilgisayardan diğerine gezinip duruyor bu virüsler. farkedilmeden sisteminizde yeralıyor ve bulunduğu sisteme ufak bir bir işaret bırakıyor. eğer aşığını bulamazsa hemen sistemi terkediyor.

aşıklar birbirlerini bulduktan sonra ne olacak acaba? hangi makinede kavuşacaklar birbirlerine…ve sonrası nedir? bebe virüscükler olacak mı fena meraklandım.
ayrıntı için

ve….nin devamı.

dasein | 18 January 2008 19:09

Aşık olmuş gözlüklere ve diyarlıca dillerini kapatmış
Hüzün ekmiş ve dolaşmış durmuş aynı yönde.
Aynı okların aynası da kendine dönecektir. Nasılsa. Hayat kendine dönecektir yeşilleşmiş gözlere. Ve tutunmuş demeçlere.
“Sarı boyalar ile kendini çizen bir resmin aynasından kedisine dolanan bir çift gözün ışığı altında geceliyor yaş bekçiler.”
aşk haykırınca dedi.Ve ardından çöpçüler dağılıyor. R.ler kendini kaybediyor. Daktilonun dili düşüyor ve yapayalnız şairler çoğalıyor. Kelimelenmelerini sağlamlaştırıyor. Yağmur yağıyor ,içleşmiş.
r.ye aşık olmuş kadınların okluğu ezikliğinde bir saklambaç sobesi gerekiyor kendi duvar içlerimizde. Bir yenilik daha lütfen. Kendi içimizden olacak. Lütfen.

TOY

| 14 January 2008 00:55

Şaşıyordu kendine, kendisi mi yanlıştı yaşıtları mı?Bildiği gördüğü tüm arkadaşları bir kızla ilişkilerini bitirdiklerinde hayatlarına devam ediyor, üstüne üstlük ayrılığın dumanı tüterken başkalarını buluyorlardı. Kolay mı unutmak öyle hemen? Tutacakları bir matemleri yok muydu, gönül kapılarına asacakları kara bayrak, saygı duruşu…

Başı önde, elleri cebinde düşündüklerine cevap bulamadan kendisini aşkın yükünü sırtlamış Atlas gibi hissederek sürüyordu ayaklarını yere. Babası takmıştı son iki aydaki bu boş vermiş haline. ‘Şimdi karşıdan gelse yine kızar’ diye aklından geçirdi. ‘Ellerimi dışarı çıkartsam nasıl sallamam gerek ki bunları? Ayaklarımı sürümezsem de baston yutmuş gibi yürüyorum,bari başımı kaldırayım’ dedi. Keşke babası gelse idi, keşke ‘neden böylesin, ne biçim delikanlısın! diye herkesin önünde bağırsaydı. Aşkını istemeyen geliyordu karşıdan,yanında da o briyantin kutusu bitirmiş piç! Onlara bakmamalıyım. Allahım kazık gibi yürüyorum. Daha hızlı yürümez mi bu ayaklar? Başımı yine eğdim, kaldırmalı mıyım? Yüzüm yeterince ciddi mi, acı çektiğim belli oluyor mu? Bana bakıyorlar mıdır? Kız niye kıkırdadı? Gözyaşım ne olur akma. Koşsam mı?

mailformlar adaşlarım ve aşıklar

mentor | 19 December 2007 08:34

insanlar bir tuhaf. boş bulduğu yere yazı yazmayı ne kadar seviyor bazıları. boş insanlar. efendim bir süre önce bir siteme, mesaj atmak isteyenlere kolaylık olsun diye bir mailform ekledim. bazen çok profesyonel firmaların/kişilerin web sitelerinde mailform yerine e-posta adreslerinin yazıldığını görür yaptıklarına bir anlam veremezdim. şimdi onları anlıyorum. bir ara pilliden de istemiştim. “ne o öyle e-posta adresi yazıp bırakmak pilli?” demiştim. “iki satır mailform koysan olmaz mı?” demiştim. cahilliğime verin. nerden bileyim memlekette bu kadar çok salak, boş, gereksiz, uyuz, vakit alıcı, sinir bozucu, can sıkmaya meraklı insan olacağını.

sürdüler de ne oldu???

koza 68 | 16 November 2007 13:09

türklüğe sadece ergenekon penceresinden bakanları bile şaşırtacak, tarihimizin gerçeklerinden biri gündemde.
” Sivas kampı” iddia şu; olay kürtçülük ideolojisinin ortaya çıkmasındaki en önemli amildir.bir başka deyişle; uyuyan ya da uyutulan bir kimlik arayışının canlandırılmasıdır.
olay, 27 mayıs darbesinin akabinde gerçekleşir ; güneydoğu illerinden toparlanan 485 kürt kökenli aşiret reisi ağa, şeyh sıfatı taşıyan, kürt kökenli yurttaş burada yargılanırlar. içlerinden 55 kişi batı bölgelerinde zorunlu ikamete zorlanırlar. zamanın askeri yönetimi ,mbk’nin çıkarttığı yasaya dayanarak bu işlemi gerçekleştirir. yasanın gerekçesi şudur ” ülkenin bozuk olan sosyal yapısını düzeltmek, sosyal reformları yapabilmek, ağalık şeyhlik düzenine son vermek”
şeyh said’in torunu, fuat fırat yaşananları şöyle özetler ” bizlere isnat edilen suç kürt ihtilali teşebbüsü “ idi. ” biz bunu iki eşek yükü buğdayla nasıl yapacaktık acaba?”
Yazar, alev alatlı ” valla kurda yedirdin beni” adlı kitabında bu mecburi göçü değerlendirirken ” osmanlı kadar olamadık, onlar sürgüne yollarlardı ama geride kalan ailelerine maaş bağlarlardı “ alatlı bu sözü kampa katılanlardan kesilen 400 tl yemek parasına istinaden söylüyor.

Aşk acıdır…

iso1000 | 29 October 2007 16:58

Gül olsan biraz, dalında hep dikenler olacak değil ya…Gülsen biraz, aşk neşe olsa. Olmazmış. Aşk acı çekmekmiş.

Acıkacak ama yemeyeceksin.Yesen de lezzetini almayacaksın.Yaşayacak kadar yiyeceksin. Lokmaların ölmeyecek kadar olacak.

Sevgiliyi gördüğün o günden sonra, gözlerin dalacak bir noktaya, hiçbir şeyi görmeyeceksin. Yağmurları sevecek, yağan gözyaşlarımdır diyeceksin. Islananları, el ele gidenleri kıskanacak, gökgürültüsü kıskançlığın, bir şemsiye de sen açacaksın.

Görünce yüzünü sevgilinin, güneşler açacak yüzünde, içinde bir şüphe acaba diyeceksin, hayeldir bu deyip, dönüp gideceksin.