bildirgec.org

ankara hakkında tüm yazılar

Mecnun’un Leyla’sı

pelitas | 16 November 2007 01:57

“Mecnun, bir gün fırsatını bulmuş; Leyla ile oturmaya başarmış. Leyla, Mecnun’dan bir dilekte bulunmuş; ‘Ey aşık,’ demiş; ‘neyin varsa getir.’ Mecnun dile gelmiş ve ‘Ey ay yüzlü,’ demiş; ‘senin aşkından ne suyum kaldı, ne kuyum. Ne ciğerimde birazcık su kaldı benim; ne geceleri gözüme uyku giriyor. Aşkın aklımı yağmaladı; şimdi bir tek canım kaldı; senden emir bekliyorum. Canımı istersen hemencecik vereyim; bunu iyice bil; hiç kuşku yok ki hemencecik veririm onu da.’ Leyla söze gelmiş ve ‘Ey yiğit,’ demiş; ‘bunu ne vakit istersem alırım; başka neyin var?’ Mecnun, Leyla’ya bir iğne vermiş; ‘iki dünyada da şimdi malım mülküm bu. Bütün varlık dünyasında sahip olduğum şey bu; bundan başka elim boş, hiçbir şeyim yok. Bunu da şunun için yanımda taşımaktayım: Çölde, ovada düşüyorum… Seni izlerken düşüyorum. Gül gibi, benim de ayağıma diken batıyor. Yere düşünce ayağıma batan o dikeni bu iğneyle çıkartıyorum.’
O zaman Leyla Mecnun’a demiş ki: ‘Şimdiye dek ben de onu arıyordum. Aşkta gerçeksen, bu iğne nasıl yakışıyor sana? Darmadağın coşkun aşık, benim gibi bir güzeli ararken ayağına diken batarsa, o dikeni iğneyle çıkartmak doğru olmaz. Çıkartırsan buna vefa demezler… Ayağına bizim yolumuzda bir diken batarsa, sen onu elbisene takılmış bir gül bilmelisin.’

-miş-mış (sevgi)…

pelitas | 16 November 2007 00:39

Sevmek ne garip şeymiş!
Onu düşünürken kalbimdeki kabarmaların;
gözlerime, yaşlar dolusu yansımasıymış.
Sokaklar ortasında her gün vurulmakmış.
Haykırışlarımın, martı çığlıklarına karışıp kaybolmasıymış.
Gözlerimin daldığı her yerde ona bakakalmakmış.
Başkalaşmakmış sevmek
ve akşam vakti çöken yakamozlarda bir ayrılık filmine içerlemekmiş.
Yemek yemeden yaşamanın kestirme yoluymuş sevmek;
keskin nişangahlar arasında bir başıma kalakalmakmış.

Park

pilli pati | 15 November 2007 00:59

.
.

.
‘Rüzgar şehri’nde, kafamda hüzün yüklü ayrıntılarla yaşadığım bir haftasonunun üzerinden henüz pek fazla zaman geçmiş değil ve ben şimdi baştan “Topu kim uzağa atarsa, gider o alır, tamam mı?” diye kararlar veren iki küçük çocuğun oradan oraya koşuşturdukları bir parkta, mavi bir çamın altında, boyaları dökülmüş bir bankta öğle tatilimi geçiriyorum.

Nedense farkına vardığım tek şey; herşeyin geçmekte olduğu!

ekşi sözlük ve klonları

odo | 13 November 2007 20:22

ekşi sözlük adı ile 1999 yılında açılan kulvar, bereketli bir toprak yakalamış olacak ki irili ufaklı çok sayıda topluluğa dönüştü. her ne kadar başlıkta diğerlerini klon diye tanımlamış olsam da bu sitelere asıl-taklit ekseninde yaklaşmak için artık çok geç.

olabildiğince kapsamlı tutmaya çalıştığım bu listeyi hizmetinize sunuyorum.

ekşi sözlük
kutsal bilgi kaynağı

nedir antoloji
sözcükler kelimeler kavramlar ve anlamlar

gamextreme

interaktif ansiklopedi

Bu Vekil nasıl kurtulur?

ilyaece | 12 November 2007 18:13

Kurtulan, bu kez kurtulamayacak...
Kurtulan, bu kez kurtulamayacak…

DTP Milletvekili Fatma Kurtulan önce sekiz askeri teslim alırken, teröristbaşının fotoğrafının önünde tutanağa imza attı. Daha sonra, aranan teröristlerden Salman Kurtulan’ın eşi olduğu ortaya çıktı. Vekil, artık kaçamayacağını anlayınca Salman Kurtulan ile 13 yıldır görüşmediğini söyledi. Şimdi ise, dün gazetelerde yayınlanan elinde silahlı terörist kıyafetli fotoğrafı için acaba ne diyecek? Fatma Kurtulan, acaba eğitim aldığını kabul edecek mi? 11 Kasım tarihli Hürriyet gazetesinde “Milletin Vekiline bak” adıyla yayınlanan habere göre, Fatma Kurtulan’ın yayınlanan bir fotoğrafta PKK kamplarında silahlı eğitim aldığı anlaşılıyor. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal,”Fotoğrafın Fatma Kurtulan’a ait olduğunun anlaşılması halinde, milletvekilinin derhal istifa etmesi gerekir” diyerek konuyla ilgili görüşünü bildirmiştir. DTP’nin bundan sonraki hareketlerinde kararlı davranılması, kanımca bu sıkıntılı günlerde yerinde olacaktır.

ATATÜRK VE AYDINLANMA DEVRİMCİSİ

ilyaece | 11 November 2007 20:36

Hasan Ali Yücel
Hasan Ali Yücel
Sen Ölmedin...
Sen Ölmedin…

AYDINLANMANIN IŞIĞI’NDA

Mavi gözlerini görürüm
Ne zaman kaygılansam gelecekten
Devam etmeli, der bakışların
Korkmadan, usanmadan, yorulmadan,
Sen geleceğisin Cumhuriyet’in,
Aydınlanmanın ışığında.
Sen varsan, varız biz
Sonsuzlukta.
Böyle der, o mavi bakışların.
Korkma, yalnız değilsin der.
Birsiniz: Sen ve Cumhuriyet’in
O varken, korkma,
Yürü yolunda.
Kararlı, dimdik,
Geleceğine doğru, korkusuzca. (11 Kasım 2007- ilyaece)

BAYRAM SEYAHATİMİ ŞEKER EVİM Mİ?

mavi ay | 19 October 2007 16:18

SELAM,
”Şeker evime döndüm sevindim. Nerden mi bayramda Ankara da idik. Arife günü 14:30 civarında yola çıktık. Büyük oğlumun hastalanması nedeni ile (büyük dediysem 11 yaşında) iyi sayılamayacak bir yolculuktu. Trafik sorunu yaşamadan 5 saat gibi bir sürede Ankara’ya vardık. Bolu tünelinden ilk kez geçtim ben bu arada. Böyle kolaylık,rahatlık, zamandan, yakıttan hatta stresden az nasiplenmek (sebebi her ne kadar belli isede) varken bunca yıldır bitirilemeyen bir tünel ve otobanını aşmak güzeldi doğrusu. Geldik Ankara girişine burnumun duyduğu kokulara inanamadım. Biz çok sık olmasada Ankara’ya gelip gideriz.Bunca yıldır bu İstanbul Haliç civarı veya İzmir girişindeki aynı koku ile hiç karşılaşmamıştım.Benim için çok değerli zat olan sayın Sezer için ”Uğursuz Cumhurbaşkanı o geldi yağmur yağmıyor .Susuzluğun sebebini ona yükleyenler” Melih Gökçek dahil ve diğerleri şimdi mevsim nedeni ile azda olsa yağan yağmura ve kendi istedikleri Cumhurbaşkanının gelmesine rağmen önceki susuzluğun verdiği koku ve kiri neden kaldıramıyorlar sormak isterdim.