bildirgec.org

ağlama hakkında tüm yazılar

Sevgiliye Sitem

karuma76 | 02 August 2010 14:23

Seni hayal edemediğin bir sevgiyle sevmiştim. Sana kucaklar dolusu mutluluk sunmak istemiştim. Ama tutmadın elimi, bir defacık olsun gülmedin yüzüme. Sakladın nurlar saçan gözlerini benden. Kilitli tuttun kalp kapılarını. İzin vermedin gönlünü fethetmeme. Yaşatmadın bana özlemini duyduğum hayallerimi. Ağlattın durmadan, için için ağlattın. “Daha erken.” dedin hep, büyüdüğümüzü görmedin.
Ama ben büyüdüm artık, hem de yalnızlığımı, acılarımı katık ederek büyüdüm. Anlıyor musun büyüdüm! Büyüdüm!

ALINYAZIMIZ

karuma76 | 16 July 2010 10:55

Sor bakalım gözlerime
Seni doyasıya seyretmiş mi?
Sor hadi ellerime
Ellerinin sıcaklığını hissetmiş mi?

Ne oldu?
Niye ağlıyorsun?
Ben mi istedim böle olmasını?
Ben mi aramadım bu sevginin arkasını?

Suçlusun, inkar etme!
Sen yaşattın bize bu ızdırabı
Hatta sen utandırdın karşımızda mehtabı.

Ağlama ne olur
Ağlama yeter
Suçlu da olsan
Yakışmıyor ağlamak sana
Sorun biz değiliz
Alınyazımız, anlasana…

bebegimin ilk yili 11-12 aylar

simsir tarak | 27 January 2010 13:44

bebeğimin ilk aylarını buradanokuyabilirsiniz.

11. Ayİşte korktuğum başıma geldi. Yardımcım, ben ve Emir, abisinin yatak örtüsünü değiştirirken şakalaşıp bebeklerin en sevdiği şey çarşaftan çadır yaparak Emir’le oynuyorduk. Tekrar işimize döndüğümüzde Emir kafasını abisinin masasının kenarına vurdu. Ve kaşı açıldı. Allahtan yardımcımız yanımızdaydı. Akan kana buzlu havluyla tampon yapar şekilde hastaneye gittik. Hastanede dikiş attılar, kafayı da tencere kapak şeklinde sararak bizi eve gönderdiler. Uykudan kalkınca o sargıyı başında tutmayacağı için eve gelirken hava geçiren bantlardan aldım. Tekrar pansuman yapıp bu bantlarla yapıştırdım. 7 gün sonra dikişlerimizi aldırdığımızda, korkularımın daha da artmasına rağmen kriz anında nasıl sakin kalabildiğimi ben de anlamamıştım.Bir çubuğa takılan renkli halkalar şimdi en favori oyuncağımız. Halkaları büyükten küçüğe dizebiliyor, sadece çubuğuna değil radyatör başlığına koltuk kenarlarına da takıyoruz. Halkaların renklerini tek tek söylüyorum fakat konuşma gelişmiyor. İşaret dilini kullanmaya başladı. Ya da kodluyor. Bizde bu kodları çözüyoruz.Televizyon kumandasına çok meraklı bizde kendimizinkini ona verip yeni aldık fakat bunun çalışmadığını fark ediyor. Yine bizimkinin peşine düşüyor o tarafa oyuncağını kaçırıyor. Sanki ona gidiyor gibi yapıp, kumandayı kapıp kaçıyor. Hem ağzına sokuyor hem televizyona tutuyor. Cep telefonları da aynı muameleyi görüyor.Tek eli ile her yerde ayakta durup diğer eli ile ortalığı karıştırabiliyor. Mama koltuğunda geniş nesneleri başının üstüne koyuyor “hadi siz bağırın” “ıh ıh” biz de hep bir ağızdan “Gevrek, gevrek var” diye bağırıyoruz evin dört bir yanından.İnşaat malzemeleri, temizlik malzemeleri yani sapı olup tutunabileceği, ayakta durup oynayabileceği materyallere çok meraklı. Ne bulursa ağzına götürme işi sınır tanımaz hale geldi, toprak taş, çamur… Her şey mutlaka ağza giriyor. Şunu bildiğim için rahatım solucan böcek gibi şeylerden tiksindiği için eline alamıyor dolayısıyla onlardan yediğini hiç görmedim. Kedi-köpek gibi hayvanları ben severim ancak elleyemem, tüyleri içimi ürpertir. Fakat Emir kedi-köpek ile ilgilendiğinde bu duygumu bastırıp onun ellemesine izin veriyorum. Eve geldiğimizde elini yüzünü sabunlamasını sağlıyorum.Diş çıkarma işi durdu hala 8 diş var boy 78 cm kilooo:14,5 bu gidiş gidiş değil.

Bebeğimin ilk yılı (devam)

simsir tarak | 15 January 2010 10:28

Giriş

3.ay kaynaşma

Gün içinde en güzel saatler dilimi oluşuyor. Emir’in uyanık kalma ve uyuma saatleri netleşiyor. Evin her yerine koyduğumuz saatler anlam kazanıyor.
Saat kaç şimdi uyanacak, saat kaç şimdi emecek, saat kaç gezinme vakti vb..
Sabah erkenden uyanıp biraz yatakta vakit geçirdikten sonra ana kucağında benimle birlikte evdeki mekanları gezmeye başlıyor. Hem günlük işlerimizi yapıyor hem de ara ara monologdan diyaloga dönen konuşmalar süre geliyor.Artık günde iki kez dışarı çıkıyorum Sabah kahvaltıdan sonra hemen gelen uykuyu uzaklaştırmak için 8-9 arası, akşam üstü 17-18 arası.Böylece dönüşlerde kesiksiz 3 saat uyuyor bende günlük hayata dâhil olabiliyorum. Büyük çaba sonrası kurduğumuz düzen aniden bozuluveriyor. Örneğin aşılar.
İki, üç gün yeniden Emir kafasına göre rahat hayata geçiyor.
Sabah erken kalkıp emip, biraz kestirdikten sonra tekrar tekrar yatıp kalkıp hiç bir şeyden memnun olmaz biçimde talepler talepler. Aşağıdaki gibi aşı kartı buzdolabın üzerinde duruyor tabi ki tarihleri kaçırmak istemeyiz.
Bu tatminsizliğin sebebi birden beliriyor. Alt çenede iki diş var. Hiç böyle bir şey hayal etmemiştim. Doktorumuzu arıyorum “108 günlüğüz ve diş çıkardık” diye. Genetik olduğunu diş köklerinin anne karnında oluştuğunu anlatıyor. Kolik ağlamaları yeni geçmiş istediğim düzeni tamda oluşturmuşken!

beşik ölümü

admin | 26 February 2009 10:34

hiçbir şeyin anlamı kalmadı artık
sen gidince
damarlarıma kadar çekildi
düşünce
.
.
.
sen…

duyumsadığım her yerde
ağlama de bana
gülme de

ve
.
.
.
…ah
!
çocuğumuzu öldürdükten sonra
sakın beni bir daha

öpme

celâl hikmet
26209 istanbul

Ben duygusal bir kızım..

darjeeling | 20 February 2008 22:52

Ben duygusal bir kızım..
Burnumun direği sızlıyor şuan. Demin bir sahne vardı dizide.Kadın, gerdek gecesi için hazırladığı ve hiç giymediği saten geceliğini koydu bavula, o ilk gece için.. Adamla kadın arasındaki o ilk heyecana tanık oldum. Kendi ilklerimi hatırladım. Onun beni ilk öpüşünü, ilk haftamızı, elimi tutmaya çalıştığındaki çekingenliğimi, sarılırken kaçmaya çalışan tavırlarımı ve bunların hiçbirinin yapmacık olmadığını.. Bana olan düşkünlüğünü hatırladım. Saçımın teline zarar geldiğinde bana gösterdiği özen ve ihtimamı.. Biri kötü bir laf ettiğinde beni savunan o cümlelerini. Beni değişik yerlere götürme heyecanını, tavlada beni yendiğinde duyduğu mutluluğu.. Beni ailemin yanına götürdüğünde babama olan samimiyetini, ve ardından gelen aile gibi olduğumuzu hissedişim.. Bir Amerika macerası. Bitmek tükenmek bitmeyen özlem dolu bir bekleyiş. Her gün sabaha karşı uyanıp onun sesini duymayı beklemek.. Bunu şimdiye dek kimse için yapmadığımı hatırlamam..
Ben çok sevdim, onun beni sevişini de sevdim.Onun bir zamanlar bana gösterdiği yakınlığı sevdim..
Ben duygusal bir kızım. Onun resmine bakınca hala gözlerim dolar, yarın göreceğimi bilsem ve hala onunla olsam bile.. Ben Türk Sinemasının rol yapmadan ağlayan tek oyuncusuyum.. Herhalde bu yüzdendir ki, şimdiye dek hep kaybettim.. Ya da kim kaybetti? Söyleyin bana………..

Bebekler neden ağlar ?

peachmania | 02 May 2006 20:48

Bebekler kızar ağlar, gazı gelir ağlar, ayağını kafasına çarpar ağlar ama biz genelde bilemeyiz neden ağlarlar.

Biz bilemeyiz ama bazıları biliyormuş. Zamazingonun adı WHYCRY.

WhyCry
WhyCry

Acıktı mı, üşüdü mü, şımardı mı…vb. Artık neden ağlıyor diye sızlanma devri kapanıyor desenize…