bildirgec.org

aile hakkında tüm yazılar

Türk aile yapısını araştırıyor

2006 | 20 November 2006 14:27

Toplumu bigilendirme yönünde olumlu araştırmalara imza atan TÜİK 12 bölgede yaklaşık olarak 30 bin aile üzerinde yapacagı çalışma ile türk aile yapısını bizlere sunmaya hazırlanıyor.

Cevap aranan bazı sorular;

  • türk ailesi en çok ne zaman tv izler
  • evlenme tercihleri
  • boşanma nedenleri
  • komşu ziyaretleri
  • evlat edinme
  • evlenirken karşı cinste aranan özellikler
    vs…

Haberin kaynagına buradan ulaşabilirsiniz.

Erkekleri Eğitelim – 1

linnux | 04 September 2006 16:33

Verdiğimiz bir eleştiri sözünü tutarken, toplumumuzdaki
bazı eğilimleri de eleştiriyoruz bu yazımızda.
Mekanımız asker ocağı, başlayalım!

Acemi birliğinde, akşam yemeğinden sonra bir de akşam dersi yapılıyordu.
Atatürkçülük eğitimi falan…

Aklıma gelmişken, “Atatürk’ün tanımı” diye birşey vardı.
On maddelikti sanırım. Yani tüfeğin silahın tanımı olur da,
“Atatürk’ün tanımı” kavramını hangi akla yakıştırırsınız,
bunu TDK’ya havale ediyorum.
Gerçi bu tanımın, “hangi aklın” eseri olduğuna dair duyumlar almadım değil.
Ama kesinliği olmayan bir konuda polemiğe girmeyelim deyip,
TDK’ya saygı ve sevgilerimizi gönderiyoruz(nedense!).

aile faciaları…

bildigimiz son sey | 28 August 2006 08:17

resim bir
resim bir

anne ördek, ardına aldığı yumurcaklarıyla peşi sıra gidiyor, gittiği yolun ne gibi felaketlerle dolu olduğunu bilmeden…

resim iki
resim iki

ve problemli yollara geliyor, aklı ermediğinden… gözü görüyor ama bilmiyor, devam ediyor yoluna…

resim üç
resim üç

ve sonunda olan oluyor… problemli yollarda niyazi olan çocuklar…

bakınca bu resimlere belki tebessüm ediyoruz, belki sadece gülüp geçiyoruz… belki de uydurmadır deyip, düşünmüyoruz bile…

Ateşkesi bozan kim?

ikuzgun | 11 June 2006 11:54

Geçen gün, israil piknik yapılan bir kumsalı bombaladı. Savunma bakanlığı bir açıklama yaptı ve yanlışlıkla yapıldığını bildirirerek özür diledi. Meğerse İsrail, Kassam fırlatmaya hazırlanan militanların bulunduğu kasabayı hedef almış, yanlışlıkla kumsalı vurmuş. Buna karşılık Hamasda israile bir saldırı düzenlemiş ama kimseye bir zarar gelmemiş.

Ne kadar ilginç ki haberturkün manşeti “hamas 16 aylık ateşkesi bozdu” şeklinde olmuş. Aha da haberi

Şimdi uzaktan bakmayalım olaya, bir daha düşünelim. Empati yapalım.

Varolmadan yokolan bir kuşak!

admin | 26 March 2006 15:50

Son zamanlarda okullarda artan şiddet olaylarını,her gün yaralanan ya da ölen birilerini görmeniz mümkün.Haber bültenlerine katılan M.E.Bakanı Hüseyin Çelik ise, durumu basının abarttığını sık sık vurgulayarak,”Napalım hepsinin başına bekçi mi dikelim.Ailenin ve çevreninde sorumluluğu var.Çocuklar okuldan sonra grup halinde yürüyorlar…” şeklindeki sözleriyle bu konuya müthiş bir şekilde hakim olduğunu gösterdi ve içimize su serpti! Hepimiz ilkokulda okurken sıra dayağı denilen aptalca bir durumla karşı karşıya kalmışızdır elbet.Küçükken sınıfta öğretmen denilen bir kişinin bir çocuğu sırf konuştuğu için ağızı burnu kanıyana kadar dövmesini gördükten sonra mavi önlüğü giydiğim anda ‘suskunluk saatlerim’ başlamıştı.Ben böyle tepki vermiştim,böyle korkmuştum bi de o çocuğu düşününce bugün gördüğüm görüntüler şaşıtmıyor beni.Fransa’da çıkacak olan istihdam yasasına öğrenciler ve işçilerin nasıl el ele mücadele verdiğini gördük.Bütün öğrenciler sokağa döküldüler,ilginçtir ki tam bu sırada Türkiye’deki öğrencilerde sokaklardaydılar. Ama onlar YÖK’e,eğitimdeki uygulamalara,küçük yaştaki çocukların köle gibi çalıştırılmasına karşı değil,’neden bana öyle baktın?,bizim grup sizi döver… gibi kişisel kompleksler ya da bir anlık öfkeler nedeniyle sokaktalar.Ellerinde bıçaklar,bellerinde silahlar hepsi şu meşhur ‘Polat Alemdar’ nidalarıyla meydanlarda kendilerini gösteriyorlar.Noldu bu çocuklara böyle?Biz nerde yanlış yaptık sorusuna kimse cevap bulmak istemez eminim ki, çünkü muhakkak bu olaylara ilişkin bizde suçluyuz.MEB yanlış politikaları nedeniyle,ailleler ise ekonomik durumlarını ortaya attıkları için,bizde bunca yıl okullarda olan olayları,eğitim sisteminde yapılan yanlışları oturup öylece mal gibi seyrettiğimiz için bu soruya cevap veremeyiz.Sosyal bir vaka yaşanıyor,bir nesil yavaş yavaş kendi yolunu! bulmaya başlıyor.40 ve 50’li yıllarda kendini bulmaya çalışan bir nesil ,60’lı ve 70’li yıllarda devrimci,isyancı,haklarını korumaya çalışan gençler,80 ve 90’lı yıllarda ise boşlukta olan kendilerinden öncekiler yapılanlar nedeniyle kendi kabuğuna çekilen bir gençlik,2000’li yıllarda ise artık kendini bulamadan çöken bir gençlik var.Farkında mısınız kültürel,ekonomik,sosyolojik,psikolojik vb. her bakımdan bir kuşak varolmadan yok oluyor,varoluşlarının altında eziliyorlar ama kimse onlara dönüp bakmıyor bile!

‘Simpson Ailesi’ rekora gidiyor!

yusuph | 21 March 2006 16:13

Simpson Ailesi

Dünyanın en ünlü çizgi ailesi Simpsonlar rekora gidiyor. 1989 yılından beri ekranda olan ”Simpson Ailesi”nin 400 yeni bölümünün daha çekileceği açıklandı.

Fox şirketi, sevilen çizgi dizinin 400 bölüm daha çekilerek 2 yıl daha ekranlarda olacağını duyurdu. Serinin yaratıcısı Matt Groening, diziyi bitirmek için hiçbir neden olmadığını belirterek, bölüm sayısını artırmayı da amaçladıklarını söyledi.

ABD’nin en uzun süre ekranlarda kalan eğlence serisi olan çizgi çizgi dizi, 17. sezonunu sürdürüyor.

Beni pek mutlu etmiyor ama mutluluğun formülünü buldum arkadaslar

sbaskentli | 07 February 2006 20:50

Hepimiz yaşam dediğimiz süreç içerisinde sık sık ve hatta çoğu zaman mutsuzlukdan yakınır dururuz.

İşimizden mutsuzuzdur.Evimizde mutsuzuzdur.Arkadaş çevresinde sorun lar vardır.

tabi ki bunların hepsi bir arada yaşanacak diye bir teşhis koymk çok yanlış olur. Dönem dönem bu sınıflandırmaların herhangi birinde mutsuz oldğumuz zaman birimleri yaşanmaktadır.

Ama işin aslına indiğiniz zaman mutsuz olmamızın sebebi kendimizle alakalı olmamakla beraber çevremizdekiler ile alakalıdır. Ya birilerini mutlu etmeye memnun etmeye çalışırken mutsuzluk girdabına düşmüşüzdür. Ya da başkalarının sorunları na dertlenirken hüzünlenmişizdir.

Çin’in Değişen Yüzü!

knemo | 20 November 2002 23:34

Fransız Televizyonundahaber-röportaj programı: Şangay’da son yıllarda yaygın bir fenomen haline gelen estetik operasyonları anlatılıyor. Liseye giden çinli kızlar, ailelerinin de teşvikiyle estetik cerrahların masasına düşüyor bir bir…

Amaçları gözlerini daha iri yapmak, burunlarını biraz daha uzatmak. Yeteri kadar paraları varsa çenelerini de biraz çıkık görmek istiyorlar. Herbiri 119 Euro tutan bu operasyonlarlar orta halli ailelerin aylık gelirinin yarısı. Her ameliyatta biraz daha batılı kadınlara benzemeyi umut ediyorlarlar.
Operasyonların yapıldığı masalar kasap tezgahlarından farksız. Günde 60 kişi bıçak altında. Lokal anestezi ile yapılan her bir kesip biçme işlemi yaklaşık 15 dakika sürüyor.

Doktor, kızların göz kapaklarını bir iğne ile yararken soruyor: “Nasıl, bu kadar yeter mi?” “Hayır”diyor genç kız, “Biraz daha genişletemez misiniz?”



Köyden garson olmak için Şangay’a gelen iki genç kız, biriktirdikleri para ile burunlarını biraz daha uzun yaptırmak istiyorlar. Doktorlar herşeye açık, sırıtık suratlarıyla 50 yıllık tüccar gibi teşvik ediyorlar kızları. |Gerçekten çok salak gözüküyorlar böyle sırıtırken.| Burunlarının içine plastik bir protez takılıyor.


Göz kapağı büyütme operasyonu bitmiş. Dikişler alınıyor. Türk filmlerinden fırlama bir sahne: Bandaj açılıyor…Muhabir soruyor: “Şimdi benzedin mi batılı kadınlara?” “Hayır, ama kendimi böyle daha iyi hissediyorum.”

Başka birisi olmaya çalışırken yine birbirlerine benzeyen bu çinlilerin aileleri için, estetik yapılmış bir surat; daha iyi bir gelecek, daha çok para, daha mutlu! bir yaşam demek…