bildirgec.org

2008 hakkında tüm yazılar

Kung Fu Panda

Razielz | 09 June 2008 17:48

hiyaaaaaaaaaaaaaa haayt!
hiyaaaaaaaaaaaaaa haayt!

Animasyon filmlerini sitemizde görünce hemen bu film hakkında yazmalıyım dedim kendi kendime. 2 kere izlediğim bu film, buz devrinden sonra en çok beğendiğim animasyon-komedi filmi oldu.
Adından da anlaşılacağı gibi kahramanımız bir panda. Kendi halinde yaşıyan pandamız (ördek olan) babasının restoranında çalışmaktadır ama bu onun istediği bir hayat tarzı değildir. Restoranda garsonluk yapmak yerine bir kung fu ustası olmanın hayallerini kurmaktadır. Ve şans ona gülecektir…
200 kiloluk bir pandanın kung fu yapmasını izlemek çok hoşunuza gidecek.

yemek mi? kung fu mu?
yemek mi? kung fu mu?

Madagascar Escape 2 Africa

alialtugkoca | 09 June 2008 09:55

2005 yılında gösterime girdiğinde sevilen film Madagascarın ikincisi yolda.Serüvenin ikinci bölümünde asıl kadrodan bir eksilme yok.Bu filmde kahramanlarımız New Yorka , Central Parka ulaşmak için bir uçak buluyorlar fakat uçakları Afrikaya düşüyor.Kahramanlarımız Afrikada kendi türlerini keşfediyorlar ve akrabalarını vahşi yaşamda görüyorlar.
Filmin Türkiye’deki gösterim tarihi 5 Aralık 2008.Filmin seslendirmelerini ilk filmdeki sanatçılar aynen devam ettiriyorlar.Ben Stiller , Chris Rock ,David Schimmer ve Jada Pinkett Smith bu filmde de karakterlere sesleriyle hayat verecekler.Filmin fragmanını buradan izleyebilirsiniz.

Ejder Avcıları

penguen06 | 08 June 2008 15:46

Dragon Hunters
Dragon Hunters

Ejder Avcıları (Dragon Hunters) Perilere inanan Zoe adındaki küçük bir kız, dünyanın sonunda yaşayan ejderhadan amcasını kurtamaya çalışır. Yolculuğunda asıl planları farklı olan Gwizdo ve Lian-Chu ile tanışır.

Film böceklerin renkli yaşamını anlatan Minuscule çizgi dizi serileri ile tanınan Futurikon şirketinin ilk uzun metrajlı fantastik animasyon filmi. Ülkemizde 28 Mart 2008’de vizyona giren Fransa yapımı filmin süresi 80 dakika.

What Happens In Vegas

mturkmen | 07 June 2008 16:14

Başrollerinde sevilen yüzlerden Cameron Diaz ve Ashton Kutcher’ın paylaştığı Tom Vaughan’ın yönettiği film, hayatını istediği gibi yaşayan Jack Fuller (Ashton Kutcher) ile her şeyi harika yapmaya çalışan Joy McNally’nin (Cameron Diaz) yanlışlıkla Vegas’ta otelde aynı odaya rezervasyon yaptırmaları ile başlıyor. Hafta sonunu Vegas’ta kumar oynayarak ve sarhoş olarak geçiren çift Jackpotta 3.000.000 $ olan büyük ikramiyeyi kazanmaları ve sonradan evlilik bağıyla bağlandıklarını hatırlamalarıyla karmaşık hale geliyor.
Mahkemenin ikramiye konusundaki katı kararı sonucunda yeni evli çift, altı ay boyunca evliliklerini yürütmek zorunda kalıyor. Çeşitli çatışmalar sonucunda bu sahte ilişkinin gerçekten de bir evliliğe doğru oturması ile sonuçlanıyor. İzlerken çok zevk alacağınızı iddia ediyorum.

Öldüren Cazibe (Death Defying Acts)

menese | 06 June 2008 10:07

Yer Britanya Edinburgh, yıl 1926.. Dünyaca ünlü illüzyonist Harry Houdini, bir dünya turnesi sırasında Edinburgh’ a da uğrar.

Houdini, o sıralar, ününe ün katan ve kendisine ‘Master of Escape’ unvanını kazandıran: Kelepçe ve zincirlerle bağlı olarak, su altında uzun süre havasız kaldığı halde kurtulma ve de baş aşağı asılı durumdayken, içine hapsolduğu deli gömleğinden çıkma gibi numaralar yapmaktadır.
Ayrıca, turne sırasında bir kente ilk geldiği gün, çevresinde toplanan meraklı ve hayranlarından oluşan kitle önünde, -meşhur olmak için oraya gelmiş- izbandut gibi adamlara, karnına yumruk attırma numarasını da ekleyeyim.

Doomsday – 2008

kadirgunay | 04 June 2008 09:00

Doomsday
Doomsday

Filmin ismini araştırdığınız zaman sürü ile sonuç çıkmaktadır. Kısaca ismi ile ilgili bilgi vermek gerekirse şöyle sıralayabilir;

  • Superman’ i öldüren yaratık
  • Power ve trash metal yapan fransız grubun adı
  • Normandiya çıkarmasının yapıldığı güne verilen isim v.b diye ilerler gider.

Fakat filmimizin yukarıdaki maddelerin hiç birisi ile ilgisi yoktur. 30 sene önce iskoçya’yı ele geçiren bir virüsü temizlemek adına kurulan karantina bölgeleri, dikilen duvarlar ve bu duvarların arkasında kalan insanlar… Film başladığı zaman bir zombi istilası muhabbeti olunca “yine mi?” sorusunu hemen soruyorsunuz fakat zaman ilerledikçe aslında içinde sadece zombi değil farklı çekimler ve sahneleri de görüyorsunuz.
Filmin bir bölümünde iskoçya’da duvarlar arkasında kalan insanların vahşileştiği ve insan eti yemeye başladıkları sahne yer alıyor. İşte bu bölüm seneler önce izlediğimiz Mad Max serisini hatırlatıyor. Kıyafetler, saçlar, makyajlar, arabalar v.b şeyler. Gelişmiş silah ve dövüş sahneleri ile süslenmiş film daha sonra tarihi çağlara geri dönercesine krallık, şato v.b durumların olduğu sahnelere giriyor. Burda da yine senaryoya göre tüm kıyafet ve makyajlar yerli yerinde.

Waltz with Bashir

dionysia | 02 June 2008 22:24

Nuri Bilge Ceylan‘ın kazandığı ödülle bir kez daha gurur kaynağımız olduğu 2008 Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye için yarışan filmlerden biri de, festivalde yarışan ilk belgesel animasyon olan İsrail/Fransa/Almanya ortak yapımı Waltz with Bashir.

1982’de Beyrut’taki Filistin mülteci kamplarına Hristiyan milis güçlerince düzenlenen baskında ileriki yıllarda hafızasının hatırlamayı tamamen reddedeceği kadar korkunç bir katliama tanıklık eden yönetmen Ari Folman, yıllar sonra askerlik arkadaşlarının anlattıkları sayesinde yıllardır hatırlayamadığı gerçeklikle yüzleşirken ortaya konusu itibariyle hayli gerçekçi ve iddiali bir savaş karşıtı animasyon çıkmış. Yaşadıklarını normal bir sinema filmi çekerek değil de, ancak animasyonunu yaparak seyirciyle paylaşabilen yönetmen Folman, filmin finalini ise baskında katledilen insanların animasyon görüntüleri yerine arşivlerden çıkardığı gerçek görüntülerle yapmış. Türkiye’de gösterime gireceği tarih henüz belli olmayan filmin bir özelliği de İsrail sinemasının ilk animasyon filmi olması.

Fight Club’ın yazarından; “Choke”

queennothing | 02 June 2008 19:45

21 Şubat 1962 tarihinde Amerika’da doğan Charles Michael Palahniuk, University of Oregon School’da ‘gazetecilik’ bölümünde okurken bir radyoda staj yapıyordu. “Fight Club”dan bildiğimiz “terapi toplantıları”, üniversiteden mezun olunca Chuck’ın hayatında derin bir iz bıraktı. Ölümcül hastaların katıldığı bir terapi toplantısına ‘gönüllü’ olarak katılan Chuck, bir katılımcının hayatını kaybetmesi sonucu toplantılara katılmayı bıraktı.

Yetimhane (El Orfanato)

menese | 30 May 2008 18:02

“Korku Sineması’ nda yapılabilecek her türlü teknik ve ‘numara’ bugüne kadar yapılıp bitirilmiştir. Bundan sonra her yeni korku filmi kendisinden öncekileri bi şekilde tekrarlamak zorundadır.”

Bu tespitimi (Aslında genel bir tespit..) belirtmekle, yirminci yüzyıla henüz girerken: “Keşfedilebilecek her şey keşfedilmiştir.” dediği iddia edilen ‘zavallım’ Amerikan Patent Bürosu Başkanı’ nı –belki- akla getirmiş olabilirim. Ancak sanırım siz de hak vereceksinizdir ki bu hususta o kadar da yanlış düşünmüyorum.

Bu klişelere boğulmuş filmlere örnek olarak en son, Hollywood çıkışlı The Mist(Öldüren Sis)’ i görmüş idim ki özümü bu tür filmlere -neredeyse- tövbe ettirmişti.
İşte şimdi: “Ne varsa Uzak Doğu ya da Avrupa korku filmlerinde var” dedirten bir örnekle, yani ‘Yetimhane‘ ile yeniden umutlandım.